Ölüm Sessizliği

Ölüm Sessizliği, 2007 yılı, Amerikan yapımı korku filmi. Testere filminin yapımcıları James Wan ve Leigh Whannell bu filmde de yapımcı olarak yer alıyor.


  • Mary Shaw'ın bakışlarından sakın,
Onun çocuğu yok, sadece bebekleri var,
Eğer onu rüyalarında görürsen,
Asla çığlık atmaya kalkma,

Diyaloglar

değiştir
Jim Lipton: Senin hatan neydi, biliyor musun? Tabii ki gül. Evet oğlum, aynen öyle. Bir adam karısına her gül verdiğinde bir dolar alsaydım, bilirsin, şahit olarak...
Jamie Ashen: Şahit mi?
Jim Lipton: Duymadım, bir şey mi dedin?
Jamie Ashen: Neden bir şahide ihtiyacım olsun ki?
Jim Lipton: Avukatının bir şahit isteyeceğinden eminim.
Jamie Ashen: Avukatım mı?
Jim Lipton: Evet. Yani savcının elinde parmak izlerin var, apartmana zorla girme izi yok ve sen de karını hayatta gören son kişisin. Yani aleyhinde bir sürü şey var.
Jamie Ashen: Sizce karımı ben mi öldürdüm?
Jim Lipton: Anlayamadım?
Jamie Ashen: Sizce karımı ben mi öldürdüm?
Jim Lipton: Hayır, bunu sanmıyorum. Sadece avukatına yardım ediyorum. Elinde daha sağlam bir şeyler olsun ister yani, en azından, şüpheyi üstünden uzaklaştırmak için.
Jamie Ashen: Şüphe mi? Eğer şüpheden söz edeceksek neden işe kapıma bırakılan paketten başlamıyorsunuz?
Jim Lipton: Aa evet, o paket, evet. Bir bakalım: Lisa öldürülmeden önce üstünde yazı olmayan bir paket aldım.
Jamie Ashen: Evet, içinde vantrolog bebeği olan bir paket.
Jim Lipton: ...olan bir paket, evet. Şey, gizemli oyuncak bölümü koridorun sonunda. Burası cinayet bölümü. Yani bana bir bebeğin karının ölümüyle nasıl bir bağı olduğunu söyleyemezsen ben bağ kuramam.
Jamie Ashen: Benim geldiğim kasabada bir vantrolog bebeği kötü şans getirir. Bu yerel bir inanıştır ve bazı insanlar bebeğin çevresindekilere ölüm getirdiğine inanır.
Jim Lipton: Şey... tamam. Evet Jamie, ben hiçbir bebeği cinayetten tutuklamadım. Ama birkaç kocayı tutukladım.
Jamie Ashen: Sizce bu paketin Lisa'nın ölümünden hemen önce gelmesi biraz garip değil mi?
Jim Lipton: Hayır, sana neyin garip olduğunu söyleyeyim: Bana karının onu bulmadan hemen önce seninle konuştuğunu söyledin, öyle değil mi?
Jamie Ashen: Evet.
Jim Lipton: Evet ama dili yoktu. Ve sana göre zaten ölmüştü. İşte bana göre bu garip.
Jamie Ashen: Bana ne yapacaksınız? Tutuklu muyum?
Jim Lipton: Henüz değil. Bak, gidebilirsin Ashen. Artık özgür bir adamsın.
Jamie Ashen: Güzel, bu bana işimi yapma fırsatı verir.

Jim Lipton: Sana şehirden ayrılma demiştim.
Jamie Ashen: Karımı gömmeye geldim. Bir sorun mu var?
Jim Lipton: Hayır. Sorun şu ki; tek gömmeye geldiğin kişi o değil.
Jamie Ashen: Demek, artık beni izliyorsun.
Jim Lipton: Biliyor musun Jamie, bu aralar bana "aklım karıştı" tabirini çok sık kullandırmaya başladın. Bana söyler misin: bu ne acaba? Tamam, madem benim sorularıma cevap vermiyorsun, belki onunkilere verirsin. Beni neden gömdün Jamie? (!) Büyük bir suçta kanıt olduğumdan dolayı mı? (!) Hatta bu senin bir numaralı şüpheli olduğun bir suç. Ne dediğimi anladın mı?
Jamie Ashen: Daha önce de söyledim: Lisa'nın öldürüldüğü gece biri bana bunu yolladı. Kapımızın önünde beliriverdi.
Jim Lipton: Onu nerde gördün?
Jamie Ashen: O mezarlıktan geliyordu. Sadece onu geri gömdüm.
Jim Lipton: Mezarlığa mı?
Jamie Ashen: Bu çevrede Mary Shaw adında bir kadınla ilgili bir hayalet öyküsü vardır. Bebek koleksiyonuyla birlikte gömülmüştür. Hikaye şöyle devam eder: Eğer onu görecek olursan sakın bağırayım deme.
Jim Lipton: Yoksa ne olur? Sonunda dilsiz kalırsın. Sanırım karın bunu dinlemedi.
Jamie Ashen: Seni alçak...
Jim Lipton: Hey hey hey hey! Biraz sakin ol Jamie. İşlediğin suçlara görevli memura saldırmayı da katma. Bana karını bir hayaletin öldürdüğünü mü söylüyorsun?
Jamie Ashen: Bilmiyorum bilmiyorum.
Jim Lipton: Peki ne biliyorsun?
Jamie Ashen: Bana bunu kim gönderdiyse ya karımı kimin öldürdüğünü biliyor ya da bunu kendi yaptı.
Jim Lipton: Hmm. Bu bir teori. Şimdi gideceğim ve eğer sakıncası yoksa bu ufak dostumuzu da yanıma alacağım. Yani kanıt olarak...
Jamie Ashen: Harika. (!)
Jim Lipton: İyi geceler komşu.

Jamie Ashen: Karını Mary Shaw öldürdü dedin. Bunu neden söyledin? Marion... Marion lütfen!
Marion Walker: Şşşt! Evet, biliyorum biliyorum.
Jamie Ashen: Ne? Mary Shaw hakkında ne biliyorsun, söyle.
Marion Walker: Hiçbir şey söylemedim. Ben, ben...
Henry Walker: Onun sende olmaması gerekirdi. Onu nereden buldun?
Jamie Ashen: Belki sen anlatırsın.
Henry Walker: Bu onun!
Jamie Ashen: Kimin? Mary Shaw'ın mı?
Henry Walker: Buralarda o ismi söylemeyiz.
Jamie Ashen: Demek söylemezsiniz. Neden bir denemiyorsun, ha? Karımı kimin öldürdüğünü bulmama yardım eder!

Jamie Ashen: Onu kim öldürdü?
Henry Walker: Bu asla bulunamadı. Ve vasiyetinde Mary bebeklerinin kendisiyle gömülmesini istedi. Onun... onun çocuklarının, onlara öyle diyordu. 101 tanesinin hepsini birden... Vücudu babamın cenazeevine getirilmişti. Onun üzerinde çalışıp son dileğini yerine getirmesi gerekiyordu. Sadece bebekleriyle gömülmek istemekle kalmadı, kendisinin de bir bebek yapılmasını istedi.

Jamie Ashen: Bebeği kim çıkartıp bana göndermiş olabilir!
Henry Walker: Gerçekten bilmiyorum. Bu kasabadaki hiç kimse Mary Shaw'ın adını ağzına almaya cesaret edemez. Hele onun mezarına hiç gidemezler. Onun çığlıklar duyulana dek öldürmeyi bırakmayacağını bilirler.

Jamie Ashen: Buraya yemeğe değil konuşmaya geldim. Mary Shaw hakkında... Bana yalan söyledin!
Edward Ashen: Hayır, söylemedim. Otursana.
Jamie Ashen: Hayır, gerçeği istiyorum. Michael Ashen'in ve ailemizin Mary Shaw'la ne ilgisi var?
Edward Ashen: Tamam. O daha çocukken senin büyük amcan Michael Ashen hiçbir iz bırakmadan kayboldu. Bizim ailemiz için ortada sadece bir şüpheli vardı: Mary Shaw. Bu yüzden kendi adaletlerini uyguladılar. Onu çığlık atmaya zorladılar. Sonra da dilini kestiler.
Jamie Ashen: Onu ailemiz mi öldürdü?
Edward Ashen: Ravens Fair'den gelen diğerleriyle... Ama ölü olarak kalmadı. Geri geldi ve intikamını aldı. Teker teker bu olaya katılan her erkek öldürüldü, dilleri kopartıldı. Sonra aynı şey eşlerine yapıldı. Ve sonra çocuklarına... Sonra çocuklarının çocuklarına... Bunca yıldır seni gönderdim diye bana hep kızdın. Ama bunu seni bu lanetten uzaklaştırmak için yaptım.
Jamie Ashen: Uzaklaştırmak mı? Ama Lisa'yı buldu!
Edward Ashen: Lisa'nın ölümü, Jamie, bize kaderimizden kaçamayacağımızı fark ettirdi. Ruhların hafızası sağlam. Sonunda bizim için de gelecek.
Jamie Ashen: Şimdi atalarımın günahlarını ödüyorum.
Edward Ashen: Jamie çok üzgünüm. Tek yapmak istediğim seni korumaktı. Nefretini kazanma pahasına da olsa...
Jamie Ashen: Nasıl bilmiyorum, ama bir şekilde, bütün bunları durduracağım.

Jim Lipton: Seni bağırdığın için öldüren bir kadınla ilgili bir hikaye anlatma! Çünkü bu kasabada kimse Mary Shaw'ı ve bu öyküyü duymamış.
Jamie Ashen: Yalan söylüyorlar! Korkuyorlar!
Jim Lipton: Neden korkuyorlar? Hayaletten mi? Yoksa karısının cinayetini araştıran bir polisle konuşmaktan mı?
Jamie Ashen: Beni korumak için bir nedenleri yok! Ama Mary Shaw'a inanıyorlar. Sorularına o yüzden cevap vermiyorlar.
Jim Lipton: Hayır. Sorularıma cevap vermeyen sensin Jamie. Bu yüzden seni delil çalmaktan tutukalayacağım, seni içeri attıracağım ve sonunda da...
Jamie Ashen: Ne anlatmamı istiyorsun!
Jim Lipton: Hayalet öyküsünden daha mantıklı bir şeyler.
Ölüm Sessizliği ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.