Mustafa Kemal Atatürk/Devrim: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Sae1962 (mesaj | katkılar)
Düzeltme yapıldı.
Sae1962 (mesaj | katkılar)
kDeğişiklik özeti yok
5. satır:
<!--A-->
<!--B-->
* "Benim elime büyük yetki ve güç geçerse ben sosyâl hayatımızda istenilen inkılabı bir anda bir ''{{dil|fr|coup}}'' ile yapacağımı zannederim. Zîrâ ben, bâzıları gibi halkı ve ulemayı yavaş yavaş benim görüşlerimin derecesinde görmeye ve düşündürmeye alıştırmak suretiyle bu işin yapılabileceğini kabul etmiyorum ve böyle harekete karşı ruhum isyan ediyor. Ben, bu kadar yıllık yüksek öğrenim gördükten, sosyal ve uygar hayatı inceledikten sonra neden halk seviyesine ineyim? Onları kendi seviyeme çıkarırım. Ben onlar gibi değil, onlar benim gibi olsunlar; şu da var ki bu konuda incelemeye değer bâzı noktalar var; bunları iyice kararlaştırmadan işe başlarsak hata olur."<ref>{{Kitap belirtkaynağı
| son = KARAL (Ord. Prof.)
| ilk = Enver Ziya
23. satır:
* "Biz bir inkılap yaptık. Buna devem ediyoruz… Memleketin birçok yerleri, bilererek veya bilmeyerek isyan etti. Âsîleri cezalandırdık. Şimdiye kadar yaptıklarımız ondan sonra yerleşebilmiştir.
:Biliyorsunuz ki, [[w:Fransız İhtilali|Fransa Büyük İnkılâbı]] hemen hemen [bir] yüzyıl devam etmiştir. Üç yılda esaslı bir inkılâbın bitebileceğini fark etmek hatâ olur.
:»Hocaların memnun edelim, İslâm âlimlerini memnun edelim, herkesi memnun edelim« dersek biz, maksadı sağlamış olamayız, idare-i maslahatçılar esaslı inkılâp yapamaz. Bugünkü sefâlet ve rezâlet içinde esâsen kimseyi memnun etmeye imkân yoktur. Yurt imar edildiği gün, millet zengin olduğu zaman herkes memnun olur."<ref>{{Kitap belirtkaynağı
| son = KARAL (Ord. Prof.)
| ilk = Enver Ziya
37. satır:
| alıntı = Atatürk'ün İzmit Basın Toplantısı, s. 55
}}</ref>
* "Bu inkılâp milletin selâmeti namına, hak namına yapıldı. Milletimiz demokratik bir hükûmet tesis etmek sayesinde düşman ordularını imha etti. Vatanı istilâdan kurtardı."<ref>{{Kitap belirtkaynağı
| son = KARAL (Ord. Prof.)
| ilk = Enver Ziya
53. satır:
<!--C-->
<!--Ç-->
* "Çok milletlerin halâs ve itilâ mücadelesinde mütehevvir oldukları görülmüştür. Fakat bu tehevvür, Türk milletinin şuurlu tehevvürüne benzemez."<ref>{{Kitap belirtkaynağı
| son = KARAL (Ord. Prof.)
| ilk = Enver Ziya
80. satır:
* İnkılabın kanunu, mevcut kanunların fevkindedir. Bizi öldürmedikçe, bizim kafamızdaki cereyanları boğmadıkça başladığımız inkılap ve teceddüt bir an bile durmayacaktır. Bizden sonraki devirlerde de, böyle olacaktır.
* "İstiklâl Savaşı ve Türk İnkılâbı, her hamlesinde milletimizin yüksek siyâsî ve medenî karakteri ile memleket ideolojilerindeki şuurlu birliğine dayanarak muvaffak olmuştur.
:Cumhuriyet Hükûmeti'nin icraatı, ancak milletimizin bu yüksek ahlâk ve hasletinde mesnet bularak her gün feyizli bir eserini gösterebilmektedir. Dün ve bugün olduğu gibi yarın memleket ve millet için yegâne kudret, ikbal ve refah kaynağı olan inkılâp prensiplerinin ve Cumhuriyet rejiminin tatbikatı üzerinde fikir ve el birliğinin tezahürleri görülecektir.."<ref>{{Kitap belirtkaynağı
| son = KARAL (Ord. Prof.)
| ilk = Enver Ziya
111. satır:
:Milletin idâme-i mevcûdiyet için efrâdı arasında düşündüğü râbıta-i müştereke, asırlardan beri gelen şekil ve mâhiyetini tebdil etmiş; yani millet, dînî ve mezhebi irtibat yerine Türk milliyeti râbıtasıyla efrâdını toplamıştır.
:Millet, beynelmilel umûmî mücadele sahasında sebeb-i kuvvet olarak ilim ve vasıtanın ancak muasır medeniyette bulunabileceğini bir hakîkat-i sâbite olarak umde ittihaz eylemiştir.
:Velhâsıl efendiler, millet, saydığım tahavvülât inkılabâtın tabii zarûrî icabı olarak irade-i umûmîyesinin ve bütün kanunlarının ancak dünyevî ihtiyâcâttan mülhem ve ihtiyacın tebeddül ve tekâmül etmesi esas olan dünyevî bir zihniyet-i idâreyi mâbihülhayat addeylemiştir."<ref>{{Kitap belirtkaynağı
| son = KARAL (Ord. Prof.)
| ilk = Enver Ziya
137. satır:
:Tezâhür eden millî mücadele, haricî istilâya karşı vatanın kurtuluşunu yegâne hedef saydığı hâlde, bu millî mücâdelenin muvaffâkiyete erdikçe safha safha bugünkü devre kadar »millî hâkimiyet« idaresinin bütün esaslarını ve şekillerini tahakkuk ettirmesi, tarinin tabii, zarûrî ve önüne geçilmez icaplarındandı.
:Bu mukadder tarih yürüyüşünü an'anevî itiyatlarıyla derhâl ihtisas eden hânedan, millî mücadelenin amansız hasmı oldu. Tarihin bu mukadder seyrini ilk anda ben de müşahade ve ihtisas ettim. Fakat nihayete kadar şâmil olan bu ihtisaslarımızı ilk anda kâmilen izhar ve ifade edemedik. Müstakbel ihtimaller üzerinde fazla beyânât giriştiğimiz hakîkî ve maddî mücadeleye hayâlât mahiyetini verebilirdi. Hâricî tehlikenin yakın tesirleri karşısında müteessir olanlar arasında an'anelerine, fikrî kabiliyetlerine ve ruhî hâletlerine mugayir olan muhtemel tahavvülâttan ürkeceklerin ilk anda mukavemetlerini tahrik edebilirdi. Muvaffakiyet için ameli ve emin yol, her safhayı vakti geldikçe tatbik etmekti… Milletin inkişâfı ve yükselmesi için selâmet yolu bu idi. Ben de böyle hareket ettim. Ancak bu amelî ve emin muvaffâkiyet yolu, yakın mesâi arkadaşım olarak tanınmış zevattan bâzılarıyla aramızda zaman zaman içtihâdâtta, muâmelâtta, icraatta esaslı ve tâlî birtakım ihtilâflar, iğbirarlar ve hattâ iftirakların da sebebi ve izahı olmuştur. Millî mücadeleyle beraber başlayan yolculuklardan bazıları, millî hayatın bugünkü cumhuriyete ve cumhuriyet kanunlarına kadar gelen tekâmüllerinde kendi fikir ve ruhlarının ihâtası hudûdu bittikçe bana mukavemet ve muhalefete geçmişlerdir.
:…Bu sözlerimi hulâsâ etmek lâzım gelirse diyebilirim ki ben, milletin vicdânında ve istikbâlinde ihtisas ettiğim büyük tekâmül istidâdını bir millî sır gibi vicdanımda taşıyarak sıraları geldikçe bütün içtimâî hey'etimize tatbik ettirmek mecburiyetinde idim."<ref>{{Kitap belirtkaynağı
| son = KARAL (Ord. Prof.)
| ilk = Enver Ziya