Mahir Çayan: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Kulak44 (mesaj | katkılar)
kDeğişiklik özeti yok
Kulak44 (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
4. satır:
---------
 
{{söz|*Taş duvar, demir, karyola ve yerlerde sayısız izmaritler, <br>
Helanın pis kokusu, rutubetli, sıkıntılı, nikotinli, <br>
İnsanı serseme çeviren kurşun gibi ağır bir hava, <br>
Duvarlar sanki soğuk dalgaları imal ediyor. <br>
İstediğiniz kadar üzerinize kalın şeyler giyinin, <br>
Oligarşinin hücresinde soğuğu yenmek imkansız. <br>
Ranzanın karşısında kafesli demir kapı, <br>
Arkasında Mehmet. <br>
Görevi dakikası dakikasına beni denetlemek <br>
Mehmedim utanıyor, kahroluyor. <br>
"Askerim ağam n'aparsın" diyor. <br>
Aslında o' da tutsak. <br>
Ben hücre içinde, o hücre önünde. <br>
Günde beş kez büyük başlar bakar içeriye; <br>
Yüzlerinde tecessüs. <br>
"Çılgın adam, 3-5 kişi ile koskoca karanlıklar <br>
imparatorluğuna kafa tutan adalılar" <br>
Ama yine de "çılgın adamın" karşısında <br>
Bir eziklik duyuyorlar, o başka, <br>
Gündüz, gece diye bir ayrım yoktur hücrede, <br>
Zaman ve mekan özümlenmiş artık. <br>
Sadece koldaki saattir, geceyi gündüzü bildiren. <br>
Işık yirmi dört saat yanar. <br>
Bir nefes, bir dumandır yoldaşım. <br>
Cigaramı her çekişimde duman olur, <br>
Uçar giderim, ta uzaklara, <br>
Çoğu kere Ada'ma giderim, <br>
Cigaramın dumanı, beni memleketime; <br>
Ada'ma götürür. <br>
Kahpe İstanbul'un, kahpe bir bölgesinde, <br>
Bir evdeyim yoldaşlarımla beraber. <br>
Bu ev, yoldaşlık- dostluk-kardeşlik-mertlik-kazanç ve sevgi evidir. <br>
Bu evde, her şey o kadar güzel ve o kadar anlamlıdır ki... <br>
Ev de değil ada, ada! <br>
Satılmışlığın, kahpeliğin, riyakarlığın, adiliğin <br>
ve her çeşit <br>
aşağılık ve her çeşit yabancılaşmanın karışımı olan, <br>
karanlık denizi'nin ortasında, <br>
Güneşi batmayan bir ada. <br>
Ben ne şuralıyım, ne buralı, <br>
Adalıyım adalı, <br>
Ada'm ormanlıktır. <br>
Dostluk, yoldaşlık, mertlik ormanı, <br>
bütün Ada'mı kaplar. <br>
Erdemin güneşi, yirmi dört saat aydınlatır adamı <br>
Biz ada sakinleri bilmeyiz karanlığı. <br>
Ben Adalıyım ey kahpe hücre, Ada'lı <br>
Doğru ya sen nereden bileceksin Ada'mı. <br>
asırlık, feodal, <br>
militarist, hücre. <br>
Ya sen, öküze benzemek için kasılan, şişen <br>
haset kurbağa hilkat garibesi bilir misin Adamı? <br>
Dünya karanlıktır, güneşi batmayan böyle bir Ada <br>
yeryüzünde yoktur. <br>
Değilmi ki karanlıklar cücesi, zavallı acuze? <br>
Ya sen yarasalar şairi, pişkin Cacomcho? <br>
Değil şiirlerde, masallarda bile böyle bir ada yoktur. <br>
böyle bir ada eşyanın tabiatına aykırıdır. <br>
Senin için değil mi karanlıkların kapkara şairi? <br>
Senin dediğin eşyanın değil, <br>
karanlığın tabiatına aykırıdır. <br>
Karanlık cüceleri, acuzeler, dürzüler... <br>
Yarının Türkiyesi'nin hayvanat bahçesinde teşhir edilecekler... <br>
Ada'm kalabalıktır hain hücre: <br>
Elde mitralyözüyle, <br>
Sierra Maestra'da, Falcon'da, Vietnam'da <br>
Mozambik'te, Angola'da, Sina çöllerinde... <br>
Özgürlüğün türküsünü söyleyenler. <br>
Zulme, kahpeliğe, sömürüye karşı... <br>
Dişiyle, tırnağıyla üç kıtada karşı koyanlar <br>
benim evlatlarımdır kahpe hücre. <br>
Benim adamın ormanlıklarından aldıkları fideleri, <br>
"birer birer dikiyor, kahpeler koalisyonunun dünyasına <br>
Kel dünya, Ada'mın ağaçlarıyla ayıbını örtüyor, <br>
güzelleşiyor artık. <br>
İyi bak bana feodal duvar, iyi tanı beni. <br>
Seni yerle bir edecek Adalılar'ı iyi tanı.<br>Ada'm ve hemşerilerinin çoğu ne halde diye<br>dudak bükme, o...punun dölü utanç duvarı<br>Evet Ada'mı karanlığın suları bastı.<br>Evet, benim gibi birçok Adalı çirkef suların altında,<br>ama boşuna sevinme, Ada'm batmaz, yok olmaz<br>Ada'm sadece karanlık denizinde yerini değiştirdi.<br>Hepsi o kadar. <br>
Seni yerle bir edecek Adalılar'ı iyi tanı.
Ada'm ve hemşerilerinin çoğu ne halde diye
dudak bükme, o...punun dölü utanç duvarı
Evet Ada'mı karanlığın suları bastı.
Evet, benim gibi birçok Adalı çirkef suların altında,
ama boşuna sevinme, Ada'm batmaz, yok olmaz
Ada'm sadece karanlık denizinde yerini değiştirdi.
Hepsi o kadar.}}
 
* Erleri geri çekin, rütbeliler gelsin!
Satır 96 ⟶ 89:
 
* Asıl siz teslim olun!
** (''"[[w:tr:Kızıldere Olayı|Kızıldere]]'de etraflarını saran komutanların teslim ol çağrılarına cevaben'')
 
*Biz buraya teslim olmaya değil, ölmeye geldik!
**(''"[[w:tr:Kızıldere Olayı|Kızıldere]]'de komutanlara cevaben'')
 
*Onların bugün büyük görünen güçleri ve imkanları bizlere vız gelir. Onlar bir avuç, biz ise milyonlarız. Kaybedeceğimiz hiç bir şey yoktur ama kazanacağımız koca bir dünya vardır.
Satır 105 ⟶ 98:
* (''"Cezaevinde açtığınız tünelden çıkan toprağı ne yaptınız?" sorusuna cevaben'')<br>Topraksız köylüye dağıttık!
 
* Devrim yolu engebelidir, dolambaçlıdır, sarptır...<br>Kurtuluş bayrağı bu yolu tırmanan<br>gerillaların birbirine iletmesi ile<br>oligarşinin burçlarına dikilecektir.<br>Her engebede düşen gerillaların<br>gövdesi bir devrim fırtınası<br>yaratır...<br>Düşen gerillaların kanı<br>devrim yolunu kızıllaştırır,<br>aydınlatır...<br>Düşenler geride kalmazlar,<br>onlar; emekçi halkın kalbinde,<br>ruhunda ve bilincinde, devrimin<br>önder ve itici sembolleri olarak<br>yaşarlar...<br>Ve onlar; liderdirler, liderler<br>devrim savaşında masa başında<br>oturmazlar, bu savaşta<br>en ön safta savaşırlar...<br>Düşenler devrim için, devrim<br>yolunda vuruşarak düştüler.<br>Kalbimize, ruhumuza ve bilincimize<br>gömüldüler...<br>Onlar; kurtululuşa kadar savaş<br>şiarını devrim yolunda kanlarıyla yazdılar...<br>Yolumuz; devrim yolunda <br>düşenlerin yoludur...<br>Kurtuluşa kadar savaş<br>
* Devrim yolu engebelidir, dolambaçlıdır, sarptır...
Kurtuluş bayrağı bu yolu tırmanan
gerillaların birbirine iletmesi ile
oligarşinin burçlarına dikilecektir.
Her engebede düşen gerillaların
gövdesi bir devrim fırtınası
yaratır...
Düşen gerillaların kanı
devrim yolunu kızıllaştırır,
aydınlatır...
Düşenler geride kalmazlar,
onlar; emekçi halkın kalbinde,
ruhunda ve bilincinde, devrimin
önder ve itici sembolleri olarak
yaşarlar...
Ve onlar; liderdirler, liderler
devrim savaşında masa başında
oturmazlar, bu savaşta
en ön safta savaşırlar...
Düşenler devrim için, devrim
yolunda vuruşarak düştüler.
Kalbimize, ruhumuza ve bilincimize
gömüldüler...
Onlar; kurtululuşa kadar savaş
şiarını devrim yolunda kanlarıyla yazdılar...
Yolumuz; devrim yolunda
düşenlerin yoludur...
 
* Cigaram elimi yakıyor. <br>Maltepe’de etrafı karanlığın cüceleriyle çevrilmiş marş söyleyen iki adalı.<br>İki adalının marş söyleyişinde silâhlar susar.<br>Maltepe’nin göbeğini derin bir sessizlik kaplar.<br>Dalga, dalga yayılır, ada’lıların erkek sesi, etrafa.<br>O anda iki adalının gözünde her şey silinir.<br>Karanlığın militanları küçülür…<br>Sanki biraz önce atılanlar tomson kurşunu değil, parmak cücelerinin minik okları.<br>O an ne binlerce güvenlik kuvveti, ne polis, ne zırhlı tugay, ne tomson, ne mitralyöz.<br>Her şey önemsiz, küçük ve etkisizdir. İki adalı için.<br>Adalıların korosu karanlık cücelerinde bir panik yaratır.<br>Yüzlerinde, ezikliğin, şaşkınlığın biraz da utancı izleri okunur.<br>Sanki ilahi bir kuvvet onların ellerini, kollarını bağlamıştır. Ta ki iki adalının marşı bitene kadar.<br>Adalılar sol yumrukları havada, pencerenin önünde boy hedefi oldukları halde ateş edemezler.<br>Garip bir andır bu an.<br>Bu an karanlık cücelerinin, insanlığa dönüş anıdır.<br>Cüceler konuşmazlar bile bu anı.<br>Büyülenmişlerdir iki adalının havaya kalkan sol yumrukları ile.<br>Ve kaybolup gitmişlerdir iki kişilik koronun nameleri arasında.<br>Koro susar, büyü bozulur, görevlerini hatırlar cüceler..<br>Eller tetiklere tarrrr………<br>Ve Cevahir'imi kalbime gömüp dönerim hain hücreme.<br>
Kurtuluşa kadar savaş"
 
[[Kategori:Kişiler-M]]
"https://tr.wikiquote.org/wiki/Mahir_Çayan" sayfasından alınmıştır