VI. Mehmed: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmemiş revizyon] | [kontrol edilmemiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
24. satır:
*"Sizden talebim şudur : O tarafları düşman eline geçirmeyeceksiniz!.. Verdiğim vazifeyi muvaffakiyetle ifa edeceğinize eminim."<ref>a.g.e.,5.Bölüm - Harbiye Nazırlığı mı?</ref>
:''(M.Kemal'in saray ile olan sıkı diyaloğunun meydana getirdiği endişe nedeniyle İstanbul’dan Suriye’ye Yedinci Ordu’ya tayin edilişi üzerine bizzat Padişah tarafından tebliğ edilen tayin emri)''
*""Birincisi, rahmet olsun biraderim Sultan Reşad'ı müteakib makamı saltanatı kabul etmekle hata ettim. İkincisi;Mütareke kabinelerine, başta Ferid Paşa olduğu halde Tevfik Paşalar, İzzet Paşalar, Ali Rıza ve Salih Paşalar gibi milletin, devletin kalbur üstünde görülen ricaline rabtı tali' ederek aldandım. Doğrusu bunların memlekete hizmet edemeyeceklerine ve bana ihanette bulunacaklarına ihtimal vermedim."<ref>a.g.e.</ref>
:''(Sanremo'da başyaveri Avni Paşa'ya dikte ettirdiği Hatırat'ında hatalarını binaen.)''
*""Gerçi ahvali malume sebebiyle dinime, vatanıma, milletime arzu ettiğim kadar hizmet etmeye vakit ve imkan bulamadım ise de, asla ihanet etmedim. Vakıa sizin mütalaatı saiyyenizi kabul edip Anadolu'ya gidemedim... Şimdi burada zelilane ve sefilane kalmaktan ise, Anadolu'da at sırtında olmalıydık. Zaten ecdadımızın taşıdıkları sarıklar, kendi kefenleriydi. Fakat ne yapalım. Bu fikri, Anadoluya gidip ordunun başına geçmem lüzumunu dünürüm bulunan Sadrazam Tevfik Paşa'ya açtığım zaman, büyük bir muhalefete uğramıştım. 'Böyle bir avantüre giremezsiniz' dedi. Hatta her kalbe göre şekil alan Sadrı Esbak İzzet Paşa ve Ali Rıza Paşa biçarelerini üzerime sevketti... Hayli mücadele ettim. Nihayet mağlub oldum... Çünki bana dediler ki; "Mustafa Kemal Paşa ile muhabere ve mukabele ettik. Ba'de'zzafer zatı hümayunlarına her halde bey'at edecektir. Onun istemediği yalnız Damat Ferid Paşa'dır. Galip gelirse galebe namı hümayunlarına, huda nekerde mağlup olursa kendi hesabınadır. Vaktiyle Enver, Tal'at mağlub oldular. Hatalarını tashih için zatı hümayunları düveli galibe ile şimdi mücahede ediyorsunuz. Allah göstermesin, Anadolu'da zatı şahaneleri mağlub olurlarsa vaziyeti kim kurtarır?"<ref>a.g.e.</ref>
:''(Kendisinin Anadolu'ya geçmemiş olmasını da hata olarak değerlendirken ve gerekçeleri üzerine.)''
*"Yaverlerimden Tuğgeneral Mustafa Kemal Paşa'ya!</br>Dünya Savaşı'nın müttefikler tarafından kaybedilmesi üzerine ortaya çıkan siyasi durum ceddimin toprağını, hilafet ve saltanat makamını zor ve tehlikeli bir sahaya sürüklediğinden hükümetimin kararı uyarınca tayin olunduğunuz bölgede düzenin sağlanmasının, razı olmayacağım durumların ortaya çıkmasının önlenmesinin, saldırıların defedilmesi için hep birlikte ve elden geldiğince çalışıp gayret gösterilmesinin, milletimin dokunulmazlığının sağlamlaştırılması ve ülkemin saldırgan ellerden kurtarılması için tek bir vücud olarak hareket edilmesinin hükümdarlara mahsus selamımla beraber askere, memurlara ve ahaliye tebliğini emrettim. 14 Mayıs 1919. Mehmed Vahideddin"<ref>a.g.e.</ref>
:''(M.Kemal'in Samsun'a hareketinden iki gün önceki tarihi taşıyan fermanı)''
==='''Vahidettin''''in binbaşı Tevfik Bey'e son emri===
Satır 39 ⟶ 45:
:''(Roma Büyükelçisi Suat Bey’in “Vahideddin’in füc’eten vefat ettiği şimdi haber alınmıştır” telgrafı Adana’ya ulaştırıldığı sırada Reisicumhur Mustafa Kemal dostlarıyla yemeğe oturmak üzere iken haberi işitince verdiği cevap)''
*[[Vahdettin]] hain değildi. [[Bülent Ecevit]]
*''Sultan Reşat ve Vahidettin döneminde uzun süre saray başkâtipliğinde bulunan Ali Fuat Bey'e göre Vahidettin,''<br> Cin fikirli ve seriülintikal [hızlı kavrayışlı] olup yanına girince insanın ruhundaki inbisat ve inkıbazı [ferahlık ve sıkıntıyı] gözünden hissederdi. Fakat ifrat derecedeki tevehhüm ve tereddüdü [kuşku ve kararsızlığı] bu meziyetlerini setr ederdi [gizlerdi]. Mehmed Reşad kadar Arabi ve Farisiye vakıf değilse de... okuduğunu iyi anlardı, kitabeti ve imlası düzgündü. Fikirlerini kâğıt üzerine koymakta zahmet çekmezdi. - ''Ali Fuat (Türkgeldi), Görüp İşittiklerim, - sf. 293''
|