Franz Kafka: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
k -
Değişiklik özeti yok
1. satır:
Ö{{Biyografi
|kişi_adı=Franz Kafka
|resim_adı=Kafka1906.jpg
19. satır:
*Kıyamet Günü'nü böyle adlandırmamızın nedeni ancak bizim zaman kavramımızdandır; aslında o bir tür sıkıyönetim mahkemesidir.
*Eğer [[okumak|okuduğumuz]] bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?
*'''''Bir [[hedef]] var, ama yol yok; bizim yol dediğimiz şey, bir duraksamadır.'''''
*'''''Önümde dursan ve bana baksan; içimdeki acılar hakkında ne bilebilirsin ki;? benBen seninkiler hakkında ne bilebilirim ki? Ve ayaklarına kapanıp ağlasam ve anlatsam; sana cehennemin sıcak ve korkunç olduğunu anlatsalar; benim hakkımda cehenneme ilişkin bildiklerinden daha fazla bilecek misin? Bu yüzden bile biz insanlar cehennemin kapısının önündeymişiz gibi birbirimizin karşısında o kadar saygılı, o kadar düsünceli, o kadar sevgiyle durmamız gerek.'''''
*Bir kitap, içimizdeki donmuş denize inen balta gibi olmalı.
*Duvar kendisine çakılmak üzere olan çivinin ucunu nasıl hissederse, o da şakağında öyle hissetti. Dolayısıyla hissetmedi.
*Aylaklık bütün kötülüklerin kaynağı, bütün erdemlerin tacıdır.
*Bir topluluğu kontrol etmek, bireyi kontrol etmekten kolaydır. Bir topluluğun ortak bir amacı vardır. Bireyin amacı ise her zaman için şaibelidir. (''Dr. Murnau'')
*Ev halkını koruyan [[Tanrı]]'ya inanmaktan daha keyif veren ne olabilir!
*Seninle dünya arasındaki bir kavgada dünya üzerine bahse gir.
*''''' "Öff," dedi fare. [[Dünya]] da günden güne daraliyordaralıyor. İlkin bir genişti ki, korktum, koştum ileri, uzakta sağlı sollu duvarları görür görmez dünyalar benim oldu. Ama bu uzun duvarlar da öyle çabuk birbirlerine doğru ilerliyorlar ki, en son odadayım işte; orada, köşede de kapan duruyor, gitgide kısılacağım kapana. Kedi: "Sen de öyleyse yönünü değiştir,." dedi ve kedi fareyi yedi.''''' {{gününsözü|07.Ocak.2008}}
*Kim terkedilmişterk edilmiş bir hayat yaşar, ama yine de bazen insanlar arasinaarasına karişmakkarışmak isteğini duyarsa, kim günün değişik zamanlarını, havadaki, is durumundaki vb. değişiklikleri dikkate alarak tutunabileceği bir insan kolu görmek isterse, sokağa bakan bir pencere olmadan uzun süre yapamaz.
*'''''Düz bir yolda yürüyor olsaydın, tüm ilerleme isteğine rağmen hala gerisin geriye gitseydin, o zaman bu çaresiz bir durum olurdu; ama sen dik, senin de aşağıdan gördüğün gibi dik bir yamacı tırmandığına göre, adımlarının geriye doğru kayması, bulunduğun yerin durumundan ileri gelebilir, o zaman da umutsuzluğa kapılmana gerek yoktur.'''''
*[[Av]] köpekleri henüz avluda oynuyorlar; ama avları daha şimdiden ormanın içinde ne kadar hızlı koşarlarsa koşsunlar, ellerinden kaçamayacaklar...
*[[Bürokrat]] için insanca ilişkiler değil, yalnızca nesne ilişkileri vardır. İnsan evrağa dönüşür. Evrağa verilen sayı ile belirgin kılınan, ölmüş bir varlık olarak evrağın akışına girer. Bu varlık, şahsen çağrıldığı zaman bile bir kişi değil, yalnızca 'olay'dır. 'Konu' ile ilgili olmayan ne varsa akıp gitmiştir. Resmi dairelerin koridorları aşağılanma kokar. Sigara içmek kesinlikle yasaktır. Bu yasağın kapsamına soluk almak da girer. Buna karşılık yürek çarpıntısına izin vardır, dahası çarpıntı olması istenen bir şeydir. Her türlü ümit uçup gider. kapıdan kapıya gönderilen kişiye suçluluk duygusu aşılanır. Buraya giren, yalnızca bir vizite kağıdı ya da pasaportunun uzatılmasını istese bile kendini suçlu duyumsar. En iyi olasılıkla bir dilek sahibidir, aslında ise suçludur...
*'''''[[Karga]]lar, bir tek karganinkarganın göğü yok edebileceginiedebileceğini ileri sürer. Ona kuşku yok; ama göklerin kulağı duymaz böyle bir savı, çünkü gökler kargaların yokluğu demektir.'''''
*Yaşama başladığın anda iki görev; sınırlarını her an daraltmak ve bu sınırları aştığın anlarda da gizlenmeyi başarıp başaramadığını her an sorgulamak.
*'''''Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük bir mutluluktur.'''''
*Belki bir şeylere sahipsin, ama kendi varlığın yok savına verdiği cevap, bir titreme ve yürek çarpıntısı oldu sadece...
*Bir [[elma]]nın birbirinden farklı görünüşleri olabilir : masanınMasanın üstündeki elmayı bir an olsun görebilmek için boynunu uzatan çocuğun görüşü ve bir de, elmayı alıp yanındaki arkadaşına rahatça veren evin efendisinin görüşü...
*Bir [[merdiven]]in üzerine basılmaktan yeterince çukurlaşmamış basamağı, basamağın kendi açısından, ıssız çakılmış bir tahta parçasıdır yalnız.
*'''''Odandan çıkman gerekmez, masanda oturmaya devam et ve dinle... Dinleme bile, sadece bekle...Bekleme bile, gerçekten sakin ve yalnız ol. Dünya özgürce sunacaktirsunacaktır kendini sana...Maskesinden sıyrılmak için başka seceneğiseçeneği yok, huşu içinde yuvarlanacaktır ayaklarının dibine...'''''
*Doğru [[yol]] gergin bir ip boyunca gider; yükseğe değil de, hemen yerin üzerine gerilmiştir bu ip. Üzerinde yürünmek değil de insanı çelmelemek içindir sanki.
*İnsanların tüm kusurları sabırsızlık, yaptıkları işte yönteme vaktinden önce son veriş ve sözde bir sorunu, sözde bir çit içine almaktır.
44. satır:
*Belirli bir noktadan sonra geri dönüş yoktur. Bu noktaya erişmek de gerekir.
*Kötü'nün elindeki en ayartıcı [[silah]], savaşa çağrıdır. Kadınlarla yapılan savaşa benzer ki sonu yatakta biter.
*Bilgeliğin başladığına ilk işaret, ölmek isteğidir. Bu yaşam dayanılmaz görünür, bir başkası ise erişilmez. İnsan ölmek istediği için utanmaz artık; nefret ettiği eski hücresinden alınıp ilk işi nefret etmeyi öğrenmek olacağı yeni hücresine konulmak için yalvarıp yakarır. Bunda belirli bir inancın kalıntısı da etkilidir; taşınma sırasında efendi koridorda görünecek, tutukluya şöyle bir bakacak ve diyecektir ki: "Bu adamın yeniden hücreye kapatılmasına gerek yok. O bana geliyor artık."
*Sonbaharda bir yol gibi: Temiz pak süpürüyorsun, sonra yol bir kez daha kurumuş yapraklarla örtülüyor.
*[[Kötü]]'nün ondan bir şeyler gizleyebileceğinize inanmanızı sağlamasına izin vermeyin.
55. satır:
*Yılanın aracılığı gerekliydi: Kötü, insanı ayartabilir; ama insan olamaz.
*Dünyayla arandaki savaşımda, dünyanın yanında ol.
*'''''[[İnsan]] ancak olabildiğince az yalan söylediğinde olabildiğince az yalan söylemiş olur, yoksa olabildiğince az yalan söyleme fırsatını bulduğunda değil.'''''
*[[Tinsel]] bir dünyadan başka bir şeyin bulunmadığı gerçeği elimizden umuduzu alır, ama bize bir kesinlik bağışlar.
*Kendini insanlığa bakarak sına. Şüphe edeni şüpheye, inananı inanca götürür bu.
*Giyotin gibi bir inanç. Onun kadar ağır, onun kadar hafif.
*Kendini sonsuz küçültmek ya da sonsuz küçük olmak. Birincisi mükemmelik yani eylemsizliktir; İkincisiikincisi başlangıç yani eylemdir.
*Bu dünya için koşumlarını takınman gülünç.
*Sonsuzluk yolunda nasıl böylesine kolayca ilerleyebildiğine hayret eden birisi vardı; gerçekte hızla bayır aşağı yuvarlanıyordu.
*'''''Her şey bir aldatmacadır: En az yanılmaya bakmak, normal ölçüler içinde kalmak, en aşırının peşinden gitmek...'''''
*Aylar sonra ilk defa gözlerim bir işe yarayacak seni görerek. (Milena'ya Mektuplar kitabından)
*Beni hayal kırıklığına uğratan, kendimden başkası değil.
"https://tr.wikiquote.org/wiki/Franz_Kafka" sayfasından alınmıştır