Carl Sagan: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Babatolian (mesaj | katkılar)
+
11. satır:
*Eğer şempanzelerin bilinçleri varsa, eğer onlar soyutlamalar yapabiliyorlarsa, bugüne kadar "insan hakları" olarak tanımlanmış şeylere de sahip olamazlar mı? Onu öldürmenin cinayet sayılması için, şempanzenin ne kadar zeki olması gerekir? Misyonerlerin onu dine davet etmeye layık görmeleri için başka ne gibi nitelikler göstermesi istenmektedir? <ref>Carl Sagan, The Dragons of Eden</ref>
*Eğer sâdece kuşkucu olursanız o zaman hiçbir yeni düşünce size ulaşamaz. Yeni hiçbir şeyi öğrenmezsiniz. Saçmalığın dünyaya hâkim olduğuna inanan huysuz bir ihtiyar haline gelirsiniz (Kuşkusuz sizi destekleyen çok veri vardır). Öte yandan, saflık noktasında açık olursanız ve içinizde bir nebze bile kuşkuculuk olmazsa o zaman yararlı düşünceleri yararsız olanlardan ayırt edemezsiniz. Eğer tüm düşünceler eşit derecede geçerli olsaydı o zaman kaybolurdunuz çünkü o zaman bana öyle geliyor ki hiçbir düşünce artık hiçbir geçerliliğe sâhip olmazdı. <ref>Carl Sagan, “Kuşkuculuğun Yükü” Pasadena Konferansı, 1987</ref>
* Bilim tarafından gözler önüne serilen evrenin muazzamlığını ön plana çıkaran eski veya yeni bir [[din]], geleneksel dinlere nazaran çok daha derin ve kuvvetli bir saygı, merak ve huşu uyandırabilir. Er ya da geç, böyle bir din oluşacaktır.
* Bilimde[[Bilim]]de, bilim adamlarının sıkça 'Biliyor musunuz, bu iyi bir argüman; benim fikrim sanırım yanlış' dediğini duyarsınız. Ve sonra fikirlerini değiştirirler ve onlardan artık eski bakış açısını bir daha duymazsınız. Bunu gerçekten yaparlar. Olması gerektiği kadar sık yapmazlar, çünkü bilim adamları da insandır ve değişiklik çoğu kez zordur. Fakat bilimde her gün olur bu tür bir şey. Politikada veya dinde ise böyle bir şeyin en son ne zaman olduğunu hatırlamıyorum bile.
*Diğer [[hayvanlar]]ı köleleştiren, hadım eden, üzerinde deney yapan ve onlardan biftek yapan insanların, hayvanların acı hissetmediğine dair anlaşılması kolay bir eğilimi var. İnsanlar ve “hayvanlar” arasındaki keskin ayrım, eğer biz hayvanları zerre kadar pişmanlık ya da suçluluk duygusu hissetmeden irademize boyun eğdirmek, bizler için çalıştırmak, onları giymek, onları yemek istiyorsak hayati öneme sahiptir. [[Hayvanlar]] fazlasıyla bizim gibiler. <ref>Ann Druyan, Carl Sagan, "Shadows of Forgotten Ancestors"</ref>
* Biyolojik evrimin yapıtaşı genler, kültürel evrimin ise fikirlerdir.
23. satır:
* Ateizm aptallıktan başka birşey değildir. <ref>"Conversation with Carl Sagan" University Press of Missisipi 2006 </ref>
* Kanıtın yokluğu yokluğun kanıtı değildir. <ref>Carl Sagan - Karanlık Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı</ref>
* DNA’mızdaki nitrojen, dişlerimizdeki kalsiyum, kanımızdaki demir, elmalı turtamızdaki karbon, çöken yıldızların içlerinde yapıldı. Bizler, yıldızların malzemesinden yapıldık. <ref>Kozmos - Evrenin ve Yaşamın Sırları, s.252</ref>
* Kişi inanmadığı şeylere inanır görünmeyi meslek haline getirecek denli değer yitimine uğramış ve aklının saflığına tecavüz etmişse, her türlü diğer suçu işlemeye de kendini hazırlamış demektir.
* Muhteşem bir şey, bir yerlerde [[keşif|keşfedilmeyi]] bekliyor.
* Olağanüstü iddialar, olağanüstü kanıt gerektirir.
* Yanlış bir argümanın ilacı, daha iyi bir argümandır. Fikirlerin bastırılması değil.
* Tarihin[[Tarih]]in en acı derslerinden biri şudur: Yeterince uzun zamandır aldatılmışsak, aldatmacayı ortaya koyan her türlü kanıtı reddederiz. Gerçeği bulmakla ilgilenmeyiz artık. Aldatmaca bizi kafeslemiştir. Tuzağa düştüğümüzü kendimize bile itiraf etmek, son derece acı vericidir çünkü.
* Buradan bakıldığında [[Dünya]], pek de dikkat çekecek gibi değildir. Ancak bizim için, durum farklıdır. O noktayı yeniden inceleyin. O, Burası. O evimiz. Biziz! Üzerinde, sevdiğiniz herkes, bildiğiniz herkes, duyduğunuz herkes yaşıyor. Var olmuş tüm insanlar yaşamlarını orada geçirdiler. Keyif ve acının toplamı. Türümüzün tarihindeki kendinden emin binlerce din, ideoloji, ekonomik doktrin, her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, medeniyetin her yaratıcısı ve yıkıcısı, her kral ve köle, her aşık çift, her anne ve baba, umutlu çocuk, mucit ve kaşif, her ahlaki öğretmen, yozlaşmış her politikacı, her süperstar, her yüce lider, her aziz ve günahkar burada yaşadı. Bir toz parçacığı üzerinde, bir ışık ışınına gömülmüş halde...<br>Dünya uçsuz bucaksız kozmik arena içerisindeki ufak bir sahnedir. O generaller ve imparatorlar tarafından akıtılan kan nehirlerini hatırlayın. Tüm bu kanlar, bu kişiler bir noktanın ufak bir kısmının şan ve zafer içerisindeki anlık efendileri olabilmeleri için aktı. Bu pikselin bir köşesinde yaşayanların onlardan ayırt dahi edilemeyecek, diğer köşesinde yaşayanlara yaptıkları sonsuz zalimlikleri düşünün. Yanlış anlaşılmaların sıklığını, birbirlerini öldürmeye ne kadar meraklı olduklarını ve öfkelerinin ne kadar hararetli olduğunu düşünün. Duruşumuza, hayal ettiğimiz şahsi önemimize, evren içerisindeki ayrıcalıklı bir konumda olduğumuz yanılgısına bu soluk ışık noktası tarafından meydan okunuyor. Gezegenimiz, onu sarmanlayan kozmik karanlık içerisindeki yalnız bir nokta. Sonsuz belirsizliğimiz içerisinde bizi kendimizden kurtarmaya gelecek birilerinin var olduğuna dair hiçbir ipucu bulunmuyor. [[Dünya]], bildiğimiz kadarıyla yaşam barındıran tek gezegen. En azından yakın tarihimiz için, türümüzün göç edebileceği başka hiçbir yer yok. Ziyaret edebilir miyiz? Evet. Yerleşebilir miyiz? Henüz değil. Beğenin veya beğenmeyin, şimdilik, Dünya direnebileceğimiz tek yer.<br>Astronominin mütevazılaştırıcı ve kişilik kazandıran bir deneyim olduğu söylenir. Belki de, ufak dünyamızın bu uzak görüntüsü, insan kibrinin ne kadar aşağılık olduğunu göstermenin en iyi yoludur. Bu, bana birbirimize daha iyi davranmamız ve gezegenimizi koruyup geliştirmemiz gerektiğinin önemli olduğunu anlatıyor. Bildiğimiz tek evi. Soluk mavi noktayı... <ref>Carl Sagan, Soluk Mavi Nokta</ref>
*Kendinizi iyi hissetmenizi sağladığı sürece bir şeyin doğru olup olmadığını umursamamak; cebiniz doluysa paranın nereden geldiğini boşvermek kadar kötüdür.
*Bilim bilgi kütlesinden daha fazlası; bir düşünme tarzıdır. Evrenin kuşkuyla sorgulanma tarzıdır. Eğer şüpheci yaklaşmamak için otoriteye kuşkucu sorular soramıyorsak o zaman tam bir kaos içindeyiz. <ref>[https://www.youtube.com/watch?v=1PT90dAA49Q youtube.com]</ref>
*Kozmoloji bizi daha önce sadece mit ve din ile cevap verebildiğimiz en gizemli sorularla yüz yüze getiriyor. Kozmos ile bağlantı kurma isteğimiz gerçeğe en derinden şekilde yansıyor, fakat bizler astrologların vaat ettikleri gibi değersiz bağlarla değil, en derin şekilde bağlıyız. <ref>[https://www.youtube.com/watch?v=1PT90dAA49Q youtube.com]</ref>
*Biz kimiz? [[İnsan]]dan çok daha fazla sayıda galaksinin bulunduğu bir evrenin unutulmuş bir köşesinin içine tıkılmış bir galakside kaybolmuş can sıkıcı bir yıldızın önemsiz bir gezegenini mesken tutmuş insanlarız.
*Tükenmek kuraldır. Hayatta kalmak istisnadır.
*Bir yerde, inanılmaz bir şey bilinmeyi bekliyor.
*Skeptik dikkatle incelemenin anlamı; hem bilimde hem de dinde, derin düşüncelerin derin saçmalıklardan ayıklanabilmesidir.
 
 
== Hakkında Söylenenler ==
"https://tr.wikiquote.org/wiki/Carl_Sagan" sayfasından alınmıştır