Halil Cibran: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Placeboizm (mesaj | katkılar) Değişiklik özeti yok Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği |
Babatolian (mesaj | katkılar) düzenleme |
||
8. satır:
|ölüm_yeri=ABD
}}
[[Dosya:Brocken-tanzawa2.JPG|144px|thumb|right|Bir adam bir [[düş]] gördü ve uyandığında yorumcuya giderek düşünü kendisi için yorumlamasını istedi. Yorumcu adama dedi ki, bana uyanıkken gördüğün düşlerle gel ki anlamlarını söyleyebileyim.]]
[[Dosya:LuMaxArt Golden Family With World Religions .jpg|144px|thumb|right|Deme ki, "Ruhun yolunu buldum." Onun yerine de ki, "Yolumun üstünde yürüyen ruhu buldum." Bütün yolların üstünde yürüyen ruhlar için.]]
[[Dosya:Wassilij Dimitriewitsch Polenow 005.jpg|164px|thumb|right|Biz avare gezginler, daima en tenha yolu ararız; başlamaz hiçbir gün bizim başka bir günü sona erdirdiğimiz yerde ve hiçbir gün doğumu bulamaz bizi günbatımının bıraktığı yerde.]]
[[Dosya:Khali Gibran.jpg|144px|thumb|right|Bir kişinin kalbini ve aklını anlamak için, başarmış olduğu işlere bakma, ancak arzu ettiklerine bak.]]
[[Dosya:Light dispersion conceptual.gif|144px|thumb|right|Dün krallara itaat ettik ve imparatorların önünde boynumuzu eğdik. Ancak bugün sadece [[gerçek|gerçeğin]] önünde diz çöküyor, sadece [[güzellik|güzelliği]] izliyor ve sadece
[[Dosya:Sunset Cliff.jpg|144px|thumb|right|Yalnız açığa çıkan ışığı görebiliyorsan,<br>Yalnız söylenen sesi duyabiliyorsan,<br>Ne görebiliyorsun,<br>Ne duyabiliyorsun.]]
[[Dosya:IllumiNations Earth Globe.jpg|144px|thumb|right|Zira, aylak olmak; mevsimlere yabancı düşmek ve sonsuzluğa doğru haşmetle ve vakur bir tevazu ile seyreden [[hayat]] kafilesinin dışında kalmaktır.]]
*'''Ağaç hayat hikâyesini yazabilseydi, onun öyküsü, herhangi bir kavmin tarihinden farklı olmazdı.'''
*'''Ağaçlar yerin gök üstüne yazdığı şiirlerdir. Biz onları devirir, kağıda çeviririz, üstüne kofluğumuzu kaydedebilelim diye.'''
* ''Almitra sözü aldı ve sordu:''<br>— Peki üstad; evlilik nedir? <br>''Cevap
* Abartı kendini kaybetmiş
* [[Acı]], anlayışınızı saklayan kabuğun kırılmasıdır.
* Anlayışlı olan beni anlayışlı, aptal olan ise aptal bulur. Bence ikisi de haklıdır.▼
▲* '''Anlayışlı olan beni anlayışlı, aptal olan ise aptal bulur. Bence ikisi de haklıdır.'''
*Aşk ve şüphe, hiçbir zaman müzakere zemininde buluşamazlar.<ref>Halil Cibran, Kum ve Köpük, Kapı Yayınları, s. 37</ref>▼
▲*[[Aşk]] ve şüphe, hiçbir zaman müzakere zemininde buluşamazlar.<ref>Halil Cibran, Kum ve Köpük, Kapı Yayınları, s. 37</ref>
* Bana "seni anlamıyorum" demen, hak etmediğim bir övgü, hak etmediğin bir yergidir.
* '''Bana kulak ver ki, sana ses verebileyim.'''
* Baskıya başkaldırmayan kişi kendine karşı
* Bir adam bir [[düş]] gördü ve uyandığında yorumcuya giderek düşünü kendisi için yorumlamasını istedi. Yorumcu adama dedi ki, bana uyanıkken gördüğün düşlerle gel ki anlamlarını söyleyebileyim. Ama uykunun düşleri ne benim bilgeliğime aittir ne de senin imgelemine...
* '''Bir elmanın yüreğinde gizlenen tohum görülmez bir elma bahçesidir. Ama bu tohum bir kayaya rastgelirse ondan hiçbir şey çıkmaz.'''
* Bir gün, [[güzellik]] ve çirkinlik bir deniz kıyısında karşılaştılar ve dediler, 'haydi denize girelim.' Giysilerini çıkartıp suda yüzdüler. Bir süre sonra, çirkinlik kıyıya dönüp, güzelliğin giysilerine büründü ve yoluna gitti. Güzellik de denizden çıktı, kendi giysilerini bulamadı; ama çıplak olmak utandırıyordu onu, çaresiz çirkinliğin giysilerine büründü ve yoluna devam etti güzellik. O gün bugündür, erkekler ve kadınlar onları birbirine karıştırır. Ancak içlerinden güzelliğin yüzünü önceden görmüş kimileri vardır ki, giysilerine bakmaksızın tanırlar onu. Ve yine çirkinliğin yüzünü bilen kimileri vardır ki, gözlerinden tanırlar çirkinliği.
* '''Bir kişinin kalbini ve aklını anlamak için, başarmış olduğu işlere bakma, ancak arzu ettiklerine bak.'''
* Biz sevinçlerimizi ve hüzünlerimizi onları yaşamadan çok önce tercih ederiz.
* Büyük şarkıcı, bizim suskunluğumuzu, sessizliğimizi terennüm eden şarkıcıdır.<ref>Halil Cibran, Kum ve Köpük, Kapı Yayınları, s. 31</ref>
* Çünkü kişi, ölçüsüz ve sınırsız bir deniz gibidir.
* [[Doğa]], hoşgeldin diyen kollarıyla uzanır bize ve onun kadınsı güzelliğinden haz almaya çağırır bizi; ama biz onun sükunetinden ürker, kalabalık kentlere akın ederiz ve orada tıpkı vahşi bir kurdun önünden kaçışan koyunlar gibi birbirimizi sıkıştırarak yaşarız.
* Dün krallara itaat ettik ve imparatorların önünde boynumuzu eğdik. Ancak bugün sadece [[gerçek|gerçeğin]] önünde diz çöküyor, sadece [[güzellik|güzelliği]] izliyor ve sadece [[aşk]]a itaat ediyoruz.
* [[Dünya]] kuruldu kurulalı bilinir: [[Aşk]], derinliğinin farkına, ancak ayrılık saati gelip çattığında varır.
* '''Eğer kış, "Bahar yüreğimdedir" deseydi, ona kim inanırdı.'''
* Elem, bugüne boyun eğmişlik ile gelecekten umudun arasındaki altın halkadır.
Satır 56 ⟶ 63:
* Esin daima şarkı söyler; asla açıklamaya çalışmaz.
* '''Evet, bir Nirvana var; o, koyunlarını yeşil bir otlağa yaymanda, çocuğunu uyutmanda ve
* Evim der ki, "Beni bırakma, çünkü burada senin geçmişin yaşıyor." Yolum der ki, "Gel ve beni izle, çünkü ben senin geleceğinim." Ve ben hem eve, hem de yola derim ki, "Benim ne geçmişim, ne de geleceğim var. Eğer kalırsam, kalışımda bir ayrılış vardır; gidersem, ayrılışımda bir kalış.
*Gözleri geceyle sınırlanmış ve gündüzleri kör bakan baykuş, aydınlığın gizeminden peçeyi kaldıramaz.<ref>Halil Cibran, Ermiş, Anahtar Kitaplar Yayınları, s.105.</ref>
* Hakikat iki kişiye muhtaçtır.Biri onu dillendiren, diğeri onu anlayan.▼
▲* [[Gerçek|Hakikat]] iki kişiye muhtaçtır. Biri onu dillendiren, diğeri onu anlayan.
* Hayatın bütün esrarını çözdüğün vakit ölümü arzularsın. Çünkü o da hayatın sırlarından biridir. ▼
▲*
* Hayatın öyle geniş ve büyük boşlukları vardır ki
* [[Hayat]], kalbini övecek bir şarkıcı bulamadığında,
* Her erkek iki kadına aşık olur. Biri hayallerinde yarattığı diğeriyse henüz doğmamış olandır.
Satır 72 ⟶ 81:
* Her kışın yüreğinde titreyen bir bahar vardır. Her gecenin peçesinin ardında tebessümle bekleyen bir şafak vardır.
* İnsan kendini savunmak için de intihar etmiş olabilir.<ref>Halil Cibran, Kum ve Köpük, Kapı Yayınları, s. 50</ref>
*
* İş, görünür kılınmış
* Kulağa gelen [[müzik]] tekse de
* Misafirler olmasaydı
* Ne gariptir ki toplum olarak
* Neşeli yüreklerle neşeli şarkılar söyleyen kederli bir kalp ne kadar yücedir.
* '''Öğrenimsiz [[akıl]] sürülmemiş tarlaya benzer.'''
* Sahip olduklarınızdan verdiğinizde çok az şey vermiş olursunuz. Gerçek veriş kendinizden vermektir.
*
* Sırtını güneşe çevirirsen gölgenden gayrı bir şey göremezsin.
* Siz çoksunuz, oysa ben tekim. Bana dilediğinizi söyleyin ve yapın. Dişi koyun gecenin karanlığında kurtların avı olabilir... Fakat kanı, vadinin taşlarında tan ağarıp da güneş yükselene değin duracak!
** Vadinin Perileri * '''Suskunluğu gevezeden, hoşgörüyü hoşgörüsüzden ve kibarlığı kaba olandan öğrendim. Ne garip ki, tüm bu öğretmenlerime karşı oldukça nankörüm.'''
* [[Şiir]] bir düşüncenin ifadesi değildir. O, kanayan bir yaradan veya gülümseyen bir ağızdan yükselen bir şarkıdır.
* 'Tek doğruyu buldum' değil
* Tereddüt,
* Toprağın neresini kazarsan kaz
*
* '''Yalnız açığa çıkan ışığı görebiliyorsan,<br>Yalnız söylenen sesi duyabiliyorsan,<br>Ne görebiliyorsun,<br>Ne duyabiliyorsun.'''
* Yanlışlarımızı
* Yoksa, ne çiçek açan ne de meyve veren bir ağaç mı olsaydım; çünkü verimli olabilmenin sancısı
* En uzun ömür ile en kısa ömür arasında pek bir fark olmadığını sizi çevreleyen sonsuzluğu düşündüğünüzde anlayacaksınız.
==''[[w:Ermiş (kitap)|Ermiş]]''==
* '''Zira, aylak olmak
**
* Biz avare gezginler, daima en tenha yolu ararız; başlamaz hiçbir gün bizim başka bir günü sona erdirdiğimiz yerde ve hiçbir gün doğumu bulamaz bizi günbatımının bıraktığı yerde.<ref name=Ermis/>
**
|