Arthur Schopenhauer: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Babatolian (mesaj | katkılar)
dz.
Babatolian (mesaj | katkılar)
dz.
181. satır:
* İnsan kendi bedeninin ağırlığını, hareket ettirmek istediği her yabancı cisminkinden farklı olarak, nasıl duyumsamaksızın taşırsa, aynı şekilde kendi kusurlarını ve kötülüklerini değil, ötekilerinkini fark eder yalnızca.
* İnsan tabii ki istediğini yapabilir ama istediğini isteyemez.<ref>Will Durant, Felsefenin Öyküsü, İz Yayıncılık, s. 326</ref>
** Orijinali:'' Der Mensch kann wohl tun was er will, aber er kann nicht wollen was er will.''
*[[Dosya:Da Vinci Vitruve Luc Viatour.jpg|144px|thumb|[[İnsan]] zekasının[[zeka]]sının diğer canlılardan daha üstün oluşu, insanın çektiği ve çekebileceği acıların[[acı]]ların da diğer canlılardan daha fazla olması ile sonuçlanmıştır.]]
* [[İnsan]] [[zeka]]sının diğer canlılardan daha üstün oluşu, insanın çektiği ve çekebileceği [[acı]]ların da diğer canlılardan daha fazla olması ile sonuçlanmıştır.
* İnsanın bu dünyada yalnızlık ya da bayağılıktan birisini seçmekten başka şansı yoktur.
* İnsanın hayatı, yenileceğinden hiç şüphe etmeksizin, var olmaya çalışmak için harcanmış bir çabadır.
Satır 188 ⟶ 189:
* İnsanın somut olarak yaşadığı hayatın yanı sıra her zaman soyut olarak ikinci bir hayat yaşaması dikkate değer ve önemlidir... sakince enine boyuna düşünme alanında, önceden onu tamamen ele geçiren ve yoğun bir şekilde etkileyen şeyler soğuk, renksiz ve uzak görünür: o yalnızca bir seyirci ve gözlemcidir. <ref>Die Welt als Wille und Vorstellung</ref>
* İnsanlar akıl ve kalbi olgunlaştırmaktan bin kat daha fazla, kendileri için zenginlik biriktirmeye uğraşırlar. Oysa mutluluk için, şüphesiz ki insanın elindeki şeylerden daha ziyade, insanın içindeki şeyler önemlidir.<ref>Lev Tolstoy, Bilgelik Kitabı, AZ Kitap, s.249</ref>
* İnsanlar, tabiatları itibariyle [[şeytan]] olmaya yatkındırlar.
* İnsanlar tutumlarını ve davranışlarını çıkarları değiştiği oranda hızla değiştirirler.
* İnsanlar, yasalar ile şekillendirilebilirler. Fakat gerçek manada ahlaklı olamazlar. Kişilerin davranışlarında değişiklik yaratmak, yasalarla sağlanabilmektedir; fakat insanların içindeki kötü arzuları dindirmek mümkün değildir. Bu şekilde, ancak kişinin yolunu değiştirmesine vesile olursunuz. Fakat kötü niyetli insan, her ne koşulda olursa olsun kötülüğünü sergilemek için uygun bir yol bulma çabasından vazgeçmeyecektir. İnsanlar, öğretiler sayesinde belki farklı yollar seçmeye özendirilebilirler yahut yasalar sayesinde bu doğrultuda zorlanabilirler; fakat bu durum onları hedeflerinden caydıramaz. En fazla kötülüğün yapılacağı yol değiştirilebilir. Çünkü insanın iyilik ve kötülük anlayışı yüreğinde yer almaktadır. Bu yürek ise ona doğuştan verilmiştir. Kötü insanı yapacağı kötülükten, bencil insanı yapacağı bencillikten bir anlığına caydırabilirsiniz ama bu insanların içindeki kötülüğü ve bencilliği söküp atamazsınız. Bu kötülüğü ve bencilliği köktenci bir değişime uğratmak mümkün değildir. Nasıl ki bir kedi fareye olan aşkından vazgeçmez ise bu kişi de içinde ona doğuştan verilen güdülerinden vazgeçemez.<ref>Arthur Schopenhauer, Merhamet, Dergah Yayınları, s. 128</ref>
Satır 204 ⟶ 205:
* İyi bir aşçının eski bir ayakkabıdan bile lezzetli bir yemek çıkarabileceği söylenir; benzer şekilde iyi bir yazar da en yavan konuyu ilgi çekici ve eğlendirici hale getirebilir.<ref> Arthur Schopenhauer, Okumaya ve Okumuşlara Dair, Say Yayınları, s. 23</ref>
* İyi olanın, ellerinden sadece berbat şeyler gelenlerce tanınıp takdir edilinceye kadar beklemek zorunda kalması, zihni üstünlük için bir talihsizliktir.
felsefede* İyimserlik [[din]]lerde olduğu gibi [[felsefe]]de de gerçeklerin[[gerçek]]lerin yerini almış temel bir yanılgıdır.<ref>Die Welt als Wille und Vorstellung, Zweiter Band, Zum vierten Buch, Kapitel 48</ref>
* İyimserlik dinlerde olduğu gibi
felsefede de gerçeklerin yerini almış temel bir yanılgıdır.<ref>Die Welt als Wille und Vorstellung, Zweiter Band, Zum vierten Buch, Kapitel 48</ref>
** Orijinali: Aber Optimismus ist, in den Religionen, wie in der Philosophie, ein Grundirrtum, der aller Wahrheit den Weg vertritt.