Cemil Meriç: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Uncitoyen (mesaj | katkılar)
78.179.172.186 adlı kullanıcının son değişikliği reddedilerek Felecita sürümüne (115953) geri dönüldü
Babatolian (mesaj | katkılar)
İçerik genişletildi.
10. satır:
 
== Işık Doğudan Gelir ==
* [[İbn-i Haldun]] çağdaş düşüncenin kutup yıldızlarından biridir.
 
== Jurnal ==
* [[Düşünce]] şüpheyle[[şüphe]]yle başlar. Düşünce, tezatlarıyla bütündür. Zıt fikirlere kulaklarımızı tıkamak, kendimizi hataya mahkûm etmek değil midir?
 
* [[Düşünce]] şüpheyle başlar. Düşünce, tezatlarıyla bütündür. Zıt fikirlere kulaklarımızı tıkamak, kendimizi hataya mahkûm etmek değil midir?
* Acıları[[Acı]]ları dev aynasında büyüten rezil bir hassasiyetim var.
 
* Hepimiz sefil birer kuklayız. Tek gücümüz: intibak kabiliyeti.
21. satır:
* Şeytanın ruhuna eziyet ettiği kişi, acısını, hiç düşünmeden en yakınından çıkarır.
 
* Entelektüel, dünyayı hergün yeni baştan kurabileceğine inanan adamdır, [[René Descartes|Descartes]]'dan beri [[aklın]] ve idrakin cihanşümul olduğunu anlamıştır".
 
* Görmek tabiata tahakküm etmektir. Dış [[dünya]] ne kadar düşman unsurlarla dolup taşarsa taşsın, zekamızın gözbebeklerimizden boşalan seyyalesiyle ehlileşmeye, mutileşmeye mahkumdur.
** Quinze-Vingts Geceleri, s. 38
 
* [[Din]], [[aşk]], [[şiir]]: boşlukta yuvarlanan [[insan]]ın bir yıldıza atladığı merdivenlerdir.
** Quinze-Vingts Geceleri, s. 40
 
* En yavuz ermişlerin, en çetin kahramanların zaman zaman nasıl çamurlaştıklarını görmek, küçün insanlar için hain, buruk ve zehirli bir teselli.
** Jurnal, s. 53
 
* Realiteyi görmemek için [[din]]i, [[sanat]]ı, [[aşk]]ı yaratmışız.
** Jurnal, s. 54
 
* Neden vakur [[Juvenal]] okunmuyor? Niçin [[Lukretius|Lükres]]'in erkek sesi insanlığın ufkunda çınlamaz oldu?
** Denize Atılan Şişe, S. 34
 
* Onlar için Anadolu yoktur, İstanbul yoktur, Türkiye yoktur, üzerinde [[insan]]ların gözyaşı döktüğü, sefalet çektiği, didindiği bir [[dünya]] yoktur.
** Birkaç Kozmopolit Üzerine Hiciv Denemesi, s. 62
 
* Nihayet medrese ve saray. Efendilerinin her cinayetine eli titremeden fetva veren yıkılış çağlarının uluma-yı rüsumu: Mensuplarını herhangi bir vatandaş gibi askere yollamaz, ezelî zillet içinde, bu zilletin nimeti saydığı bir takım imtiyazları inatçılıkla muhafazaya çalışırdı.
** Birkaç Kozmopolit Üzerine Hiciv Denemesi, s. 62
 
* Uzviyi ulvileştirmek bakırdan altın imal etmek gibi hayal. Hayatımıza salgı bezlerimiz hükmediyor. Şuurun karanlık bölgelerinden yükselen çığlıkları susturamıyoruz. Çığlık homurtu oluyor nihayet. Homurtu uğultuya inkılap ediyor.
** Quinze-Vingts Geceleri IV, s93
 
== Bu Ülke ==
* Batı'dan gelen hiçbir "izm" masum değildir.
* [[Dergi]] hür [[Düşünce|tefekkür]]ün kalesi.
* [[Düşünce]]ye câzip ve parlak bir biçim vermek küçültür düşünceyi. Büyük yazar içinden gelen sesi olduğu gibi haykırandır. Kelimeleri kullanırken avamın hoşuna gidip gitmeyeceğini düşünmez.
* [[İngiliz]] hodgamdır. Bir millet değil de bir yığın. Yığın düşünmez, mâruz kalır. Nezleye yakalanır gibi tutulur bir fikre. Ateşi yükselince arslanlaşır, nöbet geçirince her mukaddesi unutuverir.
* Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekânın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek.
* Okumak, iki ruh arasında âşıkane bir mülâkattır.
* [[Kâmus]] bir milliyetin nâmusudur.
* Her kavganın ezelî mazereti: Son kavga olmak.
* [[Deha]] tabiatın en tehlikeli armağanı.
* [[İnsanlıkİnsan]]lık daima kötü oyuncaklar peşinde koşan bir çocuk.
* [[Hayat]] herkesin yaşadığı, kimsenin yaşamaktan hoşlanmadığı komedya.
* Hiçbir [[zafer]] umulanı getirmez, hiçbir [[bozgun]] mutlak değildir.
* Havarilerini yaratamayan [[İsa]]'nın yeri tımarhanedir, [[tarih]] değil.
* Güneş ülkeleri aydınlatır, [[sözlersöz]]ler milleti.
* İzm'ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri.
* [[Düşünce|Tefekkür]] [[vuzuh]]la (anlaşılabilir olmak e.n.) ile başlar, kurtuluş şuurla.
* Her büyük adam kucağında yaşadığı cemiyetin üvey evladıdır.
* Türk aydını yangından kaçar gibi uzaklaşıyor memleketten. Hayır, kirlettiği bir odadan kaçar gibi. ''(Journal, cilt 1, s. 106)''
Satır 46 ⟶ 70:
* Kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak, her namuslu yazarın vicdan borcu.
* Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanıp uçmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.
* [[Kelam]], bütünüyle haysiyettir.
* [[Kamus]], bir milletin hafızası, yani kendisi; heyecanıyla, hassasiyetiyle, şuuruyla.
* [[Slogan]], ilkelin ideolojisi.
* [[İdeoloji]]ler, uçurumları aydınlatan hırsız fenerleri.
* Kitaptan değil, kitapsızlıktan korkmalıyız.
* Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni bir ad bulduk: [[Kültür]].
* [[Kitap]], istikbale yollanan mektup… smokin giyen heyecan, mumyalanan [[Düşünce|tefekkür]].
* Tarihimiz, mührü sökülmemiş bir hazine.
* Her toplum bir kitaba dayanır: [[Ramayana]], [[Neşideler Neşidesi]] veya [[Kur’an]]: "Senin kitabın hangisi?"
* Duygunun asaleti, kuvvet ve isabetindedir.
* Yığın düşünmez[[düşünce|düşünme]]z, maruz kalır.
* Bayağı, hissetmeyendir.
* Gerçek hükümdarlar, ebedi hükümrandırlar. Hazineleri yağma edildikçe zenginleşirler.
* Meçhule açılan bir kapıdır [[kitap]]. Meçhule, yani masala, esrara, sonsuza.
* [[Mütercim]], mutlak’ı arayan bir çılgın, “felsefe taşı”nı bulmaya çalışan bir simyagerdir.
* [[Şiir]] ne bir teşrih masasıdır, ne bir teşhir çarmıhı.
* [[Polemik]] zekaların savaşıymış. [[Zeka]]lar birbiriyle savaşmaz. [[Kin]]lerinKinlerin, peşin hükümlerin, gizli çıkarların savaşı, polemik. Eski bir inancı yok etmek isteyen yeni bir düşüncenin savaşı. Ve her mübariz kendi cephesinde muzaffer.
* Yaşayanları yöneten ölülerdir. Demek ki öldürülmesi gereken ölüler de var.
* Gitmek, kaderin hatalarını düzeltmektir.
Satır 73 ⟶ 97:
* Kültür, Homo ekonomikus’un kanlı fetihlerini gizlemeye çalışan birer şal.
* Kültür, kaypaklığı, müphemiyeti ve seyyaliyetiyle Avrupa’dır. Tarif edilmeyen, edilemeyen bir kelime.
* Batı’nın [[düşünce]] tarihi[[tarih]]i akılla[[akıl]]la naklin mücadele tarihi.
* Din, Avrupa için bir afyondur, bütün ideolojiler gibi.
* Avrupa tarihi, bir sınıf kavgası tarihidir.
Satır 83 ⟶ 107:
* Bu çökmeye hazır medeniyet üç sütün üzerinde duruyor; süngü, açlık, fuhuş.
* Tarihi yaratan, fertle yığın arasındaki anlaşmazlık.
* [[Bilgi]], sonu gelmeyecek olan bir fetihtir.
* Çatışmasız toplum beraber otlayan, beraber geviş getiren adsız bir sürü.
* Tarihin mimarı: İsyan,; kadere, zamana, insana.
* Dahi, münzevi bir yıldız; anasız doğan çocuk, anasız doğan ve zürriyetsiz ölen. Zirveden zirveye akseden şarkı.
* Kronoloji: Aptalların tarihi.
* [[Din]], bir susuzluk, sonsuza karşı duyulan [[özlem]]. [[Bilgi]] değil, [[aşk]].
* Hapishane, maskelerin çıkarıldığı yerdir.
* Mahalle kavgaları, tefekkürün zirvelerine ulaşmamalı.
Satır 94 ⟶ 118:
* Yemin ederim ki, dünyanın bütün toprakları bir tek insanın kanını akıtmaya değmez.
* Hakikati bulan, başkaları farklı düşünüyor diye, onu haykırmaktan çekiniyorsa hem budala hem de alçaktır. Bir adamın ‘Benden başka herkes aldanıyor’ demesi güç şüphesiz; ama sahiden herkes aldanıyorsa ne yapsın?
* Bazen bir kuyuya benziyor hayat; kör, pis, zehirli bir kuyuya. Boğuluyorum, ölüme koşacak mecalim kalmıyor, kimseyi görmüyor gözüm. Sevdiklerim yabancılaşıyor. Kitaplar tuğla oluveriyor birden. Dostlarımın sesini tanımıyorum. Varlığım bir tele asılıyor. Bir kâbus bu, bir hastalık. Gözlerimi kaybettikten sonra bu kuyuya sık sık düştüm… İstediğini yapamamak, sakatlığımdan doğan bir aciz… Acılarımı dev aynasında büyüten rezil bir hassasiyetim var… Aczime tahammül edemiyorum… Bu, hayatımın perde arkasındaki ardı arkası kesilmeyen uğultu. ''(sayfa 47.)''
 
== Umrandan Uygarlığa ==
* İnsan zekası çevresinden tiksindiği için sanata ve felsefeye sığınır.
* Hasta ile sıhhatli adam arasındaki fark şu: hastanın başlıca kaygısı kendi varlığıdır; sıhhatli adam dış dünyayla uğraşır. Fransız düşünçesi sıhhatli bir çevrede gelişmiştir. Bakışları dış dünyaya çevrili,onu tanımak, onu kavramak ister. Fransız felsefesinin uğraştığı problemler: nazari hakikat, epistemoloji, matematik, psikoloji, sosyoloji. Hasta bir çevrede gelişen Alman düşünçesinin temel kaygısı kendi hastalığı ve onun tedavisidir. Almanya'daki bütün felsefe sistemlerinin hareket noktası ahlak problemidir.
* [[Niccolò Machiavelli|Machiavelli]]'yi ümitsizliğe[[ümit]]sizliğe düşüren, insanları[[insan]]ları değişmez sanması, rejimlerin devri olarak birbirini takip ettiğine inanması.
* Tanzimat sonrası Osmanlı irfanının dikkate layık bir tezadı: Avrupa'nın kültür emperyalizmine cihat açan Osmanlı Sadrazamı yazılarını Fransızca kaleme alırmış.
 
Satır 106 ⟶ 130:
* Kitap, zekayı kibarlaştırır.
* Bu memlekette sağcı solcu, ilerici gerici yoktur, bu memlekette namuslu ve namussuzlar vardır. Siz namuslulardan olun.
* Yalnız seninim. Ve yalnız beni düşündüğün müddetçe aşkımızın ömrü ebedîdir. Büyüyü ancak ihanetin bozar. Manevî ihanetin. Bir an için gözbebeklerinde raksedecek herhangi bir yabancı hayal... O zaman bu rüya bir kabusa döner ve bir uçurumun kıyısında uyanırsın.
* Olimpos dağının çocukları Hira dağının evlatlarını asla kabullenemeyecektir.
* Zulmün olduğu yerde, tarafsızlık namussuzluktur.
 
{{vikipedi|Cemil Meriç}}
 
"https://tr.wikiquote.org/wiki/Cemil_Meriç" sayfasından alınmıştır