Friedrich Nietzsche: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Science (mesaj | katkılar)
Babatolian (mesaj | katkılar)
dz.
4. satır:
[[Dosya:Nietzsche187a.jpg|right|thumb|200px|'''Beni öldürmeyen şey güçlendirir.''']]
[[Dosya:Lenk Nietzsche.jpg |thumb|right|Bir genci bozmanın en iyi yolu, ona aynı düşüneni farklı düşünenden daha çok saymayı öğretmek.]]
<!-- A -->
 
==Sözleri==
===Kaynaklı===
* Bu ahlaktır: Bilmeyeceksin.<ref>Jack Huberman, Ateist Aforizmalar, Maya Kitap, s. 270</ref>
 
* '''Canavarlarla [[savaş]]anlar, sonunda canavar olmamaya dikkat etmelidirler.''' Ve bir boşluğa uzun süre bakarsan, boşluk da sana bakar.
* '''Ahlak, sürü hayvanının içgüdüsüdür.'''
** [[w:en:Beyond Good and Evil|Beyond Good and Evil]]
** İyinin ve Kötünün Ötesinde, madde 202
 
* En zalim hayvan insandır.<ref>[http://www.goodreads.com/quotes/45735-man-is-the-cruelest-animal goodreads.com]</ref>
* [[Ahlak]]sal olay yoktur, yalnızca olayların ahlaksal yorumu vardır.
** İyinin ve Kötünün Ötesinde, madde 108
 
* Her türlü kötülüğü beklerim senden; bu yüzden istiyorum senden iyiliği.
* '''Ahlak, evrensel değildir.'''
** Aforizmalar
** Tan Kızıllığı, Madde 139
 
* Ahlaka boyun eğme, bir hükümdara boyun eğme gibi kölece ya da mağrur ya da çıkarcı ya da teslimiyetçi ya da budala bir heyecan ya da düşüncesizlik ya da umutsuzluk eylemi biçiminde olabilir. Bu tür boyun eğme aslında ahlaksal değil.
** Tan Kızıllığı, Madde 97
 
* Ahlak yargıları ve cezalandırmaları, daha az sınırlandırılmış olanlara karşı (özgür olan bireylere karşı) ruhsal olarak sınırlandırılmış olanın gözde intikam biçimidir.
** İyinin ve Kötünün Ötesinde, madde 219
 
*“Ahlaksal” diye nitelenen yönetmelikler gerçekte, ''insanlara karşı'' olup insanların mutluluğunu kesinlikle istemezler. Keza bu yönetmelikler “insanlığın mutluluğu ve refahı” ile bağıntılı olmaktan uzaktır.
** Tan Kızıllığı, 108
 
* Ahlak, eleştiren elleri ve işkence aletlerini kendisinden uzak tutmak için sadece her türlü korku aracına hükmetmekle kalmaz: Onun güvencesi, kullanmasını çok iyi bildiği bir tür göz boyama sanatında yatar: nasıl “coşturulacağını” bilir. Sık sık, tek bir bakışla eleştirici iradeyi felç etmeyi, hatta kendi tarafına çekmeyi başarır.
** Tan Kızıllığı, Madde 3
 
* Ahlak; uzun, korkusuz bir sahtekarlıktır.
** İyinin ve Kötünün Ötesinde, madde 291
 
* Ahlaklılık törelere itaat etmekten başka bir şey değildir (özellikle artık değildir), töreler ne tür olurlarsa olsunlar bu ilke değişmez; bununla birlikte töreler geleneksel tarzda davranmak ve değerlendirmelerde bulunmaktır. Geleneğin emretmediği şeylerde ahlak yoktur. (Tan Kızıllığı, Madde 9) Sadece gelenek olduğu için bir inanca bağlanmak... bu elbette namussuz olmak, korkak olmak, tembel olmak demektir! — Öyleyse, ahlaklılığın ön koşuluna namussuzluk, korkaklık ve tembellik olmuyor mu? (Tan Kızıllığı, Madde 101)
 
* Ahlaklılık yeni ve daha iyi geleneklerin ortaya çıkmasına karşı direnir: aptallaştırır.
** Tan Kızıllığı, Madde 19
 
===Kaynaksız===
<!-- A -->
* Ahlak ve erdeme ilişkin her sözün ardında, bir sahtekarlık ararım.
 
Satır 53 ⟶ 36:
 
*Ah! En yüksek umutlarını kaybeden soylular tanıdım ben. Şimdi kara çalmaktalar tüm yüksek umutlarına. Artık küstahça yaşıyorlar, anlık hazlar içinde ve ertesi güne dair hedefleri yok neredeyse... "Ruh, şehvettir!" böyle derlerdi. Bu sırada kırıldı ruhların kanatları; şimdi yerlerde sürünüyor ruhları ve kirletiyor kemirdiği her şeyi... Bir zamanlar kahraman olmayı düşünüyorlardı. Şehvet düşkünüler şimdi. Kahraman, artık onlar için bir kasvet ve dehşet!Fakat sevgim ve umudumla sana yemin ederim: terk edip gitme ruhundaki kahramanı! Kutlu tut en yüksek umutları!
 
* Az bilen ve az düşünen çok konuşur.
 
Satır 61 ⟶ 43:
 
* Ancak raksedebilen bir Tanrı'ya inanırım ben...
 
<!-- B -->
* [[Barış]] zamanında savaşçı kendine çatar.
Satır 79 ⟶ 62:
 
* Benim kim olduğumu anlamak zordur. Yüz yıl bekleyelim bakalım belki o zamana kadar Bay F. N.'yi mezarından çıkaracak, dahi bir insan sarrafı ortaya çıkar.
 
* Bu ahlaktır: Bilmeyeceksin.<ref>Jack Huberman, Ateist Aforizmalar, Maya Kitap, s. 270</ref>
 
* '''Bu dâhil bütün genellemeler yanlıştır.'''
Satır 129 ⟶ 110:
 
*'''Bir nesneyi hem sevebilen hem de onunla alay edebilen kimse, dehaya erişmiş demektir.'''
 
<!-- C -->
 
* '''Canavarlarla [[savaş]]anlar, sonunda canavar olmamaya dikkat etmelidirler.''' Ve bir boşluğa uzun süre bakarsan, boşluk da sana bakar.
** [[w:en:Beyond Good and Evil|Beyond Good and Evil]]
 
* Candan dilek.- "Bütün anahtarlar kayboluversin de her kilidi bir maymuncuk açsın" diye düşünür kendisi maymuncuk olan adam.
 
* Cins olarak insan her hangi başka bir hayvanla karşılaştırıldığında, bir ilerleme kaydetmez .Bütün hayvanlar ve bitkiler dünyası, alçak olandan daha yüksek olana gelişmez.Hepsi aynı zamanda, birbirinin üzerinde, birbirinin içinden ve birbirine karşı gelişirler. En zengin ve en karmaşık biçimler-çünkü daha yüksek tip sözcüğü daha çoğunu ifade etmez daha kolay mahvolurlar. Sadece en alttakiler, en aşağıdakiler görünüşte bir ölümsüzlüğü idame ederler.
 
<!-- Ç -->
 
* Çektiğim acıya bir ad taktım: "Köpek" diyorum ona. O da herhangi bir köpek gibi sadık, sıkıcı, arsız, oyalayıcı ve akıllı. Zorba tavırlarla onu azarlayabiliyor, öfkemi ondan alabiliyorum.
 
<!-- D -->
 
* [[despotizm|Despotlar]], havanın ''ahlaklı'' olduğu bölgeleri severler.
** Tan Kızıllığı, Madde 320
 
* Doğru, yaşamayı seviyoruz; ona alışmış olduğumuzdan değil ama sevmeye alışmış olduğumuzdan.
** Seçilmiş Düşünceler
Satır 182 ⟶ 157:
 
* Ebedi gerçeklik olmadığı gibi, mutlak doğru da yoktur.
 
* En zalim hayvan insandır.<ref>[http://www.goodreads.com/quotes/45735-man-is-the-cruelest-animal goodreads.com]</ref>
 
* En insani davranış, bir insanın [[utanma|utan]]ılacak duruma düşmesini önlemektir.
Satır 192 ⟶ 165:
 
* Erkeklere özgü kendini hor görme hastalığının tek çaresi, zeki bir kadın tarafından sevilmektir.
 
<!-- F -->
 
* Fatihler şansa inanmaz.
 
Satır 201 ⟶ 174:
 
* Felsefeyi tehlikeli hale getireceğiz, felsefi bilgiyi değiştireceğiz, yaşam için bir tehlikeli olan bir felsefeyi öğreteceğiz: Yaşama bundan daha iyi nasıl hizmet edebiliriz? Bir fikir insanlığa ne kadar pahalıya mal olursa, o kadar değerlidir. "Tanrı", "Vatan", "Özgürlük"; fikirleri için kendini kurban etmekten çekinmiyorsa, tüm tarih bu tür kurban etmeleri çevreleyen dumandan ibaretse, "Tanrı", "Vatan", "Özgürlük"; gibi bu popüler kavramlar karşısında "felsefe" kavramının üstünlüğü, felsefenin onlardan daha pahalıya mal olması, onlarınkinden daha büyük kıyımları gerektirmesi dışında nasıl kanıtlanabilir?
<!-- G -->
 
<!-- G -->
*'''Gerçeğin düşmanı tabular ve inançlardır.'''
*Gerçekte, [[insan]] iyi ve şeytani olanı kendisine verendir. Gerçekte, onu dışarıda almazlar, onu bir yerde bulmazlar, o şey gökyüzünden bir ses olarak da inmez onlara.
Satır 214 ⟶ 187:
 
* [[Gerçek]] ve büyük [[başarı]]lar [[mutluluk]]la tanışamaz.
 
<!-- H -->
[[Dosya:Potok pod jezerom 1.jpg|thumb|right|Hiçbir kişi, kesin olarak kendiniz geçmeniz gereken yaşamın akıntısı üzerinde bir köprü inşa edemez, hiçbir kişi ancak sen kendinle ve tek başına.]]
* Her şeyi bilen ve her şeye kadir olan bir tanrı ve amacının yaratıkları tarafından anlaşılmamasına çalışan bir tanrı... İyiliklerin tanrısı olabilir mi? Sanki insanlığın selameti için sakıncası yokmuş gibi, sayısız şüpheyi ve tereddüdü binlerce yıl boyunca yaşatıp sürdüren tanrı, buna karşın gerçekte yanılmanın korkunç sonuçlarını belirsiz bir şekilde vaat etmiyor mu? O, insanlığın nasıl da hakikat uğruna acı çektiğini, hakikate sahip olsa da iyice görebilseydi, gaddar bir tanrı olmaz mıydı? — Ama belki yine de bir iyilikler tanrısıdır... ve sadece kendini daha açık ifade edemiyor!
** Tan Kızıllığı, Madde 91
 
* Her türlü kötülüğü beklerim senden; bu yüzden istiyorum senden iyiliği.
** Aforizmalar
 
* [[Hayat]]; kendisini alt edenindir.
 
* Hayvanları ahlaksal yaratıklar olarak görmeyiz. Ama siz hayvanların bizi ahlaksal yaratıklar olarak gördüklerini mi sanıyorsunuz? — Konuşabilen bir hayvan şöyle demiş: “İnsancıllık, en azından biz hayvanların acısını çekmediği bir önyargıdır.”
** Tan Kızıllığı, Madde 333
 
*Hayat bir neşe pınarıdır. Lakin ayak takımı da içince tüm pınarlar zehirlenir,bozulur.Ben temiz şeyleri severim, fakat sırıtkan suratları ve pislerin susuzluklarını görmeyi asla istemem...Onlar kutsal suyumuzu şehvetleriyle zehirlediler. Pis hayallerine zevk deyip, dili de zehirlediler...
Satır 237 ⟶ 201:
 
* Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür, bizi ayıran küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar. Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam: "Bu köprüyü geçip bana gelir misin?" İşte o anda artık bunu istemeyiverirsin, sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın. O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer, bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız. Ama o küçücük köprüyü düşündüğünde sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde; yutkunur ve şaşar kalırsın...
 
<!-- I -->
* Issız ve yorucu dorukları sevenlerin kanatları olmalıdır!
 
* Issız ve yorucu dorukları sevenlerin kanatları olmalıdır!
<!-- İ -->
 
* İçine koyacak bir şeyiniz varsa, bir günün bin cebi vardır.
 
Satır 281 ⟶ 245:
 
* '''İnsanda büyük olan, onun bir amaç değil, bir köprü oluşudur.'''
 
* İnsanlar arasında yaşamak güçtür, susmak çok daha güçtür .
** Böyle Buyurdu Zerdüşt
 
* İnsanların bir şeyleri var ki, gurur duyuyorlar onunla. Ne diyorlardı, onları gururlandıran şeyin adına? Eğitim diyorlar ; kendilerini keçi çobanlarından ayırt eden şeymiş bu!
Satır 296 ⟶ 257:
 
* İyi huylu insana, mücadeleden kaçana [[iyi]] denir. Ama savaşçı olana da ve zaferi [[tutku]]yla isteyene de iyi denir.
 
<!-- J -->
<!-- K -->
Satır 318 ⟶ 280:
 
* Kendinden çok sözetmek, kendini gizlemenin de bir yoludur.
 
* Kimse öfkeli insan kadar çok yalan söyleyemez.
** İyinin ve Kötünün Ötesinde, m. 26
 
* '''Kendin alabileceğin bir hakkı, beklemeyeceksin sana vermelerine!'''
Satır 359 ⟶ 318:
* "[[Kötü]]", insanoğlunun ilk zamanlarındaki bütün durumlarında “bireysel”, "bağımsız”, “keyfi”, “alışılmamış”, “öngörülmemiş”, “hesaplanamaz” anlamlarına gelir.
 
* Kızışmış bir kadının eline düşmektense, bir katilin eline düşmek daha iyi değil mi?
** Tan Kızıllığı, Madde 9
<!-- L -->
<!-- M -->
* Merhameti öldürün.
 
* [[Müzik]]siz hayat hatadır.
** Twilight of the Idols
 
* [[Mutluluk]] hedef değildir. Tersine kudret duygusu hedeftir. İnsanın ve insanlığın içinde müthiş bir güç kendini deşarj etmek , yaratmak istemektedir. O, hiçbir zaman mutluluk hedefi olmayan patlamaların kesintisiz zinciridir.
Satır 373 ⟶ 327:
 
* '''Modern çağın en genel belirtisi: İnsan kendi gözünde saygınlığını inanılmaz derecede yitirmiştir.'''
 
<!-- N -->
* Nerede yaşayan bir yaratık gördümse, orada güçlü olmak isteğine rastladım.
Satır 381 ⟶ 336:
 
* Nihilizmin anlamı nedir? En üst değerlerin değersizleşmesi. Hedef yok: 'Niçin'e yanıt verilebilinmiş değil. Ya da verilen yanıtlar yetersiz kalmıştır. Kime göre çünkülerin doğru olduğunu kim bilebilir ki...
 
<!-- O -->
* O... Her şey belirlenmiş bir noktadan sonra O'na yönelir. Fakat kimi fark eder bu yönelimi, kimi ise halen farkında değildir nereden gelip nereye gittiğinin...
Satır 391 ⟶ 347:
 
* Öldürmeyen [[acı]] beni güçlendirir.
<!-- P -->
 
<!-- P -->
* Pek çok insan bir zamanlar girdikleri yol hakkında inatçıdır, amaçları hakkında inatçı olanlar ise çok azdır.
 
Satır 404 ⟶ 360:
 
* '''Peki, siz dostlar, beğeni ve beğenme tartışılmaz mı diyorsunuz? Fakat bütün hayat beğeni ve beğenme üzerine bir tartışmadır!'''
 
<!-- R -->
* Ruh peşinde koşan birinin ruhu yoktur.
 
<!-- S -->
* Size düşen ödev kendinizi kabullenmenizdir, benim sizi kabullenmemim yollarını aramak değil. Kendinden hoşlanmayan pek çok insan gördüm; bunlar önce başkalarını kendileri hakkında iyi düşünmelerini sağlarlar. Bunu başarınca da bu sefer kendileri de kendileri hakkında iyi düşünmeye başlarlar.Ama bu sahte bir çözümdür; bu başkalarının otoritesinin altına girmeyi kabullenmektir...
Satır 417 ⟶ 375:
 
* Sosyalizm; sona erdiği düşünülen en cüz'ilerin ve budalaların, yani yüzeysel insanların bir baskısı ve kıskançların, dörtte üç sahte oyuncuların, gerçekte "modern ideleri"nin mantıksal bir sonucudur. Onların, gizli anarşizmlerinin doğurduğu bir durumdur...
 
* Sosyalistlerin üslubu, umutları ve hayalleri, zararsız koyun mutluluğunun bir ifadesidir.
** Güç İstenci
 
* Sosyalizm öğretisinde, hayatın çok kötü bir şekilde olumsuzlanması, kötü bir şekilde gizlidir. Böyle bir düşünceyi nihai olarak düşünenler, kusurlu doğmuş insanlar ya da ırklar olmalıdır.
** Güç İstenci
 
* Sosyalistler, anarşistler, nihilistler varlıklarını başka birini suçlayabilecekleri bir şeyde buldukları nispette, Hıristiyanlığa yakındırlar. Zira, Hıristiyan da kendi hastalığından, marazlı bünyesinden birini sorumlu tutarak buna daha iyi tahammül edeceğine inanır. İntikam ve kin içgüdüsü her iki durumda da tahammül vesilesi, varlığı koruma içgüdüsü olarak görünüyor.
** Güç İstenci
 
* Sahip olunması zorunlu tek şey var: Ya yaradılıştan ince bir ruhtur bu, ya da bilim ve sanatlar tarafından inceltilmiş bir ruh...
Satır 434 ⟶ 383:
 
* Sürü hayvanının zayıflığının ürettiği ahlak, decadent-in ürettiği ahlaka çok benzer. Bunlar birbirini anlar ve bir ittifak oluştururlar. Büyük decadent dinler, her zaman sürünün desteğine güvenir-. Kendi başınayken sürü insanında hiçbir hastalık yoktur. Hatta çok değerlidir.Ama yönetilmeye ihtiyaç duyduklarından dolayı, bir çobana gereksinimleri vardır. Papazlar bunu bilir.
<!-- Ş -->
 
<!-- Ş -->
* Şimdiye kadar üstinsan dünyaya hiç gelmedi. En büyük ve en küçük insanı çırılçıplak gördüm. Hala birbirlerine pek fazla benziyorlar. Hakikaten, en büyüklerini bile hala pek insanca buldum.
 
Satır 441 ⟶ 390:
 
* '''Tanrı'nın da cehennemi vardır, dedi [[Şeytan]]. Bu insana olan sevgisidir.'''
<!-- T -->
 
<!-- T -->
* Tanrı iğrenç bir cevaptır... aslında bize konan iğrenç bir yasaktan ibarettir: Düşünmeyeceksin!
 
* Tanrı öldü: insana acımasından öldü tanrı.
** Böyle Buyurdu Zerdüşt, Merhamet Edenler Hakkında
 
* Tanrı yok, o olsaydı onun ben olmadığıma inanamazdım.
Satır 459 ⟶ 405:
 
* Tüm yazılmışların içinde en çok kanla yazılanı severim. Kanla yaz, göreceksin ki kan, tindir.
<!-- U -->
 
<!-- U -->
* Uçurumları sevenin kanatları olmalı.
 
Satır 468 ⟶ 414:
 
* Uçuruma gözlerinizi dikip baktığınızda, uçurum da sizin içinize bakmaya başlar.
 
<!-- Ü -->
* Ümit kötülüklerin en kötüsüdür çünkü işkenceyi uzatır.
 
* Üstinsan daha soğuktur, daha az tereddüt eder ve "fikirlerden" korkmaz; saygı ve "saygınlık" erdemlerine, ayrıca "sürü erdemi olan" hiçbir şeye sahip değildir. Önder olamıyorsa tek başına ilerler... İletişim kurulamayan biri olduğunu bilir. Sıradan olmak onun için tatsız bir şeydir... Kendisiyle konuşmadığı zamanlarda bir maske takar. İçinde, yüceltmek ya da suçlamak mümkün olmayan bir yalnızlık taşır.
** Güç İstenci
<!-- V -->
* Varlık, sonsuz bir yaradır.
 
* Vicdan sızısı utanmazlıktır.
 
<!-- Y -->
* Yaratıcılık ve keşif acıda ve yalnızlıkta saklıdır.
Satır 509 ⟶ 455:
 
* Yalan dünyasında doğruluk pathos'u nasıl oluyor?
 
<!-- Z -->
* Zavallı İnsanlık! — Beyindeki kanın bir damla fazla ya da az olması, yaşamımızı tarif edilemeyecek kadar perişan ve zor hale sokabilir. Öyle ki, Prometheus`un akbabadan çektiği acıdan daha fazlasını bu bir damla kandan çekeriz. Ama insan nedenin damla olduğunu bile bilmeyip, "şeytan!" ya da "günah!" diye düşünürse, en korkunç durum işte o zaman ortaya çıkar.
Satır 517 ⟶ 464:
 
* Tadı hoşa gideni yemeli.<br>Elbette bu, özellikle ılımlı doğalar için iyi bir gündelik yaşam kuralı olabilir.<br>Ancak öteki doğaların başka bir ilkeye göre yaşamları gerekir:<br>Sadece ağzınla değil kafanla da yemelisin ki,<br>ağzının pisboğazlığı yüzünden geberip gitmeyesin.
 
==Eserleri==
===İyinin ve Kötünün Ötesinde (1886)===
* Kimse öfkeli insan kadar çok yalan söyleyemez.
** Madde 26
 
* [[Ahlak]]sal olay yoktur, yalnızca olayların ahlaksal yorumu vardır.
** Madde 108
 
* '''Ahlak, sürü hayvanının içgüdüsüdür.'''
** Madde 202
 
* Ahlak yargıları ve cezalandırmaları, daha az sınırlandırılmış olanlara karşı (özgür olan bireylere karşı) ruhsal olarak sınırlandırılmış olanın gözde intikam biçimidir.
** Madde 219
 
* Ahlak; uzun, korkusuz bir sahtekarlıktır.
** Madde 291
 
===Tan Kızıllığı===
* Ahlak, eleştiren elleri ve işkence aletlerini kendisinden uzak tutmak için sadece her türlü korku aracına hükmetmekle kalmaz: Onun güvencesi, kullanmasını çok iyi bildiği bir tür göz boyama sanatında yatar: nasıl “coşturulacağını” bilir. Sık sık, tek bir bakışla eleştirici iradeyi felç etmeyi, hatta kendi tarafına çekmeyi başarır.
** Madde 3
 
* Kızışmış bir kadının eline düşmektense, bir katilin eline düşmek daha iyi değil mi?
** Tan Kızıllığı, Madde 9
 
* Ahlaklılık yeni ve daha iyi geleneklerin ortaya çıkmasına karşı direnir: aptallaştırır.
** Madde 19
 
[[Dosya:Potok pod jezerom 1.jpg|thumb|right|Hiçbir kişi, kesin olarak kendiniz geçmeniz gereken yaşamın akıntısı üzerinde bir köprü inşa edemez, hiçbir kişi ancak sen kendinle ve tek başına.]]
* Her şeyi bilen ve her şeye kadir olan bir tanrı ve amacının yaratıkları tarafından anlaşılmamasına çalışan bir tanrı... İyiliklerin tanrısı olabilir mi? Sanki insanlığın selameti için sakıncası yokmuş gibi, sayısız şüpheyi ve tereddüdü binlerce yıl boyunca yaşatıp sürdüren tanrı, buna karşın gerçekte yanılmanın korkunç sonuçlarını belirsiz bir şekilde vaat etmiyor mu? O, insanlığın nasıl da hakikat uğruna acı çektiğini, hakikate sahip olsa da iyice görebilseydi, gaddar bir tanrı olmaz mıydı? — Ama belki yine de bir iyilikler tanrısıdır... ve sadece kendini daha açık ifade edemiyor!
** Tan Kızıllığı, Madde 91
 
* Ahlaka boyun eğme, bir hükümdara boyun eğme gibi kölece ya da mağrur ya da çıkarcı ya da teslimiyetçi ya da budala bir heyecan ya da düşüncesizlik ya da umutsuzluk eylemi biçiminde olabilir. Bu tür boyun eğme aslında ahlaksal değil.
** Madde 97
 
* Ahlaklılık törelere itaat etmekten başka bir şey değildir (özellikle artık değildir), töreler ne tür olurlarsa olsunlar bu ilke değişmez; bununla birlikte töreler geleneksel tarzda davranmak ve değerlendirmelerde bulunmaktır. Geleneğin emretmediği şeylerde ahlak yoktur. (Tan Kızıllığı, Madde 9) Sadece gelenek olduğu için bir inanca bağlanmak... bu elbette namussuz olmak, korkak olmak, tembel olmak demektir! — Öyleyse, ahlaklılığın ön koşuluna namussuzluk, korkaklık ve tembellik olmuyor mu?
** Madde 101
 
*“Ahlaksal” diye nitelenen yönetmelikler gerçekte, ''insanlara karşı'' olup insanların mutluluğunu kesinlikle istemezler. Keza bu yönetmelikler “insanlığın mutluluğu ve refahı” ile bağıntılı olmaktan uzaktır.
** Madde 108
 
* '''Ahlak, evrensel değildir.'''
** Madde 139
 
* [[despotizm|Despotlar]], havanın ''ahlaklı'' olduğu bölgeleri severler.
** Tan Kızıllığı, Madde 320
 
* Hayvanları ahlaksal yaratıklar olarak görmeyiz. Ama siz hayvanların bizi ahlaksal yaratıklar olarak gördüklerini mi sanıyorsunuz? — Konuşabilen bir hayvan şöyle demiş: “İnsancıllık, en azından biz hayvanların acısını çekmediği bir önyargıdır.”
** Tan Kızıllığı, Madde 333
 
===Böyle Buyurdu Zedüşt===
* İnsanlar arasında yaşamak güçtür, susmak çok daha güçtür .
** Böyle Buyurdu Zerdüşt
 
* Tanrı öldü: insana acımasından öldü tanrı.
** Böyle Buyurdu Zerdüşt, Merhamet Edenler Hakkında
 
===Twilight of the Idols===
* [[Müzik]]siz hayat hatadır.
 
===Güç İstenci===
* Sosyalistlerin üslubu, umutları ve hayalleri, zararsız koyun mutluluğunun bir ifadesidir.
 
* Sosyalizm öğretisinde, hayatın çok kötü bir şekilde olumsuzlanması, kötü bir şekilde gizlidir. Böyle bir düşünceyi nihai olarak düşünenler, kusurlu doğmuş insanlar ya da ırklar olmalıdır.
 
* Sosyalistler, anarşistler, nihilistler varlıklarını başka birini suçlayabilecekleri bir şeyde buldukları nispette, Hıristiyanlığa yakındırlar. Zira, Hıristiyan da kendi hastalığından, marazlı bünyesinden birini sorumlu tutarak buna daha iyi tahammül edeceğine inanır. İntikam ve kin içgüdüsü her iki durumda da tahammül vesilesi, varlığı koruma içgüdüsü olarak görünüyor.
 
* Üstinsan daha soğuktur, daha az tereddüt eder ve "fikirlerden" korkmaz; saygı ve "saygınlık" erdemlerine, ayrıca "sürü erdemi olan" hiçbir şeye sahip değildir. Önder olamıyorsa tek başına ilerler... İletişim kurulamayan biri olduğunu bilir. Sıradan olmak onun için tatsız bir şeydir... Kendisiyle konuşmadığı zamanlarda bir maske takar. İçinde, yüceltmek ya da suçlamak mümkün olmayan bir yalnızlık taşır.
 
== Hakkında Söylenenler ==
Satır 525 ⟶ 540:
* Aralarında yüz yıl olsa da Friedrich Nietzsche ile [[Theodore Kaczynski]] bir takım önemli benzerlikler taşıyor. Her ikisi de fazlasıyla gelecek vaat eden akademik kariyerlerini reddettiler: Nietzche felsefede, Kaczynski matematikte. Her ikisi de temelde yalnız bir yaşamdan azami ölçüde yarar sağladı. “Anladığım ve bugüne dek yaşadığım haliyle felsefe, buzda ve yüksek dağlarda gönüllü olarak harcanmış bir yaşamdır” diyordu Nietzche Ecce Homo’da. Kaczynski içinde buz ve yüksek dağlar, Montana Kayalıkları’nda bir barakada geçirdiği yıllar göz önünde tutulursa, daha gerçekçi bir tasvirdi.<br>Leslie Chamberlain (Nietzsche in Turin, Londra, 1996) Nietzsche’nin yaşantısını “Tanrısız, işsiz ve evsiz” olarak özetlemişti. Kaczynski daha az başıboş dolaştı, fakat bu nitelendirme ona da tam olarak uyuyor. Her ikisininde kadınlarla ilişkisi fiyaskoyla sonuçlandı ve kadınların toplum içindeki rolüyle ilgilenmediler. İkisi de zaman zaman hastalığın ve yoksulluğun tehditi altında yaşadı. Her ikisi de tek kardeşleri tarafından ihanete uğradı: Nietzsche, aciz bir durumdayken yazılarını değiştirip bozan kız kardeşi Elizabeth’in ihanetine uğramıştı; Kaczynski’ye ise ihanet eden, kendisini FBI’ya ispiyonlayan erkek kardeşi David idi. - [[John Zerzan]] <ref>[http://sosyalsavas.org/2015/04/ustinsan-ve-unabomber-john-zerzan/ Üstinsan ve Unabomber – John Zerzan]</ref>
 
 
==Kaynak==
==Kaynakça==
{{Kaynakça}}