Jean Baudrillard: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Science (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Babatolian (mesaj | katkılar)
dz.
9. satır:
}}
<!-- Üstteki Satırlara Lütfen Kişisel Bilgileri Giriniz -->
*Bütün alanlarda insandışını bertaraf etmeyi her şeyi [[insan]] yargılarının egemenliği altına sokmayı hedefleyen antropolojik bir bütüncülüğe doğru gidiyoruz. [[İnsan hakları]] burcunun etkisiyle [[hayvanlar]]ı, doğayı ve bütün türleri genel olarak insanlaştırma, ahlaki bir antropoloji ve evrensel bir ekoloji kurma çabasındayız. <ref>Jean Baudrillard, İmkânsız Takas, Çev: Ayşegül Sönmezay, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2005, s22</ref>
 
==Sözleri==
*..[[hümanizm]], normallik, yaşam kalitesi kavramlarının artık sadece karlılığın değişkenleri olduğu gerçeği, hiçbir zaman bu kadar net olarak ifade edilmemiştir: hayvan üretim çiftliklerindeki aşırı nüfus ve alan darlığı dolayısıyla [[hayvanlar]]ın düştükleri hasta durum ve endüstriyel yoğunlaşma, üretim bantları ve diğer çalışma ortamlarının bilimsel organizasyonu nedeniyle insanların düştükleri durum arasındaki paralellik oldukça aydınlatıcıdır. Dahası insanı ilgilendiren ikinci durumda, "besiciler" iş kalitesi, çok yönlü çalışma, esnek saatler ve fabrikanın psiko-sosyal yönü gibi keşiflerle sömürülerini yok edici bir yöntemle revize etme yoluna gitmişlerdir. Bu paralellikte insanları hayvanlardan ayıran tek durum, hayvanın kısa zamanda bıçak altına giderek öldürülmesinin kaçınılmazlığıdır. <ref>Jean Baudrillard, Kötülüğün Şeffaflığı</ref>
===Kaynaksız===
* Artık inanamıyoruz; ama inanana inanıyoruz. Artık sevemiyoruz; yalnızca seveni seviyoruz. Artık ne istediğimizi bilmiyoruz, ama bir başkasının istediğini isteyebiliyoruz. İstemek, yapabilmek ve bilmek eylemleri terk edilmedi ama bir başkasına devredilerek genel olarak ilga edildiler.
 
* Bir kadın öylesine makyajlı olabilir ki, yok olduğunu anlamayabilirsiniz. [[Hayat]] öylesine aldatıcı olabilir ki, bunu hiç fark edemeyebilirsiniz.
* Hiçbir şey baştan çıkarmanın kendisinden daha büyük olmayı beceremeyecektir; onu yok eden düzen bile.
 
* Bizler bilginin[[bilgi]]nin sürekli arttığı ama irfanın sürekli azaldığı bir dünyada[[dünya]]da yaşıyoruz.
* Fotoğraf sanatı bizim için bir 'cin kovma'dır. İlkel toplumun maskları vardı, burjuva toplumunun aynaları, bizim ise görüntülerimiz var. Fotoğrafı çekilen nesne geri kalan her şeyin yok olmasının izidir sadece. Neredeyse kusursuz bir cinayet. Fotoğraftır bizi görüntüsüz bir evrene, yani salt görünüşe, en çok yaklaştıran. Çünkü nesnedir bizi gören, nesnedir bizi düşleyen. [[Dünya]]dır bizi yansıtan, dünyadır bizi düşünen. Budur temel kural.
 
* Ne estetik ne cinsel bir inancımız var ama hala bunlara sahip olmayı öğreniyoruz ve gerçek bir felaket olmayacak çünkü sanal felaket koşullarında yaşıyoruz. Hızla çoğalan aşırı şişen ama doğuramayan bir dünyanın bulantısı bu
 
* Farklılığın doğru kullanımı yoktur. Yalnızca ırkçılığın değil farklılığı sürdürmeye ve korumaya yönelik tüm ırkçılık karşıtı ve insancıl çabaların gösterdiği de budur.
 
* Felsefenin[[Felsefe]]nin sırrı , belki de kendini tanımak veya nereye gittiğini bilmek değil, ötekilerin düşlediğini düşlemektir. Kendi başına inanmak değil, inananlara inanmaktır.
 
* Hiçbir şey baştan çıkarmanın kendisinden daha büyük olmayı beceremeyecektir; onu yok eden düzen bile.
* Artık inanamıyoruz; ama inanana inanıyoruz. Artık sevemiyoruz; yalnızca seveni seviyoruz. Artık ne istediğimizi bilmiyoruz, ama bir başkasının istediğini isteyebiliyoruz. İstemek, yapabilmek ve bilmek eylemleri terk edilmedi ama bir başkasına devredilerek genel olarak ilga edildiler.
 
* Fotoğraf sanatı bizim için bir 'cin kovma'dır. İlkel toplumun maskları vardı, burjuva toplumunun aynaları, bizim ise görüntülerimiz var. Fotoğrafı çekilen nesne geri kalan her şeyin yok olmasının izidir sadece. Neredeyse kusursuz bir cinayet. Fotoğraftır bizi görüntüsüz bir evrene, yani salt görünüşe, en çok yaklaştıran. Çünkü nesnedir bizi gören, nesnedir bizi düşleyen. [[Dünya]]dır bizi yansıtan, dünyadır bizi düşünen. Budur temel kural.
* Kapitalizm erkeği tehlikesiz hale getirip, ehlileştirmek, bir dolap beygiri yapmak için kadını kullanır.
 
* Kapitalizm erkeği tehlikesiz hale getirip, ehlileştirmek, bir dolap beygiri yapmak için kadını kullanır.
* Tanrı var ama ben inanmıyorum ya da Tanrı yok ama ben inanıyorum önermeleri paradoksal bir şekilde eğer Tanrı varsa inanmak anlamsızdır, eğer Tanrı yoksa inanma bir zorunluluğa dönüşmektedir anlamına gelirler. Eğer bir şey yoksa ona inanmak lazımdır. Öyleyse Tanrı'ya inanmak o'nun varlığından, belirginliğinden ve şu anda buradalığından kuşkulanmak demektir.
 
* Mutlak koruma öldürücüdür. Tıp bunu anlamıyor. Oysa kanser ve AIDS gibi hastalıklar mutlak korunma önlemleri ve tıbbın zaferinden doğan hastalıklardır.
 
* Ne estetik ne cinsel bir inancımız var ama hala bunlara sahip olmayı öğreniyoruz ve gerçek bir felaket olmayacak çünkü sanal felaket koşullarında yaşıyoruz. Hızla çoğalan aşırı şişen ama doğuramayan bir dünyanın bulantısı bu.
*Televizyonda filmleri kesen reklamlar kuşkusuz toplum ahlakına hakarettir.
 
* Tanrı var ama ben inanmıyorum ya da Tanrı yok ama ben inanıyorum önermeleri paradoksal bir şekilde eğer [[Tanrı]] varsa inanmak anlamsızdır, eğer Tanrı yoksa inanma bir zorunluluğa dönüşmektedir anlamına gelirler. Eğer bir şey yoksa ona inanmak lazımdır. Öyleyse Tanrı'ya inanmak o'nun varlığından, belirginliğinden ve şu anda buradalığından kuşkulanmak demektir.
* Bir kadın öylesine makyajlı olabilir ki, yok olduğunu anlamayabilirsiniz. Hayat öylesine aldatıcı olabilir ki, bunu hiç fark edemeyebilirsiniz.
 
* Televizyonda filmleri kesen reklamlar kuşkusuz toplum ahlakına[[ahlak]]ına hakarettir.
* Yeni dünya düzenindeki kötülük bir kötü niyet ve irade ürünü değil, rasyonel düşünce biçiminin; yaşayıp giden normalliğin ürünüdür
 
* Yeni dünya düzenindeki kötülük bir kötü niyet ve irade ürünü değil, rasyonel düşünce biçiminin; yaşayıp giden normalliğin ürünüdür.
* Bizler bilginin sürekli arttığı ama irfanın sürekli azaldığı bir dünyada yaşıyoruz.
 
==Eserleri==
===İmkansız Takas===
*Bütün alanlarda insandışını bertaraf etmeyi her şeyi [[insan]] yargılarının egemenliği altına sokmayı hedefleyen antropolojik bir bütüncülüğe doğru gidiyoruz. [[İnsan hakları]] burcunun etkisiyle [[hayvanlar]]ı, doğayı ve bütün türleri genel olarak insanlaştırma, ahlaki bir antropoloji ve evrensel bir ekoloji kurma çabasındayız. <ref>Jean Baudrillard, İmkânsız Takas, Çev: Ayşegül Sönmezay, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2005, s22</ref>
 
:''(===Şeytana Satılan Ruh ya da Kötülüğün Egemenliği)''===
* Politikanın gizli kusuru neyi "Kötülük" olarak adlandırabileceğini bilemeyecek bir hale gelmiş olmasıdır... Politikacıların sürekli olarak yaptıkları yanlışları düzeltmeye çalışmaktan başka bir şeyle uğraşmadıkları söylenebilir.
:''(Kötülüğün Egemenliği)''
 
===Kötülüğün Şeffaflığı===
==Kaynak==
*..[[hümanizm]], normallik, yaşam kalitesi kavramlarının artık sadece karlılığın değişkenleri olduğu gerçeği, hiçbir zaman bu kadar net olarak ifade edilmemiştir: hayvan üretim çiftliklerindeki aşırı nüfus ve alan darlığı dolayısıyla [[hayvanlar]]ın düştükleri hasta durum ve endüstriyel yoğunlaşma, üretim bantları ve diğer çalışma ortamlarının bilimsel organizasyonu nedeniyle insanların düştükleri durum arasındaki paralellik oldukça aydınlatıcıdır. Dahası insanı ilgilendiren ikinci durumda, "besiciler" iş kalitesi, çok yönlü çalışma, esnek saatler ve fabrikanın psiko-sosyal yönü gibi keşiflerle sömürülerini yok edici bir yöntemle revize etme yoluna gitmişlerdir. Bu paralellikte insanları hayvanlardan ayıran tek durum, hayvanın kısa zamanda bıçak altına giderek öldürülmesinin kaçınılmazlığıdır. <ref>Jean Baudrillard, Kötülüğün Şeffaflığı</ref>
 
 
==Kaynakça==
{{Kaynakça}}