Toplum Sözleşmesi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Caneruygar (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Caneruygar (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
22. satır:
* Üyelerinden her birinin canını, malını bütün ortak güçle savunup koruyan öyle bir [[toplum]] biçimi bulmalı ki, orada her [[insan]] hem herkesle birleştiği halde yine kendi buyruğunda kalsın, hem eskisi kadar [[özgürlük|özgür]] olsun.
 
*Bir zindanda da sessizlik ve huurhuzur içinde yaşanılabilir. Ancak bu zidanı özlenecek bir yer yapmaz.
 
*Gerçekte, yasa her zaman malı mülkü olana yararlı, olmayana zararlıdır. Bunun sonucu olarak, toplum hali insalar için,
hepsinin bir şeyleri olması ve hiçbirinin çok şeyi olmaması halinde yararlı olur.
 
*Niçin genel istem her zaman doğrudur ve herkesin mutluluğunu ister? Çünkü herkes sözcüğünü kendine mal etmeyecek ve
herkes için oy kullanırken kendini düşünmeyecek bir insan yoktur.
 
*İyi yönetilen bir devlette cezalar azdır. Bunun nedeni bağışlamaların çokluğu değil, suçluların azlığıdır.
 
*Kim olursa olsun bir adamın kendi başına verdiği buyruklar yasa olamaz. Hatta egemen varlığın bile, özel bir konuda verdiği buyruk yasa değil,
olsa olsa kararnamedir; bir egemenlik işi değil, bir yönetim işidir.
 
*Halka halkın diliyle değil, kendi dilleriyle seslenmek isteyen bilge kişiler demek istediklerini halka anlatamazlar.
 
*Eşitlik; güç ve zenginlik derecesinin herkes için kesinlikle aynı olması değil, bu gücün hiçbir zorbalığa kaçmaması ve ancak mevki ve yasalar
gerektirdikçe kullanılması, varlık bakımından da hiçbir yurttaşın ne başkasını satın alacak kadar zengin, ne de kendini satmak zorunda kalacak kadar
yoksul olmaması gerektiğidir.
 
*Devlet ne kadar büyürse özgürlük o kadar azalır.
 
*Lüks, yurdu gevşekliğe ve yokluğa sürükler; devletin elinden bütün yurttaşlarını alır; onları birbirine, hepsini de kamuoyuna köle eder.
 
*Bir tanrılar ulusu olsaydı demokrasi ile yönetilirdi. Böylesi olgun bir yönetim insanların harcı değil.
 
*Hükümet bir tek kişinin eline geçince hükümdarla halk arasına çok büyük bir açıklık girmiş olur, devlet de bağlantıdan yoksun kalır.
Bağlantı kurmak için birtakım ara sınıfların bulunması gerekir; bu sınıfları doldurmak için de hükümdarlara, büyüklere, soylulara gereksinim duyulur.
Ama bütün bunlar küçük bir devlete uygun gelmez. Çünkü her türlü sınıf ayrımı onu yıkıma götürür.
 
*Tembellikleri ve paraları yurttaşlara sağlasa sağlasa yurdu köleliğe sürükleyecek askerlere, onu satacak temsilciler sağlar.
 
*Bir kimse devlet işleri için neme gerek dedi mi, devleti yok olmuş bilmeli.
 
== Kaynakça ==