Mustafa Kemal Atatürk/Genel konular: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
Değişiklik özeti yok
12. satır:
* Birbirimize vereceğimiz işaret şudur: İleri, daima ileri.
* Biz dünya [[medeniyet]]i ailesi içinde bulunuyoruz. [[Medeniyet]]in bütün icaplarını tatbik edeceğiz.
* Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar, burada bir dost vatanının toprağındasınız. Huzur ve sukunsükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını savaşa yollayan analar, göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızda, huzur içindeler ve huzur içinde uyuyacaklardır. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.
:''(Çanakkale Savaşları'nda ölen yabancı askerler için, Şükrü Kaya vasıtasıyla söyledikleri)''
* Büyük kararlar vermek kâfi değildir. Bu kararları cesaret ve kesinlikle tatbik etmek gerekir.
19. satır:
* Dünya'nın bize saygı göstermesini istiyorsak, evvela biz kendi benliğimize ve milliyetimize bu saygıyı duyguda, düşüncede, bütün davranış ve tutumumuzda göstermemiz gerekir.
* Dünya'da hükümet için kanuni yalnız ve tek bir esas vardır. O da karşılıklı görüşme ve danışmadan ibarettir.
* Düşmana merhamet acizlik ve zaaftır. Bu, insaniyet göstermek değil, insanlık özelliğinin yok oluşunu ilân etmektir.<ref>Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt: 2, Sayfa: 117</ref>
* Efendiler! Bir şeyin zararıyla bir şeyin imhası ile yükselen şeyler bittabi' o şeyden zarara uğrayanı alçaltır. Hakikaten Avrupa'nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlana durmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki;Hangi hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleri ile, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? '''Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir. ''' (''(6 Mart 1922, T. B. M. M. TBMM)'')
* Efendiler! [[Kıbrıs]] düşman eline geçerse ikmal yollarımız kapanır. [[Kıbrıs]]'a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir.
* Ermenilerin bu feyizli ülkede hiçbir hakkı yoktur. <ref>http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=156</ref>
Satır 34 ⟶ 35:
* Milletimiz her güçlük ve zorluk karşısında, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük Türk Milletinin bu yoldaki hızını, her vasıtayla arttırmaya çalışmak, bizim hepimizin en kutlu vazifemizdir.
* Milletler arası anlaşmazlıklar ancak iyi niyetle ve genel çıkarlar adına karşılıklı fedakarlık yolu ile halledilebilir.
* Milletleri yükselten bu hususa bir âmil daha ilâve edelim: Milletlerin kalbinde [[intikam]] hissi olmalı. Bu alelâde bir intikam değil, hayatına, istikbaline, refahına düşman olanların zararlarını dermeyi hedef tutan bir [[intikam]]dır. ''(20 Mart 1923, Adana TürkocağıTürk Ocağı)''
* Milli his ile [[Türkçe|dil]] arasındaki bağ çok kuvvetlidir. [[Türkçe|Dilin]] milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, [[Türkçe|dilini]] de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.
* Milli mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur.
* [[Muhacir]] diye küçümsenenler, tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlar, yani "Düşmanla sonuna kadar dövüşenler", çekilen ordunun ri'cat hatlarını sağlamak için kendilerini feda edenler ve düşman karşısında kaçmak, çekilmek nedir bilmeyenlerdir. Muhacirler kaybedilmiş ülkelerimizin milli hatıralarıdır.
:* Osmanlı tebaasından olan Ermeni unsurları, gördükleri teşvik ve yardımın neticesiyle de, milli namusumuzu yaralayacak taşkınlıklardan başlayarak, nihayet hazin ve kanlı safhalara girinceye kadar küstahane tecavüzlere koyuldular.<br><br>Vatanın parçalanması söz konusu ve karar olarak, Doğu Vilayetleri'mizde "Ermenistan", Adana ve Kozan havalisinde "Kilikya" adı ile yine Ermenistan; bu milletin, esarete, kölelik payesine indirilmesi ve nihayet bu devletin tarih sayfasını kapatarak ebediyet mezarına defnetmek gibi, insaniyet ve medeniyetle ve hele milliyet esaslarıyla bağdaşmayan emeller kabul ve onay yeri bulmuş ve görülüyor ki, tatbikat devresi de başlamıştır.<br><br>Bir istila fikri besleyen Ermeniler, Nahçıvan'dan Oltu'ya kadar bütün İslam ahaliye baskı ve bazı mahallerde katliam ve yağma yapıyorlar. Sınırlarımıza kadar İslamları mahva mahkum ve göçe mecbur ederek Doğu Vilayetlerimiz hakkındaki emellerine doğru emniyetle yaklaşmak ve bir taraftan da 400.000 olduğunu iddia ettikleri Osmanlı Ermeni'sini bir dayanak olmak üzere memleketimize sürmek istiyorlar. Memleketimizde külliyetli yabancı parası ve birçok propagandalar cereyan ediyor. Bundaki gaye, pek aşikardır ki, milli hareketi neticesiz bırakmak, Yunan, Ermeni emellerini ve vatanın bazı mühim kısımlarını işgal gayelerini kolaylaştırmaktır. ''(23 Temmuz 1919)''
* Osmanlı tebaasından olan Ermeni unsurları, gördükleri teşvik ve yardımın neticesiyle de, milli namusumuzu yaralayacak taşkınlıklardan başlayarak, nihayet hazin ve kanlı safhalara girinceye kadar küstahane tecavüzlere koyuldular.
* Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. . . Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla [[Yorulmak|yorulmazlar]]. Türk Gençliğigençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
:Vatanın parçalanması söz konusu ve karar olarak, Doğu Vilayetleri'mizde "Ermenistan", Adana ve Kozan havalisinde "Kilikya" adı ile yine Ermenistan; bu milletin, esarete, kölelik payesine indirilmesi ve nihayet bu devletin tarih sayfasını kapatarak ebediyet mezarına defnetmek gibi, insaniyet ve medeniyetle ve hele milliyet esaslarıyla bağdaşmayan emeller kabul ve onay yeri bulmuş ve görülüyor ki, tatbikat devresi de başlamıştır.
:Bir istila fikri besleyen Ermeniler, Nahçıvan'dan Oltu'ya kadar bütün İslam ahaliye baskı ve bazı mahallerde katliam ve yağma yapıyorlar. Sınırlarımıza kadar İslamları mahva mahkum ve göçe mecbur ederek Doğu Vilayetlerimiz hakkındaki emellerine doğru emniyetle yaklaşmak ve bir taraftan da 400.000 olduğunu iddia ettikleri Osmanlı Ermeni'sini bir dayanak olmak üzere memleketimize sürmek istiyorlar. Memleketimizde külliyetli yabancı parası ve birçok propagandalar cereyan ediyor. Bundaki gaye, pek aşikardır ki, milli hareketi neticesiz bırakmak, Yunan, Ermeni emellerini ve vatanın bazı mühim kısımlarını işgal gayelerini kolaylaştırmaktır. ''(23 Temmuz 1919)''
* Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. . . Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla [[Yorulmak|yorulmazlar]]. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
* Sonuçta İngilizler ve Fransızlar Çanakkale'den çekildiler. Bu kendilerince başarılı bir çekiliştir.
* Türk genci, devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve devrimleri benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır. Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu mahkum edecektir. Yine düşünecek: “Demek adliyeyi de islahıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım!” Onu hapse atacaklar. Kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber; bana, İsmet Paşa'ya, Meclis'e telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “Ben inan ve kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimde haklıyım. Eğer buraya haksız gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir!” İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği! ''(Bursa Söylevi)''
* Türk milletinin istidadı ve kesin kararı [[medeniyet]] yolunda, durmadan, yılmadan ilerlemektir.
* Türkiye bir maymun değildir. Hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne Batılılaşacaktır. O, sadece özleşecektir.
Satır 53 ⟶ 52:
*Tüm insanlarını seviyorum. Memleketimin kadınlarını, erkeklerini... Bazı şarkılar bana bu insanlardan bir gün kopacağımı hatırlatıyor, onlardan uzak düşeceğimi... Bir gün onlarla olamayacağımı... İşte o zaman, şarkının sözleri ne olursa olsun içime bir ateş düşüyor... Ve sonradan gözyaşı olarak akıp gidiyor. Unutma, Mustafa Kemal'ler de insandır ve onlar da zaman zaman şu ya da bu nedenle ağlamak isterler. ''(Sabiha Gökçen'e bir şarkı üzerine ağlamasının nedenini açıklar.)''
* Zafer, zafer benimdir diyebilenindir.
* Deyimimi bağışlayınız, altı kaval üstü şişane diye ifade olabilecek bir kıyafet ne millidir ve ne de beynelmileldir.O halde kıyafetsiz bir millet olur mu ? Arkadaşlar, turan kıyafetini araştırıp onu yeniden canlandırmaya yer yoktur. Uygar bütün ulusların kabul ettiği kıyafet bizim için çok mükemmel, milletimiz için en uygun bir kıyafettir. Yunan serpuşu olan fesi giymek caiz olur da şapkayı giymek neden olmaz? ''(<ref>Söylev ve Demeçler, C. II, 1925)''</ref>
 
== Kaynaklar ==