Tahir Musa Ceylan: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Anabasis1944 (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Anabasis1944 (mesaj | katkılar)
Yeni sözler eklendi
22. satır:
*Alt sosyal gruptan üste çıkanda takıntı, üst gruptan alta inende dağınıklık gözlenir.
*Amacım azalmaya alışa alışa bir gün tamamen sessizliktir.
*Anatomiyi iyi bilirim, hayatımı çünkü kadavralarda ar damarı aramakla geçirdim.
*Ancak bir arayıcı sahip çıkıcı olabilir.
*Ancak yaşamını öyküleştirebilenin benlik değeri yükselir.
Satır 37 ⟶ 38:
*Aşk olsun da hayat ne olursa olsun
*Aşk, ortak benlikteki eriyik yapıyı, dış dünyada eriyerek bütünleşmek biçiminde taklit ettiği için vazgeçilmezdir.
*Aşktı, akrabaydı, arkadaştı derken insanlardan kurtulmak uzun zaman alıyor.
*Artık kendimi savunacak yaşları geçtim, tehlikeye atılmayacak yaşlara geldim.
*Ayak ne kadar kalkar ve açılırsa saygı o kadar azalır, saygının aslı çünkü, "sen hareket etmeden ben hareket etmiyorum"a dolayısıyla "senin birincil hareketine ikincil olarak katılmayı severek kabulleniyorum"a dayanır.
Satır 44 ⟶ 46:
*Babam gibi olmalıydım, babam gibi olamazdım, ancak ona acıyarak kendimi kurtardım.
*Babam insanlara sekizyüz milyon buğday tanesi vermişti, ben de sekizyüz bin sözcük verdim; bu kadarı yeter babama erişemeyeceğim
*Bağırsağı uzun olanın iştahı fazladır.
*Başarı ölçüm meselesidir, zamanı, mesafeyi, karşıdakini, olup biteni ve kendini ölçemeyen başaramaz.
*Başarılı adamlar yaşamlarını bütünüyle kontrol etme hayaline ve gücüne sahiptir.
Satır 86 ⟶ 88:
*Bilmiyorum nedense şehirlerde işçiler azaldı kediler çoğaldı.
*Binlerce ekmeği olan bazıları hayatını bir fazla ekmeğe harcamıştır.
*Bir bebeğin/çocuğun hayatında ortaya çıkan herhangibirherhangi bir ihtiyaç hangi yaşta karşılanmamaya başlamışsa, o yaşın o ihtiyacı telafi yöntemi sonraki yaşların hastalığı olur.
*Bir eser olarak insan iyi bir imzadır.
*Bir gün dünyadan sıtma gibi depresyon da eredike edilirse, hümanizma kalmayacaktır.
Satır 92 ⟶ 94:
*Bir insanın dışını düzenleyememesi, içini düzenleyememesinden kaynaklanır.
*Bir ilişkinin anahtarı göz göze temastır.
*Bir inciri iki dakikada yiyorsa tamahkâr olamaz,iki saniyede yiyorsa tamahkârdan başkası olamaz.
*Bir insan kendini izlemezse asosyal kalır, kendini izlemeyi öğrenmek de bebekken anne tarafından izlenmekle başlar.
*Bir insana ilaç yazılması tarihi bir olaydır.
*Bir insanın davranışlarındaki bozulmanın önemli nedeni ödül sistemindeki bozulmadır, ödüle duyarsızlık veya ödüle sürgit açlık bozar bozar ve yok eder.
*Bir kere yenilin, aksi halde yenilmek korkusu sizi zayıf tutar.
*Bir nalbant en fazla bir at yaşatırsa, bir baytar da bir nalbant öldürür ancak.
*Bir sarmaşığın bile yarım metre ülkesi vardır.
*Bir şey yıkılırsa, çocukların öğreneceği parçalar olur.
Satır 107 ⟶ 111:
*Birbirinize çok benzemeye başlarsanız ortaklığın gücünden, güveninden insanlarda göze batan çok şey görmeye başlarsınız.
*Bireysel olarak insanlarında "güçsüzlük" kültürü olan toplumların alt gruplarında güçsüzlük duygusunda ortaklığın yarattığı coşkuyla çocuksu bir "güçlülük" duygusu oluşur.
*Bir yıkayıcı olarak yağmurun sokaklarda, bir kirletici olarak insandan daha fazla hakkı vardır.
*Birincil narsizm hayvana, ikincil olansa insana bağlıdır, o yüzden ilki haklı, sonraki hastalıklıdır.
*Biyolüminesans, yani tabiatta ışık veren canlılar var, enerjilerinin % 95'ini buna ayırıyorlar, biz ampullere % 5 ayırıyoruz, demek gelişiyoruz!
Satır 132 ⟶ 137:
*Canlıları hayatta bırakan yiyecek değildir, bağlanacak bir şey bulmalarıdır, hiç bağsız bir can olmamıştır.
*Canlılarla birlikte hastalıklar da evrim geçirir.
*Cesaretini başkasına değil kendine karşı kullananların yapma gücü olur.
*Ceviz beyne, süt bebeğe, dişi erkeğe iyi gelir, çünkü insanın ancak kendine benzer şeyler kendine iyi gelir.
*Cildindeki elektiriği içsel bir güçle değiştirebilirsen başkasıyla eşduyum yapma yetini de arttırmış olursun, derisi insanın çünkü en az kendisi, en fazla başkası olan yeridir.
*Çalışkan toplumların mutfak kültürü zayıftır.
Satır 190 ⟶ 196:
*Eğer ergenin beceriksizliği toplumun kulağına kaçarsa, gençte yaşam boyu bir çalışma felci gelişir.
*Eksiği küçük olanlar onu kapatıp yıldızlaşır, eksiği büyük olanlar kapatamayıp yalnızlaşır; eksiği çok büyük olanlarsa, eksiği küçük olanların eksiğini kapatmakta kullanılır.
*En çok, yürürken asla sadece yürümeyen insanları sevdim.
*En değişmez insanlar, köpek üzüntüsü çeken kadınlar oluyor hep.
*En düzenli salınan mevsimlerse en değişken salınan da kadınlardır.
*En işe yarar zamanölçer beyindir.
Satır 328 ⟶ 336:
*İnsanın yaptığı ilk plan, işemesini tutmaktır.
*İnsanların organları ve birbirleri arasında eş ritm vardır, insanlar da çünkü insanlığın organlarıdır.
*İtidal tokluktan gelir.
*Kader bazen senin kaderini iyileştirmek ister ve yine bazen, iyileştirme yapmakta olan kaderden habersiz sen kaderini eline almaya çalışarak, kaderini değiştirmek isteyen kaderine engel olursun.
*Kadınlar ilk doğumda tecrübe ettikleri halde, acı içinde kalma pahasına neden sonraki çocuklarını doğurur? Çünkü annelik hormonu oksitosin, ilk doğum sırasında beynin kayıt yapmasını engeller.
Satır 363 ⟶ 372:
*Konuşan değil konuşamayan yazarsa iyi olur, dili olmadan yazısı olmak iyi bir kontrasttır, asimetrisini büyütemeyen gelişemez.
*Kazanç belirsizse dürtü fazladır.
*Kızmışsa, vurup kırıyorsa zaptedilmekzapt edilmek yoluyla kendine dokunulmasını arzu ediyor olabilir.
*Keşke fizik ve zihin arasındaki uçurum bu kadar büyük olmasaydı.
*Kimin hakikati azsa onun yavanlığı fazladır.
*Konuşmasında ve davranışında müzik olmayanın sosyalliği zorlamayla olur.
*Küçük fazlalık ve azlıklar için "çok", "şahane", "inanılmaz" gibi sözcükleri rahatça kullananların büyük fazlalık ve azlıklara doğru genişleyebilecek zihinleri kalmaz.
Satır 388 ⟶ 398:
*Madde yavaşlıkla oluşmuştur, çok hızlı bir şeyin maddeliği ve maddiliği kalmayabilir.
*Mantığı olmayan bir şeyin yaratılması çok üst düzey bir yapı gerektirir.
*Mimikler barbunya tanelerindeki desenler gibi olsaydı, eğer hangi adam hangi kadından, hangi ana hangi çocuktan, hangi katil hangi maktulden vazgeçerdi.
*Müzisyenliği seslere, ressamlığı renklere, şairliği sözcüklere karşı aşırı duyarlılık olarak da görebiliriz.
*Narsisizm dünyaya yapışma sürecinden kalıntıdır, sorun kalıntının yapışma gerekmeyen zamanlara kalmasıdır.
Satır 403 ⟶ 414:
*Ne kadar çok sessiz kurban verilirse o kadar çok ilerleme olur.
*Obsesif-paranoid dizgede kişilik bozukluğu olanlar en soyut konuyu bile örneklendirerek anlatırlar, somutlaştırma dar kafaya iyi gelir çünkü.
*Oburluk tatları unutmaktan ve yeniden hatırlamak çabasından gelir.
*Olan ve olması gereken arasındaki mesafe ve zamanı kapatma işlemine çaba denir.
*O kadar içine çekilmişti ki, ölümü bitki intiharına benzemişti.
*Optimum sayıda kötü gereklidir.
*Organikleşmek, organize olmaksa sonuçta inorganikte tıkanmış bir şey vardır, sakın bu bilgisizlik olmasın.
Satır 455 ⟶ 468:
*Söylediklerim kendimedir, sizlere boşluk bırakıyorum.
*Sevgi ve inanç insanlığın varlığını sürdürmesi için bedelsiz kullanılabilecek yegane iki şeydir.
*Siyah haksızlığa, beyaz saldırıya, sarı uzak tutulmaya, kırmızı damgalanmaya uğrar, insan renksiz olmalıdır.
*Suçluluk ve adalet duygumuz, tek başına ve kopuk değil, bütüne ait, bütünün diğer parçalarını da kendimiz bildiğimiz bir varoluşumuz olduğuna dair somut kanıttır.
*Sorularla cevaplar birbiriyle dansediyorsa konuşmada zevk vardır.
Satır 496 ⟶ 510:
*Uygarlık, elde başparmağın diğer parmaklara karşılık tutma becerisi kazanmasının sonucudur ki, bunun için el ayasının ve diğer parmakların kısalması, başparmağın da uzaması gerekmiştir.
*Uygarlık zorunlu kılar.
*Uyku bazen mideden, bazen kalpten, bazen de gözden gelir; ilkinden aç insan, ikincisinden dost insan sonuncusundan cingöz insan olur.
*Uzun süreli işe girişende kendine pozitif bakışta patolojik bir fazlalık vardır.
*Üyeleri birbirini yaralamadan savaşan türler ortaklık içgüdüsüne sahiptirler ve her biri karşıdakini kendi parçası kabul eder.