Jean Baudrillard: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Science (mesaj | katkılar)
HakanIST (mesaj | katkılar)
k yazım düzeltme, değiştirildi: hiç bir → hiçbir AWB ile
13. satır:
===Kaynaksız===
* Artık inanamıyoruz; ama inanana inanıyoruz. Artık sevemiyoruz; yalnızca seveni seviyoruz. Artık ne istediğimizi bilmiyoruz, ama bir başkasının istediğini isteyebiliyoruz. İstemek, yapabilmek ve bilmek eylemleri terk edilmedi ama bir başkasına devredilerek genel olarak ilga edildiler.
 
* Bir kadın öylesine makyajlı olabilir ki, yok olduğunu anlamayabilirsiniz. [[Hayat]] öylesine aldatıcı olabilir ki, bunu hiç fark edemeyebilirsiniz.
 
* Bizler [[bilgi]]nin sürekli arttığı ama irfanın sürekli azaldığı bir [[dünya]]da yaşıyoruz.
 
* Farklılığın doğru kullanımı yoktur. Yalnızca ırkçılığın değil farklılığı sürdürmeye ve korumaya yönelik tüm ırkçılık karşıtı ve insancıl çabaların gösterdiği de budur.
 
* [[Felsefe]]nin sırrı , belki de kendini tanımak veya nereye gittiğini bilmek değil, ötekilerin düşlediğini düşlemektir. Kendi başına inanmak değil, inananlara inanmaktır.
 
* Hiçbir şey baştan çıkarmanın kendisinden daha büyük olmayı beceremeyecektir; onu yok eden düzen bile.
 
* Fotoğraf sanatı bizim için bir 'cin kovma'dır. İlkel toplumun maskları vardı, burjuva toplumunun aynaları, bizim ise görüntülerimiz var. Fotoğrafı çekilen nesne geri kalan her şeyin yok olmasının izidir sadece. Neredeyse kusursuz bir cinayet. Fotoğraftır bizi görüntüsüz bir evrene, yani salt görünüşe, en çok yaklaştıran. Çünkü nesnedir bizi gören, nesnedir bizi düşleyen. [[Dünya]]dır bizi yansıtan, dünyadır bizi düşünen. Budur temel kural.
 
* Kapitalizm erkeği tehlikesiz hale getirip, ehlileştirmek, bir dolap beygiri yapmak için kadını kullanır.
 
* Mutlak koruma öldürücüdür. Tıp bunu anlamıyor. Oysa kanser ve AIDS gibi hastalıklar mutlak korunma önlemleri ve tıbbın zaferinden doğan hastalıklardır.
 
* Ne estetik ne cinsel bir inancımız var ama hala bunlara sahip olmayı öğreniyoruz ve gerçek bir felaket olmayacak çünkü sanal felaket koşullarında yaşıyoruz. Hızla çoğalan aşırı şişen ama doğuramayan bir dünyanın bulantısı bu.
 
* Tanrı var ama ben inanmıyorum ya da Tanrı yok ama ben inanıyorum önermeleri paradoksal bir şekilde eğer [[Tanrı]] varsa inanmak anlamsızdır, eğer Tanrı yoksa inanma bir zorunluluğa dönüşmektedir anlamına gelirler. Eğer bir şey yoksa ona inanmak lazımdır. Öyleyse Tanrı'ya inanmak o'nun varlığından, belirginliğinden ve şu anda buradalığından kuşkulanmak demektir.
 
* Televizyonda filmleri kesen reklamlar kuşkusuz toplum [[ahlak]]ına hakarettir.
 
* Yeni dünya düzenindeki kötülük bir kötü niyet ve irade ürünü değil, rasyonel düşünce biçiminin; yaşayıp giden normalliğin ürünüdür.
* Birisinin: ‘Bu [[doğru]]dur, bu [[gerçek]]tir.’ dediği bir yerde bir kişi herkesi kahkahaya boğan bir kültür hayal edebilir.
 
* Birisinin: ‘Bu [[doğru]]dur, bu [[gerçek]]tir.’ dediği bir yerde bir kişi herkesi kahkahaya boğan bir kültür hayal edebilir.
 
* Dünyanın ikinci en büyük [[suç]]u sıkıcılık olabilir. İlki ise sıkıntı veren olmaktır.
 
Satır 54 ⟶ 40:
 
===Kusursuz Suç (1993)===
*Enigmatik duruma gelmeyen hiç birhiçbir şey tamamen apaçık değildir. [[Gerçek|Gerçeğin]] kendisi [[doğru]] olmak için yeterince apaçık değildir.
 
===Simülakrlar ve Simülasyon===