Tahir Musa Ceylan: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Anabasis1944 (mesaj | katkılar)
kDeğişiklik özeti yok
Anabasis1944 (mesaj | katkılar)
Bir söz eklendi
197. satır:
*En değişmez insanlar, köpek üzüntüsü çeken kadınlar oluyor hep.
*En düzenli salınan mevsimlerse en değişken salınan da kadınlardır.
*En düzenli her yer dağınıkken bulabilen, her şey karışıkken yapabilendir.
*En işe yarar zamanölçer beyindir.
*En köklü mutluluğu derin bir üzüntü duyabilme gücü olanlar yaşar.
Satır 217 ⟶ 216:
*Erkekler her yaşta kendini daha iyi durdurur
*Ezilip duran adamların bir kadın sevmesi zordur
*Ferahtı, sanki nefes açıcı bir taştan yapılmıştı.
*Gece içimde hiçbir şey kalmadığı için sabah ölecek gibi kalkarım.
*Gelecek ileride değil dışarıdadır, geçmiş geride değil içeridedir.
Satır 226 ⟶ 224:
*Güneyde büyümek, sahtecilik öğrenmek; kuzeyde büyümek, iç disiplin edinmek demektir.
*Geçmiş kabul etmiş olsa da, gelecek bazılarımızı kabul etmeyecektir.
*Geldiğinde esmerdi gittiğinden, gittiğinde esmerdi geçmişinden ve o geçmişte esmerdi herkes bir evvelinden, giderek bir koyuluk, koyuluğa koyulanlar bilmeden.
*Gizli olan güçlüdür.
*Güvercinlerin ve taksi şoförlerinin hipokampüsleri büyük olur, birisi yiyeceğin, diğeri şehrin haritasını çizer beynine çünkü.
Satır 266 ⟶ 263:
*Huzur sabitlikte, heyecan değişimde, mutluluk küçüklükte, büyüklük aşkta vardır.
*Herkes her şeye katılır, kimyada gözlemciler bile moleküllere katılırken insan birbirine bulaşmadan ne kadar durabilir.
*Her yer hayatla kirliyken hala temiz, sahici, ilkeldi ve antik bir mermer gibi huzura ermişti.
*His bir karşılaşma ürünüdür.
*Her şeyi birkaç defa kontrol etmeden rahat edemeyen insanlar, çocukluklarında arkalarına öngörülebilir ve sürdürülebilir bir anne desteği alamamışlardır, onun için yetişkinliklerinde kendilerine güvenli bir zemin sağlayacak mekan, insan ve olayların sağlamlığını sık sık kontrol etme ihtiyacı duyarlar.
Satır 288 ⟶ 286:
*İnsanları anlamak değil de onlara anlaşıldıklarını hissettirmek önemliyse, anlayanlar ve anlaşılanlar olarak bu çok taraflı bütünlüğün içinde tek taraflı her şey yok hükmündedir.
*İnsanların ölmesi insanlığın derisinin dökülmesi gibidir.
*İçinde düşecek bir uçurumu olmayan adamlar, kadında atlayacak bir uçurum illa ki bulurlar.
*İçine ortaklık koymadığınız bir eylem insan için doyurucu değildir, zemininde ortaklık düşüncesi olmayan bir fikir kapsayıcı ve her adımda tamamlanarak doğrulanıcı biçimde açıklayıcı değildir, içine ortaklık güdüsü koymadığınız bir canlı yaşayabilir değildir ve ortak yapısı olmayan madde varolabilir değildir.
*İnsani sosyal ortam insan biyolojisinin kendine uygun psikolojiyi aramasına izin veren ortamdır, zengin sosyal ortamsa o psikolojinin bulunduğu ortamdır.
Satır 298 ⟶ 295:
*İyilerin sahte kötülerin sahici görünmesinin nedeni dünyanın kötü bir yer olmasındandır.
*İç sesler insana kendinden haberlerdir.
*İğrendiği şeyler insanın alerjisi olduğu şeylerdir.
*İlkel bir canlıyla karşılaşıldığında yakınlık, ilkel insanla karşılaşıldığında yabancılık duygusu gelişir.
*İlk sevinci gerilimlerin yerine eylemleri geçirdiğimiz gün yaşarız.
Satır 341 ⟶ 337:
*İnsanların organları ve birbirleri arasında eş ritm vardır, insanlar da çünkü insanlığın organlarıdır.
*İtidal tokluktan gelir.
*Kader bazen senin kaderini iyileştirmek ister ve yine bazen, iyileştirme yapmakta olan kaderden habersiz sen kaderini eline almaya çalışarak, kaderini değiştirmek isteyen kaderine engel olursun.
*Kadındı, ortadoğu gibi kolay girilir zor çıkılırdı.
*Kadınlar ilk doğumda tecrübe ettikleri halde, acı içinde kalma pahasına neden sonraki çocuklarını doğurur? Çünkü annelik hormonu oksitosin, ilk doğum sırasında beynin kayıt yapmasını engeller.
*Kadınsılık, bağımsızlık ve doğurganlık potansiyelini eşzamanlı gösterebilme özelliğidir.
Satır 389 ⟶ 384:
*Kendiliğindenlik içsel özgürlüktür
*Kendini suçlayan insan, suçlayıcı toplumun elinden kurtulmak için, kendi suçunu gün evvelinden kendi eline alan insan demektir.
*Kuşları örnek al, bir gökyüzün olsun uç, bir yeryüzün olsun kon, kararsızlığın olsun havada oradan oraya, bir dağın olsun nefeslendiğin ve cebinde bir kurşun, tek kerede vuracak seni sonunda.
*Küfür sokağa kadından çok kedinin girmesini engeller, kedi kadından daha dişidir çünkü.
*Metabolizması hızlı olandan düşünce değil, “eylem canlısı” olur; şahin mesela… İnsana yakın olan kurnazlaşır, karga mesela… İnsanın tabiata yetecek metabolizması yoktur, boşluk doldurur, akıl mesela, akıl kurnazlıktır aslında.
Satır 420 ⟶ 414:
*Nasıl koleksiyon yapmak sonsuzluk isteğiyse, onu dağıtmak da ölüm isteğidir.
*Nasıl bedene giren besin hemen metabolize edilirse, dünyaya açılan yerel kültür de öyle derhal sindirilir.
*Ne oldu, nedir bu bulanık su, yoksa herkes artık gergadan mı oldu.
*Su gibi oyuncuydu, onun için seviliyordu.
*Ne oldu, nedir bu bulanık su, herkes artık gergadan mı oldu.
*Ne kadar çok sessiz kurban verilirse o kadar çok ilerleme olur.
*Obsesif-paranoid dizgede kişilik bozukluğu olanlar en soyut konuyu bile örneklendirerek anlatırlar, somutlaştırma dar kafaya iyi gelir çünkü.
Satır 449 ⟶ 442:
*Paranoyaklar dikine, manikler enine, dahiler hem dikine hem enine zengin bir çağrışım üretirler.
*Pazar gününün güzel tarafı kararsız kalma özgürlüğü vermesidir
*Peru gibi tutarlı ülke görmedim, madenleri, toprağın, göğün ve insanların yüzleri hep bakır rengirengidir.
*Pısırıkların güçlü tarafı insanların gözünden kaçarak hayatta kalmalarıdır.
*Plazalar modern mağaralardır.
Satır 461 ⟶ 454:
*Rahatlamak için hayatı kendinize küçük getirin.
*Rahim içi dönem filogenetik evrimin, bebeklikle çocukluk dönemiyse kültürel evrimin tekrarıdır.
*Romanlar ortak dualardır.
*Ruh genleşme kapasitesi en yüksek elementtir. Hiç bulaşmayan soygazların tersine soysuz bir gaz gibi büzülür bulaşır, şişer yapışır, söner zavallılaşır.
*Sağlak insanın soluna göz devirip konuştuğunda hatırlamaya çalıştığını, sağına göz döndürüp konuştuğunda ise bir şeyler kurmaya çalıştığını anlayın.
Satır 475 ⟶ 467:
*Sürece hakim değilsen sıkıntı duyarsın, sıkıntı ya seni süreçten geri alır ya da ona hakimiyet için çalışmak zorunda bırakır.
*Sıkıntı ergenliği erkene alır.
*Su alçakta duranı aşk düşkün olanı arar.
*Suçların geleceğini iyiliklerin geçmişi yapar.
*Suçluluk kişinin yaptığı davranışların etrafındaki olayların akışına ters olduğunu anlamasından, saldırganlıksa olayların akışını kendi davranışları istikametine çekme çabasından kaynaklanır.
Satır 566 ⟶ 557:
*Yine kırk yaş yine kır saç, yollarla duraklar değişmiyor.
*Yoğun cinsellik yoğun iştahtan değil yoğun saldırganlıktan kurtulmak için yapılır.
*Yollar toprak telli telefonlardır.
*Yük almayın arabanıza, yoksa atların ayaklarından ateşler çıkar yokuşta.
*Zaman, olmayan ama olması zorunlu olan o yüzden olduğu varsayılandır.
*Zeki bir insan zekasını açık ettiğinde avantajını kaybeder.