İlhan Arsel: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
41. satır:
*Türk'ün Batılılaşma gayretlerinde oldukça geniş görüşlü davranmasını ve bu sahada Atatürk sayesinde oldukça mesafe alabilmesini Türk'ün Şeriât'a fazla bağlı olmaması nedeniyle izaha çalışan Arap liderleri, her şeye rağmen şu inançta birleşmektedirler ki Arap kendini ancak Batı kültürü aldıktan sonra tanımaya başlamıştır ve ancak Batıya yönelmek suretiyle bütün gelişmelerine (az da olsa) sahip olabilmiştir. Bir Arap yazarı, H. Şarabi, 1957'de şunları yazmaktaydı:
 
:'...hattâ bugün bile şu inkâr edilemez ki Arap aydını kendisini ve durumunu, Kahire'de veya Şam'da veya Beyrut'ta Arapça konuşarak veya okuyarak değil fakat daha ziyade Paris'te veya Londra'da veya New York'ta Fransızca veya İngilizce konuşarak veya okuyarak anlamaktadır.'(1)
 
:Arap'taki [[Mustafa Kemal Atatürk|Atatürk]] düşmanlığı, Atatürk'ün 'Millet egemenliği' ve 'Layik Cumhuriyet' amaçlarına yönelmiş davranışlarının oluşmaya başlamasıyla kendisini duyurtmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş tarihinden bugüne gelinceye kadar bu düşmanlığı sürdürmekte Arap özel bir itina göstermiştir. 1975 yılının Nisan ayında ünlü Amerikan dergisi TIME'a bir demeç veren Suudî Arabistan Başbakanı Prens Fahd: 'Bizim uygulayacağımız yöntem Atatürk'ün uyguladığı yöntemlerin tamamen tersidir' derken Arap dünyasının liderlerine egemen olan Atatürk düşmanlığı eğilimlerinin yeni bir açıklamasını yapmaktaydı.
59. satır:
: Ne var ki, gözü "şeriâtçılık" ile perdelenmiştir. Bundan dolayı, eskiden olduğu gibi bugün de iddiası odur ki, Türk, İslâm'ı kabul etmeden önce ne doğru dürüst bir dile, ne düzenli bir devlet yaşamına ve ne de olumlu bir ahlâka sahipti. Değer olarak ne varsa her şeyi İslâm sayesinde edindi.
 
: Bu tezini açıklığa kavuşturmak üzere Türk dilinin, evvelce "mahdut sözcüklerden ibaret bir aşiret dili" olduğunu ya da Türk birliklerinin devlet düzeni içinde değil, fakat göçebe şekilde yaşadıklarını kanıtlamaya çalışır.(2) Bu görüşleri sadece din adamlarımız değil, yazarlarımız ve politikacılarımız dahi savunur olmaya başlamışlardır. Bir süre önce seçimlerde çoğunluğu sağlayan bir parti lideri "Hazreti Muhammed dönemini getireceğiz" diye nutuklar çekmekteydi. Aklından ve gönlünden "Türk'ün eski parlak uygarlığını getireceğiz" demek geçmemiştir. Şeriâtçı yazarlarımız da aynı şekilde Türk'ün yaşam sorunlarının ele alınmasında Türk'e özgü değer ölçüsünü değil, fakat Arab'a özgü İslâmî ölçüleri göz önünde tutarlar.<ref>İlhan Arsel, Arap Milliyetçiliği ve Türkler, Kaynak Yayınları, 8. Baskı Ekim 2015, s. 545-546.</ref>
 
== Hakkında söylenenler ==
"https://tr.wikiquote.org/wiki/İlhan_Arsel" sayfasından alınmıştır