Tahir Musa Ceylan: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Anabasis1944 (mesaj | katkılar)
Bir söz eklendi
Turgut46 (mesaj | katkılar)
Anabasis1944 ve 78.190.206.100 adlı kullanıcının son 6 değişikliği reddedilerek Anabasis1944 sürümüne (138915) geri dönüldü
74. satır:
*Benim sorunum gözlerimin yarattığı boşluğu dilimin doldurmaması, görevini aklıma aktarmasıdır.
*Benliği yoracak kadar nesne düşkünlüğü gösteren, içinde nesneden yana korku doğurarak kendini durdurmak zorunda kalır.
*Besin zincirinde ot çekirgeye, çekirge kurbağaya, kurbağa yılana, yılan atmacaya, atmaca insana kendini yem diye verirken yukarı doğru her birim yem başına canlının aldığı enerji düşer; yaşamak için ot yeme ihtiyaç duymazken ve kurbağaya tek çekirge yeterken, insan ne kadar atmaca avlasa doymaz; yani kurbağa hangi nedenle vahşi değilse insan da aynı nedenle ölçüsüz biçimde vahşidir.
*Beyin gerçeği arama organı değildir, inanma organıdır.
*Beyin kategorik bir yerdir, fonksiyonların fonksiyonunu yaparak basit biçimde çalışır, anlaşılmazlığının nedeni girenin çıkanın ve işlemcinin fazla olmasındandır, insan değil ama iyi bir bilgisayar günün birinde onu anlayacaktır.
Satır 200 ⟶ 199:
*En değişmez insanlar, köpek üzüntüsü çeken kadınlar oluyor hep.
*En düzenli salınan mevsimlerse en değişken salınan da kadınlardır.
*En düzenli kişi, her yer dağınıkken bulabilen, her şey karışıkken yapabilen kişidir.
*En işe yarar zamanölçer beyindir.
*En köklü mutluluğu derin bir üzüntü duyabilme gücü olanlar yaşar.
*En zehirli mahcupluklarmahçupluklar sarılarak yok olur.
*Erkekler evlilik için dişilik ve eziklik istiyor
*Evlilikte eşlerden biri iyi olursa öteki olduğundan kötü olur.
*Evrenin her yerdeheryerde görülen temel etkisi birleşme, bütünlenmedir. Patlama, ayrışma, dağılma ancak daha fazla bütünleşmenin olamadığı yerde ortaya çıkar.
*Empati dilsizlikten çıkmıştır. Dil geliştikçe empati azalır. Çünkü dil olunca anlamaya çalışmaz sorarsın.
*Emosyon en çok dikkat yetersizse ortaya çıkar.
Satır 220 ⟶ 218:
*Erkekler her yaşta kendini daha iyi durdurur
*Ezilip duran adamların bir kadın sevmesi zordur
*Ferahtı, sanki nefes açıcı bir taştan yapılmıştı.
*Gece içimde hiçbir şey kalmadığı için sabah ölecek gibi kalkarım.
*Gelecek ileride değil dışarıdadır, geçmiş geride değil içeridedir.
*Geldiğinde esmerdi gittiğinden, gittiğinde esmerdi geçmişinden ve o geçmişte esmerdi herkes bir evvelinden, giderek bir koyuluk, koyuluğa koyulanlar bilmeden.
*Göz göze temas uzadıkça algısızlık oluşur, çünkü o zaman karşıdaki nesne olmaktan çıkarak içe girip ikinci bir “ben” olur. Benlik iki "ben"i bir arada tutamayamayacağı için dağılır; benliği dağıtmanın kısa yolu onu nesneye boğmaktır.
*Gözlediğinde insan, gözlerini gökyüzünden büyük yapar.
Satır 277 ⟶ 273:
*Hareketler kendinden hemen önceki hatırayı siler, hiperaktif olan kendine yapılanı unutur o yüzden, iyilik de kötülük de yaramaz onlara.
*Her şey ucuzladığında pahalı kalan tek şey fikirler olur.
*Her şey tamamlanmış hiçbir eksik kalmamışken karar verip yola düşemiyorsan, insanların sana telafi edilebilir bir zarar vermesine izin ver, sonrasında yola çıkabildiğini göreceksin; kısa yolculuklara insan iyilik, uzun yolculuklara ise zarar görerek çıkar.
*Haset mi öfke mi dersen öfkeyi seçerim, öfke doymasa da geçer, haset doysa da devam eder.
*Hezeyan heyecanlı yapar.
Satır 284 ⟶ 279:
*Irkçılığı başlatan ötekinin yakınlığı tehlikesidir.
*Istırap insan ortaklığın içinden atıldığında başlar ve onda denenen tekil hiçbir işlem bu ıstırabı dindiremez artık, huzurlu da huzursuz da olsa varoluş tek taraflı bir süreç değildir çünkü.
*İçinde düşecek uçurumu olmayan adamlar, kadında atlayacak bir uçurum illa ki bulurlar.
*İğrenilen şeyler alerjik olunan şeylerdir.
*İnsan yaşlandığı için değil, daha fazla yaşlanamadığı için ölür.
*İnsan çocukluğunu gözleri ve dişleri birbirinden ayrıldığında kaybeder.
Satır 298 ⟶ 291:
*İnsani sosyal ortam insan biyolojisinin kendine uygun psikolojiyi aramasına izin veren ortamdır, zengin sosyal ortamsa o psikolojinin bulunduğu ortamdır.
*İyiler kötülük, kötüler iyilik yapınca kaybeder
*İyilik kısa zamanda zarar, uzun zamanda kar getirirken kötülük kısa zamanda kar uzun zamanda büyük bir zarar getirir, kötünün iyiden farkı zamanı hesaba almamasıdır; zaman çünkü hesabı en zor olandır, dolayısıyla son kertede kötü hesap hatası yapandır.
*İyilik iyi olarak devam edebilmek için iyi olmayandan geçmek zorundadır, çünkü ancak bu durumda iyilik kendi üzerinde bir denetim kazanarak canlılığını sürdürebilir, denetimsiz her şey sonsuz bir enerjiye sahip olmadıkça ölmeye mahkümdur çünkü; buna rağmen hiç vaz geçmeyen iyiler de gördüm dünyada, enerjileri yüksek ve kötülük öğrenmemiş gibiydiler daha çok... Bilmemenin verdiği sonsuz bir tekrar var sanki, o yüzden sonsuzluğa enerjiyle değil bilmeyerek geçecektir insan; insanlığın sonsuz iyiliği bilgi insanın yakasını bıraktığında ya da bilgiye ihtiyaç duyulmayacak bilgeliğe ulaşıldığında kurulacaktır.
*İyinin umursamazlığı kadar delirtici bir şey yoktur.
Satır 361 ⟶ 353:
*Kendini keşfettirmek için bile kimi zaman kendi kıymetini düşürmen gerekir!
*Kadın dilin de öncesini bilir, o yüzden dile erkek kadar ihtiyacı yoktur onun.
*Kadındı, orta doğu gibi kolay girilir zor çıkılırdı.
*Kadehle dudak arası mesafenin uzunluğu sohbetin koyuluğunu gösterir.
*Kaderin tecellisini en kolay tembeller aksatır.
*Kalpten bağlılıklar, kalbi heyecanlar, kalpten tutulmalar, kalpten kalbe vurulmalar, kalp kalbe çarpılmalar kalp kapağının ya da kasının zafiyetine benzeyen kalbin saflık hastalıklarıdır.
*Kuş canıyla uçar.
*Kişide yanlış bir zaman algısı olmalı ki benlik algısı oluşabilsin.
Satır 375 ⟶ 365:
*Kötü şey kendine iyi bakar.
*Kalp her attığında ölür, sonra bir daha canlanır; ölüm milyonlarca defa canlanmış kalbin bir kez daha canlanmamasıdır.
*Sırt öfkedir, göğüs cesaret karın şefkattir.
*Kaz Dağları'nı alıp şu taraftan bu tarafa taşıyorum, kimse bir şey demiyor, çünkü ben varolmayan hakikatler yaratıyorum.
*Kendine sınır koymak, kendini kendin olmayandan arındırmaktır.
Satır 397 ⟶ 386:
*Kendiliğindenlik içsel özgürlüktür
*Kendini suçlayan insan, suçlayıcı toplumun elinden kurtulmak için, kendi suçunu gün evvelinden kendi eline alan insan demektir.
*Kuşları örnek al; bir gökyüzün olsun uç, bir yeryüzün olsun kon, kararsızlığın olsun havada oradan oraya, bir dağın olsun nefes aldığın ve kanadında bir kurşun, vurmak için kendini tek kerede sonunda
*Küfür sokağa kadından çok kedinin girmesini engeller, kedi kadından daha dişidir çünkü.
*Metabolizması hızlı olandan düşünce değil, “eylem canlısı” olur; şahin mesela… İnsana yakın olan kurnazlaşır, karga mesela… İnsanın tabiata yetecek metabolizması yoktur, boşluk doldurur, akıl mesela, akıl kurnazlıktır aslında.
Satır 419 ⟶ 407:
*Nesnelerin aslı öyle değildir, sese ve renge çevirmek, onları anlamak için bizim yaptığımız işlemdir, her canlı öyle yapmak zorunda değil, nesneyi elektromanyetik radyasyona çevirerek "gören" yılan var mesela.
*Nasıl ışık retinaya düşünce bir dizi değişiklik sonunda mucize bir görüntü ortaya çıkarsa, duyu ruha girince de aynısı olur; diyelim açlık ve beraberinde görülen şiddet bir evrilmeden sonra insanlığa karşı intikamcı bir ruh yaratır.
*NarsistlerinNarsisistlerin tenleri ince olur, o yüzden tatlı ve incinir yapıdadırlar ve yine o yüzden bencil olurlar.
*Nesne özneyi bozandır.
*Nesneleri anlamak için sadece nesneler yetmez, onların öncesi ve sonrası da gerekir.
*Normalin sınırları vardır, şizofrenler çocukken kenarı, köşesi olmayan yuvarlaklarla daha çok ilgilenirler mesela
*Nüfusu çok az ve çok fazla olan türlerde hayatta kalmak için işbirliği zorunlu olduğundan bencillik görülmez, dokuz milyar insanın yaşayacağı bir dünyada o yüzden bencilleri darağacında görebiliriz.
*NarsistleriNarsisistleri, insanı selamını almak zorunda bırakmalarından tanıyorum.
*Nasıl kan şekeriyle açlık, ozmolaliteyle susuzluk, hormon düzeyiyle cinsellik arasında doğrudan bağ varsa, endorfinle ağrı eşiği ve sabır arasında, zayıf kalp kapaklarıyla korku ve panik arasında, derinin elektriği yavaş iletmesiyle dokun(ul)mayı sevme ve sosyallik arasında da benzer bir bağ vardır.
*Nasıl koleksiyon yapmak sonsuzluk isteğiyse, onu dağıtmak da ölüm isteğidir.
Satır 452 ⟶ 440:
*Paltosunun içindeki rahatlığı bedeninin içinde bulamayanlara biz huysuz, huzursuz diyoruz.
*Psikiyatrik bozukluk enerjinin korunumundan sapma halinde ortaya çıkar, tedavi ise organizmayı psikoenerjinin verimli kullanımına yeniden döndürmekle sağlanır, bunun yolu da kişiye enerji kaybettiği alanları göstermekten geçer.
*Paranoya çemberini geceler tamamlar sabahlar kırar, gecenin tamamladığı çemberi kıramayan bir sabah olursa, o gün paranoitparanoid paranoyasını uygular
*Paranoya büyük resmi kaybedip küçük resmi büyük olanın yerine koymaktan kaynaklanır.
*Paranoyaklar dikine, manikler enine, dahiler hem dikine hem enine zengin bir çağrışım üretirler.
Satır 468 ⟶ 456:
*Rahatlamak için hayatı kendinize küçük getirin.
*Rahim içi dönem filogenetik evrimin, bebeklikle çocukluk dönemiyse kültürel evrimin tekrarıdır.
*Romanlar ortak dualardır.
*Ruh genleşme kapasitesi en yüksek elementtir. Hiç bulaşmayan soygazların tersine soysuz bir gaz gibi büzülür bulaşır, şişer yapışır, söner zavallılaşır.
*Sağlak insanın soluna göz devirip konuştuğunda hatırlamaya çalıştığını, sağına göz döndürüp konuştuğunda ise bir şeyler kurmaya çalıştığını anlayın.
Satır 498 ⟶ 485:
*Sosyal ilişki olmadığında bedava ödül kaybolur, yalnız insanın depresyonu bundan olur.
*Sıradan başarılar sokakta dikilmekle sağlanır.
*Su alçakları doldurur, aşk düşkünlük arayanı bulur.
*Su gibi oyuncuydu, insanda gölleniyor, insandan insana taşıyordu.
*Suçluyla suçsuz arasındaki fark suçlunun beyninde suça ilişkin kayıt bulunmasıdır
*Seni yetiştiren hem iyi hem kötüyse sen kendine, "iyi" + "kötü"/2 = "şöyle böyle" dersin.
Satır 518 ⟶ 503:
*Tek bir hücre bir canlının yaptığı her şeyi yapar, beslenir, boşalır, sindirir, büyür, ürer, ölür...
*Toprak acı, güneş tatlı olanı verir.
*Taklit, taklit edilenle bütünleşme yanılsaması yaratarak, taklit edenin var olmamavarolmama korkusunu giderir.
*Tarih insanı takip eder.
*Ten temasından hoşlanmayan kişi insan sevemez.
Satır 551 ⟶ 536:
*Yeryüzünde insan birlikleri vardır, sorumlu insanlar birliği, saldırgan insanlar birliği, atik insanlar birliği, tembel insanlar birliği gibi. Aile, takım, parti, cemaat gibi insan meclisleri ise farklı birliklerden üyeler bir araya geldiğinde ancak kurulur.
*Yeryüzünde söylenmiş her söz doğrudur.
*Yollar toprak telli telefonlardır.
*Yürürken sadece yürümüyorsa kolay ilişki kurulur, ama otururken sadece oturanlar kadar derinleşmez ilişki.
*Yük almayın arabanıza, ayaklarından atların ateşler çıkar yokuşta.
*Yüzer gezer konuşmalar yapamam, çünkü içlerinden hangilerinin katılaşacağını bilemem.
*Yalnız kalma potansiyeli zayıf olanlar, masum olaylara felaket senaryosu yazarlar.
Satır 564 ⟶ 547:
*Yeryüzünde her şey nasılsa doğru olan da odur.
*Yüzünde toprak kokusu olanın alnında çakıl izi bulunması doğaldır.
*Yapıcı olmak tarafsıziçin olmayıyansızlaşmak gerektirirgerekir.
*Yazgını sev, yargını savun, yankını duy, yaşamını kıskan, yalanına inan.
*Yeryüzünde biyolojik temelli belirgin, psikolojik temelli belirsiz bir adalet vardır, ikisini de hissedemiyorsan sosyal temelli bir adaleti gözeterek davran.
Satır 573 ⟶ 556:
*Yaşamın her yerinde irili ufaklı döngüler vardır, birinin üstüne biner, bindiğin noktaya ama kısa ama uzun sürede geri dönersin; kötü yaşam döngü üstüne döngüdür, iyi yaşamsa en büyük döngüyü bularak ve üzerinde tek sefer dolanarak sağlanır.
*Yankesiciler en çok parti mitinginde cepçilik yapar, alkış için eller kalktığında ceketteki cepler ve ortak bir ruha yamandığında zihindeki düşünceler korumasız kalır.
*Yaşam yolunun trafik tabelaları kötü insanlardır, kendileri yolda olmadan seni yolda tutarlar.
*Yaşamdaki her tek tecrübeye karşılık gelen bir sinirsel aktivite varsa, her tekrar eden tecrübeye karşılık gelen de sönen bir beyin vardır.
*Yeniliyor, tüketiliyor olmanın da bir zevki vardır.