Zübeyir Gündüzalp: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Terkimasiva (mesaj | katkılar)
İçerik eklendi
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
Terkimasiva (mesaj | katkılar)
İçerik eklendi
2. satır:
*Risale-i Nur, Kur'ân-ı Mu'ciz-ül Beyânın bu asırda bir mu'cize-i mâneviyesi olan yüksek ve parlak bir tefsiridir.
 
*Teessür ve ıztırap karşısında kalbden bir parça kopsaydı, "Bir genç dinsiz olmuş" haberi karşısında o kalbin atom zerrâtı adedince param parça olması lâzım gelir.<ref>http://www.risaleinur.com.tr/kulliyat/1104.html</ref>
*Kur'an-ı Hakîm'in Kelâm-ı Ezelî'den gelmesi ve bütün asırlardaki bütün tabakat-ı beşere hitab etmesi hasebiyle, manasında bir câmiiyet ve külliyet-i hârika vardır. İnsandaki akıl ve lisan gibi, bir anda yalnız bir mes'eleyi düşünmek ve yalnız bir lafzı söylemek gibi cüz'î değil, göz misillü muhit bir nazara sahib olmak gibi, Kelâm-ı Ezelî dahi bütün zamanı ve bütün taife-i insaniyeyi nazara alan bir külliyette bir kelâm-ı İlahîdir. Elbette onun manası, beşer kelâmı gibi cüz'î bir manaya ve hususî bir maksada münhasır değildir. Bu sebebden, bütün tefsirlerde görünen ve sarahat, işaret, remiz, îma, telvih, telmih gibi tabakalarla müfessirînin beyan ettikleri manalar, kavaid-i Arabiyeye ve usûl-ü nahve ve usûl-ü dine muhalif olmamak şartıyla, o manalar, o kelâmdan bizzât muraddır, maksuddur.''(Said Nursi'nin talebelerinden Tahirî, Zübeyr, Sungur, Ziya, Ceylan ve Bayram'ın ortak imzayla yayımladıkları bir sözün son paragrafı)''<ref>Said Nursi, ''İşaratü'l-İcaz'', s.21-22, Söz Basım Yayın, İstanbul:2011, ISBN 978-975-6438-81-7</ref>
 
*Kur'an-ı Hakîm'in Kelâm-ı Ezelî'den gelmesi ve bütün asırlardaki bütün tabakat-ı beşere hitab etmesi hasebiyle, manasında bir câmiiyet ve külliyet-i hârika vardır. İnsandaki akıl ve lisan gibi, bir anda yalnız bir mes'eleyi düşünmek ve yalnız bir lafzı söylemek gibi cüz'î değil, göz misillü muhit bir nazara sahib olmak gibi, Kelâm-ı Ezelî dahi bütün zamanı ve bütün taife-i insaniyeyi nazara alan bir külliyette bir kelâm-ı İlahîdir. Elbette onun manası, beşer kelâmı gibi cüz'î bir manaya ve hususî bir maksada münhasır değildir. Bu sebebden, bütün tefsirlerde görünen ve sarahat, işaret, remiz, îma, telvih, telmih gibi tabakalarla müfessirînin beyan ettikleri manalar, kavaid-i Arabiyeye ve usûl-ü nahve ve usûl-ü dine muhalif olmamak şartıyla, o manalar, o kelâmdan bizzât muraddır, maksuddur.''(Said Nursi'nin talebelerinden Tahirî, Zübeyr, Sungur, Ziya, Ceylan ve Bayram'ın ortak imzayla yayımladıkları bir sözün son paragrafı)''<ref>Said Nursi, ''İşaratü'l-İcaz'', s.21-22, Söz Basım Yayın, İstanbul:2011, ISBN 978-975-6438-81-7</ref>
 
*Bilgili insan güneşe benzer, girdiği yeri aydınlatır.