Said Nursî: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
kaynak düzenlemesi
Turgut46 (mesaj | katkılar)
-
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
67. satır:
*Hayat, cilve-i tevhiddendir, müntehası da vahdet kesbediyor.<ref>{{Kitap belirt | ilk = Said Nursi | başlık = Mektubat | yayımcı = Envar Neşriyat | dil = Türkçe | sayfalar = 476 | bölüm = Hakikat Çekirdekleri}}</ref>
 
*Evet, izzet ve azamet isterler ki, esbab, perdedar-ı dest-i kudret ola aklın nazarında. Tevhid ve ehadiyet isterler ki, esbab ellerini [[Dosya:Nur ala Nur.svg|küçükresim|239x239pik|Nurcular, siyasetlerle alâkaları olmaz. Yalnız iman hakikatleriyle bütün hayatları bağlıdır<ref>{{Kitap kaynağı|ilkson=Said|son=Nursi Nursî|başlık=Emirdağ Lahikası|sayfalar=167|yayımcı=RNK Neşriyat|yıl=2013}}</ref>...Risale-i Nur'un esas mesleği olan şefkat, hak ve hakikat ve vicdan, bizleri şiddetle siyasetten ve idareye ilişmekten men etmiş.<ref>http://www.erisale.com/#content.tr.14.691</ref>]]çeksinler, tesir-i hakikiden.
 
* Âlem-i şehadet, avalim-ül guyub üstünde tenteneli bir perdedir.<ref name="Hakikat 5">{{Kitap belirt|son=Said Nursi|başlık=Mektubat|yayımcı=Envar Neşriyat|dil=Türkçe|sayfalar=469|bölüm=Hakikat Çekirdekleri}}</ref>
88. satır:
* Orucun ekmeli ise: Mide gibi bütün duyguları; gözü, kulağı, kalbi, hayali, fikri gibi cihazat-ı insaniyeye dahi bir nevi oruç tutturmaktır.<ref>Mektubat/Yirmi Dokuzuncu Mektup</ref>
* Ramazan-ı Şerifteki oruç, doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurur, kırar. Aczini, zaafını, fakrını gösterir, abd olduğunu bildirir.<ref>Mektubat/Yirmi Dokuzuncu Mektup</ref>
[[Dosya:Violet Princess of Wales 1901.jpg|alt=|küçükresim|Bâki bir hakikat fâni şahsiyetler üstüne bina edilmez.<ref>{{Kitap kaynağı|ilkson=Said|son=Nursi Nursî|başlık=Emirdağ Lahikası I}}</ref>]]
* Ramazan-ı Şerifteki oruç, hakikî ve hâlis, azametli ve umumî bir şükrün anahtarıdır. Çünkü, sair vakitlerde mecburiyet tahtında olmayan insanların çoğu, hakikî açlık hissetmedikleri zaman, çok nimetlerin kıymetini derk edemiyor. Kuru bir parça ekmek, tok olan adamlara, hususan zengin olsa, ondaki derece-i nimet anlaşılmıyor. Halbuki, iftar vaktinde, o kuru ekmek, bir mü'minin nazarında çok kıymettar bir nimet-i İlâhiye olduğuna kuvve-i zâikası şehadet eder. Padişahtan tâ en fukaraya kadar herkes, Ramazan-ı Şerifte o nimetlerin kıymetlerini anlamakla bir şükr-ü mânevîye mazhar olur.<ref>{{Kitap belirt | ilk = Said Nursi | başlık = Mektubat | yayımcı = RNK Neşriyat | dil = Türkçe | sayfalar = 431 | bölüm = Yirmidokuzuncu Mektub}}</ref>
 
"https://tr.wikiquote.org/wiki/Said_Nursî" sayfasından alınmıştır