Hasan Cemal: Revizyonlar arasındaki fark

 

*1915’in 24 Nisan günü, Osmanlı devletinin kendi Ermeni vatandaşlarıyla ilgili olarak kepaze sayfalar yazmaya başladığını da yeni yeni öğrenmeye başladık. Birinin haklı deyişiyle: “Ermeniler bu topraklarda öldürüldüklerini, Kürtler de yaşadıklarını kanıtlamaya çalıştılar.” Ne oldu? Gerçekler saklanabildi mi? Hayır...<ref>[http://siyaset.milliyet.com.tr/gercekler-ensenize-biner-yalanda-yasanmaz-/hasan-cemal/siyaset/siyasetyazardetay/28.04.2010/1230703/default.htm Gerçekler ensenize biner, yalanda yaşanmaz!]</ref>

*Bedeller ödenmeden, kopuşlar yaşanmadan güzel günlere açılamıyor kapılar... Zaman ve sabır istiyor değişim. İyi ki şiirlerini yazmış Yannis Ritsos. İyi ki romanlarını yazmaya devam ediyor Mario Vargas Llosa... İyi ki varsın [[İsmail Beşikçi]] bütün o kitaplarınla...<ref>[http://siyaset.milliyet.com.tr/beatles-ritsos-vargas-llosa-besikci-/siyaset/siyasetyazardetay/27.10.2012/1617687/default.htm milliyet.com.tr]</ref>

*Evet, PKK bir terör örgütü! İnsanlığa karşı suç işlemiş olan bir örgüt. Aklı başında hiç kimse PKK tabelasını legal platformlarda görmek istemez. Böyle bir şey zaten mümkün değil. Ama HADEP'i ne yapacağız? Kapattık, yerine geleni ne yapacağız? Türkiye, Suriye ya da Irak değil. Bu ülkelerde bir parti kapatıldı mı, yenisinin bir daha kurulmasına rejim izin vermez. Oysa bizim rejimin adı demokrasi. Demokrasilerde oyunu kuralına göre oynayan partiyi yasaklayamazsın. Yasaklarsan, rejimin başındaki demokratik sıfatı düşer.<ref>[http://www.milliyet.com.tr/pkk--hadep--siyasallasma-derken--baris-ve-istikrar---/hasan-cemal/siyaset/yazardetayarsiv/24.01.2002/44531/default.htm PKK, HADEP, siyasallaşma derken, barış ve istikrar...]</ref>

:''(24 Ocak 2002 tarihli köşe yazısından)''

 

*Gerçekler suyun yüzüne çıkınca da şaşırıp kaldık. Kürtler de varmış, Kürtçe diye bir dil de varmış, Kürt sorunu diye bir sorunumuz da varmış dedik ama iş işten geçmişti. Onbinlerce insanımız dağlarda öldü, binlerce insanımız faili meçhul cinayetlere kurban gitti, yüzbinler kendi yurtlarında sürgünü yaşadı. Kan ve gözyaşı oluk gibi akarken, kalkınmaya gidecek kaynaklarımız tanka topa tüfeğe yatırıldı. Demokrasi, hukuk ve insan haklarının canına okundu.

*Roboskî katliamı (Uludere katliamı) ve davası büyük bir kırılma noktası, bir mihenk taşı oldu. Bu ülke artık bir katliam, bir inkâr, bir adaletsizlik daha kaldıramayacak duruma geldi. Biz Fırat’ın batısında yaşayanlar, Fırat’ın doğusunda olanları biliyor, duyuyor ve görüyoruz artık. Ve sessiz kalmaya niyetimiz yok.<ref>[http://siyaset.milliyet.com.tr/turkiye-zivanadan-cikmaya-baslarken-roboski-katliami-icin-adalet-istiyorum-/siyaset/siyasetyazardetay/09.12.2012/1639271/default.htm Türkiye zıvanadan çıkmaya başlarken, Roboski katliamı için adalet istiyorum!]</ref>

*Silahlı Kuvvetleri’nin terfi sicili birçok açıdan lekelidir. Öyle terfiler vardır ve öyle asker kişiler terfi ettirilmiştir ki, insan hakları ve hukuk açısından hazmetmek zordur.<ref>[http://www.taraf.com.tr/haber/cumhuriyet-in-kurulusunda-katiller-var.htm taraf.com.tr]</ref>

:''(Yıl: 2010)''

 

{{Vikipedi}}

 

[[Kategori:Kişiler-H]]