Arthur Schopenhauer: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
HakanIST (mesaj | katkılar)
k Aristods mesaj tarafından yapılan değişiklikler geri alınarak, Turgut46 tarafından değiştirilmiş önceki sürüm geri getirildi.
II. Niveles (mesaj | katkılar)
k düzenleme AWB ile
38. satır:
** Orijinali: Was einer für sich selbst hat, was ihn in die Einsamkeit begleitet, und keiner ihm geben und nehmen kann: dies ist viel wesentlicher als alles, was er besitzt, oder was er in den Augen andrer ist.
* Bir insanın kötü bir karakter özelliğini unutmak, güçlük ile kazanılmış parayı sokağa atmak gibidir.
* Birkaç yıl önce Times'da verilen bir haberi doğrusu içim ferahlayarak okumuştum. Kapısının önünde tasmaya vurulmuş, iri yarı bir köpek besleyen bir İngiliz lordu'nun bir gün bahçede yürürken köpeğine bakmak aklına gelmiş, yanına gidip hayvanın başını okşamış. Bunun üzerine köpek bir atılışta lordun kolunu parçalamış: Hayvan gayet haklıydı, sanki bununla şunu söyler gibiydi: ''Sen benim efendim değilsin, benim şu kısa hayatımı cehenneme çeviren şeytanımsın''. Dileyelim, köpekleri zincire vuran bütün insanların akıbeti olsun bu. <ref>Arthur Schopenhaur, Hayatın Anlamı Sf. 24-25</ref>
* Birbirlerini en çok büyüleyenler, birbirlerini en çok tamamlayanlardır.
*[[Birey]] için [[şüphe]] neyse, parlamento için muhalefet odur. O gerekli olduğu kadar, yararlıdır da.
132. satır:
* Gerçekte vahşi ve korkunç bir hayvandan başka bir şey değildir insan. Biz, onu evcilleştirilmiş ve dizginlenmiş haliyle tanıyoruz ki uygarlık dediğimiz şey de budur. Bu yüzden de arada bir gerçek tabiatı ortaya çıkarsa dehşete kapılıyoruz.<ref>Arthur Schopenhauer, İnsan Doğası Üzerine, Oda Yayınları, s. 18</ref>
* Görüş, etki ve temas alanımız ne kadar darsa, o kadar [[mutluluk|mutlu]]yuzdur. Bunlar ne kadar genişlerse, o kadar ıstırap çeker, ürkeriz. Çünkü bu alanla birlikte kaygılar, arzular ve korkular da çoğalır ve büyür. Bu yüzden körler bile bize ilk başta göründüğü kadar mutsuz değildir.
* Güzellik, kalpleri bizim için önceden kazanan bir tavsiye mektubudur.<ref name="ReferenceA">Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar</ref>
 
== F ==
153. satır:
[[Dosya:Rain on grass2.jpg|144px|thumb|[[Ahlak]]ın yegane garantisi [[evren]]sel merhamettir.]]
* Hayvanların hakları olmadığı ve onlara davranışımızın ahlaken önemsiz olduğu iddiası Batı barbarlığının ve ilkelliğinin mükemmel bir örneğidir. [[Ahlak]]ın yegane garantisi [[evren]]sel merhamettir.<ref>Arthur Schopenhauer, The Basis of Morality</ref>
*[[Hayvanlar]] ve insanların aynı madde ve tozu paylaştığına ilişkin bu son derece basit ve sorgulanamaz gerçek, insanların zihinlerinde yer ettiği zaman, [[Hayvan hakları|hayvanların gerçekten hakları]] olacak ve canları rezil bir serserinin ruh hali ve vicdansızlığına bağlı olmaktan kurtulacaktır. Ancak o zaman, şarlatan doktorlar sayısız hayvan üzerinde en cani işkenceleri deney adı altında uygulayamayacak, tüm tuhaf ve cahilce arzularını gerçekleştiremeyecekler. <ref>Arthur Schopenhauer, Parerga ile Paralipomena</ref>
* Her aptal çocuk bir böceği ezebilir. Ama dünyanın bütün profesörleri bir böcek yaratamaz.
** Orijinali: Jeder dumme Junge kann einen Käfer zertreten. Aber alle Professoren der Welt können keinen herstellen.
163. satır:
* Her ışık bir gün tükenir. Kavrayış da bir ışıktır. Öyle ise o da tükenebilir.
** The Art of Always Being Right
 
* Her insan kendi görüş sahasının sınırlarını dünyanın sınırları olarak kabul eder.
* Herkes kendinde eksik olanı sever.
Satır 173 ⟶ 172:
* Hiçbir şey onu telaşlandırıp heyecanlandıramaz artık. Bizi dünyaya bağlayan ve bizi (kaygı, yakıcı arzu, öfke ve korku dolu olan bizi) sürekli acı içinde ileri geri sürükleyen binlerce istenç bağı: o hepsini kesip paramparça etti. Gülümseyerek geriye, şu anda oyunun sonuna gelmiş bir satranç oyuncusu gibi kayıtsızca önünde duran bu dünyanın düşsel görüntüler geçidine bakıyor.<ref name=Diewelt/>
* Hiçliğin o keyifli dinginliğini yok yere bozan bir olay diye niteleyebiliriz hayatımızı.
*[[Hayvanlar]]a karşı duyulan acıma, karakterin [[iyilik|iyiliği]] ile öylesine ilişkilidir ki, hayvanlara kötü muamele eden bir kimsenin iyi bir [[insan]] olduğu görülmemiştir. <ref>[http://www.goodreads.com/quotes/398514-compassion-for-animals-is-intimately-associated-with-goodness-of-character Arthur Schopenhauer, The Basis of Morality]</ref>
 
== İ ==
* İç dünyası zengin olan bir kişi yazgıdan çok şey beklemez.
* İki ayaklı [[hayvanlar]]ın sıradan sohbetleri kadar kısır ve sıkıcı bir sohbeti sürdürmektense hiç konuşmamak daha iyi. <ref> name="Manuscript Remains<"/ref>
* İkiyüzlülük yahut riyakarlık kadınlarda doğuştandır ve neredeyse kurnaz kadının olduğu kadar ahmakların da ayırt edici özelliğidir. Bundan ötürü, saldırıya uğradıklarında savunma silahlarına müracaat eden hayvanlar için bu durum ne kadar doğal ise, kadınların da her fırsatta ve vesileyle bundan yararlanmaları o kadar tabiidir ve bundan yararlanırlarken belli bir ölçüde haklarını kullanmaktan başka bir şey yapmadıkları düşüncesi içerisindedirler. Bu sebeple mükemmelen dürüst ve güvenilir, ikiyüzlülüğe yahut riyakarlığa yüz vermeyecek bir kadın belki de tasavvur edilemez.
* İleriyi önceden görebilseydik, çocukların ölüme değil, hayata mahkum olan, ama henüz cezalarının ne anlama geldiğini bilmeyecek kadar bilinçsiz olan masum mahkumlar olduğunu görebilirdik. Yine de her insan ileri yaşlara... "bugün kötü ve her gün daha da kötüleşecek, ta ki en kötüsü olana kadar," denilebilecek bir hayat durumuna ulaşmak ister.<ref>Complete Essay of Schopenhauer: Seven Books in One Volume, Parerga und Paralipomena</ref>
* [[İnsan]], büyük bir hayretle, binlerce yıllık varolmayıştan sonra birdenbire var olduğunu görür; bir süre yaşar; ve sonra yeniden yok olması gereken aynı oranda uzun zaman gelir. <ref name="ReferenceB">Complete Essay of Schopenhauer: Seven Books in One Volume | Parerga und Paralipomena</ref>
* İnsan hemen hemen bütün gününü okumakla geçirirse, yavaş yavaş düşünme yeteneğini kaybeder.
* İnsan kendi bedeninin ağırlığını, hareket ettirmek istediği her yabancı cisminkinden farklı olarak, nasıl duyumsamaksızın taşırsa, aynı şekilde kendi kusurlarını ve kötülüklerini değil, ötekilerinkini fark eder yalnızca.
Satır 191 ⟶ 190:
* İnsanın kırk yaşına kadar geçen yılları bir kitaptır, geri kalan yılları da o kitabın eleştirmesidir.
* İnsanın olası mutluluğunun ölçüsü bireyselliğiyle önceden belirlenmiştir. Özellikle, zihinsel gücünün sınırları yüksek bir hazzı alma yeteneğini sonsuza dek belirlemiştir. Bu sınırlar darsa, dışarıdan gelen tüm çabalar, insanların ve şansın onun için tüm yaptıkları o kişiyi sıradan, yarı hayvansı insani mutluluğun ve hoşnutluğun ötesine geçiremezler. O kişi duyusal zevklere, rahat ve keyifli aile yaşamına, düşük bir dost canlılığına ve kaba saba bir zaman öldürmeye bağlı kalır.
* İnsanın somut olarak yaşadığı hayatın yanı sıra her zaman soyut olarak ikinci bir hayat yaşaması dikkate değer ve önemlidir... sakince enine boyuna düşünme alanında, önceden onu tamamen ele geçiren ve yoğun bir şekilde etkileyen şeyler soğuk, renksiz ve uzak görünür: o yalnızca bir seyirci ve gözlemcidir. <ref>Die Welt als Wille und Vorstellung<name="Diewelt"/ref>
* İnsanlar akıl ve kalbi olgunlaştırmaktan bin kat daha fazla, kendileri için zenginlik biriktirmeye uğraşırlar. Oysa mutluluk için, şüphesiz ki insanın elindeki şeylerden daha ziyade, insanın içindeki şeyler önemlidir.<ref>Lev Tolstoy, Bilgelik Kitabı, AZ Kitap, s.249</ref>
* İnsanlar, tabiatları itibariyle [[şeytan]] olmaya yatkındırlar.
Satır 203 ⟶ 202:
** Orijinali: Was die Leute gemeiniglich als Schicksal nennen, sind meistens nur ihre eigenen dummen Streiche.
* İnsanları keyifli bir ruh haline sokmanın başınıza gelen kötü bir şeyi anlatmaktan veya kişisel bir zayıflığınızı açıklamaktan daha başka yolları da vardır.<ref name=Parerga/>
* İnsanlarla kurulan neredeyse bütün bağlar bir kirlenme, bir pislenmedir. Ait olmadığımız acınası yaratıklarla dolu bir dünyaya indik. Daha iyi olan az sayıda insana saygı duymalı ve değer vermeliyiz; gerisine talimat vermek için dünyaya geldik, onlarla arkadaş olmak için değil. <ref> name="Manuscript Remains<"/ref>
* İnsanlarla uğraşmada üstünlüğe ulaşmanın tek yolu onlardan bağımsız olduğunuzu göstermenizdir. <ref>Complete Essay of Schopenhauer: Seven Books in One Volume | Parerga und Paralipomena<name="ReferenceB"/ref>
* İnsanoğlu benden hiç unutamayacağı birkaç şey öğrendi. <ref> name="Manuscript Remains<"/ref>
* İsteklerimizi sınırlamalayız, arzularımızı dizginlemeli, öfkemizi bastırmalı, bireyin sahip olmaya değecek şeylerden yalnızca sınırlı bir paya erişebileceği gerçeğini akıldan çıkarmamalıyız.<ref name=Parerga/>
* İyi bir aşçının eski bir ayakkabıdan bile lezzetli bir yemek çıkarabileceği söylenir; benzer şekilde iyi bir yazar da en yavan konuyu ilgi çekici ve eğlendirici hale getirebilir.<ref> Arthur Schopenhauer, Okumaya ve Okumuşlara Dair, Say Yayınları, s. 23</ref>
* İyi olanın, ellerinden sadece berbat şeyler gelenlerce tanınıp takdir edilinceye kadar beklemek zorunda kalması, zihni üstünlük için bir talihsizliktir.
* İyimserlik [[din]]lerde olduğu gibi [[felsefe]]de de [[gerçek]]lerin yerini almış temel bir yanılgıdır.<ref>Die Welt als Wille und Vorstellung, Zweiter Band, Zum vierten Buch, Kapitel 48</ref>
Satır 214 ⟶ 213:
== K ==
* Kadının fıtraten itaat etmek için yaratılmış olması, gayrıtabii mutlak bağımsızlık konumuna yerleştirilmiş olan her kadının hiç vakit kaybetmeden kendisini öyle veya böyle denetilip yönetileceği bir erkeğe bağlamasından anlaşılmalıdır. Bunun nedeni onun bir efendiye ihtiyaç duymasıdır.
* Kadınlar, herhangi bir konuda dikkate değer bir yeteneğe sahip olabilirler fakat bir dahi olamazlar. <ref>Arthur Schopenhauer, Fikirlerin Bilgisi Üzerine, Oda Yayınları, s. 47</ref>
* Kadınlar, tabiatları gereği ilk çocukluk dönemimizin bakıcıları ve mürebbiyeleri gibi davranmaya yatkındırlar (onlar bu işler için biçilmiş kaftandırlar), bunun tek nedeni kendilerinin çocuksu, uçarı ve kısa-dar görüşlü olmalarıdır- tek kelimeyle onlar bütün hayatları boyunca koca çocuklardır, çocuk ile gerçek anlamda bir insan olan yetişkin erkek arasında bir orta nokta, bir ara merhaledirler. <ref>Arthur Schopenhauer, Aşka ve Kadınlara Dair, Say Yayınları, s. 8</ref>
* Kadınlar, yalan söylemeye karşı iflah olmaz bir temayüle sahiptirler.
[[Dosya:Cape of Good Hope (Zaian 2008).JPG|144px|right|thumb|Kalbin gerçek, derin [[barış]]ı ve tüm ruhun huzuru sadece [[yalnızlık]]ta bulunur.]]
Satır 265 ⟶ 264:
 
== Ö ==
* Öfkeli bakan değil, akıllı bakan korkunç ve tehlikeli görünür. Kuşkusuz insan beyni aslanın pençesinden daha korkunç bir silahtır. <ref>Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar<name="ReferenceA"/ref>
* Ölümden sonra doğduğundan önce neysen o olacaksın.<ref name=Parerga/>
* Ölümden sonraki dirilişe inananlar, Napoleon'un sebep olduğu sayısız felaketin cezasını anlatılamaz işkencelerle çekmesini talep eder. Fakat o, aynı isteme sahip olup da aynı gücü elinde bulunduramayan diğer bütün insanlardan daha fazla suçlu değildir.<ref>Arthur Schopenhauer, İnsan Doğası Üzerine, Oda Yayınları, s. 93</ref>
Satır 281 ⟶ 280:
*[[Sağlık]] her şey değildir, ama sağlık olmadan her şey bir hiç.
** Orijinali: Gesundheit ist nicht alles, aber ohne Gesundheit ist alles nichts.
* Sarışınlar, kara yağız ya da esmer kimselerden hoşlanır; fakat bu sonuncular evvelkileri nadiren tercih ederler. Bunun sebebi şudur: Sarı saç ve mavi göz, tür tipinden bir sapmadır ve tıpkı beyaz fare veya kır at gibi neredeyse bir anormallik oluşturur.<ref>Arthur Schopenhauer, Aşka ve Kadınlara Dair, Say Yayınları, s. 58-59 </ref>
* Sayfaların arasında gözyaşları, ağlama, dişlerin birbirine çarpması ve karşılıklı katletmenin korkunç gümbürtüsü olmayan felsefe, [[felsefe]] değildir.
** Orijinali: Eine Philosophie, in der man zwischen den Seiten nicht die Tränen, das Heulen und Zähneklappern und das furchtbare Getöse des gegenseitigen allgemeinen Mordens hört, ist keine Philosophie.
Satır 303 ⟶ 302:
* Tek tanrılı toplumlarda ateizm ya da tanrısızlık ahlak yoksunluğu ile eş anlamlı olmuştur.<ref name=Diewelt/>
** Orijinali: Dies geht soweit, daß bei monotheistischen Völkern Atheismus, oder Gottlosigkeit, das Synomym von Abwesenheit aller Moralität geworden ist.
* Tıpkı gümüş yerine kağıt para gibi, dünyada da gerçek saygı, gerçek dostluk yerine bunların yapmacık gösterileri, olabildiğince de doğal anlatıma büründürülmüş jestleri tedavüldedir. Ama öte yandan, saygıyı ve dostluğu gerçekten hak etmiş kişilerin olup olmadığı da soruya vurulabilir. Ne olursa olsun ben içten bir köpeğin kuyruk sallamasına, bu tür yüz gösteri ve jestten daha çok değer veririm. <ref>Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar<name="ReferenceA"/ref>
* Tüm istekler ihtiyaçtan, dolayısıyla yoksunluktan, dolayısıyla ıstıraptan doğar.<ref>Welt und Mensch II, S. 230ff</ref>
** Orijinali: Alles Wollen entspringt aus Bedürfnis, also aus Mangel, also aus Leiden.
Satır 351 ⟶ 350:
* Çoğu zaman ondan öğrendik, ama sıkça da bunları ondan öğrendiğimizi unuttuk. - [[Rüdiger Safranski]], ''Alman filozof ve yazar''
* Dürüstlüğün en büyük örneği ve gerçeğe her şeyden öte tapan bir adam. - [[Karl Popper]], ''Avusturyalı bilim felsefecisi''
 
* Genç Schopenhaueri tuhaf ve ilginç bir delikanlı olarak tanıdım. Keskin zekalı ve inat; onu çok akıllı buluyorum. - [[Johann Wolfgang von Goethe]], ''Alman şair''
 
* Nietzsche arka plana geriledikçe, Schopenhauer'e doğru çekildiğimi hissediyordum. - [[Hermann Hesse]], ''Alman yazar (nobel sahibi)''
 
* Niye Schopenhauer okumadığın anlaşılabilecek bile değil. O kadar bol miktarda akıllıca ve dahice ifade edilmiş düşünce yaratmış ki, onu her zaman okumalısın. - [[Kurt Tucholsky]], ''Alman yazar''
* Onu, aydın bir kötümser olarak görürdüm. Ama şimdi biliyorum ki, o insanoğlunun mutlak hakikatına ulaştı ve öğretisinin ebedi etkisini onunla birlikte başladı. - [[Wolfgang Hildesheimer]], ''Alman yazar''
Satır 369 ⟶ 365:
 
{{Vikipedi}}
 
[[Kategori:Kişiler-A]]
[[Kategori:Alman filozoflar]]