Halil Cibran: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
II. Niveles (mesaj | katkılar)
k düzenleme AWB ile
17. satır:
*'''Ağaç hayat hikâyesini yazabilseydi, onun öyküsü, herhangi bir kavmin tarihinden farklı olmazdı.'''
** Kum ve Köpük
 
*'''Ağaçlar yerin gök üstüne yazdığı şiirlerdir. Biz onları devirir, kağıda çeviririz, üstüne kofluğumuzu kaydedebilelim diye.'''
* ''Almitra sözü aldı ve sordu:''<br>&mdash; Peki üstad; evlilik nedir? <br>''Cevap şöyle geldi:''<br> &mdash; '''Siz birliktelik için doğmuşsunuz. Ölüm meleğinin beyaz kanatları sizi ayırana kadar ayrılmayacaksınız.''' [[Tanrı]]'nın sessiz tanıklığında bile beraber olacaksınız ama birlikteliğinizde mesafeler bırakın; bırakın ki, cennetin rüzgarları aranızda dans edebilsin... birbirinizi sevin ama aşk tutsaklığı istemeyin.. bırakın aşk, ruhunuzun kıyılarına vuran dalgalar gibi olsun... birbirinizin bardağını doldurun ama aynı bardaktan içmeyin; ekmeğinizden verin birbirinize ama aynı somundan ısırmayın... birlikte şarkı söyleyin; lakin birbirinizi yalnız bırakmayı da bilin, sazın telleri de yalnızdır ve armoni içinde aynı melodiyi seslendirir... birbirinize kalbinizi verin ama karşılıklı kilitleyip saklamak için değil! Sadece hayatın eli o kalbi saklar! Birlikte durun ama yapışmayın, tapınakların sütunları da bitişik değildir! Ve unutmayın; meşe ile çınar birbirlerinin gölgesinde büyümezler...
 
* ''Almitra sözü aldı ve sordu:''<br>&mdash; Peki üstad; evlilik nedir? <br>''Cevap şöyle geldi:''<br> &mdash; '''Siz birliktelik için doğmuşsunuz. Ölüm meleğinin beyaz kanatları sizi ayırana kadar ayrılmayacaksınız.''' [[Tanrı]]'nın sessiz tanıklığında bile beraber olacaksınız ama birlikteliğinizde mesafeler bırakın; bırakın ki, cennetin rüzgarları aranızda dans edebilsin... birbirinizi sevin ama aşk tutsaklığı istemeyin.. bırakın aşk, ruhunuzun kıyılarına vuran dalgalar gibi olsun... birbirinizin bardağını doldurun ama aynı bardaktan içmeyin; ekmeğinizden verin birbirinize ama aynı somundan ısırmayın... birlikte şarkı söyleyin; lakin birbirinizi yalnız bırakmayı da bilin, sazın telleri de yalnızdır ve armoni içinde aynı melodiyi seslendirir... birbirinize kalbinizi verin ama karşılıklı kilitleyip saklamak için değil! Sadece hayatın eli o kalbi saklar! Birlikte durun ama yapışmayın, tapınakların sütunları da bitişik değildir! Ve unutmayın; meşe ile çınar birbirlerinin gölgesinde büyümezler...
 
* Abartı kendini kaybetmiş [[gerçek|hakikat]]tir.
* [[Acı]], anlayışınızı saklayan kabuğun kırılmasıdır.
 
* [[Acı]], anlayışınızı saklayan kabuğun kırılmasıdır.
 
* '''Anlayışlı olan beni anlayışlı, aptal olan ise aptal bulur. Bence ikisi de haklıdır.'''
 
*[[Aşk]] ve şüphe, hiçbir zaman müzakere zemininde buluşamazlar.<ref>Halil Cibran, Kum ve Köpük, Kapı Yayınları, s. 37</ref>
 
* Bana "seni anlamıyorum" demen, hak etmediğim bir övgü, hak etmediğin bir yergidir.
 
* '''Bana kulak ver ki, sana ses verebileyim.'''
 
* Baskıya başkaldırmayan kişi kendine karşı [[adalet]]sizdir.
 
* Bazen,sen konuşmaya bile başlamadan, ben söylemek istediğin her şeyi bilirim.
* Bir adam bir [[düş]] gördü ve uyandığında yorumcuya giderek düşünü kendisi için yorumlamasını istedi. Yorumcu adama dedi ki, bana uyanıkken gördüğün düşlerle gel ki anlamlarını söyleyebileyim. Ama uykunun düşleri ne benim bilgeliğime aittir ne de senin imgelemine...
 
* Bir adam bir [[düş]] gördü ve uyandığında yorumcuya giderek düşünü kendisi için yorumlamasını istedi. Yorumcu adama dedi ki, bana uyanıkken gördüğün düşlerle gel ki anlamlarını söyleyebileyim. Ama uykunun düşleri ne benim bilgeliğime aittir ne de senin imgelemine...
 
* '''Bir elmanın yüreğinde gizlenen tohum görülmez bir elma bahçesidir. Ama bu tohum bir kayaya rastgelirse ondan hiçbir şey çıkmaz.'''
 
* Bir gün, [[güzellik]] ve çirkinlik bir deniz kıyısında karşılaştılar ve dediler, 'haydi denize girelim.' Giysilerini çıkartıp suda yüzdüler. Bir süre sonra, çirkinlik kıyıya dönüp, güzelliğin giysilerine büründü ve yoluna gitti. Güzellik de denizden çıktı, kendi giysilerini bulamadı; ama çıplak olmak utandırıyordu onu, çaresiz çirkinliğin giysilerine büründü ve yoluna devam etti güzellik. O gün bugündür, erkekler ve kadınlar onları birbirine karıştırır. Ancak içlerinden güzelliğin yüzünü önceden görmüş kimileri vardır ki, giysilerine bakmaksızın tanırlar onu. Ve yine çirkinliğin yüzünü bilen kimileri vardır ki, gözlerinden tanırlar çirkinliği.
 
* '''Bir kişinin kalbini ve aklını anlamak için, başarmış olduğu işlere bakma, ancak arzu ettiklerine bak.'''
* Biz sevinçlerimizi ve hüzünlerimizi onları yaşamadan çok önce tercih ederiz.
 
* Biz sevinçlerimizi ve hüzünlerimizi onları yaşamadan çok önce tercih ederiz.
 
* Büyük şarkıcı, bizim suskunluğumuzu, sessizliğimizi terennüm eden şarkıcıdır.<ref>Halil Cibran, Kum ve Köpük, Kapı Yayınları, s. 31</ref>
 
* Çünkü kişi, ölçüsüz ve sınırsız bir deniz gibidir.
 
* [[Doğa]], hoşgeldin diyen kollarıyla uzanır bize ve onun kadınsı güzelliğinden haz almaya çağırır bizi; ama biz onun sükunetinden ürker, kalabalık kentlere akın ederiz ve orada tıpkı vahşi bir kurdun önünden kaçışan koyunlar gibi birbirimizi sıkıştırarak yaşarız.
 
* Dün krallara itaat ettik ve imparatorların önünde boynumuzu eğdik. Ancak bugün sadece [[gerçek|gerçeğin]] önünde diz çöküyor, sadece [[güzellik|güzelliği]] izliyor ve sadece [[aşk]]a itaat ediyoruz.
* [[Dünya]] kuruldu kurulalı bilinir: [[Aşk]], derinliğinin farkına, ancak ayrılık saati gelip çattığında varır.
 
* [[Dünya]] kuruldu kurulalı bilinir: [[Aşk]], derinliğinin farkına, ancak ayrılık saati gelip çattığında varır.
 
* '''Eğer kış, "Bahar yüreğimdedir" deseydi, ona kim inanırdı.'''
** Kum ve Köpük
* Elem, bugüne boyun eğmişlik ile gelecekten umudun arasındaki altın halkadır.
 
* Elem, bugüne boyun eğmişlik ile gelecekten umudun arasındaki altın halkadır.
 
* Esin daima şarkı söyler; asla açıklamaya çalışmaz.
 
* '''Evet, bir Nirvana var; o, koyunlarını yeşil bir otlağa yaymanda, çocuğunu uyutmanda ve [[şiir]]inin son dizesini yazmandadır.'''
 
* Evim der ki, "Beni bırakma, çünkü burada senin geçmişin yaşıyor." Yolum der ki, "Gel ve beni izle, çünkü ben senin geleceğinim." Ve ben hem eve, hem de yola derim ki, "Benim ne geçmişim, ne de geleceğim var. Eğer kalırsam, kalışımda bir ayrılış vardır; gidersem, ayrılışımda bir kalış.
 
*Gözleri geceyle sınırlanmış ve gündüzleri kör bakan baykuş, aydınlığın gizeminden peçeyi kaldıramaz.<ref>Halil Cibran, Ermiş, Anahtar Kitaplar Yayınları, s.105.</ref>
 
* [[Gerçek|Hakikat]] iki kişiye muhtaçtır. Biri onu dillendiren, diğeri onu anlayan.
* [[Hayat]]ın bütün esrarını çözdüğün vakit ölümü arzularsın. Çünkü o da hayatın sırlarından biridir.
 
* [[Hayat]]ın bütün esrarını çözdüğün vakit ölümü arzularsın. Çünkü o da hayatın sırlarından biridir.
 
* Hayatın öyle geniş ve büyük boşlukları vardır ki can buralarda dolanır da bu süre, insanoğlunun kendi buluşu olan zaman tarafından ölçülemez.
 
* [[Hayat]], kalbini övecek bir şarkıcı bulamadığında, [[akıl|aklı]]ndan söz edecek bir [[felsefe|filozof]] doğurur.
 
* Her erkek iki kadına aşık olur. Biri hayallerinde yarattığı diğeriyse henüz doğmamış olandır.
* Her kışın yüreğinde titreyen bir bahar vardır. Her gecenin peçesinin ardında tebessümle bekleyen bir şafak vardır.
 
* Her kışın yüreğinde titreyen bir bahar vardır. Her gecenin peçesinin ardında tebessümle bekleyen bir şafak vardır.
 
* İnsan kendini savunmak için de intihar etmiş olabilir.<ref>Halil Cibran, Kum ve Köpük, Kapı Yayınları, s. 50</ref>
* '''[[İnsan]]ın hakikati, sana gösterdiğinde değil gösteremediğindedir. Bundan ötürü onu tanımak istersen dediklerine değil demediklerine kulak ver.'''
 
* '''[[İnsan]]ın hakikati, sana gösterdiğinde değil gösteremediğindedir. Bundan ötürü onu tanımak istersen dediklerine değil demediklerine kulak ver.'''
 
* İş, görünür kılınmış [[sevgi]]dir.
 
* Kulağa gelen [[müzik]] tekse de onu oluşturan notalar farklıdır.
 
* Misafirler olmasaydı evlerimiz mezara dönerdi.
* Ne gariptir ki toplum olarak [[akıl|aklı]] yavaş olana değil de ayağı yavaş olana; yüreği kör olana değil de gözü kör olana acırız...
 
* Ne gariptir ki toplum olarak [[akıl|aklı]] yavaş olana değil de ayağı yavaş olana; yüreği kör olana değil de gözü kör olana acırız...
 
* Neşeli yüreklerle neşeli şarkılar söyleyen kederli bir kalp ne kadar yücedir.
 
* '''Öğrenimsiz [[akıl]] sürülmemiş tarlaya benzer.'''
 
* Sahip olduklarınızdan verdiğinizde çok az şey vermiş olursunuz. Gerçek veriş kendinizden vermektir.
* [[Neşe|Sevinc]]iniz peçesini kaldırmış kederinizdir. Daima birlikte gelirler. Biri yanı başınızdayken, diğeri yatağınızda uyuklamaktadır.
 
* [[Neşe|Sevinc]]iniz peçesini kaldırmış kederinizdir. Daima birlikte gelirler. Biri yanı başınızdayken, diğeri yatağınızda uyuklamaktadır.
 
* Sırtını güneşe çevirirsen gölgenden gayrı bir şey göremezsin.
 
* Siz çoksunuz, oysa ben tekim. Bana dilediğinizi söyleyin ve yapın. Dişi koyun gecenin karanlığında kurtların avı olabilir... Fakat kanı, vadinin taşlarında tan ağarıp da güneş yükselene değin duracak!
** Vadinin Perileri
* '''Suskunluğu gevezeden, hoşgörüyü hoşgörüsüzden ve kibarlığı kaba olandan öğrendim. Ne garip ki, tüm bu öğretmenlerime karşı oldukça nankörüm.'''
 
* '''Suskunluğu gevezeden, hoşgörüyü hoşgörüsüzden ve kibarlığı kaba olandan öğrendim. Ne garip ki, tüm bu öğretmenlerime karşı oldukça nankörüm.'''
 
* [[Şiir]] bir düşüncenin ifadesi değildir. O, kanayan bir yaradan veya gülümseyen bir ağızdan yükselen bir şarkıdır.
 
* 'Tek doğruyu buldum' değil 'Bir doğruyu buldum' deyin.
 
* Tereddüt, [[güven|itimad]]ın kendisine kardeş olduğunu bilemeyecek kadar yalnızdır.
 
* Toprağın neresini kazarsan kaz bir define bulacaksın. Ancak bir çiftçinin inancıyla kazmalısın.
 
* [[Yaşam]]ın özüne ulaştığında, her şeyde [[güzellik]] bulursun. Hatta güzelliği görmezden gelen gözlerde bile.
** Kum ve Köpük
 
* '''Yalnız açığa çıkan ışığı görebiliyorsan,<br>Yalnız söylenen sesi duyabiliyorsan,<br>Ne görebiliyorsun,<br>Ne duyabiliyorsun.'''
 
* Yanlışlarımızı [[doğru]]larımızdan daha büyük bir coşkuyla savunmamız ne gariptir!
 
* Yoksa, ne çiçek açan ne de meyve veren bir ağaç mı olsaydım; çünkü verimli olabilmenin sancısı kıraç olmaktan ağırdır ve eli açık zenginin çektiği acı dilencinin sefaletinden beterdir...
 
* En uzun ömür ile en kısa ömür arasında pek bir fark olmadığını sizi çevreleyen sonsuzluğu düşündüğünüzde anlayacaksınız.
 
==''[[w:Ermiş (kitap)|Ermiş]]''==
* '''Zira, aylak olmak; mevsimlere yabancı düşmek ve sonsuzluğa doğru haşmetle ve vakur bir tevazu ile seyreden [[hayat]] kafilesinin dışında kalmaktır.'''<ref name=Ermis>[http://www.kabalci.com.tr/sure-yayinevi/halil-cibran/ermis-9786055429010.htm Ermiş, Halil Cibran, Süre Yayınevi]</ref>
** s. 53
 
* Biz avare gezginler, daima en tenha yolu ararız; başlamaz hiçbir gün bizim başka bir günü sona erdirdiğimiz yerde ve hiçbir gün doğumu bulamaz bizi günbatımının bıraktığı yerde.<ref name=Ermis/>
** s. 91
 
 
== Kaynaklar ==
Satır 150 ⟶ 94:
m= |
}}
 
 
[[Kategori:Kişiler-H]]
"https://tr.wikiquote.org/wiki/Halil_Cibran" sayfasından alınmıştır