Din: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Vikisöz'de şahsın maddesi yok. Ayrıca "arasındaki"*.
Değişiklik özeti yok
111. satır:
 
== [[Sagopa Kajmer]] ==
 
* Eğer din -maneviyat- beni insanlardan uzaklaştıracaksa onlardan ışık yılı uzakta olmaya varım.<ref>{{web kaynağı|url= http://melankolia.com.tr/sagopa-kajmer-star-gazetesi-roportaji-2009.html |başlık= Sagopa Kajmer Star Gazetesi Röportajı 2009 <nowiki>| Melankolia</nowiki> |yayıncı= ''Star Gazetesi'' erişimtarihi= 21 Nisan 2016}}</ref>
 
== [[Şükrü Kaya]] ==
* Dinler işlerini bitirmiş, vazifeleri tükenmiş, yeniden uzviyet ve hayatiyet bulamayan müesseselerdir.<ref>TBMM Zabıt Ceridesi, devre: 4, cilt: 25, 1934</ref>
 
== [[Turan Dursun]] ==
* [[Akıl]] ve [[bilim]], aydınlık kesimdedir. [[Din]], imansa karanlık kesimde. Aklın, bilimin ölçüleri bellidir. Gözlem vardır, deney vardır, nesnellik vardır. Yolu ışıklandıran da bunlar. Din ve imanda ise bunlar yoktur.
* Dinler neyi yitirtmiştir? Bana göre dinler insana gözyaşı getirtmiştir, ölümler getirmiştir. İslam da bunların arasındadır.
* İslâm'ın da içinde bulunduğu hiçbir din, 'gericilik'ten ve 'gerici akımlar'dan kendini kurtaramaz. Neden ki 'din', 'gerilik'le, 'gerici akımlar'la iç içedir. Öyle olmak zorundadır. Özü, evrene ve insana bakışı bunu gerektirir. (...) 'Din', en ilkel inanç ve düşünce dünyasının egemen olduğu çağlardan, sayılamayacak ölçüde 'gerilik'ler, 'gerici akımlar' sürükleyip getirmiş ve bunları gücü, yaygınlığı oranında kurumlaştırıp benimsetmiştir inanırlarına. Her biri bir 'gerilik kanalizasyonu'dur. Bunlardan, 'çağdaşlık' çıkarma çabasının boşuna bir çaba olduğu, bir sürü örneğiyle görülmüştür. Atatürk bunun bilincinde olduğu için bu yola gitmemiştir. 'Eski bir giysiyi yamayıp yamayıp giyme ya da giydirme' yerine yeni gövde için yepyeni ve çağın gereğine uygun bir giysi biçme ve giydirme yoluna gitmiştir. Atatürk devrimlerinin çağdaşlığının anlamı ve doğrultusu budur. Hele 'Yahudilik' ve 'İslâm' gibi dinleri çağdaşlaştırmanın hiç olabilirliği yoktur. Bu dinler 'kutsal kitapları'yla, dünya yönetimlerine: '- Siz elinizi çekin, ben yöneteceğim! Benim yasalarıma uyacaksınız!' demektedir. Hele İslâm dini; 'Tanrı'nın indirdikleriyle hükmetmeyenlerin, kâfir, zalim ve fâsık olduklarını' çok açık biçimde duyurmaktadır (Bkz. Kur'an, Mâide Suresi, ayet 44, 45, 47).<ref>Oktay Akbal'a yazdığı 29 Mart 1985 tarihli mektubundan. Bkz. Turan Dursun, Ünlülere Mektuplar, Kaynak Yayınları, 2. Basım Aralık 1993, s. 64-65.</ref>
*...Laik kafa, özgür kafa; özgür düşünür. Düşündüğünü de özgürce ortaya koyar, öyle olması gerekir. Özgür dünyada olması gereken budur. Bu özgürlükse, 'dinsel kural'larla, falanca dinin filanca 'kutsal'larıyla, bu kutsallara 'saygı'yla ya da dinsel duyguları incitiyor mu, incitmiyor mu 'hesabı'yla sınırlandırılamaz. Böyle bir sınırlandırma da bu tür sınırlandırmayı kabul etmek de 'çağdaş'lıktan uzaklaşmaktır. Ortaçağ karanlığının ölçülerine bağlanmaktır. Bunu isteyen din, İslâm olabilir. İslâm'ın bunu istemesi doğaldır da. Yeryüzündeki dinler içinde, Yahudilik ve İslâm, yaşamın her alanına el uzatmıştır. İnsanlara, 'Benim kurallarıma göre yaşayacaksınız' der; yöneticilere de 'Siz elinizi çekin, ben yöneteceğim' isteğini yöneltir. Kurallar 'kesin'dir, 'değişmezlik' gösterir. Mecelle'de, 'zamanın değişmesiyle hükümler de değişir' denmesi aldatmamalıdır. Çünkü aynı Mecelle'de ve İslâm fıkıhında, 'değişme'nin 'esas'ta olamayacağına, 'âyet ve hadisin kesin hükmüyle belirlenenlerin, hiçbir biçimde değiştirilemeyeceği'ne ilişkin açıklama da yer alır. Temeli 'değişmezlik' olan 'din giysisi', gelişen yaşamın, çağımızın giysisi olamaz. O giysi, bu gövdeye olmaz. Olmadığı, olamadığı için Türkiye Cumhuriyeti'nde 'laik yasa'lar kabul edilmiştir. Mahmut Esat Bozkurt, Medenî Kanun'un gerekçesinde bunu çok açık bir dille anlatır. Bundan ödün vermemek gerekir. Verildiği zaman işin içinden çıkılmaz. Mollanın biri kalkar; 'din hükümleri'ni, 'Kur'an hükümleri'ni gösterip uyulmasını ister. Uymayanları da din adına cezalandırmaya yeltenir. Ülke sınırlarını bile umursamazlıktan gelir...
 
: 'Nerede bulursanız öldürün!..' Kur'ân böyle diyor. (Bkz. Bakara, âyet 191; Nisâ, 89, 91; Tevbe, 5)... Tarih boyunca hep böyle denmiştir. Bir Cemel Olayı'nda 15 bin kişi öldürülmüştür. Çarpışan iki yanda da 'Peygamber'in en yakın arkadaşları bulunduğu halde... Tarihte nice kişiler, değerli insanlar bu 'öldürün' fetvalarıyla can vermişlerdir. 'Sünnet Ehli'nin 'dört mezhebi'nde de, Humeyni'nin Şii mezhebinde de bir kimse 'dinden dönmüş' (ridde) ya da bu eğilimi göstermişse 'öldürülmesi'ne fetva verilir. Dünya, hele 'uygar dünya' bu 'fetva'lara göre yönetilemez...
 
: ...laik ve özgür düşünen insan... 'din kutsallıkları'nın çerçevesine sokulamaz. Bunu yapma yolundaki 'din terörü' karşısında korkmadan, yılmadan yeterince savaşım verilmelidir artık.<ref>"Ayetler Uydurma mı?", Cumhuriyet, 24 Şubat 1989, s.10. (Bu makale için ayrıca bkz. Turan Dursun, Tabu Can Çekişiyor Din Bu 1, Kaynak Yayınları, 13. Baskı Mart 1994, s. 101-102.)</ref>
 
== [[Umberto Eco]] ==
"https://tr.wikiquote.org/wiki/Din" sayfasından alınmıştır