Nihal Atsız: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
105. satır:
*İnsanlar okunmamış birer kitaptır. En basitleri hakkındaki hükmü bile tamamının okunmasına bırakmalı. Biraz derince olanların ise, iyice okunduktan sonra üzerinde az veya çok düşünmek lâzım.
*İnsanları insan yapan, büyük bir düşüncenin ardından koşmalarıdır. İnsan, şeref için ve muhteşem saydığı bir gaye için ölmesini bilen yaratıktır.
*İslam birliği taraftarlarına göre Türkler, Müslüman bir millet oldukları için müslümanca adlar almalıdır. Türklerin İslam olmazdan önce kullandıkları adları almak yanlıştır, Müslümanlığa aykırıdır. Dünyada bundan daha yanlış ve iptidai düşünce olamaz. İslam adları denen adlar Arap adlarıdır. Bunların hemen hepsi de İslamlıktan önceki zamandan beri Araplar arasında kullanılmaktadır. Yani küfür ve cahiliyet zamanından kalmadır. Anlamı bilinmeyen kelimeleri çocuklarımıza takmakta maddi veya manevi hiçbir kazancımız yoktur. Aksine, milli ruh bakımından kaybımız vardır. Hele Müslüman adları arasında Yahudilerden Araplara geçen Musa, İsa, Süleyman, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup, Yusuf, Harun, Davud gibi adlar bizim Türkçe adlarımızla ölçüştürülebilir mi? Hayvan adıdır diye Bozkurt’a, Alparslan’a, Ertuğrul’a itiraz edenler Muaviye’nin “Uluyan Dişi Köpek” ve Osman’ın “Yılan Yavrusu” demek olmasına ne buyururlar? Araplarda yalnız şahısların değil, boyların da hayvan adı aldığı vardır. Mesela bir kabilenin adı “Beni Kelb” yani “İtoğulları”dır. Kadın adları da öyledir: Ayşe “Yaşar”, Fatma “sütten kesilmiş”, Hatice “Vaktinden önce doğmuş”, Zeynep “tombul” demektir. Hele Türkler’in islamiyetten sonra büyük devlet kurabildikleri iddiası
*İslam Birliği ve kardeşliği kuruntudur. Dinin baş unsur olduğu çağlarda bile gerçekleşmemişti. Bundan sonra, araya bu kadar ihanet ve düşmanlık girdikten sonra asla gerçekleşmeyecektir. Gerçekleşecek olan birlik İslam birliği değil, Adalar Denizinden Altayların ötesine kadar Türk birliği olacaktır.
*İslam beynelmilelciliği davası güdenler de hep milliyetçi olduklarını söylerler. Türkçülük bu türlü eksik ve yanlış milliyetçiliklerin hepsini reddeder.<ref>Türkçülük ve Siyaset - Ötüken, 26 Temmuz 1972</ref>
|