II. Mehmed: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Drmzhac adlı kullanıcının son 2 değişikliği reddedilerek Felecita sürümüne (158459) geri dönüldü + deneme amaçlı değişiklik |
Değişiklik özeti yok |
||
32. satır:
:''Gemilerin karadan yürütüleceğini söylerken''
* Biz toprakları değil gönülleri
* Sırrıma sakalımın bir tek telinin vakıf olduğunu bilsem, sakalımı kökünden keserim.
45. satır:
: ''Ayasofya'daki yapıları parçalayan Yeniçeriye''
* Mahmud! Gemilerini tez donat. Uzakta yakında hiçbir limanda gemi kalmasın ki Ağrıboz gazasına giderim. Hepsi hazır olsun. Sana haber gönderince seninle birlikte yürüsünler. Çok iyi düşün ki, Ağrıboz'un fethi ne suretle olur ve ne gerektirir, onları tamam hazır et.<ref>
* Hey gâziler! Yürümek gerek. Niçin duralım?<ref>
* Şeyhim Akşemseddin Hazretleri ile beraber yaptığım zikrin lezzetine dünyaları bile değişmem. Eğer şeyhim izin verseydi zikir yolunu tercih eder, saltanatı terk ederdim.
83. satır:
: ''Trabzon için bu kadar zahmet nedendir diyen Uzun Hasan'ın annesi Sara Hatun'a verdiği cevap''
* Bundan önce ananın ricasıyla pençe-i gazabımdan kurtulmuştun. Biz de senin ıslah olduğunu ve barışa yöneldiğini tasdik ederek affetmiştik. Senin gibi imansız birinin benim adaletli padişahlığım
: ''Osmanlı illerini yağmalayan Uzun Hasan'a gönderdiği mektup''
* Beni hor gördüğünüz ve imzalanmış antlaşmalara aldırmadığınız ortadayken, yıllık on bin altın haraç ödemeye nasıl söz verebiliyorsunuz? Şimdi size iki seçenek veriyorum. Hangisini isterseniz seçin: Gereken haracı ödersiniz, ki o zaman aramızda barış olur ya da hemen çeker gider ve ülkenizi bana bırakırsınız!<ref>Franz Babinger, Dukas Tarihi'nden (
* Beyine söyle, bu tavuklar nasıl ki bir çuval darıyı anında yedilerse, yeniçerilerim de savaşmaya değil, keçi otlatmaya alışık olan adamlarına böyle davranacaklardır.
122. satır:
: Bunlar ki, ellerinde bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür külü olduğu halde günün belirli saatlerinde bu sokakları gezeler. Bu sokaklara tükürenlerin tükrükleri üzerine bu tozu dökeler ki yevmiye yirmişer akçe alsınlar; Maazallah herhangi bir gıda maddesi buhranı da vaki olabilir. Böyle bir hal karşısında bırakmış olduğum 100 silah ehl-i erbaba verile. Bunlar ki hayvanat-ı vahşiyyenin yumurtada veya yavruda olmadığı sıralarda Balkanlara çıkıp avlanalar ki zinhar hastalarımızı gıdasız bırakmayalar.
* Bu zahmetler Allah içindir. Elimizde İslâm kılıcı vardır. Eğer bu zahmeti ihtiyar etmesevüz, bize gazî demek layık olmazdı.<ref> Halil İnalcık, Devlet-i'Aliyye I.Cilt, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 20</ref>
==Hakkında söylenenler==
137. satır:
| isbn = ISBN 975-7064-12-2
| sayfalar = 222
| alıntı = Eski bir Atatürkçü, ''Atatürk'ten bilinmeyen hâtırâlar'',
}}</ref>
|