Joseph Goebbels: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmemiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
kDeğişiklik özeti yok |
Yazıyı birleştirdim. Birkaç yerde aynı konuşmanın bir cümlesi yer alıyordu. Hepsini yazdım. Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği |
||
3. satır:
* Basını, hükümetin kullanabildiği dev bir klavye olarak düşünün.
* Başarı önemli bir şeydir. Propaganda ortalama zekalıların konusu değildir, daha çok uygulayıcılarının konusudur. Sevimli veya teorik olarak doğru olması beklenmez. Harika, estetik olarak şık ya da kadınları ağlatan konuşmalar yapmayı önemsemem. Politik konuşmanın amacı, insanları düşündüğümüzün doğru olduğuna ikna etmektir. Taşrada Berlin'den başka konuşurum ve Bayreuth'ta konuştuğumda, Pharus Hall'da söylediğimden farklı şeyler söylerim. Bu pratik meselesidir, teori değil. Birkaç saman kafalının hareketi olmak istemeyiz, fakat daha çok, geniş kitleleri fetheden bir hareket olmak isteriz. Propaganda popüler olmalıdır, entelektüel olarak hoşa giden değil. Entelektüel gerçeği ortaya çıkarmak propagandanın görevi değildir.
* Ben büyük olmak için yeterince basit ve basit olabilecek kadar büyük olan öğretmeni arıyorum.
* Bir çocuk eğlendiğinde güler ve canı acıdığında ağlar. Her ikisini de, gülmeyi ve ağlamayı bütün kalbiyle yapar. Hepimiz upuzun ve çok zeki insanlar olduk. Çok şey biliyoruz, çok okuduk. Ama unuttuğumuz bir şey var, o da çocuklar gibi gülmek ve ağlamak.
Satır 10 ⟶ 8:
* Doğu Cephesi'ndeki askerlerimiz, çok yakın bir zamanda büyük bir saldırıya geçecek, durumu denetimleri altına alarak, merhamet beklemeyecekleri gibi, merhamet de göstermeyeceklerdir. Birliklerimiz, birkaç hafta sonra başlayacak olan büyük taarruza hazırlanmak amacıyla operasyonlarını azalttı ve eksikliklerini tamamladı. İlerleyen haftalarda büyük taarruz başlar. Onlar, dini görevini ifa eden bir cemaat gibi büyük bir özveri ile savaşa gidecekler. Askerlerimiz, silahlarını ellerine aldıklarında ve tanklarına bindiklerinde, gözlerinin önüne tecavüze uğramış kadınları ve onların vahşice katledilmiş çocukları gelecek. İşte o zaman "İntikam" diye haykırarak onları korku içerisinde bırakacaklardır. Führer, geçmiş krizlerin üstesinden nasıl geldiyse, bu krizin de üstesinden gelecektir. Geçen gün bana şöyle demişti: "Bu krizi atlatacağımıza dair inancım tamdır. Düşmana çok büyük bir saldırı düzenleyeceğiz ve üzerlerine mermi yağdıracağız. Onları yeneceğiz ve yok edeceğiz. Ve bir gün mutlaka bayrağımız muzaffer olacak. İşte bu benim sarsılmaz inancımdır."
: (''Hitler'in emriyle Goebbels Doğu Cephesi'nde Görlitz halkına seslenirken, 1945.'')
(''Salonda bulunan herkes ayağa kalkıp "Evet!" Diye haykırıyor.'') İngiliz hükümeti, Alman halkının savaş istemediğini, hükümetin "topyekün savaş" politikasında destek bulamadıklarını söylüyorlar! "Onlar, Topyekün Savaş değil, koşulsuz- şartsız teslimiyet istiyor." Diyorlar! Şimdi soruyorum sizlere... Topyekün bir savaş istiyor musunuz? Gerekirse hayal edemeyeceğiniz kadar büyük ve radikal bir savaş istiyor musunuz? Führer'imizi halkımızın önünde bir bayrak gibi takip ederek ve ordumuzla birlikte, büyük bir azimle savaşmaya ve zafer bizim olana kadar birlikte mücadeleye razı mısınız? İyi günde ve kötü günde sonunda büyük fedakarlıklar yapmak zorunda kalsak bile, Führer'imizi takip etmeye kararlı mısınız? (''Salondakiler: Führer ilerler, biz takip ederiz.'') Şu an dünyanın duymak istediği şeyleri söylüyorsunuz. Artık onlar, inancımızla ilgili şüpheleri ve yanlış fikirleri yok. Arkamızda çok güçlü bir müttefik duruyor. O müttefik, Führer'i takip eden Alman halkının ta kendisidir. Ve önümüze ne kadar tehlikeli olaylar çıkarsa çıksın, Alman halkı bu yükü taşımaya hazırdır. "Büyük zafer" uğruna en ağır yükleri kaldırmaya hazırdır. Yeni sloganımız şudur: O halde ayağa kalkın ve bırakın fırtına kopsun!
: (''18 Şubat 1943'teki topyekün savaş ilanından.'')
* Führer hiç değişmez. Çocukken nasılsa şimdi de öyledir.
Satır 31 ⟶ 30:
* [[Mozart]]'ın müzik için bir plana ihtiyacı yoktu. O oynadı ve bir çocuğun cennet hafifliği ile seslendirdi.
* Propagandanın görevi akıllı olmak değil, başarıya götürmektir.
* Tanrı niçin başkalarına verdiklerini benden esirgiyor? Tanrım, Tanrım beni niçin bıraktın?
: (''Günlüğünün Mart 1925 tarihli bölümünden.'')
|