Mustafa Kemal Atatürk: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
k 78.161.27.97 mesaj tarafından yapılan değişiklikler geri alınarak, Felecita tarafından değiştirilmiş önceki sürüm geri getirildi.
Etiket: Geri döndürme
AĞLAYIN...
Etiket: Boşluk içermeyen metin ekleme
28. satır:
'''[[w:tr:Mustafa Kemal Atatürk|Kemal Atatürk]]'''<ref>[[:File:Atatürk'ün 993 814 seri numaralı nüfus cüzdanı.jpg|Atatürk'ün 993 814 seri numaralı nüfus hüviyet cüzdanı (1934)]]</ref> (1934'e kadar: '''Mustafa Kemal Paşa'''; 1935-1937 arasında (1937'den sonra tekrar Kemal Atatürk): '''Kamâl Atatürk'''<ref>[[:File:Atatürk'ün 993 815 seri numaralı nüfus cüzdanı.jpg|Atatürk'ün 993 815 seri numaralı nüfus hüviyet cüzdanı (1935)]]</ref>; 1881 – 10 Kasım 1938), sıkça '''Mustafa Kemal Atatürk''' olarak anılır, Türk mareşal ve devlet adamı. Kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyeti'nde 1923'ten 1938'e kadar cumhurbaşkanı olarak görev yaptı.
 
Hepsini sildim ağla...HAHAHAHAHAHHAHAHAHAAHAHHAHHAHAHAAHAHAHAH!!!!!!!!!!!
==Sözleri==
<!-- Lütfen alfabetik sırayla ekleyin. Teşekkürler! -->
 
*30 Ağustos'ta sevk ve idare ettiğim muharebede Türk milleti yanımdaydı. Bir insan, milletiyle beraber hareket ettiği zaman ne kadar kuvvetli hissediyor bilir misiniz? Bunun tarifi zordur. Bunu anlatmakta güçlük çekersem beni mazur görünüz.<ref>Hakimiyet-i Milliye gazetesi, 30 Ağustos 1928.</ref>
 
*Ahmaklar, memleketi Amerikan mandasına, İngiliz himayesine terk etmekle kurtulacak sanıyorlar. Kendi rahatlarını temin etmek için bir vatanı ve tarih boyunca devam edip gelen Türk istiklalini feda ediyorlar!<ref name=":19" /> (Yıl: 1919)
 
*Akıl ve mantığın halledemeyeceği mesele yoktur.<ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 136.</ref>
 
*Amerika, Avrupa ve bütün uygarlık dünyası bilmelidir ki Türkiye halkı her uygar ve kabiliyetli millet gibi kayıtsız şartsız hür ve müstakil yaşamaya kesin karar vermiştir. Bu haklı kararı bozmaya yönelik her kuvvet, Türkiye'nin ebedi düşmanı kalır.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 48</ref>
 
*Anadolu, en büyük hazinedir.<ref>Sırrı Kardeş, Heyeti Temsiliye ve Mustafa Kemal Paşa Kırşehir'de, 1950, s. 30)</ref>
 
*Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. Bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 76</ref>
 
*Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: Beni hatırlayınız.<ref name=":7" />
 
*Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir.<ref name=":24">Hâkimiyet-i Milliye, 31 Ekim 1933</ref>
 
*Ben, 1919 yılı mayısı içinde Samsun'a çıktığım gün elimde maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk milletinin soyluluğundan doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu ulusal kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım.<ref name=":23" />
 
*Ben manevî miras olarak hiçbir nas-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş, kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevî mirasçılarım olurlar.<ref name=":1">İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeolojisi, İstanbul Üniversitesi Yayınları, 1980, s. 13.</ref>
 
*Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.<ref name=":4" />
 
*Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. Hükûmetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir. Âdetâ halkı bir kapana kıstırırlar. Benim halkım demokrasi ilkelerini, gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. İsteyen istediği gibi ibadet edebilir. Herkes kendi vicdanının sesini dinler. Ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır. <small>''(1926-27 yılları arasında Atatürk ile röportaj yapan Grace Ellison'ın 1928 yılında yayımlanan Turkey Today adlı kitabının 24. sayfasında İngilizce olarak yazıyor.)''</small><ref>{{cite web|url=http://news.bbc.co.uk/2/hi/programmes/from_our_own_correspondent/9510135.stm|başlık=Modern Turkey, a delicate balance of East and West|erişimtarihi=23 Ekim 2011}}</ref><ref>{{web kaynağı|başlık=Google Books üzerinden Turkey Today|url=http://books.google.com.tr/books?ei=7TyBU6TQIsGGOK2sgKgK&hl=tr&id=_kdpAAAAMAAJ&dq=inauthor%3A%22Grace+Ellison%22&focus=searchwithinvolume&q=%22+I+have+no+religion%22|eser=Turkey Today|erişimtarihi=25 Mayıs 2014}}</ref>
 
*Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır. Ve Türk milleti güven ve mutluluğun kefili olan ilkelerle, uygarlık yolunda, tereddütsüz yürümeye devam edecektir.<ref name=":17" />
 
*Benim Türk milletine, Türk cemiyetine, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz.<ref>Atatürkçülük, Cilt I, Millî Eğitim Basımevi, s. 85</ref>
 
*Bir hükûmet iyi midir, fena mıdır? Hangi hükûmetin iyi veya fena olduğunu anlamak için, "Hükümetten gaye nedir?" bunu düşünmek lazımdır. Hükûmetin iki hedefi vardır. Biri milletin korunması, ikincisi milletin refahını temin etmek. Bu iki şeyi temin eden hükûmet iyi, edemeyen fenadır.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 121</ref>
 
*Bir kelime ile ifade etmek gerekirse, diyebiliriz ki yeni Türkiye Devleti bir halk devletidir; halkın devletidir. Mazi kurumları ise bir şahıs devleti idi, şahıslar devleti idi.<ref name="halk"/>
 
*Bir toplumun eksikliği ne olabilir? Ulusu ulus yapan, ilerleten ve geliştiren güçler vardır: Düşünce güçleri, sosyal güçler. Düşünceler, anlamsız, yararsız, akla sığmaz saçmalarla dolu olursa o düşünceler hastalıklıdır. Bir de toplumsal yaşayış, akıldan mantıktan uzak, yararsız, zararlı birtakım görenek ve geleneklerle dopdolu olursa yaşama sayılamaz. İlerleyemez, gelişemez, inmeliler gibi olduğu yerde bocalar kalır.<ref>Bugünün Diliyle Atatürkʼün Söylevleri, Türk Dil Kurumu Yayınları, s. 86</ref>
 
*Birbirimize daima gerçeği söyleyeceğiz. Felaket ve saadet getirsin, iyi ve fena olsun, daima gerçekten ayrılmayacağız.<ref>Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri Cilt II, s. 118</ref>
 
*Bir işin ahlâki bir kıymeti olması, ayrı ayrı insanlardan daha ulvî bir membadan sadır olmasıdır.<br>O memba cemiyettir; millettir.<br>Filhakika, ahlâkıyet, hususî fertlerden ayrı ve bunların fevkinde, ancak içtimaî, millî olabilir. Milletin içtimaî nizam ve sükûnu hal ve istikbalde refahı, saadeti, selâmeti ve masuniyeti, medeniyette terakki ve tealisi için insanlardan, her hususta alâka, gayret, nefsin feragatini icap ettiği zaman seve seve nefsinin fedasını talep eden millî ahlâktır. Mükemmel bir millette millî ahlâkiyet icapları, o millet efradı tarafından adeta muhakeme edilmeksizin vicdanî, hissî bir saikle yapılır. En büyük millî his, millî heyecan işte budur.<br>Millet analarının, millet babalarının, millet hocalarının ve millet büyüklerinin; evde, mektepte, orduda, fabrikada, her yerde ve her işte millet çocuklarına, milletin her ferdine bıkmaksızın ve mütemadiyen verecekleri millî terbiyenin gayesi işte bu yüksek millî hissi sağlamlaştırmak olmalıdır.<br>Ahlâkın millî, içtimaî olduğunu söylemek ve maşerî vicdanın bir ifadesidir demek, aynı zamanda ahlâkın mukaddes sıfatını da tanımaktır. Ahlâk mukaddestir; çünkü aynı kıymette eşi yoktur ve başka hiçbir nevi kıymetle ölçülemez.<br>Ahlâk mukaddestir; çünkü, en büyük ahlâki şeniyet sahibi bir faile racidir. O fail, yalnız ve ancak cemiyettir. Ondan başka bir fail yoktur. Ülûhiyette, timsalî bir şekilde düşünülmüş cemiyet dahi mündemiçtir. Çünkü, vicdanlarımız üzerinde müessir olan ruhî hayat, cemiyetin efradı arasındaki amel ve aksülâmellerden teşekkül eder. Filhakika cemiyet, kesif bir fikrî ve ahlâki faaliyet mihrakıdır.<ref name="MB">[http://turkcutoplumcu.org/images/medenibilgiler.pdf ''Medeni Bilgiler'']</ref>
 
*Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir.<ref>İsmet Giritli, Kalkınma ve Türkiye, İzlem Yayınları, s. 42.</ref>
 
*Biz, her vasıtadan yalnız ve ancak bir tek temel görüşe dayanarak yararlanırız. O görüş şudur: Türk milletini medenî dünyada lâyık olduğu mevkie yükseltmek, Türkiye Cumhuriyeti’ni sarsılmaz temelleri üzerinde her gün daha çok güçlendirmek … ve bunun için de istibdat fikrini öldürmek…<ref>Nutuk II, s. 897</ref>
 
*Bizce Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın düzeyde, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlıktır.<ref>Perihan Naci Eldeniz, TTK. Belleten, Cilt: XX, Sayı: 80, 1956. s. 740</ref>
 
*Bizi yanlış yola sevk eden kötü yaradılışlılar, çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep din kuralları sözleriyle aldatagelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz... Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülükten gelmiştir.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 127</ref>
 
*Bizim devlet idaresindeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen; içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve bir de milletler tarihinin bin bir fâcia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız netîcelerdir.<ref>{{Web kaynağı | ad = Meclis | başlık = Atatürk'ün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin V. Dönem 3. Yasama Yılını Açış Konuşmaları | url = http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/5d3yy.htm | yayıncı = tbmm.gov.tr | erişimtarihi = 28 Temmuz 2014 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20160313105733/http://tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/5d3yy.htm | arşivtarihi = 13 Mart 2016}}</ref><ref>http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=352</ref><ref>{{Kitap belirt
| son = KARAL (Ord. Prof.)
| ilk = Enver Ziya
| editör = Fatih ÖZDEMİR
| başlık = Atatürk'ten Düşünceler
| biçim = kitap
| erişimtarihi = 2012-05-26
| erişimyılı = 2012
| erişimayı = 05
| tarih = 1927-10-20
| yıl = 2003
| yayımcı = ODTÜ Yayıncılık
| yer = Ankara
| dil = Türkçe
| isbn = ISBN 975-7064-12-2
| sayfa = 192
| alıntı = Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri (I)
}}</ref><ref>[http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/186321/ataturkun-son-meclis-konusmasi Atatürk'ün Son Meclis Konuşması]</ref>
 
*Bizim milletimiz esasen demokrattır. Kültürünün, geleneklerinin en derin maziye ait evreleri bunu doğrular.<ref>Vasfi Raşit Seviğ, T. C. Esas Teşkilat Hukuku, 1938, cilt: I, s. 329</ref>
 
*Bugünkü hükûmetimiz, devlet örgütümüz doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet örgütü ve hükûmettir ki onun ismi Cumhuriyettir. Artık hükûmet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millettir ve millet hükûmettir. Artık hükûmet ve hükûmet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 435</ref>
 
*Bugünün ihtiyaçlarına uygun kanun yapmak ve onu iyi uygulamak refah ve ilerleme vasıtalarının en mühimlerindendir.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 328</ref>
 
*Bunca asırlarda olduğu gibi, bugün dahi, milletlerin bilgisizliğinden ve taassubundan istifade ederek binbir türlü siyası ve şahsı maksat ve menfaat temini için dini alet ve vasıta olarak kullanmak teşebbüsünde bulunanların, içeride ve dışarıda varlığı, bizi bu konuda söz söylemekten ne yazık ki henüz uzak bulundurmuyor.<ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 125.</ref>
 
*Bütün dünya bilsin ki benim için bir taraflılık vardır: Cumhuriyet taraftarlığı, fikri ve sosyal inkılap taraftarlığı. Bu noktada, yeni Türkiye topluluğunda bir ferdi, hariç düşünmek istemiyorum.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 189</ref>
 
*Bütün ilerlemeler, insan fikrinin eseridir. Fikri harekete getirmek, birinci işimiz olmalıdır. Bir kere millet benliğine hakim olsun ve düşünebilsin, yeter! Başlangıçta hatalı düşünse de, az zaman sonra bu hatayı düzeltebilir. Fikir bir kere faaliyete başladı mı, her şey yavaş yavaş düzene girer ve düzelir. Fikrin serbest hareketi ise, ancak bireyin düşündüğünü serbest olarak söylemek, yazmak ve verdiği karara göre her türlü girişimde bulunmak serbestisine sahip olmakla mümkündür.<ref>Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri, Sel Yayınları, 1955, s. 64</ref>
 
*Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve geniş kapsamlı medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek Türklüğe ve cihana bildirmek bizim için bir borçtur.<ref>Afet İnan, Mustafa Kemal Atatürk'ten Yazdıklarım, Millî Eǧitim Bakanlığı Devlet Kitapları, s. 36.</ref>
*Büyüklük odur ki hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için gerçek ülkü neyse onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır. Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen bunda karşı koyuşları yok eden olacaksın. Önüne sayılamayacak güçlükler yığacaklardır. Kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu güçlükleri aşacaksın. Ondan sonra sana "büyüksün" derlerse, bunu diyenlere de güleceksin.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, s. 112</ref>
 
*Cumhuriyet, ahlâkî fazilete dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. Sultanlık, korku ve tehdide dayanan bir idaredir. Cumhuriyet idaresi faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir. Sultanlık, korkuya ve tehdide dayandığı için korkak, alçak, sefil ve rezil insanlar yetiştirir. Aradaki fark bunlardan ibarettir.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 231</ref>
 
*Cumhuriyet idaresini, Cumhuriyetten söz etmeksizin milli hâkimiyet esasları içinde her an Cumhuriyet'e doğru yürüyen şekilde toplamaya çalışıyorduk.<ref name=":25" />
*Cumhuriyeti, onun gereklerini yüksek sesle anlatınız. Cumhuriyet ilkelerini sevdiriniz. Bunu kalplere yerleştirmek için hiçbir fırsatı ihmal etmeyiniz.<ref>Ayın Tarihi, cilt: 24, sayı 82-83. 1931.</ref>
 
*Cumhuriyet rejimi demek demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Biz Cumhuriyeti kurduk, Cumhuriyet 10 yaşını doldururken demokrasinin bütün icaplarını sırası geldikçe koymalıdır.<ref name=":25" />
 
*Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk milletini emin ve sağlam bir gelecek yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 372</ref>
 
*Cumhuriyetçilik ve toplumsal inkılâp, lâiklik ve yenilikseverlik, Türk'ün öz malı ve özelliği hâline geldiğini görmek, benim için büyük bir bahtiyarlık olacaktır.<ref name=":12" />
*Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lazım olanı yapmaya hazırız.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 71</ref>
 
*Çağdaş bir cumhuriyet kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrenmesi demektir.<ref>Anıl Çeçen, Atatürk ve Cumhuriyet, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 76.</ref>
 
*Çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı bu yaptıklarımın hiç birini yapamazdım.<ref name=":22" />
 
*Demokrasi ilkesi, egemenliğin millette olduğunu, başka yerde olamayacağını gerektirir. Bu suretle demokrasi ilkesi, siyasi kuvvetin, egemenliğin kaynağına ve meşruiyetine temas etmektedir. Demokrasinin tam ve en belirgin hükûmet şekli Cumhuriyettir.<ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 112</ref>
 
*Devlet idaresinde bütün kanunlar, nizamlar, ilmin muasır medeniyete temin ettiği esas ve şekillere, dünya ihtiyaçlarına göre yapılır ve tatbik edilir. Din telakkisi vicdani olduğundan cumhuriyet, din fikirlerini devlet ve dünya işlerinden ve siyasetten ayrı tutmayı milletimizin muasır terakkisinde başlıca muvaffakiyet görür.<ref name=":25">''Türk Tarih Kurumu: Belleten Dergisi, Kasım 1988, Cilt LII, Sayı 204''</ref>
 
*Devrimin ereğini (hedefini) kavramış olanlar, onu daima koruyup gözetme gücünde olacaklardır. <ref>Nilüfer Kurtuluş, Atatürk, Kurtuluş Ofset Basımevi, s. 114.</ref>
 
*Diktatör, insanların iradesini baskı altına alan ve onları itaate mecbur bırakan kimsedir. Ben, kalpleri kırmak değil, kalpleri kazanmak isterim.<ref>Gladye Baker'a verdiği demeç, 21 Haziran 1935.</ref>
 
*Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.<ref>Afet İnan, Tarih boyunca Türk Kadının Hak ve Görevleri, Millı̂ Eğitim Basımevi, s. 159.</ref>
 
*Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, başarı için en hakikî yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. Yalnız ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemeleri zamanında takip etmek şarttır.<ref name=":15" />
 
*Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde, Anadolu köylü kadınının üstünde kadın mesaisi zikretmek imkânı yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını "Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim" diyemez.<ref>Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri Cilt II, s. 147</ref>
 
*Efendiler! Bir memleketin, bir memleket halkının düşmandan zarar görmesi acıdır. Fakat kendi ırkından büyük tanıdığı ve başlarında taşıdığı insanlardan hayırsızlık, kötülük görmesi ondan daha acıdır. Bu kalp ve vicdanlar için beklenmez bir yaradır.<ref>[http://www.atam.gov.tr/ataturkun-soylev-ve-demecleri/bursalilarla-konusma Bursalılarla Konuşma, Hâkimiyet-i Milliye, 14 Eylül 1924]</ref>
 
*Efendiler, bizim milletimiz vatanı için, hürriyeti ve hakimiyeti için fedakar bir halktır; bunu ispat etti.<ref name=":2" />
 
*Efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti; şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, tarikatımedeniyedir. Medeniyetin emrettiğini ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kâfidir.<ref>[http://www.kastamonu.gov.tr/ataturkun-kastamonuya-gelisi---sapka-ve-kiyafet-devrimi 30 Ağustos 1925 tarihli Kastamonu Nutku'ndan].</ref><ref>"Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 215)</ref>
 
*Eğer bir millet büyükse kendisini tanımakla daha büyük olur.<ref>Hikmet Bayur, T.D.K., Türk Dili, Belleten, No: 33, 1938, s. 16</ref>
 
*Eğitim ve öğretimde uygulanacak yol, bilgiyi insan için fazla bir süs, bir zorbalık vasıtası, yahut medeni bir zevkten ziyade maddi hayatta muvaffak olmayı temin eden pratik ve kullanılması mümkün bir cihaz haline getirmektir.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 288.</ref>
 
*Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 58</ref>
 
*Emperyalizm ölüme mahkûmdur.<ref>[http://www.atam.gov.tr/dergi/turkiyenin-kurulus-yillarinda-bir-yabanci-gazetecinin-ankara-yolculugu-ve-ataturkle-gorusmesi Türkiye’nin Kuruluş Yıllarında Bir Yabancı Gazeteci’nin Ankara Yolculuğu ve Atatürk’le Görüşmesi]</ref>
 
*En iyi fertler kendinden ziyade mensup olduğu toplumu düşünen, onun varlığının ve mutluluğunun korunmasına hayatını veren insanlardır.<ref>Ayın Tarihi, cilt: 24, sayı: 82-83, 1931</ref>
 
*Erkek kız çocuklarımızın, aynı şekilde öğrenim görebilmesi mühimdir. Memleket evladı, iktisadi hayatta faal, etkili ve başarılı olacak şekilde donatılmalıdır. Milli ahlakımızla, medeni esaslarla ve hür fikirlerle yetiştirilmelidir. Baskı ve korkudan doğan sözde ahlak, bir erdem olmadığı gibi, güvenilmezdir.<ref>Hakimiyet-i Milliye gazetesi, 26 Ağustos 1924.</ref>
 
*Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.<ref>Sadi Irmak, Atatürk ve Türkiye'de Çağdaşlaşma Atılımları, Hisarbank Kültür Yayınları, s. 86.</ref>
 
*Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir.<ref name=":24" />
 
*Gençlerimiz ve aydınlarımız ne için yürüdüklerini ve ne yapacaklarını evvela kendi dimağlarında iyice kararlaştırmalı, onları halk tarafından iyice sindirimi ve kabulü mümkün bir hale getirmeli, onları ancak ondan sonra ortaya atmalıdır.<ref>Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri Cilt II, s. 142</ref>
 
*Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler uygulamaya geçtiği vakit, Türk milleti yükselecektir.<ref name=":14" />
 
*Gerçeği konuşmaktan korkmayınız.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, s. 110</ref>
 
*Güzel sanatlarda başarı, bütün inkılapların başarıldığının en kesin delilidir. Bunda başarılı olamayan milletlere ne yazıktır. Onlar, bütün başarılarına rağmen uygarlık alanında yüksek insanlık sıfatıyla tanınmaktan daima mahrum kalacaklardır.<ref name=":11" />
 
*Hakikaten memlekete hizmet etmek isteyenlerin kalbi açık olmalıdır; açık söylemelidir. Millet ile, milleti sevk ve idare edenler çok açık görüşmelidirler. Olan şeyler ve yapılacak şeyler olduğu gibi ifade olunmalıdır. Yoksa safsatalar ile milleti aldatmak, onu birbirine düşürmek demektir. Kuralımız, daima millete karşı gerçekleri ifade olmalıdır. Milleti aydınlatma, bu demektir.<ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 119</ref>
 
*Her ferdinin son nefesi, Türk ulusunun nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir. Yüksel Türk! Senin için yükseklik sınırı yoktur. İşte parola budur.<ref>Atatürk Serisi, 7. sayı, Milli Eğitim Basımevi, s. 42.</ref>
 
*Her ne suretle olursa olsun, hizmet edenler milletten büyük mükafatlar bekliyorsa katiyen doğru bir harekette bulunmuş olmazlar. Milletten çok şey istememeliyiz. Hizmet edenler, namus vazifelerini yerine getirmiş olmaktan başka bir şey yapmamışlardır.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 91</ref>
 
*Hiçbir tutarlı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi çok güç olur; belki de hiç olmaz. İlerlemede geleneklerin kayıt ve şartlarını aşamayan milletler, hayatı, akla ve gerçeklere uygun olarak göremez.<ref name=":21" />
 
*Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.<ref>Emin Arat, Kemalizm, Ayyıldız Matbaası, s. 124</ref>
 
*Hükûmetin varlığının sebebi, memleketin asayişini, milletin huzur ve rahatını temin etmektir. Bütün memlekette gerçek bir asayiş hakim olmalıdır. Millet büyük bir huzur ve güven içinde müsterih bulunmalıdır. Memleketimizin herhangi bir köşesinde halkın güvenini, devletin bütünlük ve asayişini bozmaya kalkışanlar devletin bütün kuvvetlerini karşılarında bulmalıdırlar.<ref name="ReferenceA">Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 307</ref>
 
*Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküntü vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 1</ref>
 
*Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük ecdadımın en kıymetli mirasından olan bağımsızlık aşkı ile yaratılmış bir adamım.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 24</ref><ref>Hakimiyet-i Milliye gazetesi, 22 Nisan 1921.</ref>
 
*İleri hükûmetçiliğin şiarı, halkı, kudretine olduğu kadar şefkatine de samimiyetle inandırabilmesidir.<ref>Türk Parlamento Tarihi: TBMM V. dönem (1935-1939), Cilt I, s. 72</ref>
 
*İleri hükûmetçiliğin ayırıcı özelliği halkı, kudretine olduğu kadar şefkatine de samimiyetle inandırabilmesidir. Büyük küçük bütün cumhuriyet memurlarında bu zihniyetin en geniş ölçüde gelişmesine önem vermek, çok yerinde olur.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 378</ref>
 
*İnkılabın hedefini kavramış olanlar, daima onu korumaya muktedir olacaklardır.<ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 145.</ref>
 
*İnkılabın temellerini her gün derinleştirmek, desteklemek lazımdır. Birbirimizi aldatmayalım, uygar dünya çok ileridedir. Buna yetişmek, o uygarlık dairesine dahil olmak mecburiyetindeyiz.<ref name=":5" />
 
*İnsanlar, toplumsal hayatta haklardan ve vazifelerden örülmüş bir ağ içinde düşünülebilir. İnsanlar, insan kaldıkça bu ağdan çıkamazlar.<ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 120</ref>
 
*İnsanların hayatına, faaliyetine hakim olan kuvvet yaratıcılık ve icat kabiliyetidir. İcadı ve yaratıcılığı yapabilen insanların ise, mutlaka kültürlü olmalarının şart olduğu tebarüz etmiştir.<ref>Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Yeni Baskıya Hazırlayan: Arı İnan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 375</ref>
 
*İnsanlığın bütününün refahı, açlık ve baskının yerine geçmelidir. Dünya vatandaşları, kıskançlık, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde eğitilmelidir.<ref name=":10" />
 
*Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamakların­dan geçeceklerdir. Kadınlar toplum yaşamında erkek­lerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır.<ref name=":13" /> (Yıl: 1923)
 
*Komşularıyla ve bütün devletlerle iyi geçinmek, Türkiye siyasetinin esasıdır.<ref name=":18" />
 
*Kapitülasyonların hiçbir kısmına istisnayı kabul etmiyoruz. Adli, mali veya askeri kapitülasyonların hiçbirini tanımıyoruz. (Yıl: 1922)<ref>Mustafa Kemal'in Chicago Tribune Muhabirine Verdiği Mülâkat, 18 Eylül 1922; İkdam Gazetesi, 20 Eylül 1922.</ref>
 
*Kızlarımızın vatan ve milletin yüksek menfaatlerini savunup koruyabilecek kabiliyette yetiştirilmesi milli eğitimde esas tutulmalıdır. Ve kız çocuklarımıza entelektüel yetkinlik kazandırılması elzemdir. Türk kadınının esasen dehaya sahip olduğuna şüphe yoktur. Türk kadınları memleketin kaderini millet namına idare eden siyasi zümreye dahil olmak arzusunu belirtmiştir. Dolayısıyla kadınlarımızı hiçbir vatandaşlık vazifesinden uzak tutamayız. Çünkü hakların tümü vazifelerden doğar.<ref>Hakimiyet-i Milliye, 3 Şubat 1931.</ref>
 
*Köylü, hepimizin velinimetidir. Bu necip unsurun refahını düşüneceğiz.<ref>Sadi Borak, Atatürk'ün Resmi Yayınlara Girmemiş Söylev Demeç Yazışma ve Söyleşileri, Kaynak Yayınları, s. 309.</ref>
 
*Kültür işlerimiz üzerine, ulusça gönüllerimizin titrediğini bilirsiniz. Bu işlerin başında da Türk tarihini, doğru temelleri üstüne kurmak, öz Türk diline değeri olan genişliği vermek için candan çalışmakta olduğumuzu söylemeliyim. Bu çalışmaların göz kamaştırıcı verimlere erişeceğine şimdiden inanabiliriz.<ref name=":0">Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Yeni Baskıya Hazırlayan: Arı İnan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 276</ref>
 
*Kültür sınavımızı, yeni ve modern esaslara göre, teşkilatlandırmaya durmadan devam ediyoruz. Türk Tarih ve Dil çalışmaları büyük inanla beklenilen ışıklı verimlerini şimdiden göstermektedir.<ref name=":0" /> (Kasım 1936)
 
*Medenî olmayan insanlar, medenî olanların ayakları altında kalmaya mahkûmdurlar.<ref>Atatürkçülük, Cilt I, Genelkurmay Başkanlığı, Millî Eğitim Basımevi, 1984, s. 354.</ref>
 
*Memleket işlerinde, millet işlerinde, gerçek işlerde duyguya, hatıra, kardeşliğe ve dostluğa bakılmaz.<ref>Atatürkçülük, cilt I, Millî Eğitim Basımevi, s. 121</ref>
 
*Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile alakasız yaşayamayız. Aksine yükselmiş, ilerlemiş, medenî bir millet olarak medeniyet düzeyinin üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan olacağız ve her millet ferdinin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur.<ref name=":21">Seha L. Meray, Su Başlarını Devler Tutmuş: Denemeler, Söyleşiler, Çağdaş Yayınları, s. 103</ref>
 
*Millete efendilik yoktur; hizmet etme vardır. Bu millete hizmet eden, onun efendisi olur.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, s. 195</ref>
 
*Milletimizin siyasî, sosyal hayatında, milletimizin fikri eğitiminde rehberimiz ilim ve teknik olacaktır.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 43</ref>
 
*Milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, millî birlik duygusunu sürekli olarak ve her türlü araç ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür. Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu bütün insanlığa gerçek huzurun temini yolunda kendine düşen uygar vazifeyi yapmakta başarıya ulaştıracaktır.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 272</ref>
 
*Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşüncesinden değil, bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin birleşmesinden ibarettir.<ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 109</ref>
 
*Millî hâkimiyet uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 76</ref>
 
*Millî hedef belli olmuştur. Ona ulaşacak yolları bulmak zor değildir. Önemli olan, çetin olan o yollar üzerinde çalışmaktır. Denebilir ki hiçbir şeye muhtaç değiliz. Yalnız tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak. Toplumsal hastalıklarımızı incelersek temel olarak bundan başka, bundan önemli bir hastalık keşfedemeyiz; hastalık budur. O halde ilk işimiz bu hastalığı esaslı bir şekilde tedavi etmektir. Milleti çalışkan yapmaktır. Servet ve onun doğal sonucu olan refah ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır.<ref>Atatürkçülük, III. Cilt, Genelkurmay Başkanlığı, Millî Eğitim Basımevi, 1984, s. 171.</ref>
 
*Millî müdafaamızı, düşmanların bayrakları, babalarımızın ocakları üstünden çekilinceye kadar terk edemeyiz. İstanbul mabetleri etrafında düşman askerleri gezdikçe, öz vatan toprakları üstünden yabancı adamların ayakları çekilmedikçe biz mücadelemizde devam etmeye mecburuz.<ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 99.</ref> (1920)
 
*Neş'eli olmayan insanlardan iki türlü şüphe edilir. Ya hastadır, yâhut o insanın başkalarına bildirmek istemediği bir kuruntusu vardır.<ref name="neşe"/>
 
*Ölmek isteyen bir milleti hiçbir kuvvet kurtaramaz. Türk milleti ölmek istemez; o, daima yaşayacaktır efendiler!<ref>Şevket Aziz Kansu, Türk Dili Dergisi. sayı: 12, 1952. s. 682</ref>
 
*Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz. Her kanaat bizce muhteremdir.
 
*Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz ve sürekli olamaz.<ref>Afet İnan, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, s. 104</ref>
 
*Tam bağımsızlık, bizim bugün üzerimize aldığımız görevin özüdür. Bu görev, bütün ulusa ve tarihe karşı yüklenilmiştir.<ref>Nutuk II, s. 623-624</ref>
 
*Tarih, Türk inkılâbını anlatırken, bunun bir kurtuluş olduğunu en başta söyleyecektir. Bu kurtuluşun çeşitli aşamaları içinde de, özellikle kadınların kurtulmasını anacaktır.<ref>[http://www.atam.gov.tr/dergi/sayi-06/ataturk-ve-kadin-haklari-2 Prof. Dr. TURHAN FEYZİOĞLU, "Atatürk ve Kadın Hakları", atam.gov.tr]</ref>
 
*Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.<ref>Hasan Cemil Çambel, T.T.K. Belleten Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 10, s. 272</ref>
 
*Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla temin olunabilir. Ne kadar zengin ve refaha kavuşturulmuş olursa olsun bağımsızlıktan mahrum bir millet uygar insanlık karşısında uşak olmak durumundan yüksek bir davranışa layık olamaz.<ref name="ReferenceB">Atatürk'ün Bütün Eserleri, 19. cilt, Kaynak Yayınları, s. 30.</ref>
 
*Tüm Türk toprakları kurtulmadıkça durmayacağım. (Yıl: 1922)<ref>Atatürk'ün Bütün Eserleri, 13. Cilt, Kaynak Yayınları, s. 279. ''Mustafa Kemal Paşa’nın 13 Ekim 1922 tarihinde İzmir’de, Amerikalı yazar Richard Danin’e verilen ve Figaro Gazetesi’nde yayımlanan mülakatı.''</ref>
 
*Türk Cumhuriyeti'nin en esaslı prensiplerinden biri olan yurtta barış, dünyada barış gayesi, insaniyetin ve medeniyetin refah ve ilerlemesinde en esaslı etken olsa gerektir. Buna elimizden geldiği kadar hizmet etmiş ve etmekte bulunmuş olmak bizim için övünülecek bir harekettir.<ref name=":6" />
 
*Türk Hükümeti'nin ilk amacı, halka hürriyet ve mutluluk vermek, askerlerimize olduğu kadar, sivil halkımıza da iyi bakmaktır.<ref>Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2006; Ayın Tarihi: 1935, Sayı: 19, s. 260-262</ref>
 
*Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür. Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden mana çıkarmak, intibah almak, düşünmek, zekayı terbiye etmektir.<ref>Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Yeni Baskıya Hazırlayan: Arı İnan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 374</ref>
 
*Türk dilinin sadeleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için her yayın aracından faydalanmalıyız. Her aydın hangi konuda olursa olsun yazarken buna dikkat edebilmeli, konuşma dilimizi ise ahenkli, güzel bir hale getirmeliyiz.<ref>Afet İnan, Atatürk ve Dil Bayramı, Atatürk'e Saygı, T.D.K. s. 54.</ref>
 
*Türk esaret kabul etmeyen bir millettir. Türk milleti esir olmamıştır.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 230</ref>
 
*Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız.<ref>Atatürkçülük, 3. cilt, Genelkurmay Başkanlığı, Millî Eğitim Basımevi, s. 164</ref>
 
*Türk milleti çok büyük olaylarla ispat etti ki yeniliksever ve inkılapçı bir millettir.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 216-217</ref>
 
*Türk milleti, halk idaresi olan cumhuriyetle idare olunur bir devlettir. Türk Devleti laiktir. Her reşit dinini seçmekte serbesttir.<ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 123.</ref>
 
*...Türk milletinin müşterek görünen bir hali daha vardır. Hakikaten dikkat olunursa, Türklerin aşağı yukarı hep ahlâkları birbirine benzer. Bu yüksek ahlâk hiçbir milletin ahlâkına benzemez. Ahlâkın, millet teşkilinde yeri çok büyüktür, mühimdir. Bu ehemmiyeti iyice anlamak için, ahlâk hakkında birkaç söz söylemek fazla olmaz. Ahlâk dediğim zaman, ahlâk kitaplarında yazılı olan nasihatleri murat etmiyorum zira ahlâklılık diye yaptığımız işler ve yapmaktan sakındığımız işler; kitaplarda yazılı olan veya birtakım ahlâk hocalarının tavsiye ettikleri şeylerden daha evveldir ve o sözlerden, o nasihatlerden ayrı olarak, onlara asla kulak vermeyerek insanlar tarafından yapılmaktadır. İş, nazariyatın hakimi, amiridir. Ahlâk kaidelerinin nasıl yapılması lâzım geleceği, ahlâklılık olduğu anlaşılan işler görüldükten, tecrübe edildikten sonra anlaşılır.<ref name="MB" />
 
*Türk milletinin tabiat ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 74</ref>
 
*Türk milletinin yürümekte olduğu ilerleme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale pozitif bilimdir.<ref name=":9" />
 
*Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda milletlerarası temas ve ilişkilerde, bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla bir ahenkte yürümekle beraber, Türk toplumunun hususî seciyelerini ve başlı başına müstakil hüviyetini korumaktır.<ref>Afet İnan, T.T.K. Belleten, Sayı: 128, 1968, s. 557</ref>
 
*Türk Tarih ve Dil kurumlarının, Türk milli varlığını aydınlatan çok kıymetli ve önemli birer ilim kurumu mahiyetini aldığını görmek hepimizi sevindirici bir hadisedir. Tarih Kurumu, yaptığı kongre, kurduğu sergi, yurt içindeki kazılar ortaya çıkardığı eserlerle şimdiden bütün ilim dünyasına kültürel vazifesini yerine getirmeye başlamış bulunuyor.<ref>Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Yeni Baskıya Hazırlayan: Arı İnan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 273</ref>
 
*Türkiye Cumhuriyet anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en muhterem mevkide, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir mevcudiyettir.<ref name=":26" />
 
*Türkiye Devletinin bağımsızlığı mukaddestir. O, ebediyen sağlanmış ve korunmuş olmalıdır.<ref name="ReferenceA"/>
 
*Türkiye emperyalizme karşı mücadelesiyle iyi örnek olmuşsa bundan çok büyük mutluluk duyacağım. (Yıl: 1921)<ref>Hakimiyet-i Milliye, 15.11.1921</ref><ref>Atatürk'te Konular Ansiklopedisi, Yapı Kredi Yayınları, s. 51</ref>
 
*Türkiye halkı, asırlardan beri hür ve bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı bir yaşama gereği saymış bir milletin kahraman evlatlarıdır. Bu millet, bağımsızlıktan uzak yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 35</ref>
 
*Türkler, bütün uygar milletlerin dostlarıdır.<ref>Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 67</ref>
 
*Türk milletinin dili Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır... Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sayısız felaketler içinde ahlâkının, geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının, kısaca bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili Türk milletinin kalbidir, zihnidir.<ref>Atatürk’ün Görüş ve Direktifleri, s. 166</ref>
 
*Türk milletinin tabiat ve âdetlerine en uygun idare Cumhuriyet idaresidir.<ref name=":25" />
 
*Türk'ün haysiyet ve onur ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. Bundan ötürü, ya bağımsızlık, ya ölüm!<ref>Anıl Çeçen, Atatürk ve Cumhuriyet, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 119</ref>
 
*Ulusun yaşamı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir.<ref name=":16" />
 
*Uygarlık yolunda başarı yenileşmeye bağlıdır. Sosyal hayatta, iktisadi hayatta, ilim ve fen sahasında başarılı olmak için yegane gelişme ve ilerleme yolu budur.<ref>Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri Cilt II, s. 181-182</ref>
 
*Uygarlık yolunda yürümek ve başarılı olmak, yaşamın şartıdır. Bu yol üzerinde duraklayanlar ya da yol üzerinde ileri değil, geriye bakmak bilgisizliği ve aymazlığında bulunanlar, genel uygarlığın coşkun seli altında boğulmaya mahkûmdur.<ref name=":8" />
 
*Vicdan hürriyeti mutlak ve taarruz edilmez, ferdin tabi haklarının en mühimlerinden tanınmalıdır.<ref>Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 124.</ref>
 
*Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden mahrumiyeti, beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir.<ref name="ReferenceB"/>
 
*Yaptıklarımızı asla kâfi görmeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.<ref name=":20" />
 
*Yoksul kadın, hiçbir şeyi olmayan kadın anlamında alınmıştır. Halbuki kadın denilen varlık, bizatihi yüksek bir varlıktır. Onun yoksulluğu olamaz. Kadına yoksul demek, onun bağrından kopup gelen bütün insanlığın yoksulluğu demektir.<ref name=":26">Sadi Borak, Atatürk'ün Resmi Yayınlara Girmemiş Söylev Demeç Yazışma ve Söyleşileri, Kaynak Yayınları, s. 328.</ref>
 
*Yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtri zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür.<ref name=":24" />
 
*Zamanında kitaplar karıştırdım. [[Hayat]] hakkında filozofların ne dediklerini anlamak istedim. Bir kısmı her şeyi kara görüyordu. “Mademki hiçiz ve sıfıra varacağız, dünyadaki geçici ömür sırasında sevinç ve mutluluğa yer bulunmaz” diyorlardı. Başka kitaplar okudum, bunları daha [[akıl]]lı adamlar yazmışlardı. Diyorlardı ki: “Mademki sonu nasıl olsa sıfırdır, hiç olmazsa yaşadığımız sürece şen ve [[neşe]]li olalım.” Ben kendi karakterim bakımından ikinci hayat görüşünü beğeniyorum, fakat şu sınırlar içinde: Bütün insanlığın varlığını kendi şahıslarında gören adamlar zavallıdır. Besbelli ki, o adam birey sıfatı ile yok olacaktır. Herhangi bir kişinin, yaşadıkça memnun ve mutlu olması için gereken şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Anlayışlı bir adam, ancak bu şekilde hareket edebilir. Hayatta tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, mutluluğu için çalışmakta bulunabilir...<ref>[http://web.archive.org/web/20180628120602/http://www.atam.gov.tr/ataturkun-soylev-ve-demecleri/romanya-disisleri-bakani-antonescu-ile-konusma Romanya Dışişleri Bakanı Antonescu İle Konuşma]</ref>
<!-- Lütfen alfabetik sırayla ekleyin. Teşekkürler! -->
 
==Kaynaklar==