Kur'an: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği Gelişmiş mobil değişikliği
66. satır:
* Kur'an-ı Kerim Güneş gibidir, hadisler Ay'a benzer. Hikmetli sözler yıldızları andırır. Ay da, yıldızlar da ışığını Güneş'ten alırlar. ~ [[Muzaffer Coşkun]]
* Kuran teslimiyete bağlı bir îmânı vurguluyor. Açıktır ki sevgi yerine korkutma ve dehşete düşürme yolunu yeğliyor. ~ [[Antony Flew]]<ref>http://www.libertarian.co.uk/lapubs/athen/athen006.pdf</ref>
*Orion takımyıldızına bak! Andromeda'ya bak! Samanyolu'na bak! National Geographic'te git okyanusun diplerine bak! Kutuplara bak! Çiçeğe bak! Boğaz'da erguvana bak! Bir de Kur'an'da 23 sene Velid bin Muğire aşağı, As bin Vail yukarı diyip bütün kadrajını Hicaz, Taif, Medine'ye sıkıştırmış ve insanlığa son söyleyeceği sözün çapı oradaki 3-5 tane lavuk müşrik! Ve o müşriğe Kur'an'da öyle küfürler var ki! Bir tanesini okuyayım mı size? Kalem Suresi: "Ve lâ tutı’ kulle hallâfin mehîn. Hemmâzin meşşâin bi nemîm. Mennâın lil hayri mu’tedin esîm. Utullin (hem kel hem fodul) ba’de zâlike zenîm (piç)." Piç dedim şimdi ben. Onu tabii meale öyle yazamazsınız. "Soysuz" diye çevrilir. Aç, adres veriyorum, aç: Ferra'nın Meani'l-Kur'an'ını aç, İbn-i Kuteybe'yi aç, nereyi açarsan aç! Nesebi bilinmeyen, onun bunun çocuğuna "zenim" denir Arapçada. Bu Allah dili olabilir mi? İnsani dil olamaz mı? Olabilir. Olabilir, niye? Yanmış canı ya! Feverandır, olabilir. Olabilir üstadım, olabilir. Cahiz'in Müfâḫaretü'l-cevârî ve'l-ġılmân diye bir risalesi var. Konusunu anlatmayacağım. Konusu kötü. Fakat bu biraz seksist bir metin yani içinde böyle cinsellik temaları çok. Onun için Cahiz'in risalesini basmadı bizimkiler. Fakat bir İspanyol oryantalist bunu müstakil olarak yayınladı. Onun girişinde "Ya Cahiz, böyle şeyleri nasıl yazıyorsun, ayıp bunlar, biiiplik metinler." Orada sahabeden, sahabenin de böyle argo ifadelerinden 5-6 sayfa almış. Neler var abi ya, neler var! Ebu Bekir de var, Hazreti Ömer de var. Bunları nereden almış? Taberi'nin Tarih'inden almış, İbnül Esir'in Tarih el-Kâmil'inden almış, oradan almış buradan almış, Cahiz'den almış. Her yerden almış. Var. Bu insani bir şey hocam. Biz de şimdi çok canımız yandı mı "Katranı kaynatsan olur mu şeker?!" diye başlarız yani. Bu insani bir şey. Ama Tanrı bu tür psikolojik hiddet süreçlerine girmez. Üstadım, şu anda diyorum ki ben dünyanın en ücra yerinde uçuşan bir kuşun kursağından geçecek rızkı bile düşünen, bilen bir Allah'tan bahsediyoruz; bir de o Allah'ın insanlığa armağan olarak son gönderdiği mesajın içindeki çaptan bahsediyoruz. Bir Andromeda'ya bak, bir de kitabın içindeki muhtevaya bak! Daha da bir şey konuşmayacağım! ~ [[Mustafa Öztürk (ilahiyatçı)|Mustafa Öztürk]]<ref>[https://www.youtube.com/watch?v=Je1c7dPBpUs Mustafa Öztürk'ün Gerçekleri konuştuğu videosu.]</ref>
*...Razi, Farabi, İbn Sina, İbn Rüşt, İbn Haldun, al Kindi vd... gibi nice örneklerin Batı dünyasını et­kiledikleri doğru olmakla beraber, bu simalardan hiçbirisi Kur’an’ı kay­nak edinip ilim yapmış değildir; çünkü, Kur’an ile gerçek anlamda ilim yapılamayacağını en iyi onlar bilmişlerdir. Bundan dolayıdır ki, Kur’an’a bağlıymış gibi görünmekle beraber (çünkü, aksi takdirde din­sizlikle suçlanıp yok edilebilinirlerdi), gerçekte Kur’an’dan yararlanarak değil, Eski Yunan kaynaklarından feyz alarak ilim yapabilmişlerdir. Ya­parken de çoğu kez, belli etmeden, Kur’an’a aykırı ve Kur’an verilerine ters düşer şekilde iş görmüşlerdir. Diğer yayımlarımızda (özellikle Aydın ve “Aydın” adlı kitabımızda) değindiğimiz gibi, eğer Kur’an’ı dışlamamış ve sadece Kur’an’a dayalı olarak ilim yapmaya kalkmış ol­salardı, o ünlü yapıtlarından hiçbirini sergileyemezler, “müneccim başlılıktan” öteye geçemezlerdi. Nitekim, Farabi ve İbn Sina gibi nice ün­lüler, Eski Yunan’ın fikir zirvelerini, örneğin, Aristo’yu yüzlerce kez oku­duklarını söylemekle övünmüşlerdir. “Faylasuf al Arab” diye ün salan al-Kindi (ö. İS 819), Aristo’yu, başına taç yapmıştır. Arap dilinde yazılmış en büyük tıp ansiklopedisi olarak kabul edilen Havi adlı yapıtın yazarı Razi (İS 865-932), “Kutsal sayılan kitaplar (ilim açısından) değersiz kitaplardır. Eflatun, Aristo, Öklit, Hipokrat gibi eski (bilginlerin) yazıları insanlığa çok daha yararlı olmuştur” di­yebilmiştir. İbn Sina (İS 980-1037), tıp alanında şöhret yapan al-Şifa adlı kitabının hemen her satırını, Eski Yunan’ın tıp bilginlerinin (örneğin, Galen’in, Hipokrat’ın) görüşlerine atıflarla pekiştirmiştir. [[El-Cahiz|al-Cahiz]] (İS 776-869), Kitabü’l-Hayavan adlı ünlü yapıtında, İslam uygarlığının Eski Yunan’ın bilim kaynaklarına dayalı olarak ortaya çıktığını anlatmak üzere vaktiyle şöyle konuşmuştur:
: “Eğer ebedi hikmetlerle dolu Eski Yunan kaynaklarına sahip olmasaydık, eğer bu yapıtlarla korunan ve bize aktarılan, geçmişi önümüze koyan ve başkaca hiçbir şekilde- bilmemize imkan bulunmayan bilim dünyasından habersiz kalsaydık, şimdi eriştiğimiz her bilgiden yoksun olurduk. Eğer Eski Yunan bilimleriyle zenginleşmemiş ve bu kaynakları temel edinmemiş olsaydık, bilgi hamulemiz son derece zavallı kertede kalır ve sınırsız güçlüklere uğrardık. Ve eğer sadece kendi kaynaklarımızın ve kendi çabalarımızın sonuçlarıyla yetinme zorunluluğunda kalsaydık, bilgi dağarcığımız gerçekten kısır kalır ve bu yüzden bilimsel uygarlık girişimini yitirmiş olurduk….”
"https://tr.wikiquote.org/wiki/Kur%27an" sayfasından alınmıştır