Falih Rıfkı Atay: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Türkolog1984 (mesaj | katkılar)
Türkolog1984 (mesaj | katkılar)
15. satır:
* Atatürk’ün şapkasından Erbakan’ın takunyasına gelinceye kadar kırk dört yıl geçti. Atatürk’ün amacı bir başlık değiştirmek değildi. Kafanın içinde bir şey değiştirmekti. Türk kafasını kara inançlardan kurtarmaktı. Erbakan’ın kafası ayaklarındadır.<ref>Falih Rıfkı Atay, 44, 1969</ref>
* Takılma, sevimli kılar. Bunu yalnız somurtkan Şark ve çatık kaşlı diktatörler anlamaz. Rusya'da mizah ve karikatür yoktur. Hitler'in ne kendisi ne de Almanya'sı gülmüştür. Mustafa Kemal alaycı idi. Kendi kendisiyle de alay etmesini biliyordu. Çünkü zekâsı, hissi, ruhu ince idi.<ref>Atay, Gülmek, 1954</ref>
* Sizin küçük saadetinizi kıskanmadan benimseyen hangi dostunuz var? Sizin bir küçük şerefinizi, ananız bile hiç olmazsa kendi için bir nümayiş yapmaksızın sevebilir mi? <ref>Atay, Bugün İçliyim, 1923</ref>
* Sonra nasıl tarih okumuş bu Konya müftüsü? Osmanlı padişahlığı devri yalancı şahitli, rüşvetçi kadı mahkemeleri ile dolup taşardı. Her mahkemenin karşısında bir yalancı şahit kahvesi vardı. O devrin şeyhülislamları ve müftüleri değil midir ki İngilizlere kulluk ederek Anadolu'da vatanı kurtarmak için savaşanları fetva ile "tekfir" etmişlerdir. Nasıl cumhuriyet memurudur bu ki cumhuriyete karşı padişahlık devrini ileri sürer? Nasıl din adamıdır bu ki dini, en kötü politikacılık yolunda "kirletmeye" cesaret eder?<ref>Atay, İki Bin Kişiye Bir Konferans</ref>
* En mesut Türkler, Atatürk yaşarken ölmüş olanlardır.<ref name="otomatik oluşturuldu1">Atatürk'ten sonra Atatürk, Gür yayınları, s. 33</ref>