Falih Rıfkı Atay: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Türkolog1984 (mesaj | katkılar)
→‎Batış Yılları (1963): Yazım kurallarına uygun olarak düzenlendi. Bazı sayfa sayılarının yanlış olduğu görülüp sayfa sayılarının tamamı, bütünlüğün sağlanması açısından, kaldırıldı.
Türkolog1984 (mesaj | katkılar)
→‎Zeytindağı (1932): Yazım kurallarına uygun olarak düzenlendi.
31. satır:
[[Dosya:MtolivesviewC.jpg|thumb|right|144px|Falih Rıfkı Atay'ın kitabına ismini verdiği ünlü [[w:Zeytindağı (tepe)|Zeytindağı]].]]
===[[w:Zeytindağı (kitap)|Zeytindağı (1932)]]===
* Zeytindağı'nda [[tarih]]in hakkını tarihe, [[Cemal Paşa]]'nın hakkını Cemal Paşa'ya verdim. Eserimde Cemal Paşa'nın, sırası geldikçe, büyüyüp parladığı görülür. Zaten doğrusunu isterseniz [[w:Meşrutiyet|Meşrutiyet]] şahsiyetlerinde eser yazılmak değeri görenlerden değilim: Fakat, Meşrutiyetin kendisini anlatmak lâzımdırlazımdır. [[w:Zeytindağı (kitap)|Zeytindağı]]'nı bu maksatla yazdım. [[Cemal Paşa]]'dan çok bahsedişim, başka türlü yazmaya imkân olmamaktandır.
* Ziya Gökalp parti için itikatlaştırmak istediği esas fikirleri on emre benzer bir şiir kitabında toplamıştı. Rahmetli bu kitabında Allah'tan, Peygamber'den, Talat'tan ve Enver'den bahseder ve partinin yalnız bu iki şahsiyetini putlaştırır. Ona göre Cemal Paşa da fertçi idi.<ref>Falih Rıfkı Atay, Zeytindağı, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1970, syf. 72</ref>
** Önsöz, s. 11
* Bir Türk Kudüs'ü yoktu. Bir Arap Kudüs'ü var mıydı? Hayır. Ne Katolik, ne Ortodoks, ne de Yahudi Kudüs'ü! Kudüs; Haçlıhaçlı alemli, Davud mühürlü sancaklar arasında göze görünmez orduların sessizce alıp verdikleri bir yer. Bu defa o şehrin bu yakasında Süleyman'ın olduğu kadar Yahudi olan Kudüs'ü görüyorum.
* '''[[Mustafa Kemal Atatürk|Mustafa]] Kemal, Büyük Harbe girmek aleyhinde idi: Kafa ve [[sanat]] adamı olduğu için! Mustafa Kemal, Kurtuluş Harbini bırakmak fikrinde asla bulunmadı: [[Vatan]] adamı olduğu için!''' İşte size bütün kitabın özü: [[Bilim|İlim]] ve [[vatan]] adamı olunuz.
* Bana göre bizim gençliğin aradığı hürriyetleri,; kadın, tefekkür ve hayat hürriyetini ancak [[Cemal Paşa]]'dan ve eğer varsa onun kafasında olanlardan beklemek gerekti. [[İsmail Enver|Enver]]’le ortaçağMüslüman Müslümanlığı,Orta Çağ'ı bütün yeşilliği ile devam edecekti.<ref>[http://takaonline.com/koseyazisi/bu-hafta-bir-kitap/ Bu Hafta Bir Kitap (Zeytindağı)]</ref>
** s. 110
* İki hikayehikâye işittim. Masal olmadığı için anlatayımnakledeyim:
*Ziya Gökalp parti için itikatlaştırmak istediği esas fikirleri on emre benzer bir şiir kitabında toplamıştı. Rahmetli bu kitabında Allah'tan, Peygamber'den, Talat'tan ve Enver'den bahseder ve partinin yalnız bu iki şahsiyetini putlaştırır. Ona göre Cemal Paşa da fertçi idi.<ref>Falih Rıfkı Atay, Zeytindağı, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1970, syf. 72</ref>
: Cemal Paşa artık ordu kumandanı değildir, mütareke yakındır. Artık, harbe niçin girdiğimiz münakaşa edilebilir., Büyükbüyük adamların küçük adamları adam yerine saymak ve onlarla görüşmek sırası gelmiştir. Arkadaşım Y. K. ([[Yakup Kadri Karaosmanoğlu|Yakup Kadri]] e.n.), bahriye çatanası içinde Büyükada'ya giderken sordu:
* Bir Türk Kudüs'ü yoktu. Bir Arap Kudüs'ü var mıydı? Hayır. Ne Katolik, ne Ortodoks, ne de Yahudi Kudüs'ü! Kudüs; Haçlı alemli, Davud mühürlü sancaklar arasında göze görünmez orduların sessizce alıp verdikleri bir yer. Bu defa o şehrin bu yakasında Süleyman'ın olduğu kadar Yahudi olan Kudüs'ü görüyorum.
:- Paşam,Paşa'm söyler misiniz, bu harbe niçin girdik ?
** Önsöz, S. 6''
:Ve üç- dört sene içinde bunalttığı bir nefesi boşaltmış gibi ohlıyarakohlayarak bekledi. İşte cevap:
* Bana göre bizim gençliğin aradığı hürriyetleri, kadın, tefekkür ve hayat hürriyetini ancak [[Cemal Paşa]]'dan ve eğer varsa onun kafasında olanlardan beklemek gerekti. [[İsmail Enver|Enver]]’le ortaçağ Müslümanlığı, bütün yeşilliği ile devam edecekti.<ref>[http://takaonline.com/koseyazisi/bu-hafta-bir-kitap/ Bu Hafta Bir Kitap (Zeytindağı)]</ref>
:- Aylık vermek için!
** s. 32
:Ve, iláveilave etti:
* İki hikaye işittim. Masal olmadığı için anlatayım:
:- Hazine tamtakırdı. Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli, ya öbür tarafla birleşmeli idik.
: Cemal Paşa artık ordu kumandanı değildir, mütareke yakındır. Artık, harbe niçin girdiğimiz münakaşa edilebilir. Büyük adamların küçük adamları adam yerine saymak ve onlarla görüşmek sırası gelmiştir. Arkadaşım Y. K. ([[Yakup Kadri Karaosmanoğlu|Yakup Kadri]] e.n.), bahriye çatanası içinde Büyükada'ya giderken sordu:
:'''Kırtasiye ve maaş imparatorluğunun [[tarih]]i işte, böyle biter.'''
:- Paşam, söyler misiniz, bu harbe niçin girdik ?
:Bu fıkranın belki büyük bir değerikıymeti olmayacaktı, eğer sonraları şu hikâyeyi işitmeseydim:
:Ve üç-dört sene içinde bunalttığı bir nefesi boşaltmış gibi ohlıyarak bekledi. İşte cevap:
:Sakarya'ya yaklaşıyoruz. Bir millet olarak kalmak için harbetmek ve muzaffer olmak lâzımdırlazımdır. Tam o zaman da maliye durmuştur. İlim, ihtisas ve tecrübe [[Mustafa Kemal Atatürk|Mustafa Kemal]]'e hükmünü söylüyor:
:- Aylık vermek için!
:-Hazinede para kalmamıştır, bulmak ihtimali de yoktur.
:Ve, iláve etti:
:İlim, ihtisas ve, tecrübe... Büyük kelimeler, büyük ve korkunç! Verdiği karar da şu: Türk milleti istiklâliniistiklalini ödeyemez!
:- Hazine tamtakırdı. Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli, ya öbür tarafla birleşmeli idik.
:'''Kırtasiye ve maaş imparatorluğunun [[tarih]]i işte, böyle biter.'''
:Bu fıkranın belki büyük bir değeri olmayacaktı, eğer sonraları şu hikâyeyi işitmeseydim:
:Sakarya'ya yaklaşıyoruz. Bir millet olarak kalmak için harbetmek ve muzaffer olmak lâzımdır. Tam o zaman da maliye durmuştur.
:İlim, ihtisas ve tecrübe, [[Mustafa Kemal Atatürk|Mustafa Kemal]]'e hükmünü söylüyor:
:-Hazinede para kalmamıştır, bulmak ihtimali de yoktur.
:İlim ihtisas ve tecrübe... Büyük kelimeler, büyük ve korkunç! Verdiği karar da şu: Türk milleti istiklâlini ödeyemez!
:Aylık vermek için harbi bırakmak lazımdı.
:Mustafa Kemal'in kararı bu değildi, vatan ve istiklal idi. Ve en iyi kanunu arayıp buldu: "Milletin nesi var nesi yoksa yüzde kırkını vatan müdafaası için verecektir."
:: s. 109-110
:Sakarya, Dumlupınar, İzmir ve Lozan; hepsini böyle ödedik.
* Kudüs kelimesi, Hristiyanlığı akla getirir. Fakat ne Kudüs'te ne de Filistin'de Hristiyanlık diye bir mesele yoktur.<ref>Falih Rıfkı Atay, Zeytindağı, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1970, syf. 68</ref>
:'''[[Mustafa Kemal Atatürk|Mustafa]] Kemal, Büyük Harb'e girmek aleyhinde idi: Kafa ve [[sanat]] adamı olduğu için!
:'''Mustafa Kemal, Kurtuluş Harbi'ni bırakmak fikrinde asla bulunmadı: [[Vatan]] adamı olduğu için!'''
:İşte size bütün kitabın özü: [[Bilim|İlim]] ve [[vatan]] adamı olunuz.
 
===[[w:Çankaya: Atatürk Devri Hatıraları|Çankaya (1961)]]===
* '''Osmanlı toplumunda kadın, taassuba karşı devletin başlıca tavizi idi.''' Taassup için ahlak, ırz; ırz da bilhassa kadın demektir. İstanbul'da kadınların ırzından yalnız kocaları, ana babaları sorumlu değil idiler. Bütün mahalle halkı, aile hayatını kontrol ederdi. Bir eve kadın alındığı haberi duyuldu mu; imam, bekçi ve belli başlı mahalle eşrafı gider, o evi basardı. Çatı arasına ve kümese kadar aramadığı yer bırakmazdı. Sokakta herkes kadın kıyafetine karışmak hakkını kendinde görürdü. Yüzler, eller, kollar, bacaklar iyice kapanmalı, çarşaflar vücut biçimini hiç sezdirmemeli, peçeler bir süs değil, tam bir örtü olmalı idi. Bazı kibar semtlerde ve Beyoğlu'nda bu disiplin biraz gevşerdi. Fakat harp, pahalılık gibi hadiseler olduğu veya idare aleyhine dedikodular arttığı vakit, hemen kadın kılığı günün meselesi hâline gelirdi. Kadın erkekle bir arabaya binemezdi. Vapurlarda, tramvaylarda, muhallebici dükkânlarında kadın yerleri perde veya kafesle erkek yerlerinden ayrılmıştı. Mesirelere kadar her yerde harem kısmı vardı.