Falih Rıfkı Atay: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Türkolog1984 (mesaj | katkılar)
Birkaç yeni söz eklendi. Bazı alıntıların eksik kısımları eklendi. Eserler basım yılına göre sıralandı.
Türkolog1984 (mesaj | katkılar)
76. satır:
===[[w:Çile (kitap, Falih Rıfkı Atay)|Çile (1955)]]===
* '''Takılma, sevimli kılar. Bunu yalnız somurtkan Şark ve çatık kaşlı diktatörler anlamaz.''' Rusya'da mizah ve karikatür yoktur. Hitler'in ne kendisi ne de Almanya'sı gülmüştür.
 
===[[w:Mustafa Kemal'in Ağzından Vahdettin (kitap, Falih Rıfkı Atay)|Mustafa Kemal'in Ağzından Vahdettin (1955)]]===
* (Atatürk anlatıyor:) Çok iyi anladığım; veliahtlığında, padişahlığında bütün his ve fikirlerini, temayüllerini, sahtekârlıklarını tanıdığım adamdan nasıl yüksek ve asil bir hareket bekleyebilirdim? "Memleketi kurtarmak lazımdır, istersem bunu yapabilirmişim." Kısaca hemen hükmümü verdim. Vahdettin demek istiyordu ki: Hiçbir kuvvetimiz yoktur. Tek dayanağımız İstanbul'a hâkim olanların siyasetine uymaktır. Benim memuriyetim, onların şikâyet ettikleri meseleleri hâlletmektir. Eğer onları memnun edebilirsem, memleketi ve halkı bu siyasetin doğru olduğuna inandırabilirsem ve bu siyasete karşı gelen Türkleri yatıştırırsam Vahdettin'in arzularını yerine getirmiş olacaktım.
* (Atatürk anlatıyor:) Vahdettin kabinelerinde benim için iki zıt fikir olduğunu yukarıda söylemiştim: Biri, beni lehlerinde kazanmak isteyenler; diğeri, hiçbir suretle güvenilmemem gerektiğini iddia edenler! Aylarca münakaşalardan sonra hangi fikir hak kazanmış, bilir misiniz? "Mustafa Kemal'e güvenilemez! Mustafa Kemal, İstanbul'da birtakım olumsuz telkinler, belki hazırlıklar yapıyor. Bu adamı İstanbul'dan uzaklaştırmak lazımdır. Mustafa Kemal'i Anadolu dağlarına atmalı ve orada çürütmeli!" Nihayet bu karar üzerinde mutabık kalmışlar. Bunu işiten yakın arkadaşlarım beni tebrik ettiler.
 
===[[w:Mustafa Kemal'in Mütareke Defteri (kitap, Falih Rıfkı Atay)|Mustafa Kemal'in Mütareke Defteri (1955)]]===
Satır 105 ⟶ 109:
*Bir de şeriat bahanesi demokrasi bahanesi ile değişti. Eskiden şeriata aykırı ne varsa istemezükçülere göre şimdi demokrasiye aykırı!
*Demokrasinin ne gibi hürriyetler rejimi demek olduğunu Heriot bilir: O çeşit hürriyetler rejimine kavuşabilmek için vicdan ve tefekkürün bütün zincirlerini kırıp atmak lazımdır.
*Bir defa vatanın yarısını kaybettik. Bir defa bütününü kaybettik. Battık. Gökten Atatürk indi ve öyle bir kaos içinden çıktık. Onun ölümünden yirmi beş yıl sonra, otuz beş bin yobaz okulunda Türk çocuklarını koca imparatorluğu batıran zihniyetle yetiştiriyoruz. Bir milletin aklını başına toplaması için Tanrı onu daha nasıl imtihandan geçirebilir?
 
===[[w:İnanç (kitap, Falih Rıfkı Atay)|İnanç (1965)]]===
Satır 114 ⟶ 119:
* Hemen Tanrı bu yurdu bereli, sakallı sağ ile Demirperde arkası slogancısı soldan korusun!
* Türkiye'de tek yabancı ajanlığı yapan, çoktan beri binbir vesikası ile bilindiği üzere aşırı solculuktur.
* Maskeliler Atatürk'ün düşmanıdırlar ama şimdi bunu açığa vuramazlar. Sokaklardan kan selleri akıp diledikleri kızıl iktidar kurulursa sollar Atatürk için ne düşünmektedirler, o zaman anlarsınız.
 
===[[w:Atatürkçülük Nedir?|Atatürkçülük Nedir? (1966)]]===
Satır 134 ⟶ 140:
* '''Bir türlü şu irticayı rahmetli diye anamadık gitti.''' İnşallah milletçe ve devletçe rahmet-i rahmana kavuşmadan son "hüvelbakiyi onun kitabe-i seng-i mezarı" üstünde görür ve altına yaldızlı yaldızlı, "Ne kendi eyledi rahat ne halka huzur - Yıkıldı gitti cihandan, dayansın ehl-i kubûr" beytini kazdırırız.
* İmkân var mıydı, Atatürk'e bağlı olmak fakat şapkaya, peçesizliğe gâvurluk demek; Atatürk'e tapmak fakat padişahlığı, halifeliği özlemek? CHP'de bile Atatürkçü medrese ve tekkeciler çıktı.
* Bizim ordumuz ihtilalleri millî kurtuluş için yapmıştır. Hiçbir zaman iktidarı ele almak ve iktidarda kalmak için yapmamıştır. Bu arka niyette olanları da yola getirmiştir.
 
===[[w:Atatürk Ne İdi? (kitap, Falih Rıfkı Atay)|Atatürk Ne İdi? (1968)]]===
Satır 146 ⟶ 153:
* Yalnız bozuk dil değil, bir de bozuk ağız meselemiz var. Argo ve küfür, bizim çocukluk ve gençliğimizde aşağı katın ve arka sokağın bir ayıbı idi. Şimdi bir çeşit züppe süsü olmuştur. Bu çeşit züppe; giyinişinde, yürüyüş ve oturuşunda, tıraş ve konuşmasında tabiiden uzaklaşmayı nedense marifet sanıyor. Kalabalıklarda çok defa kulağınızı tıkamaktan kendinizi güç tutarsınız.
[[Dosya:Turkish coffee in Istanbul.jpg|144px|thumb|Yalnız bozuk dil değil, bir de bozuk ağız meselemiz var.]]
* Atatürk devrim prensiplerini ilgilendiren meseleler dışında Millet Meclisi çalışmalarına karışmamıştır. Tartışmalar serbestti. Hele salı günkü parti toplantılarında yapılmadık tenkit kalmazdı. Atatürk devrinde birçok bakanlar, onun yakınları da içinde olmak üzere, grup toplantılarında yıpranarak düşmüşlerdir.
* Şu 46'ncı 23 Nisan'daki hâlimize bakın: Sokağın solunda Rusyacı "Go home" çığırtkanları, sağında Ayasofyacı 31 Mart 1909 hortlakları... Nasıl bir daha o beyti hatırlamazsın: "Öyle bir nehr-i muazzam gibi cûş etmişsin - Fakat eyvah çorak yerde akıp gitmişsin!"
* İstanbul'u alana ne kötülük etti Atatürk? Onun tahtından indirdiği adam, ki adı Mehmet Vahdettin'dir, İstanbul'u Sèvres'de düşmanlarımıza teslim etti idi. İstanbul'u alan da Mehmet, veren de Mehmet. Kurtaran, iki defa kurtaran Mustafa Kemal!
 
===[[w:Bayrak (kitap, Falih Rıfkı Atay)|Bayrak (1970)]]===
Satır 168 ⟶ 178:
: — Yunanların! diye cevap vermiş.
* Üniversitedeki sol parti ajanlarının okumakla ilgileri yok. Geçimlerini partileri sağlamıştır. Görevleri anarşi ortamını ayakta tutmak! Okumak isteyen öğrencilerin önlerini kesmek; bıçakla, tabanca ile, molotofkokteylleri ile kapıları tutmak. Elebaşları da solcu profesör, doçent ve asistanlar.
* Marksistler Atatürk'e maskelik ettirecekler ya, anıtına koydukları çelenge "Bize emanet ettiğin bu topraklar..." diye yazmışlar. Atatürk Marksistlere hiçbir şey emanet etmemiştir. Onun devrinde bütün Marksistler hapiste idi.
* Erbakan şeriatçı sağdan. Nizam-ı Cedit'i yıkan bu sağ. Abdülhamid despotluğunu tutan bu sağ. 1909'da 31 Mart'ı yapan bu sağ. Kuvayımilliye devrinde Bolu, Yozgat, Biga ve daha birçok ayaklanmalara önayaklık eden bu sağ. Mektepli subayları öldüren bu sağ. Kurtuluş Savaşı'nı baltalamak isteyen bu sağ. Şeyh Said hareketinin arkasında bu sağ. Menemen'de Subay Kubilay'ın başını kesen bu sağ. Ordunun işte asıl bu sağa karşı alerjisi vardır. Ne zaman baş gösterse üstüne yürür.
 
==Kaynakça==