Adolf Hitler: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Son değişiklik reddedilerek DrArdeN sürümüne (175781) tarafından geri dönüldü: Bu söz öncesi ve sonrasıyla var: "Eğer Alman halkını, tarımda ve sanayide kendi azminde, kendi cesaretinde ve kendi sabrında yükseltebilirsek, işte o zaman millet olarak yükselmiş olabiliriz. Atalarımızın zamanında yaptığı gibi, Almanya atalarımıza bir armağan olarak verilmedi. Tam tersine, kendisini kendisinden yarattı."
Etiket: Elle geri alma
9. satır:
*Alman asıllı Avusturya devleti doğal olarak yeniden büyük Alman yurduyla birleşmelidir. Bu birleşme kaçınılmazdır. Ancak bu birleşme sadece birtakım ekonomik sebeplere dayanmamaktadır. Hayır, hayır! Bu birleşme ekonomik bakımdan önemsiz, hatta zararlı bile olsa gerçekleşmelidir. Çünkü aynı kanı taşıyan Alman halkı, tek bir imparatorluğa aittir. Alman devleti, kendi insanlarını bir tek devlet altında bir araya getirmedikçe, yayılmacı bir siyaset uygulama hakkına sahip olamaz. Reich'ın hatları bütün Almanları içine aldığı zaman, eğer insanın layık olduğu şekilde yaşamasını sağlayamazsa o zaman, saban yerini kılıca bırakacaktır ve geleceğin yeni dünyasını savaşın gözyaşlarına var edecektir.
*Alman halkı, parti üyeleri. Bu yılın 30 Ocak'ında, uzlaşmamız adına bir uzlaşı hükûmeti kurulmuştu. Ben ve parti üyeleri bu hükûmetin içerisinde bulunduk. Geçmişe baktığımda hedeflerimizi bir anlamda başardık. 1918'de savaş sona erdiğinde, milyonlarca Alman ile aynı şeyi hissettim. Ne savaş sebeplerinden, ne savaşın patlak vermesinden, ne savaşın idaresinden ne de Almanya'nın politik idaresinden sorumluydum. Ben de, milyonlarca Alman askeri içinde bir askerdim. Öyle bir zaman geldi ki, daha önce geçmişimize bakıp iftihar edebilirken, bugün geçmişe baktığımızda sadece utanç duyabiliyoruz. Dış politikanın yozlaşması ve politik gücün çürümesi ile Almanya içten bir çöküşe başladı. İktidarı yolsuzluk ve rüşvetçilerin ele geçirmesi, beraberliğimizin de zayıflamasına sebebiyet verdi. Bu saydıklarımın bütün sorumluluğu, Kasım 1918 hainlerinin üzerindedir. Alman halkı, dışarıdan gelebilecek yardımlara asla inanmayın! Bize ancak bizim halkımız, bizim insanlarımız yardım edebilir. Alman halkının kaderi yalnızca bizim ellerimizde. Eğer Alman halkını, tarımda ve sanayide kendi azminde, kendi cesaretinde ve kendi sabrında yükseltebilirsek, işte o zaman millet olarak yükselmiş olabiliriz. Atalarımızın zamanında yaptığı gibi, Almanya atalarımıza bir armağan olarak verilmedi. Tam tersine, kendisini kendisinden yarattı. Marksizm'e karşı açtığımız bu savaş, ilk defa ülkesel bir soruna dönüşmüştür. İlk defa, kendimi bu savaşı başlatan isimsiz bir adam olarak görüyorum. Bu tehlikeli vebayı Almanların hayatından yok edene kadar, bu mücadeleye devam edeceğiz! Yalan söylemeyecek ve aldatmayacağız. Ben bu yüzden halkın önüne ucuz vaatlerle gelmeyi reddettim. Buradaki insanlar daha önce bunu söylediğimi iddia edemez; 'Almanya tekrar yükselecek' meselesi bizim için birkaç günün meselesidir. Alman halkı, bana dört yıl ver. Yemin ederim başaramazsam bu makama geldiğim gibi bırakmasını da bilirim. Ben bu görevi kazanç sağlamak ya da öç almak için değil, sadece sizin esenliğiniz ve refahınız için istedim.
*:(''İktidara geldikten sonraki konuşması, Berlin, Sportpalast, 1933.'')
*Almanya önümüzde uzanıyor, Almanya içimizde canlanıyor. Arkamızdan bütün Almanya geliyor!
*:(''Alman gençliğine hitap ederken.'')
*Amerika'yı yalnız bırakın. Onlar kendilerini yok edecek.
*Asla yalan söylemedim, asla başkaları gibi gerçekleşmeyecek şeyler vaat etmedim. İşte bu yüzden insanlar benden nefret ettiler.
17. satır:
*Aslında ulaşılacak gaye şudur: Gözyaşı döken barış­severlerin salladıkları "zeytin dalları" ile sağlanmış bir barış değil, bütün dünyayı yüksek bir medeniyetin hizmetinde bulunduran bir hâkim milletin üstün kılıcı ile sağlanmış bir barış.
*Aşk, saygıya nazaran daha az değişir. Kin, sevmekten daha çok kalıcıdır.
*[[Mustafa Kemal Atatürk|Atatürk]], bir ülkenin kaybettiği kaynakları harekete geçirmenin ve yeniden canlandırmanın olanaklı olduğunu gösteren ilk kişiydi. Bu bakımdan Atatürk bir öğretmendi; [[Benito Mussolini|Mussolini]] onun ilk, ben ikinci öğrencisiydim.<ref>Stefan Ihrig, Naziler ve Atatürk, Alfa Kitap, 2015, s. 162</ref>
*:(''20 Nisan 1938'de Türk siyasetçi ve gazetecilerden oluşan bir heyetle görüşmesinde söyledikleri.'')
*Avrupa kıtası üzerinde akla uygun bir şekilde “toprak politikası” takip edilecek yerde, nedendir bilinmez, bir “sömürgecilik” ve “ticaret” politikasına saplanıp kalındı. Böylece silâh elde ederek anlaşma yapma zorunlu­luğundan kurtulabilineceği yolunda hatalı bir fikir beslendi. Bunun sonucu ise politikaya bütün bütün beceriksiz bir hal verdi. Aslında bu girişimin sonucu önceden kolayca tahmin edilebilirdi. En so­nunda çamura oturuldu. Dünya Savaşı, Almanya’nın kargaları gül­düren dış politikasının imzaladığı borçları ödemek için bir “masraf pusulası” oldu. En iyi çare, Avrupa kıtası üzerinde topraklar almaktı. Böylece Almanya’nın Avrupa’nın nazarında cesaret ve değeri artırılırdı. Daha sonra sömürge topraklarının elde edilmesi ile yeni bir sahada da ge­nişleme yoluna girilirdi. Bunun için Almanya’nın İngiltere ile bir an­laşma yapması gerekirdi. Yahut Almanya askeri kuvvetini geliştir­mek için 40-50 yıllık kültüre ait bütün masraflarından vazgeçip bütçeyi bu tarafa aktarmalıydı. Bu sorumluluk pekâlâ omuzlanabilirdi.
*Babam fikrimi çelmek için kendi hayatından hikayeler anlatarak boş yere duruyordu. Kaldı ki, babamın anlattıkları beklediği tesirin tam aksini yapıyordu. Memurluk denince bende çok olumsuz duygular uyandırıyordu: Günün birinde bir evrak odasında hapsedilebileceğim, zamanımı istediğim gibi değerlendiremeyeceğim, hatta bir ömür boyu birtakım evrakları doldurmakla geçireceğim yılları düşündükçe hafakanlar basıyordu.<ref>Adolf Hitler, Kavgam, s. 27.</ref>
Satır 119 ⟶ 121:
* Ebedi savaşta insanlık büyüyüp gelişir, ebedi barışta ise yok olur. ("''Im ewigen Kampf ist die Menscheit groß geworden, im ewigen Frieden geht zugrunde.''")
* Eğer haklarımızda ısrar etmezsek hiçbir anlayış mümkün olmayacaktır.
* … Eğer olaylar farklı bir şekilde gelişmiş ve müttefikler, İkinci Balkan Savaşları'nda olduğu gibi kendi aralarında ani bir kan davasının içine düşmediyse, bu Almanya'da '''[[İsmail Enver|Enver Paşa]]''' gibi birinden ziyade, Şansölye Kruno'nun olmasından kaynaklanıyordu.
* Eğer özgürlük silahların dışındaysa biz de bu durumu irade gücü ile telafi etmeliyiz.
:''(Landsberg, 5 Kasım 1925)''
Satır 206 ⟶ 208:
 
* 'Kavgam' kitabım bir millete her gün okutulmuş olsa, inanın ki Yahudi tehlikesinin önü alınmış olacaktır.
* … Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Yalnızca kazanabiliriz. İktisadi durumumuz birkaç yıldan fazla dayanmamıza elverişli değil. Goering bunu size anlatabilir. Başka çıkar yolumuz yok, harekete geçmeliyiz... Kişisel etkenlerden başka siyasi durum da bizden yanadır; Akdeniz'de; İtalya, Fransa ve İngiltere arasında bir rekabet vardır; Yakındoğu'da hava gergindir... İngiltere büyük bir tehlike içerisindedir. Fransa'nın durumu da bozulmuştur. Doğumlar azalmaktadır... Yugoslavya çöküş tohumlarını taşıyor... Romanya her zamankinden zayıf... Türkiye'yi '''[[Mustafa Kemal Atatürk|Mustafa Kemal]]'''’inin ölümünden bu yana dar kafalı, kararsız, güçsüz insanlar yönetiyor. Bütün bu elverişli durumlar, iki ya da üç yıl içinde ortadan silinecektir. Benim kaç yıl yaşayacağımı kimse bilemez. Bundan ötürü, dört ya da beş yıl beklenilmesi doğru olmayan bir planı, hemen uygulamaya başlamalıyız.<ref>Shirer, William L. Nazi İmparatorluğu 2, s. 672.</ref>
* Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın. Bunu yaparsanız, kendinize hakaret edersiniz.
* Kişi, yaşamında ne kadar ilkelse, o kadar çok hayvana benzer ve sonunda yaşamın amacını yalnızca beslenme olarak görür.
"https://tr.wikiquote.org/wiki/Adolf_Hitler" sayfasından alınmıştır