Adolf Hitler: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
49. satır:
*Ben sizi vicdan olarak adlandırılan hülyadan azat ediyorum.
*Ben uzlaşmak için çabaladığımda, [[Winston Churchill|Churchill]] "Savaş istiyorum!" diye bağırdı. Şimdi, istediği savaşı aldı.
*: (''(3 Ekim 1941)'')
* Ben, her zaman "İtalya daima nerede bulunursa, zafer ordadır" derdim. Halbuki "zafer nerede ise, İtalya oradadır" demek lazımmış.
*: (''(Siyasi Vasiyetim)'')
*Bir cismin düşüşünün yüksekliği daima son durumu ile başlangıçtaki durum arasındaki mesafe ile ölçülür. Milletlerin ve devletlerin durumu da böyledir. Durum -dahası ilk yükseklik- bu yüzden kesin bir önem kazanır. Eğer düşen nesne ortalamanın üstündeyse derin düşüş veya çöküşü açık olarak görmek mümkün değildir. Bunun içindir ki imparatorluğun yıkılması düşünen veya hissetme yeteneğine sahip olan kimselere oldukça acı ve müthiş gelir.
*Bir devletin değeri hakkında verilecek karar, milletine sağladığı fayda ile ölçülür.
79. satır:
* Bizi anlamayanlar, halkının içinde benzer belaları yaşamamış olanlardır!
* Bizim adımızı ebedileştirmek için bu savaşa ihtiyacımız yoktu. Dahası, başarılarımızın sonunda değildik. Hatta bazı alanların hâlâ başındaydık.
*: (''(3 Ekim 1941)'')
* Bize işkence edebilirsiniz. Hatta öldürebilirsiniz. Ama biz asla teslim olmayacağız!
* Bizim hareketimizin amacı her şeyden önce kitleleri millileştirmektir.
* Bu 30 yıl boyunca tüm fikirlerim, eylemlerim ve hayatımdaki kılavuzum sadece halkıma olan sevgim ve sadakatim olmuştur.
*: (''Son zamanlarında söyledikleri.'')
 
* Bu dünya fanidir. Bu fani dünyada her şey çok daha iyi olabilir ve olması da mümkündür. Karanlıkların sonu aydınlık olduğu gibi, savaştaki bozgun da gelecek için güzelliklerin tohumu olabilir. Her bozgun gelecekteki zaferi müjdeleyebilir. Her zorluk insanda var olan enerji ile alt edilebilir.
* Bugün hepimiz Fransa'yla hesaplaşmak zaruretine ne kadar inanırsak inanalım dış politikamızın gayeleri bu hesaplaşmayla sınırlanırsa bunun hiçbir tesiri ve faydası olmayacaktır. Bu hesaplaşma ancak Avrupa'daki hayat alanımızı genişletmek için geride bir örtü hazırlamak şeklinde yorumlanabilir. Çünkü biz bu meseleyi sömürgeler ele geçirmekle çözemeyiz. Ancak yerleşme sahamızı anavatan toprağının yüz ölçümünü artırarak çözebiliriz.
*Bu kısa tümceyi, asla benimseyemedim. "Teslim olmak." Şimdi, burada, tüm dünyanın bilmesini isterim ki; Almanya tarihinde, Kasım 1918'de olanlar, bir daha tekrarlanmayacaktır!
*: (''1939 yılında, Reichstag'ta söyledikleri.'')
* Bugünkü öğretim usulü yabancı dili öğrencinin kafa­sına zorla sokmaktadır. Halbuki gençler hiçbir zaman o lisanı öğre­nememekte ve öğrendiğini de ilerde unutmaktadır. Bu ezici bilgi bolluğu hafızada tutarsız, rastgele tutulan parça parça şeyler bırak­mak tehlikesini de doğurur. Yani gençler, ancak en gerekli olan şey­leri öğrenmeli ve esas ile ayrıntı gençlerin lehine olarak, daha önce­den tespit edilmelidir.
* Büyük adamların fikirlerine çağdaşlarının hayalleri bile yetişemez. Onlar fikir ve idealleri için hiçbir kavgadan çekinmezler.
* Bugünün Fransa'sı bir fahişe suratına sahiptir. Fransa öyle bir usta politikacıdır ki, asla bizi aldatmaya, bizi tahkir etmeye, bizimle alay etmeye ara vermemiştir.
*: (''Siyasi Vasiyetim, 14 Şubat 1945'')
* Büyük bir fikir, ne kadar kutsal ve ne kadar yüksek olursa olsun, halkın kuvvetli desteği olmadan uygulamaya geçemez.
* Büyük kitlelerin algısal yeteneği oldukça sınırlıdır, anlayışları azdır, fakat unutkanlıkları muazzamdır. Bu gerçeklerin ışığında, bütün etkili propagandalar, kendini birkaç konuyla sınırlandırmak ve bu konuları, en son kişi bile böyle bir kelimeyle neyin amaçlandığını hayal edebilinceye kadar, sloganlar gibi kullanmak zorundadır.
Satır 106 ⟶ 105:
* Dış siyaset bir amaca ulaşmak için bir araçtan başka bir şey olamaz. Bu amaç da, özellikle milletin yararıdır.
* Dileğimiz ve arzumuz şudur ki; bu devlet, bu imparatorluk bin yıl boyunca ayakta kalacaktır. Geleceğin hepten bize ait olduğunu bilerek sevinebiliriz.
*: (''NSDAP'nin parti kongresinden, 1934.'')
* Diğer tehlikeler gibi, Yahudi tehlikesini de biz ortaya çıkardık. İstikbâlde bu sebepten dünya bize karşı sonsuza kadar minnettar kalacaktır.
*: (''Siyasi Vasiyetim'')
* Dünyada meydana gelmiş olan bütün değişikliklerin hareketlerini sağlayan zemberek, hırs dolu olan önlenemez ihtiraslardır.
* Dünyanın altını üstüne getiren büyük olayların tamamı yazı ile değil, sözle meydana getirilmiştir.
* Dünyanın istilası hakkında konuşurken, toprağın 6'da 1'lik bölümünü unutmamalıyız.
*: (''SSCB'yi kastediyor.'')
* Dünya halkları çok yakında nasyonal sosyalizm kontrolündeki Almanya'nın diğer halkların düşmanlığını kazanmak istemediğini görecektir. Bir kez daha kahinlik yapacağım. Avrupa'nın içinde ve dışındaki Yahudi cemaatinin uluslararası finansmanı dünya halkları arasında bir kez daha dünya savaşına neden olacaksa, sonuç dünyanın Bolşevikleşmesi, yani Yahudi zaferi olmayacaktır. Ancak Avrupa'nın Yahudi ırkından temizlenmesini sağlayacaktır.
*: (''Reichstag, 30 Ocak 1939.'')
* Doğuya saldırmak, komünist çıbanını deşmekle, Batılılar nezdinde bir iyi niyet tepkisini uyandırmak ümidini besliyordum. Onlar iştirak etmedikleri hâlde, bu hareketlerimle, Batı'nın zehirden arınması işini üzerimize alarak, onlara bir temizlik imkânı veriyorduk. Fakat bu uyurgezerlerin iyi niyetli bir insan hakkında besledikleri kin, onların muhafazakârlık duygularından daha kuvvetlidir.
*: (''4 Şubat 1945.'')
* Düşmanınızı şaşırtarak, terör, sabotaj ve suikast ile demoralize edin. Geleceğin savaşı budur.
* Düşünce özgürlüğü tüm kötülüklerin anasıdır.
Satır 123 ⟶ 122:
* … Eğer olaylar farklı bir şekilde gelişmiş ve müttefikler, İkinci Balkan Savaşları'nda olduğu gibi kendi aralarında ani bir kan davasının içine düşmediyse, bu Almanya'da [[İsmail Enver|Enver Paşa]] gibi birinden ziyade, Şansölye Kruno'nun olmasından kaynaklanıyordu.
* Eğer özgürlük silahların dışındaysa biz de bu durumu irade gücü ile telafi etmeliyiz.
*:(''(Landsberg, 5 Kasım 1925)'')
* Eğer bu savaşta bana bir şey olursa, parti yoldaşım [[Hermann Göring|Göring]] yerime geçecek. Führer'inize verdiğiniz saygınlığı ve değeri [[Hermann Göring|Göring]]'e verecek ve onu lideriniz olarak kabul edeceksiniz. Eğer olur da bu savaşta [[Hermann Göring|Göring]]'e bir şey olursa, onun yerini [[Rudolf Hess|Hess]] alacak. Eğer [[Rudolf Hess|Hess]]'e bir şey olursa, Meclis toplanacak ve aranızda en yetenekli, en cesur kişi partinin başına geçecektir.
*: (''(1939)'')
* Eğer bir millet özgür olacaksa; gurura, irade gücüne, meydan okumaya, nefrete, nefrete ve yine nefrete ihtiyaç duyar...
* Eğer İngiltere'nin dostluğunu aldığım tedbirlerle ve yaptığım gelişmelerle kazanılmadıysa, gelecekte de asla kazanılmayacaktı. Savaşmaktan başka bir seçenek yoktu. Bu savaşa liderlik ettiğim için kadere minnettarım.
*: (''(3 Ekim 1941)'')
* Eğer kazanırsanız, açıklama yapmanız gerekmez. Eğer kaybederseniz, açıklamanız olmayacaktır!
* Eğer nasyonal sosyalist hareket tarih karşısında milletimiz yararına gerçekten büyük bir görev almak istiyorsa, Alman milletinin dünya üzerindeki gerçek durumunu çok iyi bilmeli, acı duymalı ve tam bir şekilde bu şuura varmalıdır. Açık bir görüş ve cesaretle Alman milletinin dış politikasını bugüne kadar yürütmüş olan kabiliyetsizlik ve şuursuzlukla mücadele etmelidir. Gelenekleri ve peşin hükümleri dikkate alınmadan, milletimizi ve onun gücünü toplamak, onu şimdiki dar hayat alanından çıkaracak ve yeni topraklara götürecek sevk etme cesaretini bulmalı, böylece bu dünyada yok olup gitmek ve­ya başkalarına esir olmak tehlikesinden kurtarmalıdır.
Satır 136 ⟶ 135:
* Esasen enternasyonalizm de, mevcut olan genel bir felsefi düşüncenin Yahudi olan Karl Marx tarafından açıkça bir siyasi doktrine çevrilmesinden ibarettir. Eğer önceden bu zehirlenme olmasa idi, her siyasi doktrinin, siyasi sahada muvaffâkiyet kazanmasına imkan olamazdı. Karl Marx, sadece çürümüş bir dünyanın kokan bataklığında, bilhassa zehirli olan maddeleri teşhis eden kimse oldu. Karl Marx, zehir saçan maddeleri eline geçirip, bunları dünyanın hür milletlerinin hayatlarını mahvetmek için bol miktarda kullandı. Ve bütün bu işleri kendi ırkının lehine yaptı. İşte Marksizm bugün kabul edilmiş felsefi sistemin özünden ibarettir.
* Etrafımızı istilâ eden bu mutlak kine, biz ancak bir ölüm kalım harbi ile karşı koyup başarı elde edebiliriz. Hayatımızı devam ettirmek için mücadele ettiğimizden dolayı, kelle koltukta savaşıyoruz. Ne olursa olsun yaşamak için yaptığımız bu kavgayı ölene kadar devam ettireceğiz. Bu harpten, Almanya, her zamankinden kuvvetli, İngiltere ise her zamankinden zayıf çıkacaktır. Felâketlerin ve düşmanlıkların Almanya için büyük hamlelere başlangıç olduğunu tarih ispat edecektir. Bu harpte Almanya, bütün diğer milletlerle mukayese edilmeyecek derecede acı çekmiştir. Milletimizin bu harpte çektikleri, gelecekteki büyük zaferlerimizin yardımcısı olacaktır. Bütün kurbanlara ve azmine rağmen, Yüce Tanrı bu milleti yüz üstü bırakırsa, o zaman bu millet, öyle büyük bir imtihana sokulmuş olacak ki, bu da onun hayat hakkını daha fazla kuvvetlendirmiş olacaktır. Her iki tarafın da misli görülmemiş bir şiddetle güttükleri elli dört aylık dev bir mücadeleden sonra, Alman milleti kendisini yok etme iddiasında olan bir koalisyonun karşısında tek başına bulunuyor.Sınırlarımızın dört bir tarafında harp kudurmuşçasına devam ediyor. Başkentimizin etrafındaki harp çemberi gittikçe daralıyor. Düşman nihai hücumu yapmak niyetiyle bütün kuvvetlerini topladı. Onlar için bizi yenmek değil, ancak bizi ezmek arzusu söz konusudur. Devletimizi yıkmak, Dünya Görüşümüzü (Weltansehaung) silmek, nasyonal sosyalizme olan inancı yüzünden Alman milletini köle haline getirerek cezalandırmak istiyorlar. Mücadelenin son çeyrek saatini yaşıyoruz.
*: (''(Siyasi Vasiyetim)'')
* Fransız İhtilâli, halkı tahrik eden, bütün bir kıtayı dolduran o müthiş patlama meydana gelinceye kadar, acı çeken büyük çaptaki demagoglar tarafından yönlendirilip idare edilen bir sürü tahrikçiyi bulmamış olsaydı, felsefî görüşlerin içinden bir türlü sıyrılıp hareket haline gelemezdi. Bunun gibi Rusya'daki Komünist İhtilâli de, [[Vladimir Lenin|Lenin]]'in kaleme aldığı yazılardan değil, büyük küçük ve hadsiz hesapsız bir sürü komünizm hayranının yaptığı kin dolu konuşmalardan, yani sözle yapılan propaganda sonunda ortaya çıkmıştır. Okuma yazma bilmeyen Rus halkı, Karl Marx'ı okuyarak komünist olamazdı. Rus halkı komünist olup ihtilâl yapmışsa, bunu aynı fikre hizmet eden binlerce tahrikçinin kendisine cennet, saadet vaat etmiş olması sebebiyle gerçekleştirmiştir. Bu, her zaman bu şekilde olmuştur, daima aynı şekilde olacaktır.
* Fuhuş, insanlığa karşı bir hakarettir.
Satır 151 ⟶ 150:
* Günlük yaşamında her koşul altında ulaşmaya çalıştığın belirli bir amacın olması seni amaçsız insanlar karşısında üstün kılar ve bu ülkeler için de aynıdır.
* Halk ile halkın arasındaki nefretin mücadelesini, bunda özellikle çıkarı bulunan taraflar körüklüyor. İnsanları birbirine karşı getiren küçük, yurtsuz bir enternasyonal klik bu. Halkın huzura kavuşmasını istemiyor bunlar. Memleketin hem her yerinde olan, hem de hiçbir yerinde olmayan bir halk bu. Yetiştikleri bir toprağı da yok bunların! Fakat bugün Berlin'de oturuyorlar. Yarın, Brüksel'de. Ertesi gün, Paris'te. Sonra Prag, Viyana ya da Londra'da. Üstelik kendilerini her yerde “memleketteymiş” gibi hissediyorlar. Enternasyonal unsurlar olarak gösterilebilecek bir tek bunlar var. Çünkü bunlar işlerini “her yerde” yürütüyorlar. Fakat halkımız bu topluluğa uymaz ve onların peşinden gitmez. Çünkü halkımız kendi toprağından ve vatanından sorumludur. Devletinin ve insanlarının hayat tarzıyla yetinir.
*: (''Bir konuşmasında Yahudilere yönelik eleştirisi.'')
 
* Halkın sevgisini kazanmak, ancak halkın amacına erişmesi için yardımcı olmak ve aynı zamanda bu amaca ulaşılmasına engel olanları da yok etmekle mümkün olur.
* Hareketimiz işkence çeken, acı duyan, huzursuz ve şanssız kimseleri çevresinde toplayacaktır. Evet, hareketimiz her şeyden önce sosyal vücudun dışında kalmayacak, halk topluluklarının derinliklerine kök salacaktır.
* Harbi yapmaya bin defa mahkûmduk. Bizim için mühim olan nokta en elverişli anı seçmekti. Bir defa işe giriştikten sonra, geri çekilmenin mümkün olmayacağını belirtmeye bilmem gerek var mı?
*: ('' Siyasi Vasiyetim, 4 Şubat 1945'')
* Harekâtın başlamasından üç buçuk ay geçmişken bunu söyleyebilirim; her şey plana göre işliyor. Bugün şunu söyleyebilirim ki; düşman tamamıyla mağlup olmuştur ve bir daha asla ayağa kalkamayacaktır!<ref>[http://comicism.tripod.com/411003.html Hitler, 3 Ekim 1941] </ref>
*: (''3 Ekim 1941, Barbarossa Harekâtı hakkında konuşurken söyledikleri.'')
* Hayat güçsüzlüğü affetmez.
*: (''17 Şubat 1945'')
* Hayatım boyunca tek bir şeye asla tahammül edemedim: Teslim olmak.
*: (''1945'')
* Hayatın güçlükleri ruhumu sertleştirdi ve bana yaşamasını öğretti.
* Henüz zayıf bulunan her hareket için, daha kuvvetli bir rakibi kendine çekmek maksadıyla topluluklara anlamlı olmayan karar veya yanlış bir husus telkin etmekte başarı gösterilirse, işte o zaman yolunu şaşırma ve yenilme tehlikesi ile yüz yüze kalınır. Bu işe teşebbüs etmek, diğer hareketler gibi bağırmak ve birlikte yürümek eğiliminden doğar. Bazen delil ve düşünceleri hayali olmakla beraber, genç hareketin kendi görünüşüyle aynı yönde bir karar alması imkânı doğarsa, insanlardaki korkaklık bu gibi durumlarda bu türlü hayali delil ve muhakemeleri büyük bir şevk ve hevesle artırmaya neden olur. Çünkü insanlar, böyle bir ihanete iştirak ederken kendi görüşlerini haklı çıkartacak şeyleri daima bulurlar. Bu konuda sürekli denemelerde bulundum. Hareketimizi, suni bir şekilde tahrik edilmiş genel atmosfer içine düşmekten, ya da daha doğrusu bu suni atmosfer tarafından sürüklenmekten kurtarmak için, büyük bir göç harcanması gerekiyordu. Bunun en son örneği Alman milletinin hayatına hiç önem vermeyen basının Güney Tirol meselesine milletimiz için korkunç bir önem kazandırmayı başardığı sırada göze çarptı. Birçok kimse ve partiler, bu basının kimlerin hesabına çalıştığını araştırmadan, Yahudiler tarafından özel bir şekle sokulmuş olan kamuoyunun karşısında biraz da korkaklık nedeniyle, sistem aleyhindeki mevcut mücadeleye öyle bir yardımcı olmaya başladılar ki, bizler için bugünkü durumumuza göre, bu sistemi, çökmekte olan dünyada tek bir kurtuluş ümidi olarak kabul etmemiz gerekti. Vatansız ve beynelmilel Yahudi, ağır ağır, fakat başarı yolunda emin bir şekilde yürüyerek milletimizin boğazını sıkıp, nefesini keserken, yurtsever geçinenlerimiz dünyanın isterse bir noktası üzerinde olsun, Yahudi ve farmason baskısından kurtulmayı başarmış beynelmilel ideolojinin zehrine karşı milliyetçi bir direniş göstermiş ve milliyetçi bir sistem çıkarmış olanların karşısına geçmiş, adeta köpekler gibi uluyarak saldırıyorlardı.
Satır 178 ⟶ 176:
* İhtilal niteliğindeki büyük hareketler, zinde ve tek başına bir grubun harcıdır. Öyle birçok zayıf güç bir araya gelip bu hareketleri ortaya çıkaramaz.
* İngiliz halkının geleceği, lânetli adasında açlık ve veremden ölmektir.
*: (''Siyasi Vasiyetim, 4 Şubat 1945'')
* İmanı sarsmak, ilmi sarsmaktan daha zordur.
* İnsan ancak sevdiği ve inandığı şey uğruna mücadele eder. Saygı duyulan şey ise sevilir. Saygı duymak içinse bilmek şarttır.
Satır 184 ⟶ 182:
* İnsan kendi zürriyetini sınırlamak için doğanın kurallarının önüne geçmeye çalışamaz. Bu duruma göre Alman milletinin geçimi için nüfus planlaması gerekir diye kim ortaya çıkarsa, bilin ki o kişi Alman milletinin geleceğini elinden alıyor demektir.
* … İnsanlar kendilerini ölüme atıyorlardı. Bu hareketlerinin se­bebi günlük ekmekleri değildi. Vatan aşkı için ölüme koşuyorlardı. Ölmeleri vatanın büyüklüğüne ettikleri inançtan dolayı idi... Savaşta çekinmeden ölümün kucağına atılmanın sebebi, milletin şeref ve namusu söz konusu edildiği içindi. Ancak Alman milleti bu ideali terk ederek, inkılâbın verdiği maddi saadet vaatlerine kapıldığı, torbasını ele almak için silâhını bıraktığı zaman, dünya cennetine girecek yer­de, bütün dünyanın tahrik ettiği ve bütün dünyanın felâketinden meydana gelmiş cennetle cehennem arası bir yere gömüldü. Bundan dolayıdır ki, realist cumhuriyet hesaplarına dalmış kimselerin yersiz iddialarına, idealist bir Reich'ın yükseleceğine olan inanç karşı çıkmalıdır.
*: (''I. Dünya Savaşı yılları hakkında.'')
 
* İnsanlar kişisel çıkarlarını ikinci plana atmaya ne kadar taraftarlarsa, onların büyük topluluklar kurma yetenekleri de o kadar büyük olur.
* İnsanların düşünmemesi yöneticiler için ne büyük şans.<ref>Daniel L. Bates, In the Shadow of the Beast, s. 239.</ref><ref>Diane F. Halpern, Critical Thinking Across the Curriculum, s. 122.</ref>
* İnsanlar yaptıklarımızdan dolayı bizi kötüleyecekler ama birkaç nesil sonra bize hak verecekler ve bizden övgüyle bahsedecekler.
*: (''1945'')
 
* İnsanlığın bir gün büyük mücadelelere neden olacağı kuşkusuzdur. Sonunda var olma içgüdüsü galip çıkacaktır. Budalalık, korkaklık ve kendini beğenmişlikten oluşan insanlık bu içgüdü karşısında eriyip gidecektir.
[[Dosya:German-infantry-marching-MG34-poland-1939.png|thumb|200px|Hayat güçsüzlüğü affetmez.]]
* İnsanlık bazen birçok başarısız kalmış netice için üzülür. Ama başarıya ulaşmış nice gelişmeler vardır ki, bu gelişmelerin başarıya ulaşmasında, başarısız kalmış nice gelişmelerin etkin bir rolü vardır. Bu rol asla yabana atılmayacak tecrübedir.
* İslam halkı bize, örneğin Fransa'dan hep yakın olacak.
*: (''2 Nisan 1945'')
 
* İşgal altındaki topraklarımız anavatana ateşli protestolarla değil, kılıcın indirdiği zafer darbeleriyle katılabilir.
* İş bulmak benim için hiçbir zaman sorun olmadı. Çünkü ekmeğimi kalifiye bir işçi olarak değil, sıradan bir amele gibi çalışarak kazanıyordum.<ref>Adolf Hitler, Kavgam, s. 48.</ref>
*: (''Gençlik yıllarından bahsederken.'')
* Kadının da savaş meydanı var. Ulusu için dünyaya getirdiği her çocuk ile ulusunun davasında savaşır.
*: (''1935 - Nürnberg'te nasyonal sosyalist Alman kadınlarının kongresinde söyledikleri.'')
 
* Kalbimin tek arzusu, kutsal vatanımın ortak büyük vatanımız olan Alman Reich'ı ile birleşmesiydi. Bu isteğimin ne denli yapıcı olduğunu anlamayanlar bugün bile çoğunluktadırlar. Fakat ben kaderin bugüne kadar bu mutluluktan yoksun bıraktığı kişilere ve bundan acı biçimde uzak olanlara sesleniyorum. Anavatandan ayrı kaldıklarından dolayı, ana dilimin kutsal hazinesi uğruna mücadele etmek zorunda kalan, vatana sadakatle bağlılıkları yüzünden kötü davranışlara maruz kalan ve sevgili analarının kalbine dönme imkanı verecek zamanı kederli bir şekilde bekleyenlere sesleniyorum ve biliyorum ki, onlar beni anlayacaklardır.
* Karşımızda kapısı sağlam, gövdesi çürük bir bina var. Biz yalnızca kapıyı tekmeleyeceğiz ve bina kendiliğinden çökecek.
*: (''1941 - Alman birliklerinin Sovyet topraklarına girmesi üzerine söyledikleri.'')
 
* 'Kavgam' kitabım bir millete her gün okutulmuş olsa, inanın ki Yahudi tehlikesinin önü alınmış olacaktır.
* … Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Yalnızca kazanabiliriz. İktisadi durumumuz birkaç yıldan fazla dayanmamıza elverişli değil. Goering bunu size anlatabilir. Başka çıkar yolumuz yok, harekete geçmeliyiz... Kişisel etkenlerden başka siyasi durum da bizden yanadır; Akdeniz'de; İtalya, Fransa ve İngiltere arasında bir rekabet vardır; Yakındoğu'da hava gergindir... İngiltere büyük bir tehlike içerisindedir. Fransa'nın durumu da bozulmuştur. Doğumlar azalmaktadır... Yugoslavya çöküş tohumlarını taşıyor... Romanya her zamankinden zayıf... Türkiye'yi [[Mustafa Kemal Atatürk|Mustafa Kemal]]'in ölümünden bu yana dar kafalı, kararsız, güçsüz insanlar yönetiyor. Bütün bu elverişli durumlar, iki ya da üç yıl içinde ortadan silinecektir. Benim kaç yıl yaşayacağımı kimse bilemez. Bundan ötürü, dört ya da beş yıl beklenilmesi doğru olmayan bir planı, hemen uygulamaya başlamalıyız.<ref>Shirer, William L. Nazi İmparatorluğu 2, s. 672.</ref>
Satır 213 ⟶ 206:
* Kişisel hürriyete tanınan hak, ırkı kurtarmak görevi karşısında ikinci planda kalır.
* Kitle kendi eleştiri organlarına sahiptir ama bu organlar, bireyde olduğu gibi işlemezler. Kitle içgüdülerine tabi, bir hayvan gibidir; mantık ve yargıdan yoksundur; ben onların ilkelliğine dokunmadım. Sadece ha­reket ettirdim, işte bu ilkel güç bir doğa gücünün dayanıklılığıdır.
[[Dosya:Hitler and von Brauchitsch 1941.jpg|thumb|200px|Kremlin'in duvarlarını havaya uçurun ki, komünizmin sonunun geldiğini herkes görsün! (''Stalin'in Moskova'yı terk etmeyi reddetmesinin ardından Hitler'in verdiği talimat.'')]]
 
* Kuvvetli, yalnız kalınca daha kuvvetlidir.
* Liderlik sanatı kitlelerin dikkatini tek bir düşmana odaklamaya ve hiçbir şeyin bu dikkati dağıtmamasını sağlamaya bağlıdır.
Satır 227 ⟶ 219:
* Millî olmayan bir hükûmet milleti her vasıta ile felâkete götürdüğü zaman, bu milletin her ferdinin millî duygulara kapılarak isyan etmesi hak değil, millî bir görev olur.
* Millî Hükûmetimiz, ağır yaralarını sarmakta kararlıdır. Bu, bizim Alman halkına karşı görevimizdir. Böylece bugün Alman Parlamentosu önünde bize verilen görevi yerine getirebilmek için hepinizden destek istiyoruz.
*: (''Reichstag yangını sonrası söyledikleri, 1933.'')
* Milliyet, daha doğrusu ırk, dile değil, kana bağlıdır.
* Muhaliflerimiz, biz nasyonal sosyalistleri suçluyor. Özellikle de beni. Tahammülsüz ve uyuşmaz insanlarmışız. Diğer partilere yardım etmek, işbirliği yapmak istemiyormuşuz. Siyasetçilerden biri daha da ileri gitti ve “Nasyonal sosyalistler diğer partilerle çalışmayı reddettiklerine göre, Alman değiller,” deme cüretini gösterdi. Tipik Alman olmak demek 30 tane parti olması demek midir yani? Sadece şunu diyebilirim: Bu beyefendiler tümüyle haklı. Biz tahammülsüzüz. Kendime bir tek hedef koydum. O da şu 30 partiyi Almanya'dan atmak! Kendimize tek hedef koyduk ve bu uğurda mezara kadar dövüşeceğiz!
*: (''Bir parti mitinginde söyledikleri.'')
 
* Mustafa Kemal; bir milletin, bütün vasıtalarından mahrum edilse dahi, kendini kurtaracak vasıtaları yaratabileceğini ispat eden adamdır.
[[Dosya:Shintō prayer.jpg|thumb|200px|İmanı sarsmak, ilmi sarsmaktan daha zordur.]]
Satır 238 ⟶ 229:
* Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi; kamuoyunun muhafızı değil, yönlendiricisi olmalıdır. Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi; kitlelerin hizmetçisi değil, efendisi olmalıdır!
* Nasyonal sosyalist devrim, bir devrimci olarak tanımlandığında, haddinden fazla işlem yapar. Anarşi tam yol olmamalıdır, kalıcı bir fenomen olarak hiçbir devrim yoktur.
*: (''5 Eylül 1934'')
 
* Nasyonal sosyalist hareket nüfusumuzla toprağımızın yüz ölçümü arasındaki nispetsizliği kaldırmaya, tarihi geçmişimizle hiçbir çıkar yolu olmayan şimdiki güçsüzlüğümüz arasındaki uyuşmazlığı yok etmeye çalışmalıdır. Toprağın yüz ölçümü maişeti temin etme kaynağı olduğu gibi siyasi iktidarında bir dayanak noktasıdır.
* Nasyonal sosyalizm, Yahudilerden başka hiçbir ırka karşı tecavüzkâr değildir!
* Nasyonal Sosyalizmsosyalizm zafere ulaşmak isterse bu hususu kayıtsız şartsız  bir şekilde kabul etmesi gereklidir. Nasyonal Sosyalist Hareket’in ırkçılık fikirlerini temsil eden teşebbüslerin tamamının kendi hareketinin dışında kalması halinde bir sonuç vermeyeceğini belirtmesi de görevidir. Bizim genç hareketimize ırkçılık fikirlerini sözleşme ile kabullenmiş yolunda bir iddiada bulunulursa, buna verilecek cevap şudur: "Bu fikri yalnız kontrat ile kabul etmiş değiliz. Çünkü eskiden bu ırkçılık kavramından çıkan anlam milletimizin geleceği üzerinde olumlu bir etki yaratmada en uzak bir ayrıcalık olmadığı şeklindeydi. Bu fikirlerde şekil yoktu, bir şekil birliğine rastlanmıyordu. Çoğu kez, birbirleri ile ilgisi bulunmayan ayrı ayrı birtakım kavramlar söz konusu ediliyordu. Bunlar biraz doğruydu. Fakat bazen birbirlerini eleştirirlerdi. Birbirleri ile tam bir irtibat yoktu. Bu durum karşısında bu esaslar üzerine bir parti kurmak imkânsızdı. Bunu ise yalnız Nasyonal Sosyalist PartisiParti başardı."<ref>Adolf Hitler, Kavgam, s. 372.</ref>
 
* Neden insan yüz yıl daha önce, mesela kazanç savaşları zamanında ticaret yapmayan adamın da gerçekten bir değeri olduğu zamanlar doğmamıştır! İşte bu dünyaya geç bir zamanda doğmuş olmam sebebiyle böyle acı düşüncelere katılıyorum. Bana sözde “sakin ve düzen” içinde kendisini sunan gelecekteki tarihin hakkımdaki haksız bir muamelesi gibi değerlendiriyordum. Gençliğimde bile ciddi ve dikkatliydim ve hiç de “barışçı” değildim. Beni bu şekilde eğitme girişimlerinin hepsi boşa çıktı.
* Ne hayal gücü, ne hayal, ne de istidatınistidadın olmadığıolduğu yerde enternasyonalist olmaktan başka çare kalmıyor.
* Ne zaman bir tiyatro gösterisi, bir müzik abartılırsa Yahudi yapımı bir şey olduğunu görüyordum. Bunu abartanlar da Yahudilerdi. Birçok alanı ele geçirdikleri için tüm alanlarda birbirlerini kayırıyorlardı. Güzel bir Alman yapıtı 10 üzerinden 5 alamazken Yahudi yapıtları 10 alıyordu. Bu yüzden bir antisemitist olmaya karar verdim.
* Nefret, antipatiden daha süreklidir.
* O sonradan görme aşağılık bir gün acı ile beraber can verecek ve o aşağılık can verirken Tanrı onunla beraber olmayacak. Çünkü Tanrı bir komünistin yanında yer alacak kadar aptal değildir.
*: (''Stalin hakkında söyledikleri.'')
 
* Ordu, Alman milletinin en güçlü okuluydu. Zaten bütün düşman kininin, milletin koruyucusu olan bu kuruma çevrilmiş olması sebepsiz değildi. Ordu iftiraya uğrarken, kinlere, düşmanlıklara ve mücadelelere hedef olurken, aşağılık adamların hepsine korku telkin ediyordu. Gerçeği ifade için bundan daha güzel bir anıt yapılamazdı. Versay'da uluslararası hırsızların adi istek ve kinlerini ilk önce eski Alman ordusuna çevirmesi, Alman ordusunun, para gücüne karşı milletimizin özgürlüğü için sağlam bir sığınak olduğunu göstermektedir. Bizim milletimize bekçi olan bu kuvvet olmasaydı, Versay bütün ruhu ve detayıyla Almanya için çoktan uygulanmış olurdu. Alman milletinin orduya borçlu olduğu şey tek kelimeyle özetlenmek gerekirse; her şeyi ona borçludur.
* Ordu, aslında çağdaş bir devletin en ihtiyaç duyduğu varlığı ortaya çıkartıyordu. Bu varlığın adı insandı.
Satır 259 ⟶ 247:
* Özgürlüğe giden bir yol var, ve kilometre taşları: İtaat, çalışmak, dürüstlük, düzen, temizlik, doğruluk, özveri ve vatan sevgisi.
* Partimiz yedi üyeye sahipken biz iki kuralı benimsedik. İlki: Partinin doğru bir ideolojisi olacaktı. İkincisi: Kararından dönmeyecek şekilde, Almanya'da tek ve yegane güç sahibi olacaktı!
*: (''NSDAP'nin 1934'te yaptığı kongrede söyledikleri.'')
* Propagandanın görevi, kişiyi ilmî olarak bilgi sahibi yapmak değildir. Onun görevi kitlelerin dikkatini belli olaylar, şartlar ve benzeri objeler üzerine çekmektir.
* Politika, yapılan tarihtir.
Satır 266 ⟶ 254:
* Sanat sahasında, yalnızca öğrenmek söz konusu değildir. Her şey, daha çocuk dünyaya geldiği zaman, ondan gizli ve saklı olarak zaten vardır. Bu Tanrı vergisi, doğal yeteneklerin geliştirilmesi nispetinde daha da çok artabilir. Anne ile babanın yerleri ile servetlerinin bu konuda hiçbir rolü yoktur. Yani deha sosyal durumdan, hatta servetten ayrıdır. En büyük ve en meşhur sanatkârların, fakir ailelerde yetişmiş olmaları ender görülen bir şey değildir. Küçük köylü çocuklarının çoğu, meşhur birer dahi olmuştur.
* Savaş, Yahudilerin toptan ortadan kalkmalarıyla son bulacaktır. Milletlerin bu azılı düşmanının, bu hilekârın son saati çalacak ve yüzyıllardan beri oynadıkları o iğrenç oyun son bulacaktır!
*: (''1942 - Reichstag'ta söyledikleri.'')
 
* Savaşta her zaman kaybeden taraf suçludur, haklı olsa bile.
* Seçim yolu ile büyük bir adam bulup çıkarmak, bir iğnenin gözünden deveyi geçirmek kadar zordur.
* Sevgili Alman işçileri, ben sizlerin arasında büyüdüm, sizlerle birlikte direndim. [...] ve özellikle son 4 buçuk yıldır sık sık sizleri ziyaret ettim, aranızda bulundum. Bu büyük işe girişirken bize gereken cesareti entelektüeller vermedi. Aksine, dürüstçe söylemeliyim ki ben bu cesareti Alman çiftçisi ve işçisinden aldım, onlara teşekkür ediyorum.
*: (''Parti kongresinde Alman işçilerine sesleniyor.'')
* Sınırlarımızın dört bir tarafında harp kudurmuşçasına devam ediyor. Başkentimizin etrafındaki harp çemberi gittikçe daralıyor. Düşman nihai hücumu yapmak niyetiyle bütün kuvvetlerini topladı. Onlar için bizi yenmek değil, ancak bizi ezmek arzusu söz konusudur. Devletimizi yıkmak, dünya görüşümüzü (Weltansehaung) silmek, nasyonal sosyalizme olan inancı yüzünden Alman milletini köle haline getirerek cezalandırmak istiyorlar. Mücadelenin son çeyrek saatini yaşıyoruz.
*: (''Siyasi Vasiyetim, 6 Şubat 1945'')
* Silahınız ne kadar tesirli olursa olsun, eğer onu harekete geçirecek veya kullanacak olan kimsede onu kullanacak ruh yoksa o silahınız bir metalden başka bir şey değildir.
* Siyasetçiler halkın o anki desteğini alabilmek için gelecekle ilgili büyük projelerden bile vazgeçerler. Kendileri daima ülkeden daha önemlidir. Onların kuş beyinleri geleceğin önemini kavrayamaz.
* Siyasi kuruluşlar birbirleri ile karşılıklı çıkarlarından dolayı göstermelik anlaşırlar. Benim felsefi doktrinim dünyayı tekrar mutlu bir şekilde yaşatacak güce sahiptir. Böyle bir idealde elbette ki geçici anlaşmalara yer yoktur.
* Şayet bu harpte mağlûp olursak, bu mağlûbiyet topyekûn bir hezimet olacaktır. Düşmanlarımız hedeflerini o kadar aşikâr şekilde belirtmişlerdir ki, hakkımızda besledikleri niyetler bahsinde hiçbir zaman ümide kapılamayacağımızı biliyoruz. İster Yahudiler, ister Rus Bolşevikleri veya onların ardı sıra gelen düşman sürüsü olsun, Nasyonal Sosyalist AlmanyasıAlmanya' yıkmadan, mahvetmeden, toz etmeden silâhları elden bırakmayacaklarını biliyoruz. Birbirlerine bu kadar zıt iki ideolojinin çarpıştığı böylesi bir harpte, fena biten bir savaşın mutlak bir hezimetle sonuçlanması zaten normaldi. Her iki taraftan da bu mücadelenin tam takatsiz kalınıncaya kadar yürütülmesi gerekmektedir. Bize gelince, biz ya zafere veya kanımızın son damlasına kadar mahvolmaya kararlıyız.
*: (''Siyasi Vasiyetim, 2 Nisan 1945'')
* Şeref ve namustan yoksun milletler er geç hürriyet ve bağımsızlıklarını kaybederler.
* Sonunda gerçek, bu mücadeleden zaferle çıkacaktır. Gerçek bizimledir!
Satır 286 ⟶ 273:
* Şurası bir gerçektir ki, insanlığın bütün gelişmesi, Yahudi ile değil, Yahudi'ye rağmen ortaya çıkar.
* Şüphe yok ki, bu savaş, ya Alman halkının harap olması ile ya da Avrupa'da bulunan tüm [[Yahudi|Yahudiler]]'in yok olmasıyla bitebilir. Ben zaten 1 Eylül'de Reichstag'ta arz ettiğim üzere, bu tür sorunlarda aceleci davranmamak konusunda dikkatliyim. Bu savaş, Yahudilerin istediği gibi olamazdı, yani Avrupa'da bulunan aryan ırkının sona ermesi şeklinde. Düşündüklerinin tam tersine, bu savaş Yahudilerin ortadan kalkmasıyla son bulacaktır. Tarihte ilk defa... ilk defa yalnızca diğerleri kan ağlamayacak. İlk defa bu mücadelede [[Talmud|Yahudilerin deyişi]] tatbik edilecek. Göze göz, dişe diş! Ve bu savaş büyüdükçe, antisemitizm de büyütecek. Bu sözüm, diğer kıtalardaki Yahudiler için de geçerli olacaktır. Yahudi karşıtlığı her kıtaya yayılacak! Yahudilere kin, her ailede ve her mahkûmda gözükecek. Ve sonunda Yahudilerin oynayabilecek bir rolü kalmayacak, en az bin yıldan beri.<ref>[http://der-fuehrer.org/reden/english/42-01-30.htm Hitler Speech 30.01.1942]</ref>
*: (Hitler, Yahudilere savaş ilan ediyor, Sportpalast, 30 Ocak 1942.)
* Tabiatın kanunu siyasi sınırlar tanımaz.
* Tanrı beni halkıma hizmet etmek ve onu korkunç sefaletinden kurtarmakla vazifelendirdi.
Satır 296 ⟶ 283:
* Toprak insanlar üzerine nasıl tesir eder­se etsin, bu tesirin sonuçları ona maruz ka­lan çeşitli ırklara göre değişik olacaktır. Hayat alanının verimsiz oluşu bir ırkı da­ha çok çalışmaya, büyük işler yapmaya sevk eden bir iğne olur. Bir başka ırka ise sefalet getirir. Milletlere gelecek dış etki­ler onlara kabiliyetlerine göre tesir eder. Bazılarını açlığa sürükler, bazılarını ise gayretli çalışmaya.
* Türkiye Dünya Savaşı'nda müttefikimizdi. Harpteki talihsizliğimiz neticesinde Türkiye de bizim gibi çok sıkıntı çekti. [[Mustafa Kemal Atatürk|Genç Türkiye'nin kurucusu olan büyük ve zeki lider]] korkunç acılar çeken ve kaderine terk edilmiş haldeki müttefiklerin tekrar ayağa kalkma çabalarının ilk ve harika bir örneği oldu. Türkiye, hükûmetinin akılcı hamleleriyle istiklalini muhafaza etmeyi başarırken Yugoslavya ise İngiliz entrikalarının kurbanı oldu.<ref>[https://en.wikisource.org/wiki/Adolf_Hitler%27s_Address_to_the_Reichstag_(4_May_1941) Adolf Hitler'in 4 Mayıs 1941 tarihli Reichstag konuşması]</ref>
*: (''4 Mayıs 1941'')
* Türkiye Büyük Meclisi’ne ve Türk halkına, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkanı Atatürk’ün ölümü üzerine en derin üzüntülerimi bildiriyorum. Büyük bir asker, dahi devlet adamı ve tarihi bir şahsiyet kayboldu. Yeni Türkiye Cumhuriyeti ile nesilden nesile devam edecek büyük bir anıt oluşturdu.<ref>[http://atam.gov.tr/ataturkun-olumu-uzerine-alman-basininda-yer-alan-haberler/ Atatürk'ün vefatı üzerine Alman basınında yer alan haberler.]</ref>
*: (''1938'')
[[Dosya:Destruction in a Berlin street.jpg|thumb|200px|Eğer kazanırsanız, açıklama yapmanız gerekmez. Eğer kaybederseniz, açıklamanız olmayacaktır!]]
* Uluslararası ilişkilerde bir millet, ilelebet var olma duygusundan kesin bir şekilde uzaklaştığında, 'faal bir müttefik' olmaktan çıkar ve böylece tutsak millet seviyesine düşer, ülke bir sömürgeye mahsus kaderle baş başa kalır.
Satır 304 ⟶ 291:
* Versay Antlaşması'nı imzalayanların bakışları altında silahsız bırakılan ve hayatını sürdürmek zorunda olan milletimiz, içerideki düşman sürüleri yok edilmedikçe ve karakteri, yaradılışı itibariyle bozuk olan ve otuz altın karşılığında her şeye ve herkese hıyanet edebilen Yahudi güruhu temizlenmedikçe, teknikle hiçbir hazırlanma tedbirleri alamaz.
* Volga'ya ulaşmak istiyordum. Belli bir yerine, belli bir şehrine. Tesadüf eseri düşmanımın adını taşıyor ama sanmayın ki sırf bu yüzden oralara kadar gittim. Bambaşka bir isim de olabilirdi. Ne de olsa mütevazıyız. O şehri aldık biz, birkaç tane ufacık yer kaldı. Artık tek bir gemi bile Volga'dan geçemeyecek, işte önemli olan bu!<ref>[http://der-fuehrer.org/reden/english/42-11-08.htm Hitler Speech Stalingrad, 08.11.1942] </ref>
*: (''Hitler'in Stalingrad Alman kontrolüne geçerken söyledikleri, 1942.'')
 
* Ya bir sonuca varmalı ya da yok olmalıyım.
* Yahudi gazetelerin saldırısına uğramayan, onlar tarafından kötülenmeyen ve rezil edilmeyen kişi ne iyi bir Alman'dır ne hakiki bir nasyonal sosyalisttir. Gerçek bir nasyonal sosyalist Alman'ın zihniyeti inancının mertliği, iradesinin kuvveti tam ve en doğru şekilde milletimizin can düşmanının kendisine karşı gösterdiği düşmanlıkla ölçülebilir.<ref>Adolf Hitler, Kavgam, s. 348.</ref>
Satır 315 ⟶ 301:
* Yahudiler, bu dünyada yaşayan milletler üzerinde Marksizm sayesinde bir zafer kazanacak olurlarsa, kazandıkları başarı ancak insanlığın cenaze merasimi olur.
* Yahudiler gülüyordu. Bunun bir tür şaka olduğunu düşünüyorlardı. Artık gülemiyorlar, durumun ciddiyetini kavradılar!
*: (''Reichstag'ta söyledikleri.'')
* Yahudilerin büyük adamları, ancak insanlığa ve uygarlığa karşı açtıkları yıkım mücadelesinde büyüklük sıfatını kazanmışlardır.
* Yaşama hakkın mücadele gücün kadardır.
Satır 321 ⟶ 307:
* Yaşlı bir insan olarak ölmeyeceğimi biliyorum. Kaybedecek fazla zamanım yoktur. Benim yerimi alanlar, benim kadar enerjik olamayacaklardır. Alınması gerekli, kaderimizi etkileyecek kararları alamayacak kadar zayıf bulunacaklardır. Bu nedenle, yaşadığım süreç içerisinde her şeyi benim yapmam gereklidir.<ref>Heinz Guderian, Bir Askerin Anıları, s. 531.</ref>
* Yaşlı olanlarımız tökezlediğinde, gençlerimiz bayrağı devralacak ve vücutları paramparça olana kadar taşıyacak ve yaşatacaktır!
*: (''(6. Parti Kongresi'nde söyledikleri, 1934.)'')<ref>Triumph of thedes WillWillens</ref>
* Yirmi yıldan daha fazla bir süredir, Moskova’daki Yahudi Bolşevik Rejim, sadece Almanya’yı değil, bütün Avrupa’yı ateşe vermeyi amaçlıyor… Yahudi Bolşevik liderleri, sadece ideolojik yollarla değil, askeri yollarla da bizleri ve bütün Avrupa’yı yönetmeyi amaçlamakta… Bu Anglo-Sakson Yahudi savaş tüccarları ve Moskova’daki Bolşevik Yahudilerle yüzleşmenin vakti geldi.<ref>{{Web kaynağı
| soyadı = Hillgruber
Satır 334 ⟶ 320:
| doi =
| erişimtarihi = 2014-07-21}}</ref>
*: (''1941 yılında, Reichstag'ta Barbarossa Harekâtı ile ilgili yaptığı konuşma.'')
* Zamanımızın züppeleri ve kalemşörleri şunu anlamalıdırlar ki bu dünyada olan bütün devrimler hiçbir zaman bir kez kalemin bayrağı altında yapılmamıştır. Kalemin burada görevi sadece devrimin teorik sebeplerini açıklamak olmuştur. Siyasi veya dini sahada büyük tarihi çağları harekete geçiren kuvvet, bilinen en eski zamanlardan beri, sadece ve sadece ağızdan çıkan esrarlı kuvvet olmuştur. Bir milletin büyük bir çoğunluğu daima sözün gücüne inanır. Bütün büyük hareketler, insanı ihtiraslarının ve ruhi durumlarının yanardağ patlamaları gibi olmuştur. Fakat hiçbir zaman estetikçilerin ve salon kahramanlarının limonata kamışları bu işleri görememişlerdir.
* Zayıfa acımak doğaya ihanettir.
"https://tr.wikiquote.org/wiki/Adolf_Hitler" sayfasından alınmıştır