Kenan Evren: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Ekleme.
Değişiklik özeti yok
74. satır:
* Bazı aşırı tutucu çevrelerin iddia ettikleri gibi yılbaşı gecesi yalnız Hristiyan âleminin kutladığı bir gece değildir. Hristiyanların Christmas olarak kutladıkları 25 Aralık günü ile yılbaşı olarak kutlanan 31 Aralık'ı 1 Ocak'a bağlayan geceyi birbirine karıştırmamalıyız. Kaldı ki dünyadaki birçok ülkenin ve bu arada bizim de kabul ettiğimiz miladi senenin dini anlayış ile bir ilgisi de bulunmamaktadır. İsteyen bu geceyi kutlar, isteyen hicri yılı kutlar. İsteyen her ikisini kutlar. İsteyen de hiçbirini kutlamaz. Herkes kendisinden mesuldür. Hiç kimsenin başkasının bu davranışlarına karışma hakkı yoktur.
: ''1987'nin yılbaşı mesajı''
* Bazıları bizim bu yaptıklarımızı hayretle karşılıyorlar. "Bunlar kendi yönetimindeki adamları da mahkemeye veriyor." diyorlar. Elbette vereceğiz. Eğer hırsızlık ve suistimali benim çocuğum da yapmış olsa onu da veririz.
: ''24 Haziran 1982 günü Zonguldak'ta yaptığı konuşma''
* Beni Atatürk'le kıyas etmeye kalkışıyorlar. Ama hiçbir zaman ben Atatürk olmak niyetinde değilim. Olamam da zaten. O büyük bir adamdı. Dünya çapında bir liderdi. Biz onun koyduğu prensipler üzerinde yürüyoruz. Onun koyduğu ilkeleri muhafaza etmeye çalışıyoruz. Biz; onun ilkelerinin muhafızıyız, bekçisiyiz. Binaenaleyh beni Atatürk'le mukayese edince üzülüyorum. Bunun, halkın bana karşı olan sevgisinden geldiğine inanıyorum. Ama benzetmemelerini arzu ederim.
: ''Federal Almanya'nın ARD Televizyonu muhabirinin, "Son zamanlarda sık sık Kemal Atatürk'le karşılaştırılıyorsunuz. Bu konuda ne gibi duygularınız var?" sorusuna verdiği cevap, 30 Nisan 1981''
Satır 86 ⟶ 88:
* Birçok vatandaşımda bir korku ve tereddüt var. Bize soruyorlar: "Ya siz gittikten sonra yine aynı noktaya gelirsek ne yaparız?" diye. Hiç korkmayınız! Bu topraklar sahipsiz değildir. En büyük sahibi ve hakiki sahibi sizlersiniz. Yurdumuzu tekrar aynı noktaya getirenleri kulaklarından tutup temizleyeceksiniz.
: ''17 Nisan 1982 günü Balıkesir'de yaptığı konuşma''
* Birinci Cihan Harbi'nin sonunda memleket işgale uğradığı zaman, Atatürk Kurtuluş Savaşı'nı başlattığında, İstanbul'da "Bu savaş deliliktir. Kurtuluş çaresi ya Amerikan mandası ya İngiliz mandasıdır." diye tutturan aydınlar vardı. Ben böyle aydınları ne yapayım?
:''28 Mayıs 1984 günü Manisa'da yaptığı konuşma''
* Biz Anayasa’yı yaparken Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunu kurduk ve bunun içine Atatürk’ün vaktiyle kurduğu Dil Kurumuyla Tarih Kurumunu da dâhil ettik. Yani bunun içinde Dil Kurumu da vardır, Tarih Kurumu da vardır. Atatürk Araştırma Merkezi vardır. Atatürk Kültür Merkezi vardır. Dört tanedir. Başında da bu Yüksek Kurul vardır. “Bu yönetim, yani askerî idare, Anayasa’yı yaparken Atatürk’ün vasiyetini ortadan kaldırdı.” diyorlar bize. Biz Atatürk’ün vasiyetini kaldırmadık. Atatürk’ün vasiyeti şudur: Vefat etmeden evvel bir vasiyet bıraktı ve gelirlerinin bir kısmını kız kardeşine, büyüttüğü çocuklara ve bazı kimselere verdi. “Maaşımdan şu kadar şuna verin, bu kadar buna verin, artanı da yarı yarıya Dil Kurumuyla Tarih Kurumuna verin.” dedi. Vasiyeti bu. Biz bunu bozmadık ki. Yine İş Bankasından kazanılan parada onun hissesi vardır. O kazanılan paraların yarısını Dil Kurumuna, yarısını da Tarih Kurumuna veriyoruz. Bunda bir değişiklik yapmadık. Zaten kaldıramayız ki. Öyle bir yetkimiz de yok. Vasiyet ortadan kalkar mı? Mümkün değil. Ama gelin görün ki illa bize bir çamur sıçratacaklar, maksatları bu.
: ''25 Haziran 1987 günü Elâzığ'da yaptığı konuşma''
* Biz bir Kuzey memleketi değiliz. İsveç-Norveç değiliz. Efendim kolay değil. Yani onlar kaç senede geçtiler bu demokrasiye? Bizim 50'den sonradır demokrasiye geçişimiz. Halkımızın kültür seviyesi o mertebelere erişmiş midir? Açık konuşalım. Bugün seçime giden bazı kişiler, "Kime oy vereceksin?" dediğin zaman, "Beş parmak olan bir şey var. Oraya vereceğim." diyor. Yani Halk Partisi. Hâlâ öyle diyenler var.<ref>Çapraz Ateş: Kenan Evren - Bülent Ecevit https://www.youtube.com/watch?v=tu6vvyz_C54</ref>
* Biz Kur'an-ı Kerim'i Allah'a okumuyoruz ki, kendimize okuyoruz, anlamak için okuyoruz. Ben onu anlamadıktan sonra onun faydası ne olabilir? İngilizce, Fransızca dinler gibi dinliyoruz. Bazılarımız da Kur'an okunurken ağlıyor. Kur'an-ı Kerim'in Türkçesi var, tercümesi var, onu okursunuz. Türkçesi nedir bileceksiniz. O zaman göreceksiniz ki cahil bazı hocaların söyledikleri doğru değildir.
: ''18 Ekim 1985 günü Kastamonu'da yaptığı konuşma''
* Bizde demokrasi, particilik yanlış anlaşıldı. Vatandaşlar; kahvelerini, camilerini, yollarını ayırdılar. Ankara'da, İstanbul'da; üniversitelerdeki, liselerdeki talebeler kol kola sokakta gezemez, okula gidemez oldular. Sağda olanlar bir grup, solda olanlar da bir grup hâlinde; jandarmanın, polisin himayesi altında okullarına gidip gelmeye başladılar. Buna biz daha ne kadar zaman tahammül edebilirdik? Öyle bir noktaya geldik ki artık o zavallı beyinleri yıkanmış, bu topraklar üzerinde büyümüş çocuklarımız birbirlerine o kadar düşman oldular ki neredeyse birbirlerinin kanını içer duruma geldiler. Buna daha fazla göz yumamazdık.
: ''2 Ekim 1980 günü Ağrı'da yaptığı konuşma''
* Bizim yaptığımız ihtilal değildir, bu milleti uçurumun kenarından kurtarmaktır.
: ''19 Ekim 1985 günü Çankırı'da yaptığı konuşma''
* Bu reyler Orgeneral Kenan Evren'e verilmedi. Bu reyler bizlere, Konsey üyelerine verilmedi. Bu reyler şunun için verildi: Millet huzur ve güven istiyor, huzur ve güven için verildi! Bu oylar devlet otoritesinin sağlanması için verildi! Bu oylar Atatürkçülük için verildi! Ve yine bu oylar birbirleriyle kavga eden, her gün birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya döken ve değil selamlaşmak, el sıkmayı bile yapamayan kişilerden memnun kalınmadığını belirtmek için verildi. Bu millet artık kavga değil, kardeşlik ve huzur bekliyor.
: ''21 Kasım 1982 günü Ordu'da yaptığı konuşma''
Satır 113 ⟶ 121:
* Fakat şeriat devleti kurmayı hedef alan her türlü gericilik, zaman zaman dini bir sömürü aracı olarak laiklik kavramının karşısına çıkarılmış ve hâlâ daha çıkarılmaya devam edilmektedir. Laikliğin bulunmadığı bir ortamda çağdaşlaşma hedefi ancak bir düş olarak kalır. Milletimizi tekrar geri götürme ve böylece kendilerine çıkar sağlama heves ve özlemi içinde olanlar, her zaman olduğu gibi karşılarında cumhuriyet kanunlarını ve bu milletin Atatürkçü güçlerini bulacaklardır.
: ''1987'nin yılbaşı mesajı''
* Fazla çocuk size de derttir. O çocukları yetiştirmek bir meseledir. Bakabileceğiniz kadar çocuğa sahip olunuz. Bakamayacağınız kadar çocuk yapıp işsiz güçsüz bırakmaktansa bakabileceğiniz kadar çocuğa sahip olmak elbette tercih edilmelidir. Bunun çarelerini sağlık ocaklarında, hastanelerde doktorlar göstermektedir. Onlara müracaat ediniz. Bugün istediğiniz kadar çocuğa sahip olmak elinizdedir. Bunları da sizlere tavsiye ederim. Eğer bu artış hızıyla gidersek daha çok sıkıntılara uğrarız.
: ''3 Ekim 1984 günü Muş'ta yaptığı konuşma''
* Fethullah Hoca isimli bir adam türedi. Bana, Atatürk'e ve tüm ilericilere küfrediyor. Yakalandı, mahkemeye verildi. Fakat mahkeme kendisini serbest bıraktı. Ayrıca ortalıkta Mahmut Hoca diye bir şahıs daha görülmeye başladı. Mahkeme onu da serbest bıraktı. Bu gelişmeler, bu gibi mürtecileri cesaretlendiriyor.
: ''25 Temmuz 1986 günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında hükûmete irtica uyarısı, 25 Temmuz 1986''
Satır 133 ⟶ 143:
* Kendi çıkarlarını ülke bütünlüğünün üstünde görenler, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi sapık ideolojilerinin vaatleriyle aldatarak onları Türk istiklalinin sembolü İstiklal Marşı'mıza dahi saygısızlıkta bulunabilecek kadar Türklüğünden uzaklaştırabilmektedirler. Ama sizleri temin ederim ki o kendini ve milleti idrakten aciz vatan hainleri, her zaman olduğu gibi karşılarında yine bizleri, Türk Silahlı Kuvvetlerini bulacaklar ve bunların hesabını millet önünde vereceklerdir. Onların ilim ve irfan yuvası okullarımızdan temizlendiğini ve bu okulların kalbi Atatürk sevgisi, vatan ve millet aşkı ile yanıp tutuşan, birbirleriyle uygarca fikir münakaşası yapabilen, eli silahsız, kültürlü gençlerle dolu olduğunu görmek bizim de en büyük arzumuzdur.
: ''Bazı milletvekillerinin de bulunduğu ODTÜ'nün açılış töreninde enternasyonal marşının söylenmesine tepkisi, Silahlı Kuvvetler Günü mesajı, 26 Ağustos 1979''
* Komünizm çeşitli maskeler altında gelir. Komünizm bazen Atatürkçüdür. Komünizm bazen cübbeyi üzerine geçirir. "Hürriyet" der gelir, "demokrasi" der gelir. O anda neyi kullanacaksa onunla gelir. Bunu iyi teşhis etmek lazım.
: ''18 Ekim 1985 günü Kastamonu'da yaptığı konuşma''
* Kubilay Olayı bende ve sınıftaki arkadaşlarım üzerinde büyük etki yarattı. Zira genç bir subayın öyle hunharca şehit edilmesi elbette ki bizi etkileyecekti. Bunun etkisi altında uzun süre kaldım. Bir aralık bu katliamı yapanların yakalandığını ve istasyonda tren beklediğini söylediler. 5-6 arkadaşla beraber hemen istasyona gittik. Onu şehit eden, Kubilay'ı şehit eden hainleri orada gördüm. Bende o kadar derin bir iz bırakmış ki bu, o sırada kara kalemle resme başlamıştım. İlk resmimi Kubilay'ın resmi olarak yaptım. Hatırlarım ve güzel de resimdi. Keşke saklasaydım da yanımda hatıra olarak kalsaydı. <ref>Cumhurbaşkanlarımız belgeseli: Kenan Evren https://www.tccb.gov.tr/cumhurbaskanlarimiz/kenan_evren/</ref>
=== M ===
* Memleketimiz için komünizm ne kadar tehlikeli ise faşizm ve dine dayalı veya onlara taviz veren rejimler de o kadar zararlıdır. Hatta ben daha da zararlı görürüm. Anayasanın başlangıç bölümünü iyi okuyunuz. Bizi birbirimize birleştirecek olan Atatürkçülüktür. 12 Eylül'de ona sahip çıktığımız içindir ki milletimizin büyük desteğine mazhar olduk. Bundan taviz veremeyiz. Ben karşı çıkarım.
: ''4 Ocak 1984 günü Bakanlar Kurulu toplantısında yaptığı konuşma''
* Mücadele, mücadele, mücadele... Vallahi mücadeleden bıktım. Hükûmetle mücadele, muhalefetle mücadele, eski siyasilerle mücadele, komünizmle mücadele, irtica ile mücadele, basın ile mücadele; velhasıl mücadelesiz bir günüm geçmiyor. Yine de bazı çevrelere yaranamıyorum. Ne yapayım ben böyle hayatı... Hoş geldin 1987 yılı... Kim bilir bu sene de nelerle mücadele edeceğiz?
: ''31 Aralık 1986 günü yazdıkları''
* Müracaatlar gelmeye başladı sağdan soldan: "Efendim, Fethullah Gülen Hoca sizinle konuşmak istiyor..." "Hayırdır?" dedim: "Ben ne konuşayım onunla?" Kabul etmedim. Tekrar geldiler, tekrar istediler. Hatta bir de bana saat getirmişler, "Almam bunu." dedim. Rüşvet!
: ''2006 yılında üniversite öğrencilerine konuk olduğu Genç Bakış programından''
=== N ===
* Nüfus artışını biraz azaltalım arkadaşlar. Çocuklarımızı okutamadıktan, yetiştiremedikten sonra ne yapayım ben o çocuğu? İşte bunu da düşününce azami iki çocuk sahibi olmak bize yeter. Onun için vatandaşlarıma sesleniyorum: Az olsun, öz olsun!
: ''25 Temmuz 1981 günü Trabzon'da yaptığı konuşma''
=== O ===
* 10 sene, 15 sene sonra bu çocuklar ordunun muhtelif kademelerini ele geçirecekler. Kimisi bölük komutanı, kimisi tabur komutanı, kimisi alay komutanı olacak ve bir harekâtla orduyu ele geçirirlerse memleketi de istedikleri rejime sürükleyebilecekler. Şimdi sorarım size, bu yapılan iş dinî inanç mıdır, dinî ibadet midir yoksa hıyanet midir?
Satır 155 ⟶ 172:
* Sen Türk olmakla mutluydun, Türklük seninle daha da mutludur.
: ''10 Kasım 1988 günü Atatürk'ü Anma Töreni'nde yaptığı konuşma''
* "Seni sevmeyen ölsün." pankartını tasvip etmedim ve beğenmedim. Bir daha rica edeceğim vatandaşlarımdan, böyle kötü talepte bulunmasınlar. Hatta şöyle yapsınlar: "Seni seven de sevmeyen de çok yaşasın." desinler. Çünkü bir insanın muhakkak seveni de vardır, sevmeyeni de vardır. Sevmeyen insanlara böyle kötü sözler söylemek bize yakışmaz. Onun için ben bir daha böyle pankart görmek istemiyorum.
: ''25 Haziran 1987 günü Elâzığ'da yaptığı konuşma''
* Sevgili Fatsalı Kardeşlerim,
: Türkiye'nin neresinde çok çile çekilmiş, neresinde anarşi ve terör en yüksek noktalara çıkmış ise oralardan en büyük oy potansiyeli çıktı. O hâlde bu gösteriyor ki vatandaş; anarşiden, terörden yana değildir. Vatandaş, huzur ve güven aramaktadır!
: ''21 Kasım 1982 günü Fatsa'da yaptığı konuşma''
* Sevgili Gençler,
: Ülkemiz için komünizm ne kadar tehlikeliyse laikliğe karşı davranışlar ve geriye gidiş, taviz verme, irticaya taviz verme de o kadar tehlikelidir. Bunu hiç aklınızdan çıkarmayın. Ben burada bütün milletin ve bütün partilerin bu tehlike karşısında, bu tehlikeler karşısında birleşmelerini tavsiye ederim. Bazı konular vardır ki bunlarda birleşilebilir. ... Laiklikte birleşilebilir... Bunda iktidar ve muhalefet olmaz.
: ''8 Ocak 1987 günü Çukurova Üniversitesinde yaptığı konuşma''
* Sevgili Hemşehrilerim,
: Sağcısı, solcusu, ümmetçisi, bölücüsü ayırt edilmeden bu rejimi kimler yıkmak istemiş, memleketi kimler parçalamaya yeltenmiş ise onların üzerine gidilmiştir ve gidilmeye de devam edilecektir! Bu konuda emniyet kuvvetlerimizin ve Silahlı Kuvvetlerimizin gösterdikleri başarıları takdirle karşılarken bu kuvvetlere yardımda bulunan bütün vatandaşlarıma da sizlerin huzurunuzda teşekkür ediyorum.
Satır 192 ⟶ 214:
: Atatürk ilkelerinden asla taviz verme, onları amacına götür.
: ''30 Ağustos mesajı, 1980''
* Türkiye bugüne kadar ne çekmişse Meclis'e gelen ve karşısındakinin konuşmasına tahammül etmeyip her işi kavga ederek hâlletmeye çalışan kavgacı, gürültücü kişilerden çekmiştir.
: ''10 Nisan 1983 günü Denizli'de yaptığı konuşma''
* Türkiye'nin geleceği için çocuklarınızı okutunuz, hurafelerle mücadele ediniz. Çocuklarınızın kafalarını hurafelerle değil, müspet ilimle doldurunuz. Vatandaşlarımdan en büyük isteğim budur.
: ''13 Ağustos 1983 günü Kastamonu'da yaptığı konuşma''
"https://tr.wikiquote.org/wiki/Kenan_Evren" sayfasından alınmıştır