II. Abdülhamid: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Tarih (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Victor Trevor (mesaj | katkılar)
k düzeltme AWB ile
13. satır:
* Otuz üç sene millet ve devletim için, memleketimin selâmeti için çalıştım. Elimden geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah ve beni muhâkeme edecek de Rasûlullah’tır. Bu memleketi nasıl buldumsa öylece teslim ediyorum. Hiç kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi ancak Cenab-ı Hakk’ın takdirine bırakıyorum Ne çare ki düşmanlarım, bütün hizmetime kara bir çarşaf çekmek istediler ve muvaffak da oldular.<ref>[https://www.izu.edu.tr/docs/default-source/kitaplar/iz%C3%BC-yay%C4%B1n-no-26---sultan-ii-abd%C3%BClhamid-d%C3%B6nemi---pdf.pdf?sfvrsn=32b97caa_2 Sultan II. Abdülhamid Dönemi ]</ref>
*Biz İstanbul'u Rumlardan zapt ettik. Fetih günü onlar matem tutmak isterler. Biz tezahürde bulunursak onların hissiyatını rencide ederiz. Benim zamanımda bir kere İstanbul'un fethi günü merasim yapmak istediler. Ben bu hissiyat noktasını nazara alarak müsaade etmedim. Bunlar hikmet-i hükümettir. Çünkü hükümet tebaasının hepsinin hissiyatını da rencide etmemeğe çalışmalıdır.<ref>Sultan II. Abdülhamid'in Sürgün Günleri, Hususi Doktoru Atıf Hüseyin Bey'in hatıratı, editör: Metin Hülagü, Pan Yayınları, s. 216</ref>
 
*Doğrusunu isterseniz ben Türk'üm ama Türkçe havalardan ziyade alafranga havalar, operalar hoşuma gider. Çünkü Türkçe minördür. İnsana uyku getirir. Hem de bizim Türkçe dediğimiz makamlar Türkçe değildir. Yunan'dan, Acem'den alınmıştır.<ref>Sultan II. Abdülhamid'in Sürgün Günleri, Hususi Doktoru Atıf Hüseyin Bey'in hatıratı, editör: Metin Hülagü, Pan Yayınları, s. 174</ref>
 
*Göreceksiniz yüzbaşım! İttihatçılar, İstanbul üzerine yürüyüşlerinden cesaret alarak bu devleti birtakım kötü serüvenlere sürükleyecekler, belki de Turancılık gayretiyle veya İslamcılık siyasetiyle korkarım ki hem Çarlık Rusya’sı, hem de Büyük Britanya İmparatorluğu ile aynı zamanda savaşa sokacaklardır.
*Beni evhamlı sanıyorlardı, hayır! Ben sadece gafil değildim, o kadar.
Satır 38 ⟶ 36:
*Biz Yahudilerin II. Abdülhamid'den daha iyi bir dosta sahip olmadığının tamamen farkındayım.
**[[Theodor Herzl]]
 
* Dedem rom içerdi. - Ertuğrul Osman Efendi<ref>[https://www.cumhuriyet.com.tr/video/abdulhamitin-torunu-dedem-rom-icerdi-603871 Abdülhamit'in torunu: Dedem rom içerdi]</ref>
* Bir padişah ki budalaca kuruntu yüzünden, yirminci yüzyılda, İstanbul'a elektrik sokmaz. Telefon getirtmez. Askere manevra fişeği ile de ateş talimi yaptırmaz. Donanmayı, eğer denize açılırsa toplarını Yıldız'a çevirip vurabilir diye, ön köprü ile bağlı Haliç'te çürütür. Bir padişah ki okullarda edebiyat dersi okutmaz. Kuru övme dışında tarih dersi verdirmez. Aşk şiirini, romanını bile yasak eder. Kendi adıdır diye bir sabah uyanıp bütün kısa "a"lı Hamidleri uzun "a"lı Hâmid'e ve veliahtının adıdır diye bütün Reşad adlarını Neşet'e değiştirtir. Otuz üç yıl böyle bir padişahın hükmü altında çöküp giden bu memlekette 1965'te onu "Ulu Hakan" diye ananları deneme tavşanı gibi kullanılmak üzere akıl hastanesine yollamaz da ne yaparsınız?<ref>Falih Rıfkı Atay, Ulu, 1965</ref> - [[Falih Rıfkı Atay]]
* Elektrikten korkan, telefondan ürken, denizaltıyı vehimden karada çürüten Abdülhamid.<ref name="ReferenceA">Falih Rıfkı Atay, Atatürk Ne İdi?, 1968</ref> - [[Falih Rıfkı Atay]]
* Afrika'daki Libya ve Mısır ve Adriyatik'ten Fars Körfezi'ne kadar bütün topraklarımız, Mezopotamya, Suriye, Filistin, Irak ve Adalar, o koskoca imparatorluk tam otuz üç yıl bu cahil divanenin elinde idi.<ref>Falih Rıfkı Atay, Atatürk Ne İdi?, 1968<name="ReferenceA"/ref> - [[Falih Rıfkı Atay]]
* Sultan Hamid müstebitti; telefon, elektrik, edebiyat, tarih yasakçısı idi; hafiyeci, sürgüncü idi...<ref>Falih Rıfkı Atay, Atatürk Ne İdi?, 1968<name="ReferenceA"/ref> - [[Falih Rıfkı Atay]]
*Bu hain herif (II. Abdülhamid), istese, bir anda her şeyi yapar; memleketi bahtiyar eder; etrafındaki alçakları dağıtır; hem memleket, millet bahtiyar olur, hem kendisi diyordum. Fakat bu adamın senelerden beri kan içmeye alışmış olduğunu ve insanın itiyadından vazgeçemeyeceğini düşündükçe, şahsına karşı fevkalade bir adavet (hissediyor) ve herhalde bunun vücudunun ortadan kalkmasının en selim bir çare olacağını düşünüyordum.<ref>[http://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/762269-ataturk-ve-abdulhamid haberturk.com]</ref> - [[Enver Paşa]]
*O haysiyetsizi tahttan indirdiğimize o kadar mutluyum ki!.. - [[Enver Paşa]]
Satır 64 ⟶ 61:
*Padişah Abdülhamit sayesinde Batı âlemi, bilhassa Dışişleri teşkilatları; Halifeye, İslâm âleminin Papası gözüyle bakıyorlardı. Onun bu sıfatla kullanabileceği nüfuzdan çekiniyorlar, hattâ korkuyorlardı. - Wanbery
*Abdülhamit devrinin her 24 saati bin muamma ile doludur. - Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu
 
*1908 Meşrutiyetine kadar İstanbul'da elektrik yasaktı. Sultan Abdülhamit'in vehmi yüzünden. 19 Ağustos'ta cülus donanmasını yağ kandilleri ve havai fişeklerle yapardık. Ertesi günden başlayarak bütün gazetelerde vezir ve paşa konaklarının donanma haberlerini görmeli idiniz. Sütunlarca. Ufacık mumlu kandillerin adı Kandil-i Süreyya Mesil idi.<ref>Bayrak, Falih Rıfkı Atay, 1970, s. 25</ref> - [[Falih Rıfkı Atay]]
*Toplumun en büyük haksızlığa uğramış tarihî şahsiyetlerinden biri, II. Abdülhamid’dir. Kendisinden önceki devirlerin ağır yükünü omuzlarında taşıyan, en güvenebileceği adamların ihanetine uğrayan ve dağılmak üzere olan içi dışı düşman dolu bir imparatorluğu 33 yıl sırf zekâ ve hamiyeti ile ayakta tutan bu büyük padişahı katil, kanlı, müstebit, kızıl sultan, cahil ve korkak olarak tanıtılmış, daima aleyhinde işleyen bu propagandanın tesiriyle de böyle tanınmış talihsiz bir insandır.<ref>[http://www.nihal-atsiz.com/page/327 Abdülhamid Han (Göksultan)]</ref> - [[Nihal Atsız]]
"https://tr.wikiquote.org/wiki/II._Abdülhamid" sayfasından alınmıştır