Adolf Hitler: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Victor Trevor (mesaj | katkılar)
Victor Trevor (mesaj | katkılar)
k →‎Sözleri: düzeltme AWB ile
26. satır:
*Basın, Dünya Savaşı yıllarında tamamen art niyetli birtakım karanlık güçlerin elindeydi. Gençlik yıllarımda Viyana’dayken halkı eğitmeye yönelik bu gücün sahiplerini tanıma fırsatım olmuştu. Beni ilk hayret ve dehşete düşüren, toplumun en kutsal değerlerine ve eğilimlerine ters düşse bile basının belli bir fikri empoze etme başarısının çok kısa bir zamanda gerçekleştirilmesiydi. Basın, birkaç gün içinde, oldukça önemsiz hatta komik bir olayı kısa bir sürede çok önemli bir devlet meselesi haline getirerek aslında en önemli bir meseleyi kamuoyunun dikkatinden kaçırıp unutturma gücüne sahip oluşuydu. Bu fikir ve düşünce çetesinin, tespit ettikleri hedeflere ulaşmak için yapmayacakları şey yoktur. Bunlar, ev aile ilişkilerini gündeme getirecek kadar ileri giderler. İçlerinde sansasyon yaratmaya yönelik ihtirası olanlara kurban seçtikleri talihsiz kişiye son öldürücü darbe vurma imkanı sağlayacak bir olay buluncaya kadar domuzlar gibi her tarafı eşelerler. Eğer kurbanlarına ait resim ve şahsi bir açık bulamazlarsa seçecekleri tek yol vardır, basit bir yoldan iftira atmak. Art arda tekziplere rağmen, bu iftiralardan iz kalmasının yanında yüz ağızdan birden çıkan iftiralar diğer suç ortağı gazetelerde de yazılmış olduğundan, kurbanın bütün tekzip ve isyanlarının hiçbir şey ifade etmeyeceğini zaten bilmektedirler. Bir gazetenin sorumlu olduğu kamu vicdanından ve görevinin ne olduğuna dair açıklamalarla açık açık yalan söylerler. Bu belanın kendini gösterdiği miting ve kurultaylarda daha da ileri giden bu reziller; aralarda “gazetecilik şeref ve haysiyetinden” uzun uzun bahsederek bulunduğu topluluğun tasdikini alırlar.
*:(''Birinci Dünya Savaşı dönemindeki basından bahsediyor.'')
[[Dosya:Bundesarchiv B 145 Bild-F051620-0041, Hitler, Göring, v. Schirach auf Obersalzberg.jpg|küçükresim|200px200pik|Politika, yapılan tarihtir.]]
*Barışsever ve aynı zamanda güçlü de olmalısınız!
*:(''Alman gençliğine hitabı.'')
66. satır:
*Bir millet insan hakları için giriştiği mücadelede mağlup olmuşsa kader onu terazisinde tartmış, bu dünyada var olma saadetine erişemeyecek kadar hafif bulmuştur. Çünkü varlığını sonsuza kadar sürdürmek için mücadeleye hazır olmayan veya buna gücü yetmeyen bir millet Tanrı tarafından ebediyen yok olmaya mahkûm edilmiştir. Çünkü bu dünya korkak milletler için değildir. Varlığı çeşitli entrikalarla tehdit edilen milletler eğer millî kimliklerini her şeye rağmen koruyabilmiş ve cesaretlerini kaybetmemişlerse, tarihin her sahnesinde adlarından söz ettireceklerdir.
*Bir milletin bireylerinin ihtiyaçları, kâğıt üzerinde lafla ve teorilerle karşılanamaz. Toplumun genel çalışması sonucunda, bireyin çıkarlarına hizmet etmesi gereken millî üretimin, her gün herkesin payına düşen miktarının çoğaltılması ile bir milletin bireylerinin ihtiyaçları giderilebilir.
[[Dosya:Bundesarchiv Bild 146-1974-132-10A, Bayern, Adolf Hitler bei Spazierung.jpg|küçükresim|200px200pik|Her şeyin mücadeleden ibaret olduğu bu dünyada, armağanı bizim kendi samimiyetimizden ibaret olan bir mücadelede eğer kuvvet bulunmazsa, yaşama hakkımızı da kaybetmişiz demektir. Çünkü dünya, tamamıyla kesin çözüm yollarını uygulayan güçlülerin malıdır, yarım önlemler alanların değil.]]
*Bir milletin etkili bir ittifak politikası izleyebilmesi için, öteki milletlerin gözünde saygınlığının artması gerekir. Bu da ancak, milletin başındaki hükûmetlerin kendi milletini yabancı devletlere aşağılık bir hizmetçi gibi sunmamasıyla sağlanabilir.
*Bir milletin kültürünün önemi, o milletin siyasi varlığının sonucu ile doğru orantılıdır. Bu bakımdan bir milletin millî kültürünü bilmesi için siyasi istiklalini elinde tutması gerekir. İşte bunun için siyasi istiklal söz konusu olduğu zaman, ne kadar ağır olursa olsun, hiçbir fedakarlıktan çekinilmemelidir.
112. satır:
* Devlette ve partide önderlik görevlerine erkekler atanırken, tutum ve karaktere, sözde salt bilimsel veya varsayılan zihinsel niteliklerden daha fazla değer verilmelidir. Çünkü, liderliğin uygulanması gereken her yerde, belirleyici olan soyut bilgi değil, bunun yerine doğuştan gelen liderlik yeteneği ve dolayısıyla sorumluluk almaya, kararlılık, cesaret ve sebat etmeye yüksek derecede hazır olmadır.
* Devlet, yapacağı işlerde özellikle genç nesli hesaba katmalı, onların ahlaklı birer genç olmaları için her türlü sosyal tedbiri almalıdır. Sokaklarda ve eğlence yerlerinde ahlaklarının bozulmasına göz yummamalıdır. Çünkü bedenen, ruhen, ahlaken sağlam olmayan vücuttan, sağlam nesiller beklenemez.
[[Dosya:Bundesarchiv Bild 183-H29050, München, Ernst Gall, Adolf Hitler, Albert Speer.jpg|küçükresim|200px200pik|En büyük icatlar, en büyük keşifler, bilimlere en derin bir şekilde yenilikler getiren çalışmalar ve uygarlığın en görkemli anıtları, maddi kâr peşinde koşmanın dünyaya ve insanlığa getirdiği hediyeler değildir. Tam tersine, bütün bunlar sahiplerinin maddi mutlulukta gözlerinin olmayışından kaynaklanmaktadır.]]
* Dış siyaset bir amaca ulaşmak için bir araçtan başka bir şey olamaz. Bu amaç da, özellikle milletin yararıdır.
* Dileğimiz ve arzumuz şudur ki; bu devlet, bu imparatorluk bin yıl boyunca ayakta kalacaktır. Geleceğin hepten bize ait olduğunu bilerek sevinebiliriz.
165. satır:
* Harbi yapmaya bin defa mahkûmduk. Bizim için mühim olan nokta en elverişli anı seçmekti. Bir defa işe giriştikten sonra, geri çekilmenin mümkün olmayacağını belirtmeye bilmem gerek var mı?
*:(''Siyasi Vasiyetim, 4 Şubat 1945'')
[[Dosya:German-infantry-marching-MG34-poland-1939.png|küçükresim|200px200pik|Hayat güçsüzlüğü affetmez.]]
* Harekâtın başlamasından üç buçuk ay geçmişken bunu söyleyebilirim; her şey plana göre işliyor. Bugün şunu söyleyebilirim ki; düşman tamamıyla mağlup olmuştur ve bir daha asla ayağa kalkamayacaktır!<ref>[http://comicism.tripod.com/411003.html Hitler, 3 Ekim 1941]</ref>
*:(''3 Ekim 1941, Barbarossa Harekâtı hakkında konuşurken söyledikleri.'')
220. satır:
* Kitle kendi eleştiri organlarına sahiptir ama bu organlar, bireyde olduğu gibi işlemezler. Kitle içgüdülerine tabi, bir hayvan gibidir; mantık ve yargıdan yoksundur; ben onların ilkelliğine dokunmadım. Sadece ha­reket ettirdim, işte bu ilkel güç bir doğa gücünün dayanıklılığıdır.
* Kırmızıyı özellikle seçtim. Bu renk çok yoğun enerji taşır. Bunu gören düşmanlarımız korkacaktır. Bize ise kırmızı cesaret ve saldırganlık verecektir.<ref>Adolf Hitler, Kavgam</ref>
[[Dosya:Hitler and von Brauchitsch 1941.jpg|küçükresim|200px200pik|Kremlin'in duvarlarını havaya uçurun ki, komünizmin sonunun geldiğini herkes görsün! (''Stalin'in Moskova'yı terk etmeyi reddetmesinin ardından Hitler'in verdiği talimat.'')]]
* Kuvvetli, yalnız kalınca daha kuvvetlidir.
* Liderlik sanatı kitlelerin dikkatini tek bir düşmana odaklamaya ve hiçbir şeyin bu dikkati dağıtmamasını sağlamaya bağlıdır.
251. satır:
* O sonradan görme aşağılık bir gün acı ile beraber can verecek ve o aşağılık can verirken Tanrı onunla beraber olmayacak. Çünkü Tanrı bir komünistin yanında yer alacak kadar aptal değildir.
*:(''Stalin hakkında söyledikleri.'')
[[Dosya:Shintō prayer.jpg|küçükresim|200px200pik|İmanı sarsmak, ilmi sarsmaktan daha zordur.]]
* Ordu, Alman milletinin en güçlü okuluydu. Zaten bütün düşman kininin, milletin koruyucusu olan bu kuruma çevrilmiş olması sebepsiz değildi. Ordu iftiraya uğrarken, kinlere, düşmanlıklara ve mücadelelere hedef olurken, aşağılık adamların hepsine korku telkin ediyordu. Gerçeği ifade için bundan daha güzel bir anıt yapılamazdı. Versay'da uluslararası hırsızların adi istek ve kinlerini ilk önce eski Alman ordusuna çevirmesi, Alman ordusunun, para gücüne karşı milletimizin özgürlüğü için sağlam bir sığınak olduğunu göstermektedir. Bizim milletimize bekçi olan bu kuvvet olmasaydı, Versay bütün ruhu ve detayıyla Almanya için çoktan uygulanmış olurdu. Alman milletinin orduya borçlu olduğu şey tek kelimeyle özetlenmek gerekirse; her şeyi ona borçludur.
* Ordu, aslında çağdaş bir devletin en ihtiyaç duyduğu varlığı ortaya çıkartıyordu. Bu varlığın adı insandı.
301. satır:
* Türkiye Büyük Meclisi’ne ve Türk halkına, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkanı Atatürk’ün ölümü üzerine en derin üzüntülerimi bildiriyorum. Büyük bir asker, dahi devlet adamı ve tarihi bir şahsiyet kayboldu. Yeni Türkiye Cumhuriyeti ile nesilden nesile devam edecek büyük bir anıt oluşturdu.<ref>[http://atam.gov.tr/ataturkun-olumu-uzerine-alman-basininda-yer-alan-haberler/ Atatürk'ün vefatı üzerine Alman basınında yer alan haberler.]</ref>
*:(''1938'')
[[Dosya:Destruction in a Berlin street.jpg|küçükresim|200px200pik|Eğer kazanırsanız, açıklama yapmanız gerekmez. Eğer kaybederseniz, açıklamanız olmayacaktır!]]
* Uluslararası ilişkilerde bir millet, ilelebet var olma duygusundan kesin bir şekilde uzaklaştığında, 'faal bir müttefik' olmaktan çıkar ve böylece tutsak millet seviyesine düşer, ülke bir sömürgeye mahsus kaderle baş başa kalır.
* Vatanın uğradığı felaketler karşısında, kişisel acı ve sıkıntılarımın hiçbir önemi yoktur.
"https://tr.wikiquote.org/wiki/Adolf_Hitler" sayfasından alınmıştır