Friedrich Nietzsche: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
noktalama hataları düzenlendi.
Dogakirmizioglu (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
64. satır:
* Hala kendinizden herhangi bir şekilde utanıyorsanız bizden değilsiniz.
* Geliştirmiş olduğumuz tüm değerler, dünyanın gerçek doğasını görmemizi engellemek amacıyla geliştirilmiş araçlardan başka hiçbir şey değildirler.
* Ancak hepiniz beni inkar ettiğiniz zaman size dönmek
isterim. Gerçekten,kardeşlerim,o zaman kaybettiklerimi başka gözlerle
arayacağım.O zaman sizleri başka başka bir sevgi ile seveceğim.
* İnsan bir iptir ki hayvanla insanüstü arasına gerilmiştir.Uçurum üstünde bir ip.
* Cins olarak insan her hangi başka bir hayvanla karşılaştırıldığında , bir ilerleme
kaydetmez.Bütün hayvanlar ve bitkiler dünyası , alçak olandan daha yüksek olana
gelişmez.Hepsi aynı zamanda ,birbirinin üzerinde ,birbirinin içinden ve birbirine karşı
gelişirler.En zengin ve en karmaşık biçimler-çünkü daha yüksek tip sözcüğü daha çoğunu
ifade etmez-daha kolay mahvolurlar.Sadece en alttakiler,en aşağıdakiler görünüşte bir
ölümsüzlüğü idame ederler.
* İnsanlığın içinde müthiş bir güç , kendini deşarz etmek , yaratmak istemektedir.
* Ben nerede canlı bir varlık buyduysam , orada kudrete yönelik iradeyi gördüm.Hizmet edenin iradesinde bile efendi olabilme iradesini gözlemledim.
* İradenin temini değildir zevkin sebebi.Tersine irade ileriye gitmek ister ve o engel olan
herşeyin üstesinden gelmeye çalışır.Zevk hissi , düpedüz iradenin taminsizliğinden
kaynaklanır.Onun rakipsiz ve dirençsiz olarak yeterli doyuma ulaşamamasıdır.
* En gizliler!, en güçlüler! , en korkusuzlar! , en yarıgecemsiler!, bir ışık istermisiniz?Bu
dünya kudrete yönelik iradedir.Bunun dışında hiçbirşey değildir.Bizzat sizde kudrete
yönelik iradesiniz.Bunun dışında hiçbirşey değilsiniz!
* Düşününki varoluşun ebedi kum saati defalarca tersine , bir daha tersine çevrilip
duruyor.Her seferinde siz de , ben de , içindeki her zerrede sürekli tersine çevriliyoruz ...
Zaman ezeli;zaman sonsuza dek uzanıyorsa , olabilecek her şey , zaten daha önce olmuş
değilmidir?Şuanda geçen herşey daha önce de aynı şekilde geçmiş değilmidir?...Zamanın
hep varolduğunu , sonsuza dek geriye uzandığını düşünün..Böyle sonsuz bir zamanda ,
dünyayı oluşturan bütün olayların yeniden bir araya gelişleri,sonsuz kereler kendilerini
yinelemeleri demek olmuyor mu?
* Sanırım en yüce insanın ruhundan bazı şeyleri tahmin edebildim.O insanı -üstinsan- çözen
kimse belkide mahvolacak.Ama yine de onu gören , onun mümkün olmasına yardım
etmelidir.
* İnsana göre maymun nedir? Gülünecek birşey yada acı bir utanç...İşte üstinsana göre de insan
aynen böyle olacak ; Gülünecek birşey ya da acı bir utanç!
* Şimdiye kadar üstinsan dünyaya hiç gelmedi.En büyük ve en küçük insanı çırılçıplak gördüm.Hala
birbirlerine pek fazla benziyorlar.Hakikaten , en büyüklerini bile hala pek insanca buldum.
* İnsandaki güçlü ve ulu olan herşey insanüstü ve dışsal olarak düşünüldü.İnsan kendini çok
küçümsedi.Kendindeki iki yanı birbirinden ayrı iki alana böldü insan ; Değersiz ve güçsüz yanı ile güçlü ve şaşırtıcı yanını..İlkine insan dedi , ikincisine ise [[Tanrı]]!
* Dionizik kelimesinin manası şudur : Birliğe itilim duygusu ,kişiliğin, günlük olanın, toplumun
ötesine, geçicilik uçurumunun ötesine uzanmak: Karanlık, daha dolu, daha değişken hallere doğru,
ihtiraslı, acılı dolup taşma; hayatın topyekün karakteri olan, hep aynı kalan, aynı derecede güçlü, haz dolu olanın vecd ile onanması, hayatın en korkunç ve şüpheli niteliklerini kutsayıp iyi gören, neşe ve elemin, panteistce birlikte kabülü; çoğalmaya, verimliliğe, tekerrüre, ebedi istem; yaratmanın ve yoketmenin zorunlu birliği duygusu.
* Bu dünya başlangıcı ve sonu olmayan güçten bir canavardır.Büyüklüğün , güç büyüklüğünün çelikten sabit bir toplamıdır.O , ne daha büyür ne de daha küçülür.Kendini tüketmez.Tersine sadece değişir ama bütün olarak değişmez derecede büyüktür.
* Daha güçlü olana daha zayıf olanın hizmet etmesi ; bunun için onu iradesi ikna ederki zayıf olan üzerine hükmetsin.Sadece bu o zevkten vazgeçemez.Nasıl daha küçük olan daha büyük olana kendisini verirse , en küçük olandan zevk ve güç alması için , tıpkı bunun gibi en büyük olan da kendini kudret uğruna verir , hayatını bunun için kullanır. Bu , en büyük olanın kendini teslim etmesi , vermesi , onun riziko ve tehlikelerle ölüm için zar atmasıdır.
* Mutluluk hedef değildir.Tersine kudret duygusu hedeftir.İnsanın ve insanlığın içinde müthiş bir güç kendini deşarj etmek , yaratmak istemektedir.O, hiçbir zaman mutluluk hedefi olmayan patlamaların kesintisiz zinciridir.
* İradenin tatmini değilidir zevkin sebebi..Tersine irade ileriye gitmek ister ve kendine engel olan herşeyin üstesinden gelmeye çalışır.Zevk hissi düpedüz iradenin tatminsizliğinden ortaya çıkar.Onun rakipsiz ve dirençsiz olarak yeterli doyuma ulaşamamasıdır.
* Nihilizmin anlamı nedir? En üst değerlerin derğersizleşmesi. Hedef yok : 'Niçin'e yanıt verilebilinmiş değil.
* Bakın! Size "Üstinsan"ı öğretiyorum.Üstinsan yeryüzünün anlamıdır. İsteminiz desin ki ; Üstinsan yeryüzünün anlamı olacaktır!
* İyi olan nedir?
-Kudret hissini , kudret iradesini , insanın içindeki kudreti yükselten herşey!
Kötü olan nedir?
-Zaaftan çıkan herşey!
* Bütün hedefler yokedilmiştir.Değer biçmeler birbirlerine karşı cephe almışlardır.
*Yüreğinin sesine kulak verene [[iyi]] denilir.Ama sadece yükümüne kulak verene de iyi denilir.
*Yumuşak ve barışçıl olana iyi denilir.Ama nefsini yenen kahramana da iyi denilir.
*Kendine karşı cebir kullanmayana iyi denilir.Ama nefsini yenen kahramana da iyi denilir.
*Doğrunun kayıtsız şartsız dostuna iyi denilir.Ama saygınlığın insanına nesnelerin nurlandırıcısına da iyi denilir. *Kendi kendine itaat edene iyi denir.Lakin sofu olana da iyi denilir.
*Kibar ve soylu olana iyi denir.Ama kimseyi horgörmeyene ve kimseye yukarıdan bakmayana da iyi
denir.
*İyi huylu insana,mücadeleden kaçana iyi denir.Ama savaşçı olana da ve zaferi tutkuyla isteyene de iyi denir.
*Birşeyde ilk olmak isteyene iyi denir.Ama bir başkasından önde olmak istemeyene de iyi denir.
*Benim anlatacaklarım , önümüzdeki iki yüzyılın tarihidir.Ben neyin geleceğini , neyin olacağını
anlatacağım , "Nihilizmin Yükselişini"..Bu tarih şimdiden anlatılabilir , çünkü zorunluluğun kendisi burada harekete geçmiştir.
*Mantıksal bir çıkarsamayla , ama sezginin anında oluşan keskinliğiyle ,sanatın sürekli gelişiminin Apolloncu ve Dionysoscu bir ikiliğe bağlı olduğunu anladığımızda estetik bilimi için çok şey yapmış oluruz : Yaradılışın , bazen araya giren uzlaşmalara rağmen sürekli çatışan cinsiyet ikiliğine bağlı olması gibi...
*Benim dionizik / dionysian kavramım burada ulu bir fiil oldu.Bununla karşılaştığında bütün diğer insani faaliyetler çok zavallı ve göreli kalır.Bir Goethe , bir Shakespeare , bu muazzam ihtiras ve yükseklikte bir saniye bile nefes alamaz ve Dante , Zerdüşt'le kıyaslandığında basit bir mü'mindir...
* Sürü hayvanının zayıflığının ürettiği ahlak , decadent-in ürettiği ahlaka çok benzer.Bunlar birbirini anlar ve bir ittifak oluştururlar.Büyük decadent dinler , her zaman sürünün desteğine güvenir-.Kendi başınayken sürü insanında hiçbir hastalık yoktur.Hatta çok değerlidir.Ama yönetilmeye ihtiyaç duyduklarından dolayı , bir çobana gereksinimleri vardır.Papazlar bunu bilir.
*Hayat bir neşe pınarıdır.Lakin ayak takımıda içince tüm pınarlar zehirlenir,bozulur.Ben temiz şeyleriseverim , fakat sırıtkan suratları ve pislerin susuzluklarını görmeyi asla istemem...Onlar kutsal suyumuzu şehvetleriyle zehirlediler.Pis hayallerine zevk diyip , dilide zehirlediler...
*Ah!..En yüksek umutlarını kaybeden soylular tanıdım ben.Şimdi kara çalmaktalar tüm yüksek
umutlarına. Artık küstahça yaşıyorlar,anlık hazlar içinde , ve ertesi güne dair hedefleri yok neredeyse..."Ruh , şehvettir!" .... böyle derlerdi.Bu sırada kırıldı ruhların kanatları ; şimdi yerlerde sürünüyor ruhları ve kirletiyor kemirdiği herşeyi.. Bir zamanlar kahraman olmayı düşünüyorlardı...şehvet düşkünüler şimdi.Kahraman , artık onlar için bir kasvet ve dehşet!
Fakat sevgim ve umudumla sana yemin ederim : terk edip gitme ruhundaki kahramanı!Kutlu tut en yüksek umutları!
*İnsanların bir şeyleri var ki ,gurur duyuyorlar onunla.Ne diyorlardı , onları gururlandıran şeyin adına ? Eğitim diyorlar ; kendilerini keçi çobanlarından ayırt eden şeymiş bu!
*Aşk nedir? Yaradılış nedir? Hasret nedir? Yıldız nedir?" böyle soracaktır son insan ve kırpacaktır gözlerini. O zaman yeryüzü küçülmüş olacaktır, her şeyi küçülten son insan onun üzerinden sıçrayacaktır.Cinsi, toprak piresi gibidir, kökü kurutulamaz; son insan herkesten uzun ömürlü olandır. "Saadeti biz keşfettik"- derler son insanlar ve gözlerini kırparlar.
Onlar yaşanması güç semtleri terketmişlerdir: zira hararet lazımdır kişiye. Henüz komşu
sevilmektedir, ona sürtünülür. Zira hararet lazımdır kişiye. Hasta olmak ve kuşku duymak günah kabul edilir: sakınarak yürürler. Budaladır, buna rağmen ayakları taşa sürçen ya da insanlara takılıp tökezleyen kişi. Ara sıra bir miktar zehir: bu hoş rüyalar gördürür. Ve nihayetinde alınan fazlaca zehir, huzur içinde bir ölüm temin eder bu da. Hala çalışmaktadır kişi, zira iş eğlencelidir. Fakat dikkat edilir, eğlencenin kişiyi tüketmemesine. Artık kişi ne zenginleşir ne de züğürt kalır. Her ikisine de katlanmak güçtür. Kim hükmetmek ister ki artık? Kim artık itaat etmek ister? İkisine de katlanmak güçtür. Çobansız bir sürü! Herkes aynı şeyi ister, herkes birdir: kendini farklı hisseden, gönüllüdür tımarhaneye. "Bir zamanlar dünyanın tamamı çılgındı." -deyip en kurnazları, göz kırparlar.İnsan zekidir ve olup biten herşeyi bilir: bu nedenle iğnelemelerinin sonu yoktur. İnsanlar hır gür halindedir hala, ancak çabuk barışırlar- aksi takdirde mideleri bozulur.İnsanın, gündüz için ayrı, gece için ayrı, küçük şekerlemeleri vardır: yine de değer verirler sağlığa. "Saadeti biz keşfettik"- derler son insanlar ve göz kırparlar...
* Eğer müslümanlık , hristiyanlığı küçümsüyorsa bunu yapmakla binlerce kez haklıdır.Çünkü müslümanlık insana değer verir.
*Arzularımız o kadar şiddetlidir ki bazen birbirimizi parçalamak isteriz.Ama topluluk duygusu bizi durdurur.Lürfen not edin : işte bu , neredeyse ahlakın tanımıdır.
* Yüksek kültür dediğimiz şey , barbarlığın-gaddarlığın ruhsallaştırılmasına ve yoğunlaştırılmasına dayanır.Benim önermem şudur : "vahşi hayvan hiçbir zaman dinlenmeye çekilmemiştir. , o hala yaşamaktadır , büyümektedir , o sadece
Tanrı'laşmıştır.
* Papalığın ... hiçbir zaman Hristiyan siyasetini uygulayacak bir durumu olmadı ; dini reformcular siyasetle uğraştıkları zaman , örneğin Luther gibi , bunların herhangi bir ahlakdışı (immoralist) veya tiran gibi Machiavellici oldukları görülür.
*Bence hayatın kendisi gelişme içgüdüsü , idame içgüdüsü , güçlerin
biriktirlmesi içgüdüsüdür : Güce yönelmenin olmadığı yerde çöküş vardır.İddaam şudur ki,insanlığın yüce değerlerinde işte bu yöntem esiktir ; en kutsal isimler altında hüküm süren değerler , çöküş değerleri , nihilist değerlerdir.
*Sahip olmak ve daha çoğuna sahip olmayı istemek ,tek kelimeyle büyümektir. Bu hayatın kendisidir.
*Sosyalizm ; sona erdiği düşünülen en cüz'ilerin ve budalaların , yani yüzeysel insanların bir baskısı ve kıskançların , dörtte üç sahte oyuncuların , gerçekte "modern ideleri"nin mantıksal bir sonucudur.Onların , gizli anarşizmlerinin doğurduğu bir durumdur...
*Sosyalistlerin üslubu , umudları ve hayalleri ,zararsız koyun mutluluğunun bir ifadesidir.
*Sosyalizm öğretisinde , hayatın çok kötü bir şekilde olumsuzlanması , kötü bir şekilde gizlidir.Böyle bir düşünceyi nihai olarak düşünenler , kusurlu doğmuş insanlar yada ırklar olmalıdır.
* Türler gittikçe daha çok yetkinleşmezler ; güçsüz her seferinde güçlüye egemen olur.Çünkü
çoğunluktadır ve daha akıllıdır.
*İnsanın ve insanlığın tarihi bilinmez olarak seyreder.Ama ideal hayaller ve onların tarihi , bize gelişmenin kendi gibi görünmektedir.
*Bizi farklı kılan şey , tarihte , doğada veya doğanın arkasında hiçbir Tanrı'yı tanımamamız
değildir.Bizi farklı kılan , Tanrı diye hürmet edileni Tanrı'ya benzer bulmamamızdır.
*Tanrı kavramından en yüksek iyiliği uzaklaştıralım- O , bir Tanrı'ya layık olmayandır.Biz bu
kavramdan en yüksek bilgeliği de uzaklaştıralım-Bu , Tanrı kavramından , Tanrı'dan bir bilgelik
ucubesinin ürünü olan bu akıllılığa sebep olarak filozofların kendini beğenmişliğidir. O , onlara mümkün mertebe eşit görünmelidir. Hayır! Tanrı , en yüksek kudrettir.Bu yeter! O'ndan herşey ortaya çıkar,O'ndan dünya ortaya çıkar.
*Biz , tekrar ahlaktan arıtılmış olan dünyada yaşamaya cesaret eden az ve çok sayıdakiler ; Biz
putperestler! İnanca göre ; Olasıdır ki biz , pagan inancın ne olduğunu ilk kavrayanlarız.İnsanın kendisi için daha yüksek varlıklar tasarlaması , lakin O'nu iyinin ve kötünün öte yanında görmesi sözkonusudur.Her yüksek olmanın , ahlaksız olarak takdir etmek mecburiyetinde kalınması sözkonusudur.Biz , "Olimpus"a inanırız! Çarmıha gerilene değil!
* Tipik dindar bir insanın decadence nin bir şekli olup olmadığını belirlemek için ( bütün yenilikçiler kasvetli ve saralıdır) iki tip ; Dionysos ve Çarmıha gerilen ; ama biz burda bir başka tür dindar insanı ihmal etmiyormuyuz? Yani paganı..Pagan mezhebi , hayata şükretme ve onu tasdikin bir şekli değil mi? Bunun en yüksek temsilsici hayatın savunulması ve tasdiki değil mi? Sağlam yaratılmış tür ve vecd ile taşan ruh! Bu ruh türü ki , varoluşun tezatlı ve şüpheli vechelerini kendine alıp kurtarır.İşte burada yunanlıların Dionysos'u nu ortaya koyuyorum : Hayatın dindarca tasdiki...Çarmıha gerilene karşı Dionysos'u!
* Av ve zafer için tutkuyla donanan görkemli yırtıcı hayvan , sarışın canavar görmezlikten gelinemez. Bu gizli temel , zaman zaman patlar , hayvan tekrar vahşete döner. Romalı , Arap , Alman , Japon soyluluğu , Homeros'un kahramanları , İskandinav Vikingleri ... tümü de bu gereksinimi paylaşıyorlardı.Nereye gitseler arkalarında "barbar" kavramını bırakan bu soylu ırklar , en yüksek kültürlerinde bile , bunun bilinçliliğini gösteriyor , gururunu taşıyorlardı.
* Sizin kökeniniz , nereden geldiğiniz değildir.Bundan sonra onurunuzu oluşturan , tersine nereye gittiğinizdir.
* Şövalyece / Aristokratik değer yargıları güçlü bir fiziği , serpilen , dopldolu bir sağlığı gerektirir. Bunları koruyup devam ettirebilmek için de savaşı , macerayı , avcılığı , dansı , harp oyunlarını , yani genel olarak dinç , özgür , neşe dolu faaliyetler gerektirir.
* Sosyalistler , anarşistler , nihilistler varlıklarını başka birini suçlayabilecekleri birşeyde buldukları nispette , Hristiyanlığa yakındırlar.Zira , Hristiyan da kendi hastalığından , marazlı bünyesinden birini sorumlu tutarak buna daha iyi tahammül edeceğine inanır.İntikam ve kin içgüdüsü her iki durumda da tahammül vesilesi , varlığı koruma içgüdüsü olarak görünüyor.
*İnançlar hakikat düşmanları olarak, yalanlardan daha tehlikelidir.
*Hoşlanmadığımız bir düşünceyi öne sürdüğü zaman bir düşünürü daha sert eleştiririz. Oysa, bizi pohpohladığında onu daha sert eleştirmek uygun olacaktır.
*Sahip olunması zorunlu tek şey var: Ya yaradılıştan ince bir ruhtur bu, ya da bilim ve sanatlar tarafından inceltilmiş bir ruh...
*Bir kez yürünmüş bir yola düşenlerin sayısı çoktur, hedefe ulaşan az ..
*Küçücük bağışlarla büyük mutluluklar kazanmak büyüklüğün bir ayrıcalığıdır.