Cenap Şahabettin: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
9. satır:
}}
 
 
*Kartalın beğenmediğini kargalar kapışır.
 
*Seçkinler beğendikçe alkışlar, halk ise alkışladıkça beğenir.
*Yüksek makamlar yüksek tepeler gibidir, koşarak çıkanlar nefes darlığı hisseder.
*Hakiki büyük adamlar güzel ağaçlara benzer. Dallarında yuvalar kurulur, gölgesinde yorgunlar dinlenir, çiçeklerine sürünenler güzel koku alırlar, meyvesiyle açlar doyar ve yaprakları arasından dökülen güneş damlaları toprağa hayat verir. Hiç kimseye ve hiçbir şeye zararı dokunmaz.
*Kavak ağacını beğenen ve seven pek az kişi gördüm, çünkü dosdoğrudur.
*Ağaçların, çiçekler gözü, kuşlar dilidir.
*Alnını ne kadar dik tutarsan yere o kadar sağlam basarsın.
*Kadınların ağzı işlemezse dili, ağzı ve dili işlemezse gönlü işler.
*Arapça ve Farsçayı atarsak esrârengiz şiir olmaz.
*Hayat merdivenlerini çıkarken insanlara iyi davranalım. Çünkü inerken yine aynı insanlara rastlayacağız.
*Başkası düştü mü, "çürük tahtaya basmasaydı" deriz, kendimiz düşünce, tahtanın çürük olmasından şikâyet ederiz.
*Doğruyu söylemek değil, anlatmak güçtür!
*Eskimiş fikirler paslanmış çivilere benzer, söküp atmak çok güçtür.
*En çok bolluk getiren yağmur, alın teridir.
*Kadın olsun, kitap olsun cildine aldanmayıp içindekilere bakılmalıdır.
*En çok gürültü boş tenekelerden çıkar.
*Köpeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.
*Gölgede duran güneşi göremez.
*İnsan için en büyük kuvvet, kendisini olduğu gibi görebilmektir.
*Hepimiz ölümün nişanlısıyız.
*Gariptir, yükü çeken manda ses çıkarmaz da kağnı inler.
*Gerçekleri güneşe benzetirler, doğrudur. Gözlerimizi yaralar gerekçesi ile çoğu kez bakamayız.
*Yüksek fikirler, yüksek dağlara benzer, alışık olmayanları ürkütür.
*Gölgede duran güneşi göremez.
*Meşe gölgesinde filizlenen yosunlar, çok kez kendilerini meşe fidanı sanırlar.<sup>[[Vikisöz:Günün sözü/arşiv|Günün sözü 23 Ocak 2006]]</sup>
*Doğruyu söylemek değil, anlatmak güçtür!
*Gündüz karanlığına hazırlanmayan, gece karanlığına razı demektir!
*Hakiki büyük adamlar güzel ağaçlara benzer. Dallarında yuvalar kurulur, gölgesinde yorgunlar dinlenir, çiçeklerine sürünenler güzel koku alırlar, meyvesiyle açlar doyar ve yaprakları arasından dökülen güneş damlaları toprağa hayat verir. Hiç kimseye ve hiçbir şeye zararı dokunmaz.
*Başkası düştü mü, "çürük tahtaya basmasaydı" deriz, kendimiz düşünce, tahtanın çürük olmasından şikâyet ederiz.
*Hayat merdivenlerini çıkarken insanlara iyi davranalım. Çünkü inerken yine aynı insanlara rastlayacağız.
*Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir. Önemli olan nereye gelmiş olduğunuzdan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir.
*Hepimiz ölümün nişanlısıyız.
*Ya bir yol bulacaksınız, ya bir yol yapacaksınız, ya da yoldan çekileceksiniz.
*İnsan için en büyük kuvvet, kendisini olduğu gibi görebilmektir.
*Arapça ve Farsçayı atarsak esrârengiz şiir olmaz.
*En çok gürültü boş tenekelerden çıkar.
*İnsan, sevdiğinden korkar, fakat korktuğunu sevemez.
*Kadınların ağzı işlemezse dili, ağzı ve dili işlemezse gönlü işler.
*Alnını ne kadar dik tutarsan yere o kadar sağlam basarsın.
*Kadın olsun, kitap olsun cildine aldanmayıp içindekilere bakılmalıdır.
*Kartalın beğenmediğini kargalar kapışır.
*Kavak ağacını beğenen ve seven pek az kişi gördüm, çünkü dosdoğrudur.
*Köpeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.
*Meşe gölgesinde filizlenen yosunlar, çok kez kendilerini meşe fidanı sanırlar.<sup>[[Vikisöz:Günün sözü/arşiv|Günün sözü 23 Ocak 2006]]</sup>
*Menfaat sandalye gibidir, ayağının altına alırsan yükselirsin, başının üstüne alırsan ezilirsin.
*Seçkinler beğendikçe alkışlar, halk ise alkışladıkça beğenir.
*Gerçekleri güneşe benzetirler, doğrudur. Gözlerimizi yaralar gerekçesi ile çoğu kez bakamayız.
*Yalanı söküp atmadan hakikati dikmeye kalkışma; tutmaz.
*Ya bir yol bulacaksınız, ya bir yol yapacaksınız, ya da yoldan çekileceksiniz.
*En çok bolluk getiren yağmur, alın teridir.
*Yüksek fikirler, yüksek dağlara benzer, alışık olmayanları ürkütür.
*Yüksek makamlar yüksek tepeler gibidir, koşarak çıkanlar nefes darlığı hisseder.
*Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir. Önemli olan nereye gelmiş olduğunuzdan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir.
 
{{Vikiler|