Hikmet Kıvılcımlı: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Hikmet Kıvılcımlı
Hikmet Kıvılcımlı
11. satır:
 
*Ben, insanın hayvan yerine konmasına karşı çıktığım için sosyalist oldum.
 
 
*Anarşi yok büyük derleniş!
 
 
*Parti kurmak turşu kurmaya benzemez.
 
 
* Vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense, ölmek daha iyidir.
 
 
* Tarafsızlık bizim harcımız değil. İşçi çocuğuyuz. Olduk olası: başta işçi sınıfımızdan yana düşünüp davranmayı öğrendik. İnsanoğlunun ancak ve yalnız İşçi Sınıfı yanından gerçek insan olacağına inanıyoruz. O noktada en ufak ikircilik geçirenler, "Stalin" olsalar, bizi bağlayamamışlardır ve bağlayamazlar.
 
 
* İnsanın her davranışı ve düşüncesi: toplum içinde, toplumla birlikte, toplum için ve toplum olarak yaşamaktır.
olarak yaşamaktır.
 
 
*İnsanlığın önünde iki rahmetten biri var: ya bilesiye, tüm bilinçli, kıyasıya, öldüresiye ve ölesiye Milli Kurtuluş Savaşı göze alınır yahut sürünesiye, sömürülesiye, çürüyesiye, geberesiye, kullaşılır, köleleşilir. Ya Kurtuluş Savaşı ya da en soysuzca Köleleşmenin Mezar Taşı
 
 
*Bezirgan partiler, okudukları edebiyat mavallarında ne denli Milliyetçi ve Vatanperver, Yurtsever görünürlerse yaptıkları batakçı vurgun pratiklerinde o denli çok ve utanmazca Milleti, Vatanı, Yurdu, İnsanı hiçe sayıyorlar. Bu durumlarıyla hepsi anayasa dışına fırlamış, gayrimeşru oyunbazlardır. Türkiye halkına ve yurduna "bu hayasızca akın" dan kurtuluş yolunu ister istemez Türkiye İşçi Sınıfı'nın siyasi partisinden başkası gösteremez ve açamaz.
 
 
*Tarihin yörüngesi, en ufak ikircikliğe yer bırakmayacak ölçüde işçi sınıfı'nın yörüngesine girmiştir. Ne denli parlak göktaşı görünmek tutkunluğu içinde bulunursa bulunsunlar, eğer uzayın sağır boşluklarında yitmek istemiyorlarsa, bütün Devrimci yıldızlar, Tarihin ve İşçi sınıfının yörüngesi içine akmalıdır. Bu yörünge Proletarya Partisidir.
 
 
*Görev başında ömür merdiveninin son basamaklarına geldik. Kimsenin kara yahut mavi yahut yeşil, elâ gözü için yaşamadık. Kimseden proletarya doğruluğu ve yoldaşlığı dışında hiçbir şey beklemedik. Kimsenin de bizden başka şey istemesine göz yummadık. Görev yapıyorduk, muhallebi değil. Görev yapmada çok iyi biliyoruz; vurmak ta vardır, vurulmakta. Hepsi vız gelir ve de gelmelidir.
Satır 32 ⟶ 42:
 
*"Sıffiyn" savaşında, namuslu ve yiğit müslüman saflarını bozmak için Tefeci-Bezirgân Muaviye askerlerinin mızrakları ucuna Kuran'ı takarak, herkesten koyu "Müslüman" olduklarını göstermek istedikleri gibi; "sosyalizm" demagokları da Marks'ın Kapital'ini ve başka "kutsal kitapları" kalkan gibi kullanacaklardır. "Toplum Polisi"nin kalkanları ne ise, onlarınki de odur. Nitekim Toplum Polisi ne denli "toplumcu" ise, demagoklar da o tür "sosyalist"tirler
 
 
*Müslümanlık, gerçekten devrimci her sosyal doktrin gibi, sosyalizme dek varır. Hz. Muhammed’in temsil ettiği ilk İslamlık ve şeriat, değil fethedilen toprakları, taşınır ganimetleri bile Müslümanlar arasında ortaklaşa benimsemek ilkesine dayandırır. Ganimeti olduğu gibi Tanrıya adar, yani ortak Müslüman mülkü yapar.
 
 
*Yeryüzünde en çok tartışılan bir sözcük varsa, o da sosyalizmdir. Denilebilir ki, toplumda kaç türlü sosyal sınıf, zümre ve tabaka varsa, en az o kez çok sosyalizm anlayışı vardır. Dünyada sosyalizmi bin yıl kökünden kazımıya and içmiş Alman faşizmi bile, kendisine NAZİ, yâni NASYONAL-SOSYALİST adını taktı. Başka türlü tutunamıyacağını biliyordu.Sosyalizm, modern toplumda o denli ağır basan bir gerçekliktir. "Zemâne alâmeti" olduğu için, hemen herkes ve her akım, az çok "SOSYALİST" kılığına girmedikçe ortaya çıkamıyor. Öyle olduğu için de, her "sosyalistim" diyene sorulmalıdır: "- Sen hangi sınıfın, hangi küme insanın, ne çeşit sosyalistisin?" Bunu herkes, önce kendi kendisine, sonra öteki "sosyalistim" diyenlere açıkça soramıyorsa, ya sosyalizmin ne olduğunu bilmiyor, yahut bilmek istemiyordur.
 
 
*"Türkiye proletaryası, kardeş Kürdistan proletaryasıyla el ele verip, gerek anadolu'nun soyulan soğana çevrilen emekçi Türk köylülerini ve gerekse ezilen Kürdistan köylülüğünü Sovyetler devrimi şiarıyla insanlığın ilk ve son defa gördüğü büyüklükteki o yaman devrim kıyametine kavuşturduğu gün, anadolu ve Kürdistan Sovyetler devrimi, bugünkü Kemalist Türkiye'nin binbir çelişkiyle kemirilen "ulusal" birliğinden nitelikçe bambaşka, nicelikçe uçsuz bucaksız oranda müthiş, aşılmaz ve yenilmez bir antiemperyalist kale olacaktır.Kürt Proleteryası, Türk Proleteryasının kardeş yardımı ile ve keskin Bolşevik sınıf mücadelesi yöntemleriyle harekete geçecek; Kürdistan'da başlayan Demokratik Burjuva Devrimine proleter damgasını vuracak; Sömürge kurtuluşunu Toplumsal kurtuluşa ve Sosyalizme doğru, Asgari Program'dan başlayarak geliştirecektir"
 
 
*Hangi ülkede hangi çocuğun kaç lokma ekmek yiyeceğine, servet sahiplerinin bir araya geldikleri kahvaltılarda ve yemeklerde karar verilir