Türkçe atasözleri/U: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
9. satır:
* Ulular köprü olsa basıp geçme.{{VS|Ulular köprü olsa basıp geçme}}
* Ulularla havuç ekenin yoğunu götüne gider.{{VS|Ulularla havuç ekenin yoğunu götüne gider}}
* '''Ulumasını bilmeyen köpek, ağıla kurt düşürür''' (Kütahya-Simav-Ortaca köyünden 1962’li Mevlüt Bol’dan naklen Said Dağdaş, 10.2.2010)! Yerinde konuşmasını bilmeyen kişi, faydadan çok zarar verir anlamında. “Kaş yapayım derken göz çıkarmak„ deyimi de yakın anlamdadır.
* Ummadığın taş baş yarar.{{VS|Ummadığın taş baş yarar}}
* Umut, fakirin ekmeğidir.{{VS|Umut, fakirin ekmeğidir}}
* Umut fakirin ekmeğidir.{{VS|Umut fakirin ekmeğidir}}
* '''Umut kalacağına, emek kalsın!''' (F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş)
* Una dökülen yağın zararı yok.{{VS|Una dökülen yağın zararı yok}}
* Ununu elemiş eleğini duvara asmış.{{VS|Ununu elemiş eleğini duvara asmış}}
23. satır:
* Uzak yerin salığını kervan getirir.{{VS|Uzak yerin salığını kervan getirir}}
* Uzaktan davulun sesi hoş gelir.{{VS|Uzaktan davulun sesi hoş gelir}}
* Ucuna bak bezini al, anasına bak kızını al.
* Ucuzdur vardır bir illeti, pahalıdır vardır bir hikmeti.
* Ulu sözü dinlemeyen uluya kalır.
* Ulular köprü olsa basıp geçme.
* Ummadığın taş baş yarar.
*Umut fakirin ekmeğidir.
* '''Unu yok, ünü var (Ünü var, unu yok !)''' "Adı batasıca. Ünü var, unu yok!" (Elif Erçelik'den naklen Said Dağdaş, Dodurgalı, 26.07.2003). Sadece adı var, ama adına uygun iş görmez anlamında...
* '''Urbası yaldırar, karnı gıldırar''' (Ganime Ay'dan naklen Said Dağdaş, 1955’li, Acıpayam-Dodurgalı ve Corum'lu, Eylül 1983)!
*Ustanın çekici bin altın.
* '''Ustayı konuşturan, malzemesidir!''' (Meydancık, Şavşat-ARTVİN'li, 1966’lı Yavuz AYDEMİR'den naklen Said Dağdaş,25 Mart 2006). Dilimizde “Alet işler el övünür, talih işler kul övünür“ diye bir söz var. Bu sözün alet bahsinde tuttuğu yer günümüzde alabildiğine genişliyor (Mustafa Kutlu, 3.5.2006, Yeni Şafak, s. 15).
* '''Usul usul gezer, yerin damarını büzer''' (Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, Denizli, Ağustos 1985)! Sine sine gezer, sineği boynundan üzer (ezer) (Ordu-Aybastı-Pelitözü Kasabasından, 1945'li Emine Ufuk'dan naklen Said Dağdaş, Leverkusen, 1.11.2008)! atasözü ile eş anlamlı...
* Uşağı işe koş, sendesen de ardına düş.
* '''Uyku kırk kantar! Uyudukça artar!..''' (Mehmed Zahid Kotku’dan nakleden Esad Coşan’dan naklennakleden 1955 doğumlu Dodurgalı Ganime Ay'dan naklen Said Dağdaş, 26.07.2009). Uykunun ağırlığına aldanmamak gerektiğini hatırlatan bir atasözü. “Mide kırk ambar yedikçe yutar, uyku kırk kantar uyudukça artar” şeklinde de bir değişik kullanımı da yaygındır (Acıpayam-Dodurgalı Said Dağdaş).
* Uyku ölümün kardeşidir.
* Uyuyan yılanın kuyruğuna basılmaz.
* Uzaktan davulun sesi hoş gelir.
* '''Uyur ardında uyanık çoktur''' (F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, Eylül 1985)!
* Uyuz çepişin kendi gittiğine yanmam,başında götürdüğü çilbirine yanarım(Burdur-Gölhisar)!
* '''Uzayan dal bizden olsun!''' (Ankara-Kalecik'li Yusuf Sılay'dan naklen Said Dağdaş, 1996): Başarıya ulaşan; yakınlarımızdan, milletimizden olsun anlamında. Bu atasözü, bazı yörelerde “Uzayan kol bizden olsun!” şeklinde de kullanılmaktadır. “Uzayan kol bizden Senirkent’ten Senirkentli’den olsun” (Bal, 2010, s. 2'den naklen Said Dağdaş). Ancak kol uzamaz, dal uzar. Mecazi anlamda da olsa, atasözünü “dal” ismi ile birlikte kullanmak daha uygun görünmektedir.
* Uz duran çok yaşar
[[Kategori:Türkçe atasözleri]]