Kaybedenler Kulübü: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Seyit12 (mesaj | katkılar)
kDeğişiklik özeti yok
Seyit12 (mesaj | katkılar)
kDeğişiklik özeti yok
2. satır:
 
* Kaybedecek bir şeyinin kalmaması, özgürlük galiba. Ama bunu kim elde edebilir, kim başarabilir, onu bilmiyorum.
 
* Zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok.
 
* Rutine dönüşen her şey sıkıcıdır aslında. Ya bu yüzden komşunun çimeni bahçesindeki çimen bize hep daha yeşil gelir, her zaman.
Satır 7 ⟶ 9:
* Aşık olmak anlık bir şey. Birden her şeyin çok parlak göründüğü, birden en pastel renklerin bile ısınmaya başladığı, birden tüm yemeklerin, çok daha lezzetli olduğu bir an bu.
 
* -- Eski sevgilimi hatırladım ya.. <br />
-- Hangisini? <br />
-- Ya işte onu hatırlayamadım..d <br />
--Hiç birisinin sana sahip olduğunu düşündüğün oluyor mu ya da bir şeyin? <br />
-- Evet evet farkettim bunu. Her farkettiğimde de gitmek istedim. Bazı insanlar aile kurmaya önem verirler, yani buna değer verirler; bazılarıysa başka birtakım şeylere değer verirler, bunlara değer verirken niye değer verdiğini düşünmez birey, toplumun içinde erimiş olan birey. Toplum koleje girmeyi bir değer olarak sunduğu için artık o kişiliğini yok sayma halidir, koleje girmek için yarışır, üniversiteye girmek için yarışır, iyi bir işe girmek için yarışır, güzel bir kadınla evlenmek için yarışır... Devamlı bir yarış ve kazanma zorunluluğu... <br />
-- Aslında kazanmak nedir ki? En büyük zaferi kazandığında bir Antonious olduğunu düşün; Paris'e geldiğini ve o takın altında olduğunu ve bütün insanların senin altında olduğunu düşün ve gücün en üstünde olduğunu... Yalnız kaldığın o anda "n'oldu be, şimdi n'olacak?" diyorsan kaybedensin sen, kaybetmişsin. Yani o anda en büyük zaferin içinde kaybetmişsin. <br />
-- Peki bunun farkında olmak; yaşlı bir kızılderilinin dediği gibi, "hayatın bize sunamadıklarını mı sunar" yoksa bir radyo dinleyicisinin dediği gibi "sanat diğer tüm şeyler gibi seks için midir?". Yaşlı bir kızılderili ne kadar yanılabilir? <br />
-- Bazen yanılabilir <br />
-- Bazen susar <br />
-- Bazen konuşmak ister <br />
-- Bazen dinlemek ister <br />
-- Bazen yalnız kalmak ister <br />
-- Bazen arkadaş ister <br />
-- Bazen gitmek ister <br />
-- Gider bazen <br />
-- Bazen gidemez <br />
-- Bazen hiç gidememekten korkar <br />
-- Bazıları sonsuz neşeye doğar <br />
-- Bazıları sonsuz geceye <br />
-- Bazen ölürsün <br />
-- Bazen ölemezsin, bazen bütün koşullar uygunken bile ölemezsin <br />
-- Bazen kendinden uzaklaşmak ister insan <br />
-- Bazen gidersin, sırf dönebilmek için <br />
-- Bazen ağlarsın bayağı. <br />
-- Bazen ağlayamıyorsun bayağı bayağı... Bazen içiyorsun, bazen çok ama çok fazla içmek istiyorsun da bazen sen zaten içmeye gidiyorsun; bazen Acıbadem'den bir taksiye biniyorsun "Kadıköy'e" diyorsun; bazen yüzüne bile bakmıyor. <br />
-- Bazen bir kadın geliyor, oturuyor karşına ve ağlıyor <br />
-- Kadınlar hep ağlıyor <br />
-- Bazen bir kadın sana, "en çok korktuğum şey bir kadının gözyaşıdır" diyor kendi adına, "eğer çok sevdiysen" diyor, "eğer çok sevdiysen", oysa bilmiyo ki sevmek de bir ana ait.<br />
-- Her şeyin başı su. <br />
-- Felsefe'nin de. <br />
 
Bazen susarsın.<br />
hiç olmadığı kadar çok susarsın, <br />
o kadar çok konuşan insana inat, <br />
ufak bir tebessümdür konuştuğun. <br />
gülmek değildir, <br />
acının dudaklar da bulduğu şekildir. <br />
evet bazen susarsın çünkü farkındasındır. <br />
 
* İnsan karar vererek aşık olmaz. Sadece bir bakar, olmuş.