Andrey Tarkovski

Rus film yönetmeni (1932-1986)
Andrey Tarkovski
Doğum tarihi 4 Nisan 1932
Doğum yeri Zavrazhye
Ölüm tarihi 29 Aralık 1986, 28 Aralık 1986
Ölüm yeri Paris
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Sözleri

  • Bir gün geçirdik. Diyelim ki o gün başımızdan çok önemli ve anlamlı şeyler geçti. Bir filmin çıkış noktası olabilecek, bir fikir çatışmasını canlandırmaya yetecek tohumları içinde barındıran şeyler... Peki, böyle bir gün aklımızda nasıl yer etmiştir?
("Mühürlenmiş Zaman")
  • Güzel, gerçeğin peşinde koşmayanlardan kendini gizler.
("Mühürlenmiş Zaman")
  • Modern sanatın seçtiği yol yanlıştır, çünkü hayatın anlamını arama adına salt kendini onaylama peşinde koşmaktadır. Bu yüzden bu yaratıcı uğraş, kendi bireyci eylemlerinin bir kerelik değerini haklı göstermeye çalışan eksantrik kişilerin garip bir çabasına dönüşmüştür. Ne var ki, bireyin kendini sanatta kanıtlaması imkânsızdır, çünkü sanat daha farklı, genel ve yüksek bir düşünceye hizmet eder. Sanatçı, kendisine neredeyse mucize sonucu bahşedilmiş sayabileceğimiz yeteneğinin bedelini ödemek zorunda olan bir hizmetkârdır. Günümüz insanı hiçbir şey feda etmeye yanaşmıyor; oysa gerçek bireyselliğe varmanın tek yolu özveriden geçer. Ne yazık ki, bu gerçeği giderek unutuyoruz, dolayısıyla insan olma duygusu da yitip gidiyor.
("Mühürlenmiş Zaman")
  • Şair, bir çocuğun hayal gücüne ve ruhsal yapısına sahip bir insandır. Hangi dünya görüşünü savunursa savunsun, dünyadan edindiği izlenim dolaysızdır; yani, sanatçı dünyayı "tanımlamaz", dünya onundur.
("Mühürlenmiş Zaman")
  • Koca bir evreni içinde taşıyan insan, işte benim tek ilgi odağım.
("Mühürlenmiş Zaman")
  • Sanat yaratma kapasitesidir. Yaratıcının aynadaki yansısıdır. Biz sanatçılar bu jesti tekrarlamaktan, taklit etmekten başka bir şey yapmıyoruz. Sanat, yaratana benzediğimiz belirli bir andır. Bu yüzden yaratandan bağımsız bir sanata asla inanmadım. Tanrısız bir sanata inanmıyorum. Sanatın anlamı yakarmadır. Bu benim yakarışım. Eğer bu dua, bu yakarış, benim filmlerim insanları Tanrı’ya yöneltebilirse ne mutlu bana. Yaşamım esas anlamını bulacak: Hizmet etmek. Ama bunu asla başkalarına empoze etmeye kalkışmayacağım. Hizmet etmek fethetmek demek değildir.
("Les mardis du Cinema")
  • Yaratıcıdan bağımsız bir sanata hiçbir zaman inanmadım. Sanatın anlamı yakarışın ta kendisidir. Yapıt ise duadır.
  • Dünya mükemmel olmadığı için sanat vardır.
  • Doğu, ebedi gerçeğe daha yakındı. Ama Batı uygarlığı maddi hayat beklentilerini karşılayarak Doğu'yu yutuverdi. Bunu anlamak için Doğu müziğiyle Batı müziğini karşılaştırmak yeter de artar bile. Batı, "İşte, ben buyum!" diye bağırıyor." Bana bakın,! Dinleyin! Ben ben, ben.. Oysa Doğu kendi hakkında tek kelime etmez.
  • Şiir benim açımdan bir dünya görüşü, hakikatle olan ilişkimin özel bir biçimidir. Bu açıdan bakıldığında, şiir, insanlara hayatı boyunca eşlik eden bir felsefedir.
("Mühürlenmiş Zaman")

Diğer

  • Aynı nehre iki kez giremeyiz.
  • Sabah akşamdan daha akıllıdır.   
  • Acının kaynağı memnuniyetsizliktir.       
  • Güneş hâlâ ısıtıyor. Ama artık yetmiyor.  
  • Hiç kimseye bağımlı olmak istemiyoruz.  
  • Neysen osun, olmadığın şeyi olamazsın.  
  • Dahi ile hain hiçbir koşulda uyuşamazlar.   
  • Bin kez okunan bir kitap, bin ayrı kitaptır.    
  • Dinleme ve anlama yeteneği çok değerlidir.    
  • Sanat, kimsenin onu farketmediği yerdedir.  
  • Dünya mükemmel olmadığı için sanat vardır.   
  • Büyük şeyler sona erer, küçük şeyler baki kalır.   
  • Dinleme ve anlama yeteneği yüce meziyetlerdir.   
  • Anılar bizi saldırılara açık, acı çekmeye hazır kılar.   
  • Mutluluk yoksa da Huzur ve özgürlük var dünyada!  
  • Yalnız olmaya dayanamayan insan ölümle yüz yüzedir.
  • Evren, gerçeğin peşinde koşmayanlardan kendini gizler.  
  • Biz sanatçılar taklit etmekten başka bir şey yapmıyoruz.  
  • İnsanlar bin yıldır mutluluğun peşinde, fakat mutlu değil.   
  • Çocuklara aşılanacak en önemli şeyler, erdem ve onurdur.  
  • Utanmak, insanlığı kurtaracak düzeyde güçlü bir duygudur.  
  • Zaman, insana verilmiş hem tatlı hem de acı bir armağandır.    
  • Sanat daha farklı, genel ve yüksek bir düşünceye hizmet eder.   
  • İçinde koca bir evreni taşıyan insan, işte benim tek ilgi odağım.   
  • Bu çok boyutlu dünyada biz tek bir boyuta mahkûm edilmişiz.  
  • Dürüst insanlar hiç zengin olamazlar, zengin insanlar da dürüst.  
  • Dünyanın gidişatından kaygılanan karakterlere ilgi duyuyorum.   
  • Kimse doğal olarak kötü olmadığı gibi, kötülüğün de doğası yok.   
  • İnsanlar çok derindeki duyguları hakkında konuşmak istemezler.    
  • Hayat çok kısa; alçakların ayakları altında sürünerek geçirilmemeli.    
  • Bilimdeki anlamayla sanattaki anlama birbirinden tümüyle farklıdır.  
  • Her insan ancak kendi kendini kurtarmak istediği zaman kurtarılabilir.  
  • Kaç aydır yaşamıyorum; sadece bekliyorum, bekliyorum, bekliyorum.  
  • Ve eğer mutsuzkuklarımız olmasaydı, daha iyi durumda olmayacaktık.   
  • Bir damla, bir damla daha iki damla etmez, daha büyük bir damla eder.   
  • İnsanın başka insanlara acı vermeden yaşayabilmesi için bir ideali olmalı.   
  • İlkelerine bir kez olsun ihanet eden insan, hayat ile olan saf ilişkisini yitirir.  
  • Kendi benliğinin mükemmelliğini arzulamayan hiçbir insan değerli değildir.     
  • İyi bir kitabı okumak, onu yazmak denli zordur," derken Goethe çok haklıydı.    
  • Yalnız hissetmemek uğruna birlikte olma arzusu, bence çok talihsiz bir durum.  
  • Sırtlarını bize dayayarak bunun bedelini tamamen masum çocuklara ödetiyorlar.   
  • Bütün zaman boyunca sanki yaşadığım hayat gerçek değildi de bir tür bekleyişti.   
  • Kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi, yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin.   
  • İkiyüzlü bir şekilde dolanıp herkesi mutlu etmeye çalışmanız midemi bulandırıyor.   
  • Bir kez olsun aynı şeyleri hissetmeyi başarabilen iki insan birbirini hep anlayacaktır.  
  • Estetik ölçütlerimizi mükemmelleştirmemiz için hayat bize eşit imkânlar sunmuyor.    
  • Bence insanın şöyle bir prensibi olmalı: “Asla geri döndüremeyeceğin hiçbir şey yapma.     
  • İnsanlar sosyalleşiyorlar, ama karşılıklı, samimi bir ilgi yok; dolaylı bir yolla karşılaşıyorlar.   
  • Yaşamlarımız hep yanlış. Bir bireyin topluma ihtiyacı yoktur, bireye ihtiyacı olan toplumdur.  
  • Dünyada ne kadar kötülük varsa, güzellik yaratmak için de o kadar sebebimiz var demektir.    
  • Haberlere boğuluyoruz, oysa hayatımızı değiştirebilecek en önemli mesajlar ulaşmıyor bize.     
  • İnsanın asıl sorunu, anlama dairdir. Hayatın anlamının bilgisine sahip olarak yaşamıyoruz oysa.   
  • Bana öyle geliyor ki, en dehşetli, en uzlaşmaz mücadele, insanın kendi kendisiyle mücadelesidir.   
  • Bir insan, kendi benliği özgür değilse, bütün dünyanın bağımsız olmasından ne fayda sağlayabilir?  
  • Yaşamak yalnızca karnın doyurulmasından, maddi gereksinimlerin karşılanmasından ibaret değildir.    
  • Bir insanın yaşamak için çok fazla şeye gereksinimi yok. Önemli ve güzel olan, çalışırken özgür olmak.   
  • Özgürlük demek haysiyete saygı gösterebilmek demektir, hem kendi içinde hem de başkaları içindeki haysiyete.  
  • Kötülük ne kadar artarsa güzeli yaratma nedeni de bir o kadar artacak. Şüphesiz daha güç olacak, ama daha da gerekli.  
  • Benim kurduğum dünya kimilerine ilginç gelirken, kimilerinin zerre ilgisini çekmediği gibi, hatta üstelik sinirlendirebiliyor.  
  • Hiçbir şey yapmadan bu dünyadan göçüp gitmek o kadar kolay ki! Ve benim de yapmak istediğim o kadar çok şey var ki.  
  • Kendi kendilerine kaldıklarında sıkılan insanlar bana, kendilerine verdikleri değer açısından bir tehlikenin içindeler gibi gelir.   
  • Bilgilenmede felsefe, eylemde erdem; bilge adamlara göre bunlar her kesimden gelen insanlar için yararlı olan yegâne şeydir.  
  • Birey olmadıktan sonra toplum bir insan fabrikasıdır ve burada bol bol ”biz” üretilip, ”hepimiz” içinde birer birer öldürülürüz.  
  • Birey, sürüde yaşayan hayvan gibi değil, kendi yalnızlığında, doğaya, hayvanlara ve bitkilere yakın, onlarla ilişki halinde yaşamalı. 
  • Belki de en büyük suçumuz, kendi kendimizi değiştirmeden başkalarını değiştirme, başkalarına öğretme girişiminde bulunmamız.  
  • Hepimiz bekleriz bir şeyler bekleriz. Bir seviniyoruz bir üzülüyoruz. Bir şeyler bekliyoruz. Umutlanıyoruz, umudumuzu yitiriyoruz.      
  • Fakat iletişim kurmak her zaman çaba ister. Hiç çaba harcamadan, tutkulu bir arzu duymadan bir insanın bir başkasını anlayabilmesi imkansızdır.   
  • Her insan çocukluktan itibaren kendisiyle zaman geçirmeyi öğrenme gereksinimi duyar. Yalnız olması gerekmez ama kendisiyle kaldığında sıkılmamalıdır.    
  • Şiir benim açımdan bir dünya görüşü, gerçekle olan ilişkimin özel bir biçimidir. Bu açıdan bakıldığında, şiir, insanlara hayatı boyunca eşlik eden bir felsefedir.   
  • Ölüm diye bir şey yok. Sadece ölüm korkusu var. Bu dehşetli bir korkudur. Bazen insanlara yapmaması gereken şeyleri yaptırır. Ölümden korkmamayı başarsaydık her şey ne kadar farklı olurdu.  
  • Günümüz insanı hiçbir şey feda etmeye yanaşmıyor; oysa gerçek bireyselliğe varmanın tek yolu özveriden geçer. Ne yazık ki, bu gerçeği giderek unutuyoruz, dolayısıyla insan olma duygusu da yitip gidiyor.      
  • Hepimiz bir şey bekleriz. Mesela ben, hayatım boyunca bir şeyler bekleyip durdum, bütün hayatım boyunca sanki tren istasyonunda bekler gibiydim, bütün zaman boyunca sanki yaşadığım hayat gerçek değildi de bir tür bekleyişti.  
  • İnsan 16 yaşındayken dünyayı değiştireceğini düşünür.18 olduğunda düşünceleri sert bir kayaya çarpar. 20 yaşına geldiğinde hiçbir şey değiştiremeyeceğini anlar. 25 yaşına geldiğinde ise dünyanın onu değiştirdiğini fark eder. Ve insan 25 yaşında ölür, 75 yaşında gömülür.   
Andrey Tarkovski ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.