Bitirim İkili

1998 yapımı Amerikan filmi

Bitirim İkili, (Özgün adı: Rush Hour), 1998 yapımı aksiyon filmi. Filmde başrolü Jackie Chan ve Chris Tucker paylaşmaktadır.


  • Konuşmamakla konuşamamak aynı şey değildir. Konuşmak istersen konuşursun.

Diyaloglar değiştir

Soo Yung: Bizimle gelmeyeceğini neden söylemedin?
Lee: Uygun zamanı bekliyordum.
Soo Yung: Ne zaman? Biz gittikten sonra mı?
Lee: Soo Yung, seni çok özleyeceğim. Sen benim en iyi öğrencimsin. Annen seninle gurur duyardı. Söz ver, Amerika'ya gidince çalışmalarını hiç aksatmayacaksın.
Soo Yung: Amerika'da hiç arkadaşım yok. Orda çok sıkılacağım.
Lee: Merak etme, her şey çok güzel olacak. Orayı çok seveceksin.

Warren Russ: Endişelendiğinizi biliyoruz sayın büyükelçi ama kızınızı bulacağız.
Salon Han: Canlı olarak bulabilecek misiniz?
Warren Russ: Dünyadaki en iyi ajanlar bu göreve atandı.
Solon Han: Eski adamlarımdan birinin gelmesini istiyorum.
Warren Russ: Sizi temin ederim sayın büyükelçi, FBI bu olaya birinci derecede öncelik veriyor. Bize güvenebilirsiniz.
Solon Han: Ama ben Amerikalı değilim. Kızım da Amerikalı değil.
Warren Russ: Anlıyorum efendim ama...
Solon Han: Uçağa bindi bile. Ona da bana gösterdiğiniz saygıyı göstereceğinizi umuyorum.
Warren Russ: Elbette.

James Carter: Bagajdan 10 kişi birden çıktı. Tam adamları bir güzel haklayıp hepsini tutuklayacakken o iki aptal polis geldi ve her şeyi berbat ettiler. Bir de onların hayatını kurtardım. Belki gazetede yazıyordur. Durun durun bir saniye, hayatlarını kurtardığım sırada adamlar bombayla kaçmaya başladılar tabi.
Tania Johnson: Bensiz gittiğine inanamıyorum!
James Carter: Ah sonra anlatırım, tamam mı? En iyi kısmı biraz sonra, işten sonra, az sonra.
Tania Johnson: Bu gidişle kimse seninle çalışmayacak. Bölümde ortağını yanına almayan bir tek sen varsın.
James Carter: Johnson Johnson, bak bak bak, birincisi; benimle çıkmak istiyorsan diğer tüm kadınlar gibi adını listeye yazdırman gerekiyor. İkincisi; Ben yalnız çalışırım, ortak istemiyorum, ihtiyacım yok ve hiçbir zaman da olmayacak. Soğuk Kojak'in ortağı var mıydı ha?
Tania Johnson: Evet, ben.
James Carter: Ama birlikte işe çıkmadınız, değil mi? Columbo'un ortağı var mıydı?
Tania Johnson: Yüzbaşı seninle gitmemi söylemişti çünkü o görevde bir bomba uzmanına ihtiyacın vardı. Bir kez daha her şeyi mahvettin.
James Carter: Dinle Johnson; sokaklar çok tehlikeli, masa başı görevi senin için daha iyi.
Tania Johnson: Hesapta seninle aynı ekipteyiz.
James Carter: Ekip mi? Johnson, Los Angeles polisinden bütün dünya nefret ediyor. Annem benden utanıyor, komşulara uyuşturucu sattığımı söylüyor. Biz ekip falan değiliz, düş yakamdan. Bu meslekte yeni bir çığır açmak üzereyim.
Tania Johnson: Daha doğrusu açığa alınmak üzeresin. İyi günler dilerim.

Warren Russ: Bu sorun olabilir. O yabancı ajana bir şey olursa birden uluslararası bir sorun çıkabilir.
Dan Whitney: Ne yapabiliriz ki? Geliyormuş.
Warren Russ: Merkez büroyu ara. Bir çaylak bulsunlar. Adama bir iki gün eşlik etsin, barları dolaştırsın, deniz manzarası göstersin. Yolumuza çıkmasın.
Dan Whitney: Bunu bizden birine yaptırman şart mı?
Warren Russ: Bir önerin var mı?
Dan Whitney: Madem birinin küçük düşmesi gerekiyor, Los Angeles polisini arayalım.

James Carter: Yüzbaşım, gazetede yazanları biliyorum. Yalan, her zamanki gibi abartıyorlar. Gazetecileri bilirsin, tek dertleri sansasyon yaratmak.
William Diel: İki adam vuruldu, bir adam ölümden döndü.
James Carter: Ama kimse ölmedi.
William Diel: Koca bir caddeyi mahvettin!
James Carter: O cadde zaten berbattı.
William Diel: Birsürü delili yok ettin!
James Carter: Ama hâlâ birazı duruyor.
William Diel: Yaptığın çok tehlikeliydi! Politikalarımıza tamamiyle aykırı! Hepsi bu kadar da değil. Çok iyi bir iş yaptın.
James Carter: Ne!
William Diel: Elimde senin gibi 1-2 polis daha olsa herkes gölgesinden bile korkardı. Ne olmuş yani bir Los Angeles polisi haddini birazcık aşmışsa?
James Carter: Yüzbaşım ben... ben... ben de böyle düşünüyorum, aynen böyle. Herkese bunu söylüyorum.
William Diel: Böylece kamuoyuna gerekirse hâlâ sert oynayabileceğimizi göstermiş olduk.
James Carter: Çok haklısın, ben de hep böyle derim yüzbaşım.
William Diel: Hmm...
James Carter: Yani açığa alınmadım.
William Diel: Bunu da nereden çıkardın?
James Carter: Biri öyle bir şey demişti de.
William Diel: Az önce FBI'dan aradılar. Bu sabah bir Çinli diplomatın 10 yaşındaki kızı kaçırılmış. Olayla senin ilgilenmeni istiyorlar.
James Carter: FBI beni mi istiyor?
William Diel: Evet.
James Carter: Atma!
William Diel: Atmıyorum.
James Carter: Doğru söyle.
William Diel: Doğru söylüyorum.
James Carter: Sağol yüzbaşı.
William Diel: Kutlarım Carter.
James Carter: Teşekkür ederim.
William Diel: Gösterinin ortasına düştün.
James Carter: Seni hiç unutmayacağım. Yüksek mevkiiye çıkınca seni de yanıma aldıracağım ha.
William Diel: Hiç şüphem yok. (!)

James Carter: Yüzbaşı bakın, bence bu hiç komik değil. Ben çok ciddiyim. FBI'yı arayıp bir hata yaptığını söyleyemez misin yani?
William Diel: Yapamam Carter. Bay Lee ile çok iyi vakit geçireceğinden eminim. (!)
James Carter: Seni uyarıyorum, ya FBI'yı ararsın ya da bu herifi hemen aşağı atarım!
William Diel: Bu görevden ayrılırsan Carter, iki ay boyunca açığa alınırsın ona göre.
Bitirim İkili ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.