Şenol Güneş
Türk teknik direktör ve eski millî futbolcu
Şenol Güneş | |
---|---|
Eski kaleci, teknik direktör. | |
Doğum tarihi | 1 Haziran 1952 |
Doğum yeri | Trabzon |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Şenol Güneş (d. 1 Haziran 1952, Trabzon), Türk öğretmen, teknik direktör ve kaleci mevkisinde oynamış eski millî futbolcudur.
Sözleri
değiştir- Benim için hayatın her döneminde merdivenler vardır. Bunun sonunda bir zirve vardır. Her basamak önemlidir. Basamağın ilkine basmadan o zirveye çıkamazsınız. Eğer zirveyi hedefleyen bir insansanız her basamağa tek tek basmalısınız. Atlayarak gittiğiniz de olabilir ama basamağı sindirerek gitmek daha yararlıdır.
- Türk'üm, Trabzonluyum ve adamım. (Milli Takımı 2004 Avrupa Futbol Şampiyonasına sokamayınca adamlığına, memleketine yönelik eleştirelere cevaben)
- Ben mükemmel değilim ama mükemmelliği kovalayan biriyim.
- Bütün bu zenginlere bakın. Bütün başarılı, başarısız insanlara bakın. Hayatının hiçbir döneminde hep kalabalık olmamışlardır. Yalnızlıklarında hayatta kalmasını bilmişler. Hepsinin de sıkıntısı vardı. Başarılı olan her insanın hayatında sıkıntılar göreceksiniz. Hiçbiri durup dururken oraya gelmedi. Bütün zorlukları aştıkları için oraya geldiler. Zorlukları aşmadan oraya gelen ve tepede duran bir insan ben görmedim. Bir tane olursa bana örnek gösterin.
- Ben de onlar gibi ve daha iyisi olmak isterdim. Örneğin bir kaleci top kurtarmışsa, gol yemişse. Hiç gol yemeyen bir kaleci olma hayalim vardı. (Gençliğinde radyodan dinlediği futbolcular hakkında)
- Severek oynamadım ama oynarken gereğini yaptım. Yani başlangıcım severek, isteyerek, planlanmış bir şey değildi. Ama oynadığım zaman işimin gereğini çok iyi profesyonel olarak yaptım. (Kaleciliği sevmez miydiniz sorusuna cevaben)
- Bana kalbini verene ben ihanet etmem.
- Adalet zengin bir hazinedir, günü gelince herkese lazım olur.
- Adalet eğer yerini bulmazsa, ilahi adalet mutlaka yerini bulur.
- Suç yokken suçlu arayanlar, suç varken suçlu bulamıyorlar.
- Çok büyük hatalar yaparak golü yedik ama oyuncularımı tebrik ediyorum. Puan kaybedilebilir. Düzgün oynuyoruz, ne hakemleri ne rakipleri konuşuyoruz, verdiğimiz oyuncuya madde koydurmuyoruz. Umarım ülke futbolu bu mesajları alır. (22 Ocak 2011 tarihli Ankaragücü maçı sonrası)
- Takım olarak kazanın ya da tek başınıza kaybedin. (TFF Olağanüstü Genel Kurul Kongresi'nde şike olayları ile ilgili...)
- Kökleri burada ancak dalları dünyanın her yerinde olan bir kulübüz.
- Futbolu eskiden açlar oynar, zenginler izlerdi; şimdi zenginler oynuyor, açlar izliyor.
- Nereden geldiğini bilmezsen, bulunduğun yerden hep şikayetçi olursun.
- Aydınlar ışığı gözüme değil önüme tutsun.
- Hep Adaleti Kendinize Göre Kullanırsanız Hep Adaletsizlik Çıkar Ortaya.
- Ne Yanlışa Ortak Oluruz Ne De Doğruya Yanlış Deriz.
- Sermayemiz Para Değil, İtibarımızdır.
- Konuşmasını Biliyorsan Konuş Da İlham Alsınlar.
- Siz Kendinizi Değiştirirseniz, Herkesin Değiştiğini Ve Geliştiğini Göreceksiniz.
- Emek Veren Bir Takım Olarak, Paraya Karşı Yetenek Ve Emeğin Savaşını Verdik. Tarih Bunları da Yazar.
- Biz Kafamızı Kullanarak, Ayağımızla Gol Atıyoruz.
- Futbolun Olması İçin Adaletin Ve Barışın Olması Gerekiyor.
- Korku aklın katilidir.
- Adaletin bittiği yerde anarşi başlar.
- Olmaz mı? Bağımsızlık var, özgürlük var. Onun için çalıyorlar orada. Alet olarak boş olabilir ama düşünce olarak öyle. (Muhabirin vuvuzelayı göstererek, hocam hiçbir şey yok içerisinde demesi üzerine)
- Ben A Milli Takım kaptanı olarak gazeteyi ziyarete gittiğimde Hıncal Uluç magazin sayfasında, Haşmet Babaoğlu ise kültür-sanat sayfasında çalışıyorlardı.
- Eindhoven sokaklarını gezdim, pislikten geçilmiyordu ama tutup da kameraya çekmedim. (PSV maçı öncesi Trabzon'da rezil görüntüler çekilip tanıtım filmi diye kullanıldıktan sonra)
- Ülke futbolunu ve ülkeyi yönetenlerden şüphe duyuyorum.
- Bir panelde "Bu kadar Ankaralı varken bir Ankara takımını tutmaması ve Cumhuriyet'in başkentinden halâ bir şampiyon çıkmamış olması çok üzücü. Şahsen ben bir Trabzonlu olarak üzülüyorum, ya siz?"
- Oynadığınız kitleye dikkat edin. Trabzonspor'la oynamak, ateşle oynamaktır.
- Düğmenin ilkini yanlış bağladık, arkasından bağlamaya çalışıyoruz. Zaten ilki yanlış.[1]
- Önemli olan neye sahip olduğunuz değil kiminle paylaştığınızdır.