Başka Semtin Çocukları
- Hakikaten bak. Bu kız sana da yakışmaz,bize de yakışmaz.Aklını başına al.Bize yakışan şekilde davran.-Haydar abi. Bak abimsin, büyüğümsün.Ama ortada seni ilgilendiren bir mevzu yok. Babamı da! Ben kararımı vermişim usta. Size uyar mı yakışır mı orası sizin bileceğiniz iş!
- O gelir vurur, bu gelir yakar. Kim vurduya gider işte! Doğur, büyüt, adam et onlar vursun, onlar yaksın!Sırtımıza semer vurulmuş ya işte.Yürü eşek Hasan, yürü! Çalış eşek Hasan, çalış!Bu dünyada gün yok sana Hasan! Bu dünyada sana adalet yok Hasan!
- Milletinden almayan illetinden ölür.
- Bak orada iş bulmak o kadarzor bir şey değil aslında. Çok fazla Türk var orada. Ya bizim Mehmet abinin oğlu 4 yıl önce gitti. Benzincide pompacı olarak başladı herif! İstasyon açmış kendine.Biz de başlarız işte kenarından köşesinden. Bak bir tutturduk mu her şeyçok güzel olacak…
- Ya ne kaz kafalı adamsın sen Veysel. Oğlum. Baban istemez.Sülalen istemez.Onlar seni istemez.Sen ne cüretle bu kızı istersin,anlamıyorum ki ben.Değişmiyor oğlum bu memlekette bu işler.Yok aleviydi, yok sünniydi,Kürt’tü, Türk’tü, Çerkez’di, Arap’tı! Bir şey var sanki mına koyim!
- Ne kadar duman,o kadar randıman oğlum…
- Mına koyim, zaten bir gün bu çöplük de patlayacak. Hepimiz kendi pisliğimizde geberip gideceğiz. O zaman göreceğim;ak gt nerede, Kara gt nerede?
- Biz buraya ait değiliz abi.Bu hayat bizi kesmez.Bizim olayımız ayrı.Ortamımız da ayrı olmalı.
- Önce teorin olacak. Sonra yükleneceksin pratiğe.
- Ne yapacaksın Amerika’ya gidip?Zenci mi olacaksın? Ben sana söyleyeyim şimdiAmerika’ya gidince ne olacağını. New York’a gittin. Hava alanına indin. Ne yapacaksın? Taksi bulacaksın.Nah bulursun boş taksi. Oradan ineceksin hop metroya. İki düz bir ters gideceksin.Kafan kayacak. Yanlış yerde ineceksin.Oranın iti uğursuzu da çoktur. Biriktirdiğin üç beş kuruşu da Cankilere kaptıracaksın.Bir durakta ineceksin.Doğru polise koşacaksın.Böyle ona derdini anlatacaksın Tarzanca. O seni böyle Ray Banleri’ninarkasından izleyecek. Okey, okey, okey, okey diyecek.Seni skine bile sallamayacak.Pat! Harlemdesin.Böyle yolda yürüyeceksin.Adamın birine çarpacaksın.Adam elindeki basket topunu senin suratına çat diye bir koyacak. götünün üstüne oturacaksın. Sonunda kıçı kırık bir Çin Lokantası’nda bulaşıkçılık yapacaksın.Biz ne diyoruz? Gel adam gibi memleketinde bodyguard ol diyoruz.
- Doktorlarla uğraşıyoruz, hastabakıcılarla uğraşıyoruz. Cebelleşiyoruz. Ben başladım bağırmaya. Karıştı tabii ortalık, polisler falan. O kadar çaresiz bir haldeyiz ki anlatamam sana. Semih abim bile, o kadar çaresizdi. İşte o an dedim. Biz nerdeyiz ya? Bu insanlar kim?Onların gözünde hiçbir şey değiliz aslında var ya. Böyle bir köşede, öyle başka ülkenin insanları gibi! Böyle pislik gibi duruyoruz.Başka semtin çocuklarıyız aslında.Oradan çıkıp götürecek hastane arar ken öldü annem…O gün kararımı verdim işte. Ölmek için mutlaka daha iyi bir yer vardır dedim kendi kendime.
- Oğlum. Ne bu hal? – Biraz kapışmışlar işte,aşağı mahallenin çocuklarıyla.
- +Hanım hanımcık bir kızdı.Ne oldu ona? - O iş bitti Dayı. + Bitti mi? Ne ya, bu işler böyle çarçabuk mu bitiyor? Türkü gibi ha?
- Bitmişiz, bitmişiz.Gökte dolunay tabak gibi. Dolunaya bakıyorum.Seni görüyorum o an. G-3 var bende, canavar.3 kilo, 30 kilo olmuş. Sarılmışım, makineye sarılmışım.Sen sanıyorum.Sonra yanağımda bir sıcaklık fark ettim.Senin dudakların sanki.Sonra…Sonra binlerce kurşun binlerce çığlık. Silahım parlamış dolunayda. Silahım değil diyorum…Gül’ün yüzü parladı dedim hep.Gül’ün yüzü…
- Ah be deli çocuk! Hepiniz bu yaşlardaaynı rüyayı görüyorsunuz.