Baba (film, 1971)
Baba, İrfan Ünal'ın yapımcılığını, Yılmaz Güney'in yönetmenliğini ve senaryo yazarlığını üstlendiği filmdir. Filmin müziğini Metin Bükey yapmıştır. Daha sonra İbrahim Tatlıses tarafından bir uyarlaması daha yapılmıştır.
Replikler
değiştir— Saat kaç oldu?
— Daha çok beklersin sen. Onu yirmi geçiyor. Tahmin et bakalım bu seferki sarışın mı esmer mi?
— Ne bileyim birader? Müneccim başı mıyım ben?.
— Rahat bırakın adamı!
— Anlamadım?
— Artık bu adama dokunmayacaksınız!
— Bunu yaz bir kenara, hapishanede arkadaşlarınla iyi geçinmeye bak.
— Konuşsaydın be! Belki daha iyi olurdu.
- "Bütün ömür böyle geçti. Hep kapanan umut kapılarının ardında bir başka kapıyı bekleyerek."
- "Zaten en büyük özelliği yoksulun, her an değişen kadere uyum göstermek, belki de boyun eğmek denilebilir buna."
- "Belki de vakti yoktu Yüce Tanrı'nın yoksulların umut kapılarıyla uğraşmaya."
- "Haberi var mı patronların? Bir masada yüz binleri kumara yatıranların? Hiçbir emek karşılığı olmayan sömürü bedellerini bir gece sarışın, bir gece esmer, bir gece bilmem hangi renk kadınlarla harcayanların."
- "Bir ülkeye dikta rejimini baskı yapanlar değil, baskıya boyun eğenler getirir."
Diyaloglar
değiştirCemal: Size bir müjdem var.
Anne: Hayırdır inşallah...
Cemal: Almanya işi oldu.
Nil: Sahi mi! Onun için mi çağırtmış Refik Kemal Bey?
Cemal: Onun için. Bir tanıdık bulmuş sağ olsun halletmiş işimizi.
Anne: Allah razı olsun... Gördün mü iyi adamın halini!
Cemal: Ana, sen benim bavulu hazırla. Elbisemi koyma, onu giyerim.
Nil: Hemen mi? Hemen mi gidiyoruz?
Cemal: Hemen ya. Bir tren varmış onu kaçırmayalım. (Nil'e bakarak) Sen gel biraz...
Anne: Demek gidiyorsunuz ha...
Cemal: Gidiyorum ana...
Nil: (Almanya yalanına gönderme yaparak) Nasıl yaparsın bunu Cemal...
Cemal: On yıldır hep hayalle yaşadık be. Hiç olmazsa çocuklar kurtulur. Ağlama. Farz et ki Almanya'ya gittim. Bizim için hapislikle dışarının ne farkı var? Bunca yıl dışarıdaydık ne geçti elimize? Hiç...
Nil: Biz yalnız başımıza n'aparız?
Cemal: Sen evinin erkeği olacaksın. Namusum ve şerefim sana emanet. Bizi dosta düşmana rezil etme... Çocuklar beni Almanya'da bilsin.
Nil: (Ağlamaya başlar.)
Yaşlı Mahkum: Şimdi seni eski evine, bir zamanlar umutlarla yaşadığın küçük evine götürüyoruz. Ama orayı hatırladığın gibi bulamayacaksın. Her şey değişti ve değişmekte... Hayat türlü acılarla doludur. Onlara dayanmak ve de yenmek zorundayız... Arap anlat, Baba her şeyi bilmelidir.
Arap: Uğrunda uzun yıllar yattığın adam, yani Refik Kemal Bey'in oğlu, yani senin hayatını mahveden adam... Biliyor musun ki senin karını... Anlatmak bile zor be. Bunun için karın her şeyi bırakıp kaçmış. Öldü mü kaldı mı belli değil. Çok aradık onu.
Yaşlı Mahkum: Hala da aramaktayız.
Arap: Bulacağız ama, hiç endişen olmasın.