Beşir Ayvazoğlu
Türk edebiyatçı, şair, yazar ve gazeteci
Beşir Ayvazoğlu | |
---|---|
Doğum tarihi | 11 Şubat 1953 |
Doğum yeri | Sivas |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Beşir Ayvazoğlu (11 Şubat 1953, Zara, Sivas), edebiyatçı, şair, yazar, gazeteci.
Sözleri
değiştir- Kütüphaneler, insanların ve toplumların kendi ülkesinin kültürü, tarihi, hafızası ve dünya kültürüyle temasa geçtiği mekanlardır. Mekanın çok iyi olması, insanları içeri girdikleri zaman dışarı iten değil de kendisine çeken mekanlar olması gerekiyor. Aslında benim arzuladığım, kütüphane olarak projelendirilip inşa edilmiş kütüphanelerdir. Bildiğiniz gibi Türkiye'deki kütüphaneler genelde eski binaların dönüştürülmesi suretiyle vücuda getiriliyor. Bu Rami Kışlası da eski bir mekanın dönüştürülmesi şeklinde olacak bir kütüphane. Tabii Rami Kışlası çok büyük bir kışla. Askeri yenileşme dönemimizin aynı zamanda bir bakıma mimariye yansımış biçimi olan Rami Topçu Kışlası çok büyük bir alanı kuşatıyor. Çevresini de istimlak ederek yaklaşık 220 bin metrekarelik bir alanı, merkezinde kütüphane olmak üzere bir kültür vadisi yapma projesi bu.[1]
- Şu zor karantina günlerinde en şanslı olanlar, işlerini evlerinde de yürütebilenlerdir. Biz yazarlar da bu şanslılardan sayılırız; olağan günlerde sahip olmadığımız kadar zamana sahibiz; bol bol okuyor ve yazmaya çalışıyoruz.[2]
- Korona günlerinde yaptığım işlerden biri de kütüphanemdeki eski dergileri yeniden gözden geçirmek... Yeni dergileri muhafaza edemiyorum, ama 1930-1960 yılları arasında neşredilmiş dergilere özel merakım var; kütüphanem bu yönüyle bir hayli zengindir.[3]
- Sosyal medya bataklığından hep uzak durdum. Hiç kullanmadığım resmî bir Twitter hesabım var, o kadar. Bir ara eşin dostun tavsiyesiyle bir Facebook hesabı da edindim, fakat yürütemedim. Çünkü buna vaktim yok. Dijital platformları çok kullananlar asıl işlerine ne kadar vakit ayırabiliyorlar, bilmiyorum.[4]
- Fikret’in ona hitaben yazdığı bütün şiirlerde bugünkü ve yarınki nesillere rol biçilmiş ve yol gösterilmiştir. Halûk, yani Türk gençliği Avrupa’dan bol bol ışık kucaklayıp getirecek ve vatan böylece zindan karanlığından kurtulacaktı, fakat o Protestan rahibi oldu ve ülkesine bir daha dönmedi.[5]