Beni Kör Kuyularda

Hasan Ali Toptaş romanı

Beni Kör Kuyularda, Hasan Ali Toptaş romanı.

Alıntılar

değiştir
  • ...hayatları boyunca hayatına giren insanların çoğuna bir şekilde kötülük ettikleri için artık kendilerini bile sevemez hâle gelenler iyilik ve tevazu şarkıları eşliğinde, cumbuldata cumbuldata, başkalarının sevgisinde vicdanlarını çitiledi...
  • işte tüm bunlar, lüzumundan fazla televizyon seyretmenin neticesi! Tabii, iş yok güç yok, yayılıyorsunuz ekranın karşısına, sabahtan akşama kadar o abuk sabuk programları seyrediyorsunuz. Seyrettikçe de beyniniz uyuşuyor sizin, Allahıma, keçe gibi oluyor.
  • Köy şimdiki gibi değildi tabii, neredeyse kasaba büyüklüğündeydi o yıllarda. Daha rızk darlığı başlamamıştı, göç möç yoktu, orada doğan orada kalır, orada yaşar, orada yaşlanır, orada ölürdü. Beti bereketi yerindeydi çünkü.
  • Ben kötülük edenle kötülüğe maruz kalana aynı yüz ifadesiyle bakamam, her ikisine de gülümseyemem diyorum size. Bunu yaparsam o zaman da kendi yüzüme bakamam diyorum. Hepsi bu kadar, başka bir dediğim yok.
  • Ayrıca biliyorsun, insanların gözleri önünde her Allah'ın günü kadınlar ölüyor.
  • Dünyanın renkleri değişti onlar ilerledikçe, dünyanın sesleri, sessizlikleri değişti, şekilleri sonra, kapıları, kapılarından girip çıkanları değişti, gülenleri, ağlayanları, yürüyenleri değişti, ağaçları, çimenleri, yaprakları değişti, güzellikleri, çirkinlikleri değişti, hatta bütün bunlarla ve daha başka şeylerle birlikte mesafeleri, boşlukları ve bu mesafelerle bu boşluklarda gezinen kokuları da değişti.
  • Bir kez selâmete erdikten sonra, kendine hâlâ canlı demeye kim cesaret edebilir?
  • Kavga farklılıkları silip insanları birbirine benzettiği için kimin kim olduğu asla seçilemiyordu o sırada, taraflar ayrıldığında yeniden kendileri olabiliyorlardı ancak.
  • Zamana ve mekâna sığmayan dev bir inilti, gizlice tüy döküyordu sanki.
  • Yüzünde biriken uzaklığın derinliklerinden dünyaya başka âlemlerden bakıyormuş gibi bakıyordu artık.