Cemal Abdünnâsır

2. Mısır devlet başkanı (1956–1970)
Cemal Abdünnâsır
Doğum tarihi 15 Ocak 1918
Doğum yeri İskenderiye
Ölüm tarihi 28 Eylül 1970
Ölüm yeri Kahire
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Cemal Abdünnâsır, 1954'ten 1970'teki ölümüne kadar Mısır'ın ikinci cumhurbaşkanı olarak görev yapan Mısırlı bir subay ve politikacıydı. Nâsır, özellikle sosyal adalet ve Arap birliğine yönelik atılımları, modernleşme politikaları ve anti-emperyalist çabalarıyla Arap dünyasında ikonik bir figür olmaya devam ediyor.

Bir konferanstaki konuşması

değiştir
Konferanstan kısa bir kesit

Nâsır: Partiler kapatıldı ve Müslüman Kardeşler partisi ile çarpıştık. 4 yıl içerisinde, 1953 ve 1954 yıllarında Müslüman Kardeşler o dönemde devrim ihtimalini etkilemek ve devrim üzerinde vesayet kurmak istediler. İhtilaf yaşadık, bize savaş ilan ettiler. 26 Ekim 1954'te İskenderiye'de bana ateş açtılar. Çatışma başladı ve Müslüman Kardeşler partisinin terör üyeleri tutuklandı.

Slogan atılıyor: Gericiliğe hayır, İhvan'a hayır! Din ticaretine hayır! Gericiliğe hayır, İhvan'a hayır! Din ticaretine hayır!

Nâsır: 1954 yılında, tahliyeleri için İngilizlerle müzakere halindeydik. O dönemde Müslüman Kardeşler, İngiliz büyükelçiliği üyeleri ile gizli görüşmeler gerçekleştiriyordu. Onlara şöyle diyorlardı: "Biz iktidarı ele geçireceğiz, şunları ve şunları yapacağız. Bizimle müzakere edin." 1953 yılında, gerçekten ve samimi bir şekilde Müslüman Kardeşler ile iş birliği yapmak istiyorduk. Bunu; doğru ve uygun olan yolu takip etmeleri için istiyorduk. Müslüman Kardeşler'in lideriyle görüştüm. Oturdu, taleplerini iletti. Söylediği ilk şey "Mısır'a hicab [tesettür] getirilmeli" oldu. "Sokakta yürüyen her bir kadın tarha [başörtüsü] taksın."

Dinleyicilerden kahkahalar yükselir.

Nâsır: Yürüyen her bir kadın!

Dinleyicilerden biri diyor: Kendi taksın!

Nâsır ve dinleyiciler güler. Spontane alkışlar kopar.

Nâsır: Ve ona dedim ki, eğer bunu bir kanun haline getirirsem, insanların gündüz yürümesini yasaklayan ve sadece geceleri yürümeye izin veren Hâkim-Biemrillâh'ın günlerine döndüğümüzü söyleyecekler ...

Dinleyicilerden kahkahalar.

Nâsır: ... ve benim görüşüme göre her insan kendi evinde kurallara kendisi karar verir. O da "Hayır, lider olarak [tesettürü zorunlu kılmaktan] sen sorumlusun" diye yanıtladı. Ona dedim ki, "Senin tıp fakültesinde okuyan bir kızın var ve başörtüsü takmıyor. Taktırmamışsın, neden?"

Dinleyicilerden alkışlar ve tezahüratlar.

Nâsır: Sen bir kadına, ki o kadın senin kızın, başörtüsü taktıramamışken, benden on milyon kadına başörtüsü taktırmamı mı istiyorsun?

Nâsır ve dinleyiciler kahkahalarla güler. Alkışlar.

Kadınlar slogan atıyor: Arap kadını devrimin kızıdır!

Nâsır: "Kadınlar çalışmasın." Bana sorarsanız; kadın çalıştığı zaman, onu korumuş oluyoruz. Çalışanlar, neden çalışır? İhtiyaçtan, yoksulluktan. Biliyoruz. Çocuğunun veya annesinin bakıma ihtiyacı vardır, parası yoktur. Hepimiz o hikâyeleri biliyoruz, çalışmak zorunda. Dolayısıyla çalışmasına izin vermek, kadını korumaktır. Ama kadının çalışmasını engellemek, kadının aleyhinedir. Kadını; kadının çalışması ve erkekle omuz omuza vermesiyle özgürleştiriyoruz. [Müslüman Kardeşler'in] Başka talepleri de vardı: "Sinemaları ve tiyatroları kapatın." Tamamen karanlık yapalım yani ...

Nâsır ve dinleyiciler kahkahalarla güler.

Nâsır: Bunları yapmamız mümkün değildi tabii. Bunlardan sonra, 1954'te, din adı altında aldatmaya ve suikast girişimine başladılar ve devrim mahkemesinde yargılandılar.

Kaynakça

değiştir